bugün

Küçükken doğru bildiğimiz ama büyüyünce yanlış olduğunu anladığımız olgulardır.

-pamukkaleyi il sanmak.
solucanların büyüyünce yılan olacağını sanmak.
sevdiklerimizin ölmediğine, geri döneceklerine inanmak.
bütün dünyayı sadece yaşadığım küçük kasabadan ibaret sanmak.
izledim omo reklamını. aklımda yer etti. "kirlenmek güzeldir"..

arkadaşlarla yattım çamura, girdim eve. millet dumur.

tanım: doğru olarak kabul edilen fakat büyüyünce yanlış olduğu anlaşılan her şeydir.
anne, baba, öğretmen ve büyüklerimizin konuştuğu cümleler. küçükken hep şöyle bir mantık vardı onlar büyük doğru konuşur, o öğretmen onun hatası olmaz hep haklıdır gibi kandığımız yalanlar. şimdi düşünüyorum doğru dediğim şeylerin hepsi ne büyük bir yalanmış. yalancıydılar başta ailem, öğretmenlerim ve daha birçok kişi. ben onlara inandım mutsuz olduğum, istemediğim, sırf onlar istedi diye maymunlaştım. canımı çok yakan bir hikayem var. hikayemin baş kahramanı öğretmenim. şimdi burada anlatıp duygu sömürüsü yapıp küçük emrah olmayayım. benim dikkatimi çeken küçüklerin bazen büyüklerden ne kadar akıllı konuştuğu. onlar büyük onlar doğru söyler biz susalım gibi anlayışlar palavra. çok gördüm saçmalayanları. sustukça kendime olan güvenim azaldı her bir defa. eziklendim, sen suslarla salaklandım. düşündüğünle bu toplumda konuşmayacağım gözüme gözüme sokuldu. yahu ne kadar saçma şeylermiş bize öğretilmeye çalışanlar. birçok şey saçma. kimseyi duymak istemiyorum artık. herkesi bilmem ama bana yapılan birçok haksızlıklar var. inandırılmaya çalışılmış ama büyüdükçe bunların bir palavra olduğunu öğrendiğim canımı acıtan yanlış doğrular.
pamukkaleyi pamuktan sanmak.
edit: acemilik işte. utanç.
babayı en güçlü sanmak. değilmiş ve asla olmamış öyle bir şey...
allah'ın taş attığını sanmak.
(bkz: allah baba)
-galatasaraylı olursam sünnetimde canımın acımayacak olması. gerçeği öğrenmem pek uzun sürmedi.
-boyum uzayınca ayakta duramayacağımı sanmam.*
bizi leyleklerin getirdiğini sanmak..
ilkokul klişelerini de kapsar.
sadece bizim evi batı karadenizde sanmak eğer o evden taşınırsak orta karadenize veya doğu karadenize kayacağımızı sanmak. *
büyüyünce herşeyin aynı kalacağını sanmak.

okul bitince dertlerin biteceğini sanmak.

her büyüyenin evleneceğini sanmak.

herkesin işe gitmek için can attığını sanmak.
karşı evin çatısındaki su deposunu Allah sanmak.
trafik canavarını gerçek sanıp gece arabayla yolculuk yaparken arabanın arka camından bakamamak.
amca van da askerlik yaparken van gölü canavarı diye bir şey olduğuna inanılıp ona amca aracılığı ile selam söylemek.
pipinin sadece işemeye yaradığını sanmak. *
birgün bir film izliyorduk abimle. anaokuluna gidiyordum o zaman. filmde adamla kadın barda içki içti, sonra kadın öptü adamı. sonra işte fim ilerdi biraz. barda öpüştüğü kadın, adamı buldu ona dedi ki: 'ben hamileyim'.
işte çok uzun bir zaman ben bebek hep öpüşerek oluyor sandım.
aslında o zaman da doğru bildiğim söylenemezdi, ama artık gerçek doğruyu öğrendim.
(#7162479)
hayatın hep bu şekilde masum ve eğlenceli geçeceğini sanmak.
yağmur yağdığında allah ağlıyor diye bilmek.
ben suluk götürmezdim okula. susuzluktan düşüp bayılana kadar da içmem, yapım böyle çok susamam lazım ki içeyim.

annem de bunu bildiği için beslenme çantama ikişer tane meyve suyu koyardı. e bende haliyle bi lokma çocuğum o zamanlar, içemiyorum ikisini birden. ama annem suluk götürmem konusunda baskı yapmasın diye meyvesuyunun tekini hep yanımda oturan arkadaşıma verirdim. bigün annem bana yakalığımı iliklerken dedi ki, sana meyvesuyu yok bundan sonra zaten içmiyorsun paşa paşa götüreceksin suluğunu. nerden biliyosun diye sorunca.'' sen bilmiyosun tabi annelerin iki tane gözü vardır, çocuklarının yaptığı her şeyi görür ''
buna öyle inandım ki, bi keresinde yerli malı haftasında okula götürdüğüm dolma tabağını kırdığım için annem beni kesin dövecek diye eve gitmemiştim. biz korkardık annemizden vallahi. en azından ben.*

ama halen inandığım bir gerçek var, her şeyi görmeseler bile hissederler.
allah baba tasvirlemesinin islam inancına ters düştüğü.
-kuşbaşı eti gerçek kuşbaşı sanmak.
5 yaşlarındayken babam beni lokantaya götürmüştü.çocuğa bir kuşbaşı kebap demişti bende,ben kuşbaşı yemem diye bağırmıştım. *