bugün
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı11
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek34
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum18
- budweiser10
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak8
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- sözlük kızlarının saç rengi14
- bir kadın nasıl tavlanır19
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız15
- hemşire kızlar nasıl oluyor27
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz23
- en yaşlı özelliğiniz22
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- insanlar melek mi şeytan mı9
- iğrenç bir his tarif et25
- icardi190522
- düşün ki o bunu okuyor8
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün10
- fake hesabım için nick önerileri9
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- ahirette sorulacak ilk soru8
serdar turgut un da yazilarinda sik sik dile getirdigi bir ifade olmakla birlikte kapsam olarak, basta altan biraderler olmak uzere, cengiz çandar, nazli ilicak ve turevlerini kapsamaktadir.
liberallik sinirlari, abd ve akp nin izin verdigi kadar, az liberallik, az ozgurluk (az kuru az pilav gibi) cercevesinde sekilleniyor.
her kanalda ayni seyleri soyleyerek, toplumun ortak bilincini yikama faaliyetini yuruten aktorler olarak dikkat cekiyorlar.
biraz soyle dikkatle izlendiginde, mide bulantisi yaratiyorlar. cok samimi bir mide bulantisi bu. ama onlar elde ettikleri akreditasyonlar, bedava ucak biletleri, ucretsiz seyahat ve konaklamalar, devlet protokolu resepsiyonlarina katilma hakki, abd buyukelciligi resepsiyonlarina katilma hakki icin, namuslarini satmis vaziyetteler.
igrenc kocaman suratlariyla, neredeyse tum ekranlarda, yuzumuze sahte, samimiyetsiz gulucukler sacarak, "borsa yukseliyor ekonomi iyiye gidiyor" diyorlar, bugun borsa o tarihtekinin 4 te biri seviyesine dusmus (simdi de ekonomi nin kotu olmasi gerekir degil mi o mantiga gore), ama "borsanin seviyesi birsey gostermez, ihracat rakamlarini cumhuriyetin ilk yillariyla kiyasladigimizda geldigimiz seviyeyi gorebiliriz" seklinde piskinlik yapiyorlar.
ya biz o kadar hiyar miyiz? yoksa bunlar kendini cok mu akilli saniyor?
gemide filminde erkan can ne de guzel soylemisti igrencsiniz ibneler. yok konuyla bir alakasi yok oyle serbest cagristim kendi kendime.
liberallik sinirlari, abd ve akp nin izin verdigi kadar, az liberallik, az ozgurluk (az kuru az pilav gibi) cercevesinde sekilleniyor.
her kanalda ayni seyleri soyleyerek, toplumun ortak bilincini yikama faaliyetini yuruten aktorler olarak dikkat cekiyorlar.
biraz soyle dikkatle izlendiginde, mide bulantisi yaratiyorlar. cok samimi bir mide bulantisi bu. ama onlar elde ettikleri akreditasyonlar, bedava ucak biletleri, ucretsiz seyahat ve konaklamalar, devlet protokolu resepsiyonlarina katilma hakki, abd buyukelciligi resepsiyonlarina katilma hakki icin, namuslarini satmis vaziyetteler.
igrenc kocaman suratlariyla, neredeyse tum ekranlarda, yuzumuze sahte, samimiyetsiz gulucukler sacarak, "borsa yukseliyor ekonomi iyiye gidiyor" diyorlar, bugun borsa o tarihtekinin 4 te biri seviyesine dusmus (simdi de ekonomi nin kotu olmasi gerekir degil mi o mantiga gore), ama "borsanin seviyesi birsey gostermez, ihracat rakamlarini cumhuriyetin ilk yillariyla kiyasladigimizda geldigimiz seviyeyi gorebiliriz" seklinde piskinlik yapiyorlar.
ya biz o kadar hiyar miyiz? yoksa bunlar kendini cok mu akilli saniyor?
gemide filminde erkan can ne de guzel soylemisti igrencsiniz ibneler. yok konuyla bir alakasi yok oyle serbest cagristim kendi kendime.
gerçek gündem yazarı barış yarkadaş'ın 17 temmuz 2008'de yazdığı müthiş yazı. kendisi sloven yazar slavoj zizek (slavoj jijek okunur)'in "liberaller aslında faşisttir" sözüne göndermede bulunmuştur. bu söz kanımca doğrudur. çünkü liberaller, özgür birey olmayı ve bireyin bir başka varlığa ölçülebilir ve ispat edilebilir zarar vermediği müddetçe tercihlerinde hür olmasını herkese silah zoruyla dayatırlar. buna göre liberallerin öngördüğü toplum düzeninde herkes liberal olmak zorundadır. bu da faşizmin dik alasıdır. bu da barış yarkadaş'ın yazısı:
Ergenekon Operasyonları'nın memlekete hiç mi faydası olmadı derseniz, cevap belli. Oldu, hem de fazlasıyla.
Nasıl mı?
Anlatalım:
Türkiye, yarım yamalak edindiği bilgilerle, kitabi konuşan ve okuduğu çeviriler üzerinden kendine "sosyal bilimci"; "analist"; "liberal"; "devrimci - demokrat"; "muhalif" etiketi takan kimi "yarı aydınlar"ın aslında su katılmamış birer "faşist" olduğunu gördü. Öyle ki; bu özünde faşistler, AKP iktidarından aldıkları güce yaslanarak, muhalif tüm sesleri boğmaya girişti.
"Eskiden" bu tür "niyetler" açık edilmez, "demokrasi" maskesinin arkasına sığınılarak muhaliflerin etkisizleştirilmesi için "kara propaganda" yöntemlerine başvurulurdu. Ancak belli ki; kapalı kapılar ardında Başbakana "gaz veren"ler, artık kendilerini kaybetti. Bu yarı aydınlar iktidara yaranmak ve iktidarın çanağından yalanabilmek için, her türlü hokkabazlığı yapmaya soyundu.
Son örnek, meşhur Ergenekon Operasyonu sonrası ele geçirildiği söylenen belgeler üzerinden üretilen bir haber. "Liberal" olduğunu iddia eden faşistlerin gazetelerinde, Ankara'nın meşhur Kent Oteli'nde yapılan bir toplantıdan söz ediliyor. Yaklaşık 70 kişinin katıldığı toplantıda, AKP hükümetine yönelik eleştirilerin gündeme geldiği ve "alternatif arayışlar" içine girildiğinden bahsediliyor.
"Zehir Hafiye" muhabirler ve yazı işleri çalışanları, "Kent Otel'de ne konuştunuz, açıklayın" diye başlıklar atıyor. Toplantıya katılanların isimlerini okurlarıyla paylaşanlar, toplantıya "suç işleniyormuş" havası veriyor.
Halbuki; Kent Otel'de yapılan "arayış" toplantıları, Ankara'nın tanınmış birçok isminin katıldığı, fikir beyan ettiği ve kaba anlamda "Ne olacak memleketin hali?" diye ifade edilebilecek bir içeriğe sahip.
Ancak "liberal faşistler" mevzu "AKP karşıtlığı" olunca, "üç kişinin bir araya gelmesi"ni bile suç olarak gösteriyor. Böylece, AKP'ye karşı oluşabilecek her türlü muhalif hareket ve düşüncenin engellenmesi amaçlanıyor. Bunun adı da "demokrasi" oluyor. Yesinler böyle demokrasiyi!
işte bu "liberal" görünümlü "faşistler" AKP iktidarıyla birlikte kazandıkları milyon dolarları bir daha kaybetmemek adına, kraldan daha kralcı davranıyor. Her türlü yemek, toplantı, fikir alışverişinin yapıldığı panel ve sempozyumlar gayri meşru; ilan ediliyor. AKP'yi eleştirmeyi suç işlemekle özdeş kılmaya çalışan çanak yalayıcıları, kişisel sicillerine büyük ve kara bir leke düşürüyor.
Zizek'in "Liberaller aslında faşisttir" sözü, tam da bunlar için söylenmişe benziyor.
Toplantı yapmak, fikir beyan etmek, hükümete karşı alternatif arayışa girmek, iktidar olmayı istemek, yeni parti kurmayı düşünmek, ekonomi kötüye gidiyor demek, liberal faşistlerin uykularını kaçırıyor.
Çünkü onlar, iktidarın çanağından çatlayıncaya, patlayıncaya kadar yalanmak istiyor.
Çünkü onlar, "yeni iktidara uyum sağlamak zaman alabilir" diye düşünüyor. Bu yüzden de yeni çanakları yalamanın zahmetine katlanmak yerine var olanla devam etmeyi tercih ediyor.
Bu da yazının linki: http://www.gercekgundem.com/?c=56335
Ergenekon Operasyonları'nın memlekete hiç mi faydası olmadı derseniz, cevap belli. Oldu, hem de fazlasıyla.
Nasıl mı?
Anlatalım:
Türkiye, yarım yamalak edindiği bilgilerle, kitabi konuşan ve okuduğu çeviriler üzerinden kendine "sosyal bilimci"; "analist"; "liberal"; "devrimci - demokrat"; "muhalif" etiketi takan kimi "yarı aydınlar"ın aslında su katılmamış birer "faşist" olduğunu gördü. Öyle ki; bu özünde faşistler, AKP iktidarından aldıkları güce yaslanarak, muhalif tüm sesleri boğmaya girişti.
"Eskiden" bu tür "niyetler" açık edilmez, "demokrasi" maskesinin arkasına sığınılarak muhaliflerin etkisizleştirilmesi için "kara propaganda" yöntemlerine başvurulurdu. Ancak belli ki; kapalı kapılar ardında Başbakana "gaz veren"ler, artık kendilerini kaybetti. Bu yarı aydınlar iktidara yaranmak ve iktidarın çanağından yalanabilmek için, her türlü hokkabazlığı yapmaya soyundu.
Son örnek, meşhur Ergenekon Operasyonu sonrası ele geçirildiği söylenen belgeler üzerinden üretilen bir haber. "Liberal" olduğunu iddia eden faşistlerin gazetelerinde, Ankara'nın meşhur Kent Oteli'nde yapılan bir toplantıdan söz ediliyor. Yaklaşık 70 kişinin katıldığı toplantıda, AKP hükümetine yönelik eleştirilerin gündeme geldiği ve "alternatif arayışlar" içine girildiğinden bahsediliyor.
"Zehir Hafiye" muhabirler ve yazı işleri çalışanları, "Kent Otel'de ne konuştunuz, açıklayın" diye başlıklar atıyor. Toplantıya katılanların isimlerini okurlarıyla paylaşanlar, toplantıya "suç işleniyormuş" havası veriyor.
Halbuki; Kent Otel'de yapılan "arayış" toplantıları, Ankara'nın tanınmış birçok isminin katıldığı, fikir beyan ettiği ve kaba anlamda "Ne olacak memleketin hali?" diye ifade edilebilecek bir içeriğe sahip.
Ancak "liberal faşistler" mevzu "AKP karşıtlığı" olunca, "üç kişinin bir araya gelmesi"ni bile suç olarak gösteriyor. Böylece, AKP'ye karşı oluşabilecek her türlü muhalif hareket ve düşüncenin engellenmesi amaçlanıyor. Bunun adı da "demokrasi" oluyor. Yesinler böyle demokrasiyi!
işte bu "liberal" görünümlü "faşistler" AKP iktidarıyla birlikte kazandıkları milyon dolarları bir daha kaybetmemek adına, kraldan daha kralcı davranıyor. Her türlü yemek, toplantı, fikir alışverişinin yapıldığı panel ve sempozyumlar gayri meşru; ilan ediliyor. AKP'yi eleştirmeyi suç işlemekle özdeş kılmaya çalışan çanak yalayıcıları, kişisel sicillerine büyük ve kara bir leke düşürüyor.
Zizek'in "Liberaller aslında faşisttir" sözü, tam da bunlar için söylenmişe benziyor.
Toplantı yapmak, fikir beyan etmek, hükümete karşı alternatif arayışa girmek, iktidar olmayı istemek, yeni parti kurmayı düşünmek, ekonomi kötüye gidiyor demek, liberal faşistlerin uykularını kaçırıyor.
Çünkü onlar, iktidarın çanağından çatlayıncaya, patlayıncaya kadar yalanmak istiyor.
Çünkü onlar, "yeni iktidara uyum sağlamak zaman alabilir" diye düşünüyor. Bu yüzden de yeni çanakları yalamanın zahmetine katlanmak yerine var olanla devam etmeyi tercih ediyor.
Bu da yazının linki: http://www.gercekgundem.com/?c=56335
güncel Önemli Başlıklar