bugün

çet her daim p*ç gibi sırıtıyor,
su ağlamayı da gülmeyi de hiç beceremiyor,
arzu hep asık surat, bozuk moral,
ayşegülün kırmızı ruju bitmiş topuklu ayakkabılarının topunun topuğu kırılmış,
ali götürücü,
heves çok tatlı,
ceyla küçük dudak koca kafa,
babanne her an melekler korusundaki gibi örf adet gelenek görenek zırvalarından bahsedecekmiş gibi,
aslan cemin ismine çok kafa yormuşlar izlenimi veren,
biricik 'egosundan burnunun ucunu göremiyor',
şebnem avrupa yakasından sonra on yaş yaşlanmış ve kilo almış,
meriç çok salak,
demir araya sıkışmış ne idüğü belirsiz.

valla ben diziyi izliyorum. aşkı memnudan kalma bir alışkanlık, mekanlar ve kıyafetler için dizi izler oldum, gerçi bu dizide kıyafetler çok vasat. ama ayşegülün yatak başı orijinal. bir de çet'in odası, balkonda tahta sandalye masa felan. hoş.
kazara izlendiğinde sırların pekte küçük olmadığına kanaat getirilen özenti dizisidir.**
facebook grubunun yardığı dizi sürekli bebeler hayır ali hayır çetin hayır demir diye kavga ediyolar ya gelde gülme.
ülkemiz gençliğinin aşağılık kompleksi neyine tapıyosun be arkadaşım.
kaçıncı bölüm bilmiyorum ama hala bu lise(!) öğrencilerinin bir derse giremeyişi dikkat çeker.O okulun kafesinden başka yerleri de vardır zaar.sınıf,öğretmenler odası mesela.
yıllık 30 bin tl ödedikleri okula 15 dakika şöyle bir uğradıktan sonra alemlere akıyoruz mottosuyla mekan değiştiren gençlerin dizisi.

ammavelakin dizi hayat bilgisi ve türevleri gibi öğrencilerin derslikler ve okul sınırları içinde başlarına gelen ilginç olayları konu almamakta, arka sıradakiler ve türevleri gibi derslik ve okul dışındaki her türlü mekanda maceradan macereya atılan lise öğrencilerimizin başına gelen ilginç olayları konu almaktadır.

bu sebepledir diye düşünmekteyim ki bu öğrencilerimiz günün büyük kısmını okuldan çok chill denen, karşısında önünde algida dolaplı bakkal bulunan ve gece klubü olabileceğini tahmin ettiğimiz mekanın bar masalarında dirsek çürüterek harcamaktalar.

çok özeniyorum sözlük, çok.
abimin yorumu; yaprak sarması ve kabak yellerinden daha iğrenç bir dizi yapılır mı acaba diye merak ediyordum yaptılar.
bütün oyuncuların aynı anda telefon değiştirdiği dizi. iphonlar satılmış bold9700 ler alınmış. doğru bir seçim:) destekliyorum.
birinin bu dizinin senaristlerine hatırlatması gereken ilk şey:
evet, orada 16 yaşında ehliyet alınabiliyor ama güzel türkiye'mde 18'i doldurmadan alamıyoruz. tamam uyarlama da bu kadar uyarlama ama.
yayınlandığı her gün sözlükte birinci sırayı alan dizi. ilginç.
o değilde bunlar hiç derse girmiyo ya, düzenli olarak okula gidiyolar ama derse girmeden basıp tekrar başka yere gidiyolar. anlamadı ben yahu?

bi de meriç çok mal. çetin ya da ali sikişek mi dese koşa koşa gidicek.
şu üvey kardeş olan çetinle ayşegül her an sevişicek gibi gözüküyorlar. bekliyoruz bir sevişme.
http://www.tividizi.com/kucuk-sirlar-6-bolum.html
çet'i chuck bass'e benzettiğini sanan dizidir.
ben de bu vesileyle "siktir git" diyorum senaristlere, yapımcıya cart curt.
dünkü bölümde gemide filmindekikafamda filler sikişiyor repliğini çalıp ''kafamda filler tepişiyor'' şeklinde değiştirmişler.

ulan sen erkan can mısın sesin ağzına yakışsın o replik.

olmamış diyor haftanın küçük orospusu seçiyoruz.
oyuncuların tam tetematıyla iphone'u bırakıp blackberry'ye geçtiği dizi.
bazı sahnelerde ipod touchı bize iphone olarak yutturmaya kalkan dizi.
dizideki okulun garajı galeri gibidir. hadi onu geçtim bu insancıklar lisede değil mi ne çabuk ehliyet aldılar.
arkadaş ,eğer böyle bir lise varsa ben üniversiteyi bırakmaya hazırım.
işin sosyolojik boyutunada ayrı bir parantez açmak lazım. burada dalgaya alıyoruz ama 12-13 yaşındaki körpecik beyinler zihinlerinde böyle bir okul tasvir edebiliyorlarsa vay bu dizinin yapımcılarının haline demekten başka birşeyde gelmiyor elimden.
kapalıçarşı'ın yeni sezonunun başlamasıyla beraber izleme önceliğinden düşmesini beklediğim/istediğim dizidir.
diziyi taşıyan tek unsurun geleceğin kötü kadın oyuncusu adayı merve boluğur'dur .
uyuşturucu kullanan garip isimli neydi aslan cem miydi neydi, o keş, her an altın vuruş dan ölüp gitmek ister gibi davranan çocuk evden hoşcakalın deyip elini kolunu sallaya sallaya gidiyor ve hiç bişey yapmıyolar. bi de üstüne bırak gitsin nasılsa zorla tutamıyoruz diyolar ay deliricem.

zuhahah lan bide şu 5. sezonda hobit kılıklı havuç kız sabah kalktığında "ayyh aaayyyhh...kafamın içinde filler tepişiyo" dedi ya bi an "kafamın içinde filler sikişiyo" dedi sandım yeminle bak.

bi de demir çok uyuz lan. aşkı memnuyu özledim yemin ederim özledim.
kapalı çarşıda neymiş. küçük sırlar bu sezon, kış sezonunda da fırtına gibi esmeye devam edecek. ne yalan söyleyim bu hafta frangmanı yayınlanmadı tvde ya da ben görmedim az kalsın deliye dönüyodum bu hafta yenisi yok mu diye neyseki netten buldum da izledim. dün yine bomba gibiydi.
ps: burdan yapımcılara tüm sözlük adına teşekkür ediyorum dizi bu kadar güzel olmasaydı ve izlenmeseydi 839. entry yazılmazdı. bu da sözde entel takılan ama bizler gibi küçük sırları beğenerek izleyen fakat saklayan yazarlara kapak olsun. ayrıca kapalı çarşı küçük sırlardan çok daha önce yayınlanan bir dizi olmasına rağmen bu kadar entry toplayamadı acı ama gerçek. (bkz: rating ölçer)
gossip girl çakması bir dizi. ama kurgu olarakta hoşuma gitmiyor değil.
aaahahahahahaha çetin durakta beklerken dedenin teki parayı gözüne sokup "yevrüüm sağa bara verem benide ahbil bas" diyince "yy..yok ben basamam" dedi ya yarıldım lan. şimdiye kadar izlediğim tek über komik sahneydi bu küçümen sırlardaki.
dizideki saçmalıklarla dalga gecilmek için izlenilebilir. hele sinem kobalın yürüyüşü ve bakışları beni benden almaktadır.nasıl yürüyüş nasıl bakış kardeşim o öyle!