bugün

platon'un geçit (geçiş) dönemi diyaloglarından biridir. filozofun öteki sokratik diyaloglarından en önemli farkı ise; herhangi bir giriş yapılmadan, mevzuya bodoslama dalınmasıdır.

platon ilk kez bu kitabında, sokrates'in ağzından pozitif bir öğreti öne sürer. bu da, a priori olmak anlamında bilginin, ruhta örtük olarak bulunan kavram, düşünce, ilke ve hatta bilgilerin hatırlanmasından başka hiçbir şey olmadığını öne süren, meşhur "anımsama kuramı"dır.

diyalogun başında menon, sokrates'e erdemin öğretilebilir olup olmadığını sorar. işte felsefenin ne olduğu, nasıl işlediği, hangi sorunları ele aldığı ve bunları ne tür yollarla çözmeye çalıştığının cevabı da bu soruyla gelir. sokrates her şeyden önce erdemin tanımını ister menon'da. bilindiği gibi felsefenin soruları "nelik"tir. nelik sorusu da bizi öze götürür. öz de, o şeyi o yapan asli, temel niteliklerdir. bir şeyin ne olduğunu söylediğimizde, onun ne olmadığını da söylemiş oluruz. (bkz: kavramsal ayrım)

kısacası platon, menon ile erdemin ne olduğu ya da ne olmadığından ziyade, bir sorunu ya da konuyu felsefi bir düşünce sistemiyle nasıl ele almamız gerektiğini gösterir bize.
ilk entry'den mütevellit. galiba "öz"ile ifade edilen şeyin platon'un ifadesi ile "eidos" demeye çalışıldığını kabul ediyorum. zira salt türkçe felsefe yapmanın ve platon'un bir başkasının ağzından okunmasının sıkıntıları da büyüktür. şimdi efendim menon ilginç bir diyalogdur. şimdi eidos[biçim(tr), form(ing), formes(fr)] dediğimizde "to on he on" yani varolanı varolan olarak yapan şeyi kasteder. yani ben erdem eidos'una bakarak bir şeyin erdemli olup olmadığına karar verebilirim.

eidos dedim ama bunu epistemolojik mi yoksa ontolojik mi ifade ettiğimi söylemedim. Phaidon'da psykhe(ruh) ve soma(beden) ayrımı ile varolma tarzları açısından psykhe'nin alanındadır. epistemolojik olarak da devlet'de yapılan bölünmüş çizgi analojisi ile episteme[sağlam bilgi]'ye ulaşmada çok önemli bir aşamadır. ama buradaki kaygısı epistemolojiktir. çünkü erdemin bir bilgi olup olmadığı temelinden hareket ederek öğretilip öğretilmediğini belirlemeye çalışacaktır.

aslında ana konu erdem olmakla birlikte "erdem öğretilebilir mi?" ve bunun devamında da "erdem bir bilgi mi dir" sorularından mütevellit belirli açıklamalara girişir. sonuç olarak themitokles, perikles ve thucydides ve çocuklarından hareket ile erdemin bilgi olmadığını ve bu nedenle de öğretilemeyeceğini temellendirir. Platon tam olarak ifade etmese de sokrates'in ağzından erdemin belirli insanlarda dynamis(olanak halinde) olduğunu ve yapıp etmeleri ile bu insanların erdeme ulaşabileceklerini belirtir. bunun daha geniş ayrımını aristoteles nikhamakhos'a etik'te, karakter erdemleri ve düşünce erdemleri ayrımı ifade edecektir. ona göre karakter erdemleri yapıp etmeler ile düşünce erdemleri ise eğitim ile kazanılacaktır.
okunmasını tavsiye ettiğim güzel kitap.
(bkz: krishna menon)
Platon'un erdem üzerine yazdığı karşılıklı konuşmalar içeren kitaptır. Erdemin ne olamayacağı üzerine pek çok şey söyler lakin erdemin tanımını yapmadan kitabı bitirir. Sadece felsefi düşünceler fırtınası vardır.