bugün

sonunda 'ben diyorum ankara sen diyorsun götüm kara' diye birbirine bağrılan oyunumsu şey.
bir grup, başta belirlenen bir kelime, kulaktan kulağa o kelimenin iletilmesi, en son kişinin o kelimeyi sesli olarak söylenmesi ve ilk kelime ile son kelime arasındaki dağ gibi fark. oyunun özeti budur işte.
eskiden oynadıgımız oyunlardan birisiydi kendisi. kalabalık bir arkadaş grubunun en başındaki bir cümle söyler ve herkes yanındakinin kulagına fısıldar bu cümleyi. en sondaki de ne anladıgını söyler. genelde aralara anlama özürlü arkadaşları koymak oyunun saglıgı açısından iyi bir yöntemdir. zira herkes cin gibi * olunca ilk başta söylendigi şekilde sondan çıkıyor kelime hiç bir zevki kalmıyor. yanlış söyleyeni aşagılama, hakaretler etme zevkini tadamıyorsunuz o zaman.

zamanında oynanan bir oyundan alıntı yapmak gerekirse;
ilk baştaki sozlugesozlukdiyenyazar; dam üstünde saksagan vur beline kazmayı
aralardaki anlama özürlü arkadaşlardan geçerek;
sondaki özürlü arkadaş; lan üstüne bakmadan dur bidine kazmayı * * * *
tek bölüm (bkz: lady augusta gregory) oyunu.
oynarken kulağınıza fısıldanması esnasında oluşan ısı nedeniyle gıdıklama tutan, durduk yere güldüren oyun.
ortaokulda boş derslerde hocayı ayartarak tüm sınıfla beraber oynanabilecek oyun. *
giriş- gelişme sonuç... bölümlerinden oluşan oyun .herşey ilk başladığı şekilde seyretmez oysa. final sürprizdir .
artık günümüzde oynanmayan oyun. bunun da yeni nesille birlikte kökleri çürümüştür. ama şöyle bir düşündüm de, bir araya gelen ve aksiyon arayan gençler, sessiz sinema, şişe cevirmece, tabu vs oynayacaklarına bunu oynasalar çok daha eğlenceli olur. lan düşünsene birkaç saçma kural da ekleriz, işte bilemeyen götünü gösterir, kafasını kuma sokar, camdan atlar falan. çok eğleniriz. başlıyalım derim ben.
müzik kesilince sandalyelere oturmak temalı oyunla birlikte mcdonald s'larda kutlanan doğum günlerinin vazgeçilmez oyunu idi eskiden.
Senaryosu Lady Augusto Gregory'e ait tiyatro oyunudur.
Toplum içinde kulaktan kulağa konuşulmazmış. Nerde kulaktan kulağa konuşucaz?
+Gel başbaşayız ama kulaktan kulağa konuşalım, deli sikti bizi.
Trt müzik denilen kanaldaki kalitesiz müzik programıdır.
Küçükken hocamızın sınıfta oynattığı, kulağa yaklaşılmasıyla gıdıklanma hissiyatı veren güldür güldür güldüren oyundur. Ancak bu zamanda ise birisine söylediğin bir olayın başka birine 2 3 şey katılarak aktarıldığı ve artık zevk vermeyen bir oyun haline dönüşmüştür. Ben küçüklüğüme dönmek istiyorum sözlük.
"odunpazarı'na gidelim, biraz odun almaya."
"Eşmekaya'da piknik yapalım, sonra biraz manzaraya bakalım."
"Çadırımın kubbesi delik. yağmur yağar ıslanırım."
"Bir ok attım Avrupa'ya, babanızın adı Atilla."
"Palandöken'de yaktım mangal, gel sen de ye biraz battal."

Cümlelere bak.
Normal bir ruh haline sahip değilim.

Edit: "okumun yayı gergin, gel sevgilim ol Nermin." *