bugün

dış etkenlere maruz kalan bünyenin verdiği tepkileri önceden kestirmek, akabinde olumsuzluklara karşı tedbirli davranmak. alışkın olmaktan ileri gelir. misal, * *kimileri sigarasını değiştirmez, öksürüğe sebep olduğunu ileri sürerler. *
(bkz: temet nosce)
Davranışların ve oluşturduğu etkileri farkında olmak, bunları kontrol etmek, sonuçlarını bilmek ve kabullenmektir.

insanın kendisini tanımak için kendine sorabileceği birkaç soru:

< Hayatımın anlamı ve amacı nedir?
< Var oluşumun bir sebebi var mı?
< Niçin yaşıyorum?
< Hayatımda hangi kararları almış olsaydım şimdi arzu ettiğim yerde olurdum?
< Şu an bulunduğum konum istediğim bir konum mu?
< Hayatımı ben mi yönetiyorum?
< Ruhsal yapımı kontrol edebiliyor muyum?
< Diğer insanlara göre daha iyi yaptığım şeyler var mı?
< Davranışlarım mantıklı mı yoksa duygulu mu?
< Yardımsever ve cömert miyim yoksa çıkarcı mıyım?
< Olgunluk derecem tepkilerimi kontrol edecek ve yönlendirecek kadar yüksek mi?
< Düşünce sistemim soyut mu yoksa pratik mi?
< Huzur kavramından ne anlıyorum?
< Huzurun kaynağı ne?

Kendini tanıyan kişi gerçekçidir. Her zaman doğru bildiği düşünceleri hayatına geçirir. Pişman olacağı işlere girişmez. ihtiyaçlarını bilir, onları temel ilke ve prensipleri ışığında karşılamaya çalışır.
uzun ve zorlu bir süreçtir. insan ruhu sırlarla doludur ve insanın kendisinin bile kavramakta zorlandığı sırlardır bunlar. zaman içerisinde insanın yaşadığı acı tatlı tüm tecrübeler, onu ruhuyla tanıştırır, geriye kalan her zaman tanışıklık olur. insan kendisini tanımak istiyorsa derinlere inmeyi ve ruhunu tanımayı göze almalıdır.
hayatı anlamaya calısmakla baslayan kendine yetebilmeyi ogrenmekle paralel giden mutlulugu ve huzuru yakalamakla sonuclanan surec.***
zor olan ama olması durumunda kişinin hayatla ilgili birçok problemini halledebileceği durumdur. kendini tanırsan az hata yaparsın, kendini tanırsan kendine haksızlık yapmazsın, en önemlisi belki kendinle barışır daha mutlu olursun. aksi de olabilir, bilinmez. adam kişiliksizdir, kötü niyetlidir tanır kendini şimdi nasıl mutlu olsundur? kendini değiştirmekten başlayarak.
"tam bu sefer tanıdım" diye düşünürken aslında her seferinde yeniden giriştiğimiz durumdur.
kendini degistirerek her seyi degistirmek yolunda atılacak ilk ve en zor adım.
her er kişisinin başarması gereken olaydır.
tanımak eyleminin başlangıç noktası.
ne yapıp ne yapmayacağını, sınırlarını bilmek.
ülkemizde bir çok insanın yapmadığı veya yapmak istemediği eylemdir.
(bkz: bir ben vardir bende benden iceru)

Burda ben yani self insanın bilincini, nefsini, bencilliğini anlatırken "benden iceru ben" insanın gönlünü, ruhunu, özünü timsal eder.
yapabileceklerinizin ya da yapamayacaklarınızın tamamı hakkında hiçbir fikriniz yok... tahminleriniz sadece baskın benliğinize bakarak yürüttüğünüz taraflı fiikirlerden ibaret...

sesinizi bile tanımıyorsunuz siz, onun her bir olayda değğişen tınılarına yabancısınız ki bu, belki de size en çok ait olan , sizi en iyi tanımlayan şey, sesiniz...

yüzünüzü bilmiyorsunuz, bazen hiç olmadığınız gibi göründüğünüzü anlamıyorsunuz siz... daha önce hiç karşılaşmadığınız biri, herhangi biri, önemsiz bir yabancı, karşınızda bir saat oturduktan sonra yüzünüzü sizden daha iyi tanıyor, bunu fark etmiyorsunuz....

baktığınız aynalar size görünmek istediğiniz kişiyi veriyor, neşeli halinizi, durgun görünüşünüzü, anlamını kavrayamadıüınız şeylerle karşılaştığınızda silikleşen ifadelerinizi ama mutlaka her daim haberli olduklarınızı gösteriyor aynalar size...

aynalara bakarak, kendi sesinize odaklanarak yanılıyorsunuz siz...

içinizde bilmediğiniz, sizden apayrı bir başkası duruyor, sadece an'ların içine ortaya çıkmak içinde pusuda bekliyor...

bu yüzden, başka zamanlarda aşşağılayacağınız, nefret ya da tiksintiyle, hoşgörü ya da kibirlikle bakacağınız şeyler yapıyorsunuz; asla yapmayacağınızı sandığınız şeyler onlar; oolup bittikten sonra uydurduğunuz kılıflarla mazur göstermeye ve bu şekilde katlanılabilir kılmaya çalıştığınız şeyler... anlık şeyler... size, aslında her zaman bildiğiniz, sandığınız o kişi olmadığınızı ispatlıyorlar!...

insansınız çamurdan yaratımışsınız, kaygansınız aslında bildiğinizden çok daha fazla; akışkansınız, her duruma uyum sağlamaya meyyalsiniz; hayatta kalma iç güdüsüyle lanetlenmişsiniz...

aynlar size kim olduğunuzu söylemezler, sizin kim olduğunuzu, kimliğinizin içinde pusuya yatmış diğer benliklerinizi en açık biçimde ancak bir başkası bilebilir, sizi gören, sizi duyan ve bu sayede tüm benliğinizi kesintisiz olarak algılama şansına sahip biri...
bir insanın ne olduğunun farkında olmasıdır. insan kendini tanımadan başkasını tanıyamaz hayatını kuramaz. (bkz: sen seni bil sen seni, sen seni bilmezsen patlatırlar enseni) şeklindeki atasözünde olduğu gibi bir insan kendini bilmezse başkaları haddini bildirir ki bu durumda pek hoş değildir.
ben bi insanın kendini iyi tanıyabileceği fikrine pek katılmıyorum. çünkü zaman geçiyor ve sürekli değişiyoruz tüm çevremizle birlikte. sürekli yeni fikirler ediniyoruz, yeni alışkanlıklar ediniyoruz. demeyin öyle, evet sürekli değişiyor gelişiyoruz, ancak ben yine aynı benim, kendi inancımla kendi karakterimle yaşıyorum. öyle olsa hiç bi adaptasyonumuz olmaz, yapayalnız kalır, kendimizi sorgulardık 'ben nerde hata yaptım' diye. hem insan diyoruz bir nesne değil ki! geçmişimize bakıp 'a nolmuşuz biz hacı' demiyo muyuz? bazen. elbette öz diye bir şey var. hani emin olduğumuz şeyler; 'ben katil olamam' 'merhametsiz olamam' 'ben sabırlıyımdır' vs. öyle anlar gelir tanıyamazsınız kendinizi. o halde durumlar hiç bir koşulda değiştirmemeli tavrımızı asla. bu ne kadar mümkündür? ama kötü bir şey değil bu kanımca. gayet olağan. böyle söylerken radikal değişimleri kastetmiyorum. sadece hayatta her şey olabilir diyorum. kötü olan şu bence; insanın kendini mutlak bir inançla tanımlaması, tereddüt etmeden inanması. ne dürüsttür ne de akıllıdır bu çeşitleri. bu yüzden kimse kendini tanıma ve tanımlama mecburiyeti ve gayreti içinde olmamalı. bu beyhude bir çabadır. üstelik önemli ve gerekli değil. kendini tanımlayamayanlar olarak hiç bir eksiğimiz yok. hani o erdem dedikleri belki de budur. bir de götünden haberi olmayan tipler vardır. ama o konuya şimdilik hiç girmiyorum. had bilmek ise tamamen farklı bi konudur.
zaman alır.
(bkz: içgörü)
bir insan aynaya bakarak kendini ne kadar görürse, kendine bakarak da o kadar tanıyabilir.
bizi, bize tanıtacak insanlara mahkumuz, onun için birey tek değildir. yaşam denen seyahat, aslında kendini tanıma yolculuğudur ve bir çok rehber yol gösterir.
iyi bir seydir.etrafinizdaki insanlarin dırdırıni dinlemeden kendi kendinizi elestirebilirsiniz.
Daha kendisini tanımayan, keşfetmeyen insanların başkalarını tanımaya çalışmasının doğru olduğunu düşünmüyorum.
Ne kadar zor da olsa herkes kendini tanımalı.
Çok önemlidir. Çünkü insan, işe herşeyden önce kendinden başlamalıdır. Aksi takdirde doğru seçimler yapamaz ve hayallerinde kaybolur.
delfi kahinlerinin dediği gibi kendini tanı.
Kalbinin içinde kaybolmaktır karanlıkta,
Sonra umutlara dolanmaktır yalnızlığında..
ilerlerken kaçmaktır dünyadan..
Yorgun düşünce üşümektir yalandan..

Ama Anlamaktır sonunda,
Aranan cevapların icinde bulunduğunu..

Durmadan solduğunu..
kendini tanımak konusunu en veciz biçimde anlatan yunus emredir:

Beni bende demen, ben de değilim
Bir ben vardır bende, benden içeru