bugün

bu aşka düşen insanlar sonunda bunu saplantı haline getirerek acı çekmeyi unutmaya yeğleyerek duygu sellerinde ve hayal alemlerinde dolaşır. kendini bu şekilde tatmin etmeye çalışır. ama kendi içinde de hep bir anlam bulmaya çalışır...
adamı geren durumdur.
"Ne kadar beklersen bekle istenmediği zaman gelecektir." Murphy kanunları çerçevesinde böyle açıklanmıştır.
karşılıklısı beraber yemek yemek gibidir.. karşılıksızı o yerken seyretmek gibi.
intihardir.
zordur hemde nasıl. belki zamanında belli etmişsindir ama cevap alamamışsındır, o başkasını sevdiğini beyan eder hep ondan bahseder. dinlersin 10 kelimesinden bir tanesi onun ismidir, dinlersin. geçmişte kalmıştır herşey açılmalar falan ama o hala bahseder ondan. dinlersin sanki ondan vazgeçmiş gibi dinlersin. daha doğrusu o öyle sanar. arkadaşı gibi yaşamına devam edersin. hatta dört kişilik bir arkadaş ortamında o dört kişiden bir taneside odur. dakketini çekmeden bu entryi yazarsın ve kaydedirsin.

edit: az daha görecek diye kısa kestim. böyle işte sözlük.
edit 2: o gece bölümüm olmayan ama ilgi alanım olan bir alanda bir ödevi vardı, yardım ettim. ve ödev vizede +10 puan olarak değerlendirilecekti, oldu sözlük en iyi yapıt bizim yapıtımızdı. keşke aşkta da bir şans versede daha neler yapabildiğimi göstersem. o benim ilgi alanım değil, bütünüm sözlük.
yakıp kavurur.
zordur. her şeyden anlam çıkarırsın istemesen de. sürekli aklındaki korkuyla yaşarsın ya başkasını sever ve benim hiç şansım kalmazsa diye. insanı şizofreniye bağlar.
daha yenice konmuştur mesafeler kadına. yarım saat öncesine kadar yanında olduğun, onun ev arkadaşı ve senin ev arkadaşının beraber film izlediğini düşün. uzun bir koltukta bursa soğuğunda battaniyelerin altına girilmiş sağ tarafında kadının, solunda ev arkadaşı ve en solda senin ev arkadaşın... gülmekten film izleyemediğinizi düşün o kadar çok eğleniyorsunuz ki. saat ilerledikçe bir filmin bittiğini, diğer bir filme geçildiğini düşün. göz kapaklarının kapanmaya başladığını, 5 yıldır üç beş kişiylede birlikte olsanda aşka dair birşeyler arasanda, hep ona duyulan aşkın nasıl olduğunu düşün sözlük. omzuna yastığını koyup filmi izlemeye devam ettiğini, onun nefes alış-verişini dinlemeye çalıştığını düşün sözlük... duyarsında; dünyada kıyamet kopsa, yer yarılsa düşün işte o seslerin arasında onun nefes alışverişini ayırtedersin. dünyanın en güzel anıdır o an, hiçbir şeye değişilemeyecek kadar güzel. hiç bir sexüel beklentin yoktur, olamazda. olmuş olanlar mazide kalmıştır zaten. ona olan aşkı baş köşede tutanda budur zaten; bedene değil, ruha dokunması... sesiyle, bakışıyla, masum oluşuyla. o 2 saat süren film bitmesin istersin sözlük, bitmesin. sonsuza kadar orada çakılmak ister, nefesini hissetmek istersin. ama olmaz, zaman herşeyin ilacı derlerya, yalan! bu gece benim zehrim oldu sözlük. saçlarının 10cm ötemden gelen kokusuna doyamadım sözlük, doyamadım. şuan bastığım herbir tuşun bende yarattığı duygusal yoğunluk çok ağır sözlük! her tuş biraz daha dolduruyor gözlerimi. dayanıyorum, dayanacağımda... şimdilik bu kadar, daha göz dolduracak, buraya yazılacak çok şey var. nede sizlerden başka beni dinleyen yok sözlük...
bazı zaman yanlış kişiye duyulan, duygu Yoğunlaşmasının isimlendirilmiş Hali.
zaman zaman, Bağımlılık yaratan durum olmadığı sürece, sorunsal olarak gözükmesede;
Asıl sorunsalın Sorunudur.
örn;
(bkz: nikotin bağımlısı)
Zararlı olduğu bilindiği halde, Yaşanılan duygu Yoğunluğu...
karşılıksız aşk da, karşılık göremeden seven taraf üzerinde durulur genelde.. oysa ki karşılık veremeyen yani kara vicdanlı, götü kalkık olarak nitelendirilen taraf'ın hissettikleri pek kaale alınmaz.. bunun en iyi anlaşıldığı an ise, rollerin değiştiği zamandır.. yani mağduru olduğunuz karşılıksız aşk çekilen acılarıyla beraber bi süre sonra biter, karşınıza aynı şekilde size aşık ama sizin hiç bişii hissetmediğiniz biri çıkar.. bir bakarsınız bu sefer vicdansız siz olmuşsunuz.. o zaman anlarsınız geçmişte karşı tarafın betonluğunun sebebini.. geç de olsa hak verirsiniz..
şöyledir değerli okuyucu;

bir sıcak nefesin, ılıması kadar mesafe uzaklığı vardır aranda... zaman geçer film akar, gözler yorulur ama sen onun sıcak nefesini soğumadan hissetmeye başladıkça, arkadaşçada olsa omzuna koyduğu kafası, o misssler gibi kokan saçlarının kokusu, tüylerinle hissettiğin sıcak nefesi... ona dokunamamak, çenesinden tutup, gözlerine derin derin bakıp anlının öpememek, zordur sözlük, zor. zaman durmuş gibisir, önünde kıyamet anından önizlemeler gelse umursamazsın, sen cennetin bir köşesindesindir sevgili okur. böyledir işte karşılıksız aşk, bunları hissedebilmektir...
sevgilinin güneş, sevenin ise dünya olduğu aşktır.

fazla yaklaşınca kül eden, uzaklaşınca donduran. yaşamak için gerekli mesafeyi asla bozmayacaksın.
"daha ne kadar kovalamam gerek seni,
daha ne kadar gözüne girmek için çabalamalıyım,
daha ne kadar gururumu çiğnemeliyim,
daha ne kadar hayal kurmalıyım,
daha ne kadar seni bir arkadaş olarak mutlu etmeliyim( zorunlu olarak arkadaş ),
söyle hepsini yapayım. bilirsin, bu güne kadar sorgusuz sualsiz sevdim seni. koskoca 5 yıl... 2-3 ufak ilişki atlattım tabi sende atlattın. bilmeni isterim ki içimdeki senden kaçmak içindi hepsi. ama olmadı, her gece aklıma düşerdin ansızın. yapamadım daha fazla şimdi yanındayım fiziken, ruhen. çok çabaladım senden kaçmak için... çok. ama nafile içimdeki pusula hep seni gösteriyor nedensizce. keşke bana bir şans versen, o duvarları beraber yıksak. o masumluğunu beraber yaşasak. tek dünyam sen olsan, tek arkadaşım, tek aşkım ve eveleneceğim kadın... yaralarıma merhem olsan... bilirsin çok şanslı bir insan değilim. zaten şuaralar da dibin, dibindeyim. sevginle kucaklasan beni; alsan götürsen cennetin bir köşesine. adına şiirler yazmadığım tek kadın, alınma nasıl yazayım ki seni nasıl anlatayım ki. sen aşksın sen sevgisin. aşk, sevgi nasıl tarfi edilir ki gerçek olanından? "

dedirtir.
o kadar yazılacak şey var ki, o kadar içten içten ağlatan. bir seviyeden sonra artık yalama yapıyor bu duygu adamı. çaresi olmayan hastalık gibi, ümitsizce ölümü bekletiyor. umarım o ölümün sonu cennete çıkar; sana.
ne iyi ne kötü durumdur. aşık olduğunuz için mutlu onun hberi olmadığı için mutsuz olursunuz. onun size doğru bir bakışı, konuşması size dünyaları verebilir. sonrasında sadece yalnızlıkla başbaşa kalıp hayattan soğumanıza sebep olabilirde.
bu gün bana; dönen onca güzel muhabbetten sonra " ikincisi sen benim yanımda oldukça, ben zaten senin gibi birine kendimi yakın hissettikçe uçarım ki onun için seni, sizi kaybetmek istemmiyorum ." dedinya, beni dünyanın en mutlu insanı kıldın... ister arkadaşça söylemiş ol ister altında bir duygu yatırarak söylemiş ol, farketmez. mutluyum, kadınım demek istediğim...
Şu anda onun bir başkası ile seviştiğini bilmek ve çaresiz kalmak durumudur.
ömür boyu beklenilen ama gelmeyendir. ama umudu bile en ufak tefek bir umudu bile yetiyor kimi zaman insanı hayatta tutmaya.
Karşılıksız aşk nedir biliyor musunuz? Apansız hastalığa baş kaldırabilen, bir ömür onunla mücadele edebilme hissini en derin duygularla hissedebilen güçlü insanın, en hassas duyguları da içerisinde barındırmasıdır.
o sennden nefret ederken
onun profil resmine tıklayıp onun haberi olmadan
telefon duvar kağıdı yapmaktir
çünkü onu her gordugunde mutlu oluyorsundur.
saçmalıktır. aşk ticaret değil doğrusu aşkın karşılıksız olmasıdır gibi saçma sapan sözler aşılanmış neslin baş belasıdır. yapmayın oğlum eliniz ayağınız düzgün gençsiniz daha.
insanı hayattan soyutlayarak başka bir dünyaya geçişini sağlayan durumdur.
çaresizliktir. hele bide sevdiğin kişi sevgilisiyle el ele geçtiyse intihar sebebidir
O'na ihanet ederim diye, yastığına bile sarılıp uyuyamamaktır;
Saçlarının kokusunu çeke çeke!