bugün

Babam derdi ki, bu kadar iyi olma. Sen bu kadar iyisin diye evrenin bir yerinde birileri o kadar kötü olmak zorunda kalıyor. Evrenin tek sorunu denge...

-aeden
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?

Sabahattin Ali - içimizdeki Şeytan
Yırtıcılar avlarını yakalamak için çok iyi “tasarlanmış” görünür. avlar da yırtıcılardan kaçmak için çok iyi “tasarlanmış” görünür.
peki tanrı kimin tarafındadır?

Deizm’e ithafen.
Hepimiz kendi zannımızda, kendi ‘yarattığımız’ bir Allah tanımı ile yaşıyoruz. * *
"insan birisini bu kadar severse nasıl darılır, diyordu. Hiç darılabilir mi? Muhakkak yorulmuştur."

/saatleri ayarlama enstitüsü.
Bir köpek yurdundayım...
Titreyen Yurtsuzlar'ın usundayım!
Tükenir mi akıtmakla kan?
Ölür mü ihanet denen yılan!

-Börü.
--spoiler--
yaşayanların bir çoğu ölümü hak ediyor ve ölenlerin bir kısmı da yaşamayı hak ediyor. yaşamı onlara verebilir misin? o halde hak, hukuk adına ölüm buyurmakta çok acele etme, çünkü en bilge olanlar bile her şeyin sonunu göremez.
--spoiler--

(bkz: jrr tolkien)
(bkz: the lord of the rings)
War is delightful to those who have not yet experienced it...
"... Böyle işsiz güçsüz, amaçsız bütün gün, hatta bütün yaz dolaşmaya hazırdım..."
He Naptın sen şimdi?
Çok kültürlü olduğunu mu ispatladın.
Taam taam inandık.
Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar öylece ortada kalacağız.

- yer altından notlar.
Çünkü sevmek, yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. Ya hiç sevmemişsem bugüne kadar?

Oğuz Atay.
Sonu mutlu biten bütün aşk hikayeleri, birkaç cümleden fazlasını hak etmez zaten!
Orhan Pamuk
Masumiyet Müzesi
Sahte gözyaşları görenlerin sahte gülümsemeler ise gülümseyenin canını yakar.
"Bir şey içime oturmuş kalmıştı. Yok olmak. Toz olmak istiyordum. Varlığım orada olmamalıydı. Gelip beni alsalardı. Uzaydan ya da bir yerlerden gelselerdi. Sessiz sedasız kaybolsaydım. Yerime Kız Kulesi'ni bıraksalardı. Ne alakaysa?"

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
görsel
ben sadece kışın karpuzu,
yazın portakalı özlerdim.
şimdi bir de sen çıktın başıma kadın.
Artık ne yazım belli ne kışım...
görsel
Henüz acın daha çok taze Felix. Ondan böyle konuşuyorsun.
görsel
Kendileri asla bir suçu kabullenmeyecek, elde edecekleri şeylerin kabahatini hep başkalarına yükleyeceklerdir. hatalarından kurtulmak için pek bir çava harcamadıklarını hep görmezlikten gelecek... canları istedikçe gördükleri “kötü” eğitimin üstüne yıkacaklardır.
“insanın evrendeki durumu, bir kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve dinler ama hiç bir şey anlamaz.”
uyandığında bir süre duvara boş gözlerle baktı. az önceki zihin tiyatrosundan arta kalan görüntüleri düşünüyordu. başta duvarın rengi olmak üzere her şey bir an canlılığını yitirmiş gibiydi. gözlerini sımsıkı kapadı. o naifliği hala teninde duran aleme tekrar dönmek istedi. bu soğukluktan, bıkkınlıktan, tekdüzelikten kurtulmak için gözlerini acıtırcasına tekrar tekrar kapattı. az sonra saatin alarmı çalacaktı...
bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda,
kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında

turgut uyar, geyikli gece
"Mükemmelliği tetikleyen şey eksiklik duygusudur... Sürekli neden eksik olduğuna takılıp kendini yargılamaya geçersen seni engeller, ama bu eksiklik hissinin seni kendi mükemmelliğine taşıyan bir motivasyon olduğunu anlarsan, çabaya geçersen kendi potansiyeline dolarsın. Kendini eksik hisseden biri mükemmelliğine, kendini tam hisseden birinden daha yakındır."

-aeden
ilmiye “Zilli iyi. Merak etme... bizi.” demişti.

Biz... dünyanın en anlamlı kelimesiydi.
“Ne yazık onlara ki duygulu çekingenliği korkaklık, samimiyeti yaltaklanma ve yardımı bir baskı sayarlar. Ne yazık onlara ki kendilerine açılan saf bir kalbi zaaflarından istifade edilecek, istismar edilecek bir akılsız sayarlar.”

Tutunamayanlar
Oğuz Atay