bugün

Şimdi buraya 8 saat idealar kuramını geliştiren filozoftur diyip anlatmaya başlasam
(ki istesem yaparım, (bkz: gaz) ) kimsenin mikinde olmayacağı için Sokrates'le usta-çırak ve aynı zamanda aktif-pasif ilişkisi olan filozoftur kendisi diyip müthiş bir bilgi veriyorum herkese. gayliğe ilk çağda örnek teşkil ederler.
3 ay sonra gelen not:
üye olduğum ilk gün yazdığım entrylerdendir.
heyecanlıymışım, mazur görelim.
butun eserleri sohbet havasında geçen, karşısındaki insana sorular sorarak doğruyu bulmasını sağlayan, bir olguyu, olgunun dahilindeki olayları ve bireyleri, başka bir olguya benzeterek, sonuçları ve sebepleri bir sayarak doğruya ulaşma metodunu kullanan düşünce adamıdır.
sokratesin öğrencisi.
ilk felsefe öğretilerinin verildiği akademiyi kurmuştur.devlet en önemli eseridir. islam felsefesini etkileyen en önemli düşünürlerdendir.
islam dünyasında Eflatun adıyla tanınan Yunan Filozofudur.Bir de platoon vardır onun koumuzla ilgisi olmasa bile Türkçeye müfreze adıyla vietnam savaş filmidir.
platonik aşkın platonla ortaya çıktığı düşünülüyor. platon, öğrencilerine ders verirken bir erkek öğrencisine aşık olmuş ve bunu yıllarca içinde saklamış.bundan dolayı bir ara gündemde platonik aşkın gay aşkı olduğunu söyleyen bir takım kişiler çıkmıştı.
"iki kişinin bildiği sır değildir" sözünün sahibi.
sanatın işlevi konusunda sıçmış insandır. aslında sanatçının doğruyu söylemediğini söyler ve devlet isimli eserinde de gençlerin ahlaki yapısını bozduğu için özellikle homeros'un eserleri yasaklanır. gerçeği yansıtmadığı yönüdeki fikri idealar'dan gelir. platon felsefesine göre, dünya gerçek olan idea'nın yansımasıdır. sanatçı da sadece yansıtılmış olanı yansıtır[yani ağacı ya da çiçeği yapar. çiçek bir yansıma olduğuna göre resim de onun yansımasıdır]. bu yüzden gerçeği söyleyemez.

bunun yanında aristo ile aralarında belirli farklılıklar vardır. aristo'da ise iki şekilde ele alınır bu konu. sanatın yine doğanın bir yansıtımı olduğunu söyler ama iki şekildedir bu:

1-genel olanı
2-idealleştrilmiş olanı

yansıtır.

genel olanı anlatmak gerekirse; bir çok şeyde genel olandır toplumda insnada tabiatta aslında yelpaze geniştir. bunda amaç nedir? ortak olanı yansıtmak; yani insan özüne ait olan ortak değerleri aşktır, sevgidir, düşüncedir.. saymakla bitmez böylece bunları yansıtan sanat eserinin de asırlar sonra okunacağını belirtir.

ideal olanı yansıtması gerçekliğinde ise; sanat bir olması gerekeni yansıtmaktadır. yani; bir devlet düşünün iddeal olanda daha da iyidir, ya da insan zihinsel anlamda ya da bir eserde hep iyiler kazanır[ama kötü insanaların da varoldukları bilinmektedir]. bu durumda sanatın işlevi ahlaki bir yön kazanır...

bunların yanında tarih felsefesi konularında genel anlamda döngüsel bir tarih anlayışı tarih tekerürden ibarettir mantığında ki saint augustinus bu kısır döngüyü doğrusallığa çevirecektir]
asıl adı aristokles dir. kendisine, alnı ve omuzları geniş olduğundan platon takma adı verilmiştir.
ideal devletinde ticareti yabancıların yapmasını ister.neden olarak da ticaretin boktan bir meslek olduğu,insanın hıyarağası olduğu para hırsıyla kaplanacağını bu nedenle de kötüleşeceğini gösterir.yabancıların devletteki oturma iznini de 20 seneyle sınırlar.
platonik aşk kavramının doğmasına sebep olmuş eşcinsel düşünür. filozof.
"devlet"inden kovduğu meslek gruplarının Sokrates'in ölümüne sebep olanların meslek grupları olmasını, sokratik diyaloglarında kimsenin Sokrates'in saçmalamalarına "Yaw bi sttir git Sokrates Allahını seversen!" demeyip "Ne kadar da doğru söylüyorsun Sokrates, sana bir kere verebilirim." demesini hesaba katınca felsefesi ve kişiliği daha rahat anlaşılan biri.

idealar teorisi hala mitolojiden bağımsız ele alınıp "öte dünya" diye görülen de biri.
kendisi milas lı olup, akademedia bir değer adıyla akademos olan bir okul kurmuştur.
Beden bir ruh için mezar da olabilir, ruhun kendini açtığı bir işaret de
olabilir...
varlık felsefesiyle skolastik düşünceye, siyaset felsefesiyle faşizme esin kaynağı olmuş büyük filozoftur. fikirlerinin doğurdukları dünya için bu kadar acılı olsa da kendisi büyük bir filozof olmayı haketmektedir. öte yandan siyaset felsefesini okurken (ki bu işin piri de mehmet ali ağaoğulları'dır) ürkütür sizi. doğacak çocukların dahi devletin yüksek kademelilerince kontrol ediliyor olacağı düşüncesi ve ardından gelen bir aryan ırkı muhabbeti. işte platon hem bu kadar yanlış anlaşılmış hem de dünyaya en çok acı veren fikirlerin babalığını yapmıştır. platon özetle devletin seçkinlerce yönetilmesini öngörür. ancak bu seçkinler soy esaslı aristokratlardan ziyade bilgisine güvenen filozoflar olmaktadır. 'devlet bizim için en iyisini yapar' kalıbındaki paternal(yani yanlış bir çeviri olsa da 'babacı') düşünceler de platon kaynaklıdır.
sokrates' in ölümünden yıllar sonra ''devlet'' i kendi dilediği gibi düzene sokan filozoftur. kısacası devlet'in babası sokrates, annesi platon'dur.. descartes'in ''düşünüyorum, öyleyse varım'' sözü, platon'un ''devlet'' te düşünülen, kavranan dünyayı, görülen dünyadan daha gerçek sayarken söylediklerinin bir özeti gibidir.
platon'a göre insan vücudu 3'e ayriliyordu:
baş,göğüs,karın. baş: akıl göğüs: istem karın: haz yada arzu.

akıl bilgeliğe ulasmaya calışır
istek cesaret gösterir
arzu da insanin ölcülü olmasi icin denetlenir.
platon insan vücudu gibi yaratilmis bir devlet düşünürdü.
(bkz: SOFÎ NiN DÜNYASI)
milattan önce 4. yüzyılda yaşamış atinalı düşünür.
sokratesin öğrencisi, aristotelesin öğretmenidir.kültürümüzdeki ismi eflatundur.
platon bilgiyi doxave sofia olarak ikiye ayırdıktan sonra; bu bilgilerin ardına düşen farklı iki anlayışta insan tanımı yapar. bu dünyanın aldatıcı bilgileri peşinde koşan filodox ve gerçek bilgiyi arayan filozof.
"Sorgulanmayan bir hayat, yaşanmaya değmez." ve "aşk acı veren zihinsel bir hastalıktır." aforizmalarının sahibi antik-yunan düşünürüdür.
milattan önce 427-347 yılları arasında yaşamış eflatun isimli bir adam, inançla bilgiyi birbirinden ayırmış. geleneksel olarak bilgi, "mazur görülebilir, haklı çıkarılabilir gerçek inanç" olarak tanımlanıyordu. burada epistemolojik bir sorun çıkıyor karşımıza. bilginin doğası, kaynağı, çeşitleri, nesneleri ve sınırları üstünde düşünme mecburiyeti.
"savaşın sonunu sadece ölüler görür" demiş filozof.
en güzel kitabı şölendir, en iyi kitabı da devlet.
yaşadığımız dünyayı mağaraya, bizi de mağarada zincirlenmiş şekilde yaşayan kölelere benzeten filozof. ona göre zincirli olduğumuz için sadece önümüzdeki gölgeleri görebiliyoruz arkamızdaki gerçek dünyayı, gerçek güneş ışığını göremiyoruz. ne zaman ki zincirlerimizi koparırız, işte o zaman gerçek dünyayı * görebiliriz. ki kendisi gördüğünü söylemiştir tabi ki. sadece filozofların bunu görebileceğini ayrıca filozof olabilmek için matematik ve geometri bilmenin şart olduğunu da söylemiştir. akademisinin kapısında da bu yazmaktadır.
kritias, yasalar ve devlet adamı'nda siyasi görüşlerine son şeklini verir.
bu dönemde * kendini eleştirir ve tüm kariyerini değerlendirir.
devlet eserinin yazarıdır. islam dünyasında eflatun olarak da bilinir.