bugün

(bkz: #6435182)

allah da seni güldürsün.
çekim ve senaryo açısından, zamanının çok ötesinde bir film.
(bkz: dünyanın en güzel filmi)
başarılı bir film mutlaka izlenmeli. filmin etkisinde kalıp bir tarafında yes bir tarafında no yazan bir para yapmak mümkün.
-spoiler içerir-

herkes gibi benim de hem fikir olduğum filmin görüntü kalitesi. bence çok iyi kareler yakalanmış ve iyi bağlanmış. filmin senaryosu ve jared leto ve diana kruger in oyunculukları da çok iyi bence.ayrıca filmin sonunda nemo nobody nin ölürken, "bugün en mutlu günüm" sözü filmi ister istemez varoluşçu bir yapıya sürüklüyor. bir de filmdeki mars çekimlerinde ve ne zaman biri mars dese jared leto nun müzik grubu 30 seconds to mars geldi hep aklıma. bilinçli mi konuldu acaba sorusu da aklımı kurcalamadı değil.

-spoiler içerir-
Ne de sinirli bir filmdir. Neredeyse zamanı yerinden koparacak, elinize bir demet maydonoz arasında ikram edecek gibidir. Siz hayatın bir düz bir çizgi olduğunu düşünürken, o size bir veri bulutunu temsil eden - ihtimallerle akraba - yüksek regresyonda bir eğri fısıldar. Entropi ile yakanızı tutar, öğretilmiş çaresizlik ile indirir anlık "hatır"'larınızı.
hayata dair önemli konuları, hayatta yaptığımız seçenekleri, bunların yanında halihazırda gelişen olayları çok güzel bir biçimde harmanlayan, duygusal yönünün yanı sıra bilimsel yönü de olan, muhteşem film...
soundtrack: http://fizy.com/#s/1ldd8f
hayatım da izlediğim en iyi film. unutamıyorum bu filmi.
çok iyi.
Jared Leto'nun başrolde olduğu, 2092 yılında dünyada kalmış son ölümlünün hikayesini anlatan garip bir film. maliyeti epeyce yüksekmiş, ama zaman kaybı olmasından ve sikimsonik kurgusundan ötürü tutmayan filmdir.
jared leto'nun bir kez daha kırıp geçirmiş, kendisine hayran bırakmış, inanmayanlara tanrının varlığını ispatlamış olduğu aşmış filmdir. efektleriyle requiem for a dream'i andıran, içeriğiyle butterfly effect'e gönderme yapan, kuantum fiziği temasıyla da the big bang theory izliyormuş tadını veren filmdir de aynı zamanda. Olasılıklar üzerine yapılmış mükemmel bir kurguya sahiptir. bilimkurgu-romantik-dram gibi birçok unsura rastlamak mümkündür. 3 farklı kız ve ebeveynleri arasında yapması gereken seçimlerin ardındaki farklı hayatlar kelebek etkisine bağlanarak gösterilmiştir. hiç de sıkıntı vermemiş, izledikçe izleyesi gelmek noktasına getirmiştir fikrimce. olaylar 117 yaşındaki son ölümlü mr. nobody kişisinin ağzından geçmiş zaman edasıyla anlatılmaktadır. nemo'nun her yaşta harika biri olması dikkatleri çeker.
film apaçık derki: zamanın getirdiğini yaşarsın. ya da yaşayamazsın.
pek açık olmadı ama..
filmde verilen mesaj muazzamdı, gidiş yolumuzu nasıl seçtiğimiz ve sonuçlarıyla yaşamımızın nasıl itkisi altında kalacağını sahneliyordu.
kabul ediyorum; müzikler harkuladeydi.
kuantum teorisine kadar gidiyordu film. ben bi tezatlık buldum. kuantum kesinlik kapısını aralarken, film içerisinde var mıyız yok muyuz mesajı yahut bi dağınıklık mantığı mevcuttu. ya da saçmalıyorum, 9 yaşındaki bi çocuğun gözünden yok muyuz - var mıyız aralığındaki ince mantığı çözmeliyim.
filmden geriye kalan net ve özet nedir sorusuna; rimembı rimembıı bence en dürüstcesi olacak. *
film sonrası araştırmaya başladığım zugzwang olayının da derinliklerine ineceğim. pek bilimselimdir, hee tabii ya.
gelse biri konu denir bi açıkla dese; kem küm ettikten sonra konuya girebilirim anca. yekten savunamayacağım bir konuydu. konu vardı tabii de ben direkt algılama sorunu yaşadım.
2 küsür saatlik film olması, sabrı zorlayan diğer etken. ama kesinlikle değişik yaratıcı bi film.
--spoiler--
mr. nobody mozart' ın ölüm marşını ıslıkla çalarken sadece filmdeki polis memurunu değil, ekran başındakileri de ürperten film.
bir de val kilmer bir hayli kilo almış bu film için.
--spoiler--
yahu ben şu filmin şu müziğine hayran kaldım. çalıyorum bilgisayarda saatlerce hem güzel düşündürüyor insanı hem uysallaştırıyor zaten duygusal da müzik. filmdeki aşk sahnelerinde, kavuşma sahnelerinde vs kullanılıyordu genelde ve insanı alıp götürüyordu.

http://www.youtube.com/watch?v=RQokvDMdR9U
görsel
entropi yasasını öğrenmemi sağlayan film . filmin bir yerinde ; bir gün yer çekiminin, düzensizliğin gücüne eşit olacağını ve o anın ardından belki de zamanın tersine işleyeceği tahmininde bulunuluyor. bu kısım çok ilgi çekici zira güneşin de batıdan doğacağı bir animasyonla gösterilmiş. güneş nasıl batıdan doğabilir sorusuna ilk defa mantıklı sayılabilecek bir cevap bulduruyor insana .

konu olarak karmaşık olmasına rağmen sürükleyiciliği daha iyi olabilirdi ama ortalamanın çok üzerinde bir film .
izledikten sonra bana ' acaba şunu yapmasaydım hayatım nasıl olurdu , bunu söylemeseydim hala onunla olurmuydum ? ' sorularını sordurtmuş olan , jaco van dormael 'ın yönetmenliğini yaptığı süper film.
gece gece iyi misin lan sen? diye sorasım geldi.
(#13143140) vb. entrylerle orospu çocuklarını ciddiye almamasını tavsiye ettiğim yazar.
ekşi'ye dönse süper olacak yazarı.
hoş çakal dostum ve hoşça kal. *
dün gece otobüste seyrettim .filmi çok ama çok kopuk yapmışlar. anlatılmak istenen şeyi karıştırayım derken içine etmişler.
(bkz: beşinci nesil silik)
sevişme ahlakı olarak okullarda ders niteliğinde okutulması gereken filmdir.
bir de o filmde başrol oyuncusunun anaa* diye bir bağırışı var tam giflik tam böbilerlik.
editi de şöyle olmalı diyecektim ama bence o sahne fenomen olmalı edit üstüne edit yani.