bugün

eric serra'nın müzikleriyle her duyguyu ikiye katladığı filmdir. çoğu kişinin en sevilen 10 film listesinde forrest gump, shawshank redemption ile birlikte ilk üç için kapışır. jean reno'nun da steve martin ile çevirdiği pembe panter filminden kazandığı nefreti her fırsatta dengeler. insanın haftada bir izleyesi, yaşa başa bakmadan hüngüresi, birebir olmasa da bu doygunlukta bir aşk yaşayası geliyor. hala izlemeyen varsa söylesin, eksi oy veren ibnesi olayım.
SAGA FiLM TARAFINDAN DiRECTOR S CUT VERSiYONU TÜRKÇE ALT YAZI SECENEGiYLE DVD YE AKTARILMIS BASYAPIT.SANIRIM 06.12.2006 TARiHiNDE PiYASADA OLACAKTIR...
mathilda gibi harika bir karaktere sahip film.

şeytan diyo al natalie'yi kaldır dağa, daya kafaya silahı -filmde onun sevdiği gibi- sonsuza kadar canlandırsın sana mathilda'yı.

ah ulan mathilda ahh...
en soğukkanlı ve duygusuz görünen insanın bile, kalbinin ücra bir köşesinde sevgi taşıdığını anlatan film. gary oldman' ın komiser tiplemesine diş gıcırdatılan, natalie portman' ı sinema dünyasına kazandıran, luc besson başyapıtı.
her türe hitap edebilen bir filmdir. oyuncularına kademe atlatmış duygusal bir dramdır. şiddetle tavsiye edilmektedir.
(bkz: ruh üşümesi)
(bkz: ruhuyla sevmek)
(bkz: bir psikopat olarak gary oldman)
bu filmi izlemeden önce jean renonun neden popüler biri olduğunu hep merak ederdim. filmi izledikten sonra reno performansıyla neden popüler olduğunu sanki kafama vura vura anlatmıştır. bir rol bir insana bu kadar mı yakışır acaba ? onun yerine kim oynasın diye düşündüğümde yerine oynayacak adam bulamamam reno'nun bendeki yerini daha da sağlamlaştırdı. filmde ki tek oynanabilecek karakter mathilda'daydı. yaşı çok küçük olmasa biraz daha iyi olacakmış diye düşündüm. ama yaşı büyük olsa o kadar aykırı olurmuydu o aşk tartışılır tabi. çok sık olarak film izleyen biri olarak şunu söyleyebilirim, bu filmi izlemediyseniz çok şey kaçırmışsınız demektir. eğer izlediyseniz tekrar izlemelisiniz. ve bir daha, bir daha...
son olarak şunu sorma ihtiyacı duyuyorum;
bizim filmlerimiz ne zaman böyle kaliteli olacak? ne zaman böyle baba filmler çekeceğiz merak ediyorum.
dvd si çıkmıs filmdir.saga filmcilikten allah razı olsundur.hem kesilmiş sahneleri tırt divx lerden izlemekten kurtarmıs o da yetmezmiş gibi ekstra bir diskle ek özellikler gönderilmiştir.3 belgesel, afiş arşivi, fragman gibi gayet güsel özellikler konmustur.haa hoş bir metal kutusuda vardır ki arşivlerde bulundurulası...eğer dvd yi izlemeyecek varsa belgesellerde gecen bazı ayrıntılar aşağıda bulunmakta...

--spoiler--
-yönetmen ve yapımcı 5.element filmine hazırlanırken araya sıkıstırılmıs öylesine bir film oldugunu...
-tamamiyle nikitada ki temizleyci karakteri için yazılmış bir film oldugunu...
-leonun aslında jean renoya luc bessondan bir hediye oldugunu...
-ilk catısma sahnesindeki sarısın fahişeyi oynayan hatunun o sıralar luc bessonun nişanlısı oldugu...
-luc besson un matildayı yaratırken aslında biraz o sarısın hatundan(luc bessonun o zamanki nişanlısı)esinlendigini...(zira bu hatunda 12 yasında luc bessona asık olmus)
-14 dakikalık kesilen kısmın ilk gösterimden cıkan seyircilerin çok rahatsız olmasından kaynaklandıgını...
-filmdeki iç mekan çekimlerinin aslında fransada çekildiğini...
--spoiler--
an itibariyle, bilmem kaçıncı kez izlememe rağmen, hayran kaldığım jean reno filmi.
özellikle, mathilda'nın, ağlayarak havalandırma boşluğunda durması yürekleri parçalar.
gerçek ve saf aşkı, silahlar, bazukalar, ihanetler, korkular, yalanlar, kirli sakallar, begonyalar ve elbette adi gary oldman eşliğinde anlatan dehşet film.
--spoiler--
"i think we ll be ok here, leon." *
--spoiler--
onlarca kez izlenmesine ragmen her seferinde sanki ilk kez izleniyormu$ hissi veren, dialoglari insani bamba$ka yerlere surukleyen film. muhte$em demek bile yetersiz kaliyor.
binbesyüzkez izlenmesine ragmen bikilmayan özellikle gary oldmanin gelmis gecmis en iyi kötü karakterlerinden birini canlardidigi süper film
oyuncuların harika performansına hayran olmamak elde değil. jean reno tamam, iyi güzelde..natalie portman'ın o yaşta bu kadar büyük bir iş çıkarması oldukça ilginç ve hayret etmemek elde değil. o yaşta bir çocuğun, hayatın birçok pisliğini ve bunun yanında hayata değer katan anlamlı insan ilişkilerini gözleri, vücut dili, mimikleriyle anlatabilmesi olağanüstü. mutlaka izlenmesi gereken filmlerden biri "leon"..
a.e film tarafından directors cut haliyle arşivimize kattığımız gary oldman'ın oyunculuğunu hayretler içinde izlediğim luc besson filmi ağlamak zırlamak etkilenmemek olası dışı olaylardır...
'hani bunun neresi duygusal' diyen bünyelerin gözüne yumruğu sonundaki, shape of my heart soundtrack'ı ile çakan mükemmel ötesi luc besson filmi..

'film anlatılmaz yaşanır' diyenler için belki de yegane örneklerden birisi olabilecek bir filmdir.. özellikle başrolleri paylaşan jean reno, natalie portman ve de sıyrık narkotikçi gary oldman'dan belki de hiçbirisi sırıtmamış, üçü de birbirini eze eze, birbirine nazire edercesine oyunculukları ile taş çıkartmışlardır birbirlerine..

şimdiye kadar oynadığı tüm filmlerindeki oyunculuğu ile leon filminin üstüne çıkamamış, 'katil görünümlü' olsa bile, öldürdüğü insanlardan da daha masum olan bir karaktere hayat veren bir jean reno'yu izlemek insanın 'insancıl' yanlarına belki de çok katkıda bulunabilir.. her ne kadar bir katil olsa da, bitkisine verdiği özen, her daim sütünü içmesi - ki buradaki a clockwork orange göndermesi de yok değil sanırsam-, singing in the rain şarkısını dinlerken, surat ifadesi, durumu onun ne kadar insancıl birisi olduğunun göstergesidir, ki daha mathilda'nın ailesinin parçalandığı sahnede, mathilda'yı yanına alması da olayı özetler..


ya natalie portman'a ne demeli. bir sene sonra heat gibi bir filmde oynayan ama arka planda olan bir mathilda'nın hikayesi.. yaş olarak küçük olsa da, içerisinde aşkı hapsetmiş bir çocuk. sigara içiyor, içki içiyor, ailesini temizleyenler için 'temizlik' olayını öğrenmek istiyor... ve de kusursuz bir portre; mathilda yani, o daha yaş da olsa bile, mükemmel, eksiksiz bir çalışma.. belki de daha o zamanlardan star olacağını belgeleyen natalie portman'ın belki de en iyi, en sağlam çalışması..

bunlara değindik de, gary oldman'ın kafası daha kelleşmemiş be dayı.. dracula olmuş abimiz, mutemadiyen hollywood'ın kötü adamı olarak adanmış gary abi, bu filmde de, milleti sinir etme noktasına getirerek oynuyor karakterini.. hapı çaktıktan sonraki mimikleri, çıkarttığı ses, ve de psikopatvari açıklamaları, replikleri, yaptıkları... inanılmaz derecede belki de, 'ulaşılamayacak derecede' gary oldman'a özgü.. belki başka birisi olsa, bu tat alınamazdı.. ayrıca bu karakterin de bol bol, brahms'a, beethoven'e ve de, mozart'a bol bol göndermesi de ilginç.

kısacası, türk kanalları'nda defalarca gösterilmiş olsa da, bu filmin 'director's cut' versiyonun alıp,arşivlik olarak saklanması, defalarca izlenmesi şart.. her ne kadar kimilerince pedofili'ye kakış içerikli bir film olarak lanse edilse de, filmin naifliği hiç insanların gözünden gidemiyor, ki küçük bir kızcağız ile, işinden fazlasını yapmayan bir katilin, sapıkça düşüncelerini ancak sapıkça düşünceleri olan düşünebilir gibi bir açıklama yapılsa buraya da cuk oturur zannımca.. luc besson'ın luc besson olduğunu kanıtlayan, adama yutturan, imzalattıran film olmuş, senaryosuyla da, süperötesi oyunculuğuyla da, unutulmayan vce de geceleri playlist'leri süsleyen, ve de unutulmayacak olan 'shape of my heart'ıyla, buna keza kurgusuyla da, yer geldiğinde tıkanma noktasına gelen olay örgüsünün zekice kıvırmalarla üstesinden gelmeleriyle, her kişinin izlemesi gereken film..
(bkz: shape of my heart)
(bkz: natalie portman)
(bkz: jean reno)
(bkz: gary oldman)
(bkz: luc besson)
küçük bir kız. bir bitki. ve acımasız gibi görünen bir hitman. tam karşılarında ise psikopat bir polis, bir işbirlikçi.

insanın yüreğini parçalayan, defalarca izlense de sonunda kendinizi tutamamanıza sebebiyet veren mükemmel besson filmi.

(bkz: mathilda)
(bkz: leon)
Başrollerini Jean Reno, Gary Oldman ve Natalie Portman'ın oynadığı bir Luc Besson filmi. Besson, Film boyunca kesinlikle mükemmel bir aksiyon + sorgulama+ melankoli yaşatıyor. izleyenler bilir, federaller binayı bastığında havalandırmadan Mathilda'yı kaçması için ikna ederken Leon'un söyledikleri bence dünyanın en masum, en ihtiyaç duyulan itiraflarıdır. Ya da filmin sonunda Mathilda'nın Léon'un çiçeğini okulun bahçesine gömmesi melankoliye tavan yapmaktadır. inişli çıkışlı bir film böyle.

Bir sahne ile sınırlamıyorum fakat filmi izleyen kişide, herhangi bi kare olabilir, kuru göz kalmamıştır diye tahmin ediyorum.

Konusu ise harika zaten. Léon işinde şehrin en iyisi olan bir temizleyicidir. Kendisiyle aynı apartmanda yaşayan Mahilda ise tüm ailesi öldürülmüş nevrotik bir küçüktür. Tüm ailesi değil küçük kardeşinin intikamı için Léon'dan yardım ister. Léon Mathilda'ya mesleğinin küçük sırlarını ve dahi duygusal ve çocuksu yüzünü gösterir.

Hayata dair düşündüğünüz ne varsa değiştirebilme özelliğinin yanında şahsımın bir süreliğine dağlarda mathilda olup leon'unu aramasına ve sonunda sanki kendi adamınızı kaybetmişçesine ağlamasına sebep.
Luc besson'a tapmamıza,jean reno'ya mest olmamıza,mathilda'ya aşık olmamıza sebep olan mükemmel film.Özellikle sting'in shape on my heart şarkısı pastanın üzerindeki bir çilek tadındadır.
--spoiler--
mathilda:bilirsin,bir kız için ilk ilişki çok önemlidir.daha sonraki cinsel hayatını o belirler.bunu ablamın dergilerinden birinde okumuştum.arkadaşlarım, ilk deneyimlerinden nefret ettiklerini anlattılar.çünkü o çocukları sevmiyorlardı.sırf fiyaka olsun diye yaptılar.sonrasında da ondan, sigaradan aldıkları zevki aldılar.ben ilk seferimin güzel olmasını istiyorum.
--spoiler--

günümüzün romeo ve julieti,leon ve mathilda. yukarıdaki replik tüketim toplumunun tükettiği cinsellik değerine hakkını vurucu ve çarpıcı biçimde vermesi ve bu büyük aşkın gerçekleşmeyecek cinsel temeli ise etkileyicidir.tüketme üzerine yaşayan mutluluğu tükettiğinde tutunacak bir yer bulamaz.
jean reno,gary oldman ve natalie portman'ın oynadığı ve jean reno'yu üne kavuşturan filmdir.
http://www.youtube.com/watch?v=f4HZRUb2A74
mathilda çiçeği dikerken film boyunca geçirdiğiniz duygusal tranvaların bittiğini düşünürsünüz taaakii sting' in shape of my heart ı duyuluncaya kadar

tekrar tekrar izlenilmesi gereken, izlendilçe ağlanması gereken aşmış bi film.
tam anlamıyla bir "eser" olarak beyinlere kazınmıştır.
filmin en etkileyici sahnelerinden biride mathilda'nın stansfield'i öldürmek icin geldigi tuvalette stansfield'in mathilda'nın arkasından kapıyı kapatıp en psikopat haliyle gülmesidir.