bugün

universite süresince çok boş vakti olmak, mühendislerin kıskandığı kız erkek oranına sahip sınıfta okumak, son gece çalışarak bir dunya dersi geçebilmek, manasız bir dünya ders almak, anne babaya işletmecinin ne iş yapacağını 4 sene boyunca anlatamamak, mezun olunca tam olarak hangi sektorde çalışmak istediğini bilememek, meslek ne diye sorulunca çalıştığınız işi ayrıntılı anlatmaya çalışmak(doktor, mühendis, öğretmen, işçi, futbolcu, ileri dönük orta saha vb net cevaplar verememek), ama herşeye rağmen mühendise, doktora ve bi çok mesleğe göre daha tatlı daha rahat bir hayat yaşamak, kapasiteyi fazla zorlamamak hem iş hayatında hem okurken.
(bkz: işletme mezunu olmak)
şeyini sallasan işletmeciye çarpıyor durumunda olmaktır.
üniversitede 2 veya 4 yıllık olan işletme bölümünde yüklenilenin öğrencilik olması durumudur.
okumamakla esdegerdir.
"işletmecilik" bir meslek olmadığı için hatalı verilmiş bir karardır. işletilecek organizasyonun ürettiği ürün veya hizmete göre doktor, mühendis veya muhasebeciden işletmeci olabilir. ancak yönetim becerisi ne iki ne dört yıllık okulda kazandırılamaz.

Bu nedenle yapılacak en iyi şey bir meslek sahibi olurken biraz finans, biraz iş hukuku bilgisi edinmektir.
şimdi ben bunu yapıyorum, 3. sınıfa geldim okula pek gitmiyorum bölümüm ingilizce, anadalım muhasebe finans, derslerim pek iyi değil, okul uzayacak bir sene,
artık ufak ufak kariyer trenini kaçırdığımı hissetmeye başladım, okul bitince çok sikik bir işe gireceğimi hissediyorum, ki ona bile zorla giricem belki,
bunları düşününce inanılmaz demotive oluyorum.

işletme okuyan bi insanın kısa yoldan para kazanma yolu nedir? abuk cevap vermeyin ama cidden merak ediyorum başlangıçta iyi bir maaşla başlamayı hedefleyen biri ne yapmalı?

insanın kafasını karıştırandır işletme okumak, şayet okulu boşlamışsanız hiç bişey okumuyormuşsunuz gibi gelir.
özel sektör düşünüyorsanız bilkent,odtü ve bilimum adını duyurmuş yabancı dil ve eğitim üzerinde etkin bir üniversitede okumanız gereken.devlet düşünüyorsanız ankara üniversitesi ve gazi üniversitesinde okumanız gereken * bölümdür.zira bütün iş devlette: kpss, kpds, üds, ales gibi sınavlarınıza bakar.

dipnot düşmek isterim ki; bu sınavları hazırlayan hocalar yakın zamana kadar mülkiyenin hocaları iken artık soruları hazırlayan hocaların çoğunluğu akademi'nin hocalarıdır.

yan dal ve açık öğretim okumak iibf öğrencisi için tamamen enayiliktir.buna harcanan efor enerji derslerine sınavlara yönelik çalışmalara ve yabancı dile verilmedir.kanmayınız.

devlet düşünen arkadaşlar için bölüm ve üniversite konusunda bilgi edinmenin en faydalı yanı ise sınavlardaki başarı yüzdelerine bakmak, hangi sınavın 1.leri hangi üniversiteden.buna uygun bir yol haritası çizmek gerekir.özellikle işletme, maliye gibi kritik bölümlerden okuyacaksanız detaylı bir araştırma yapıp
hedeflerinize uygun üniversiteyi seçmeniz gerekir.

bunun yanında herkesin bahsettiği gibi geniş bir yelpazeye sahiptir, doğrudur ama kişiseldir.bunun yanında
idari hakimlik, kaymakamlık ve buna benzer kpss-a gruplarından bir yerlere gelmek için iyi torpiller gerekebilir.fakat geniş yelpaze dediğimiz gibi bunun yanında sağlam devlet kuruluşlarında sıkı bir maaşla başlayabileceğiniz torpilin işlemediği kurum sınavları da vardır.zira devlet düşünen ve torpili olmayanların bu kuruluşları hedef edinmesi en mantıklısıdır.bunlardan bazılar mıt, merkez bankası, dpt...*gibi.

işletmeciler genelde iyi bir muhasebe aldıkları için bu sektör ve kademe de de rahatlıkla iş bulabilirler.biraz daha hedeflerini küçültenler için normal bankalarda orta ve alt düzeyde iş bulabilirler.

bunun yanında devletin on yıllık planlaması gereği * işletmecilere yönelik ales ve ortalama tabanıyla yurt dışında dokuz yıllık mühlet içinde devlet her şeyini karşılayarak doktora ve yüksek lisans yapmanı sağlayabiliyor.çok ünlü kaliteli üniversitelerde sağlanan bu imkanı değerlendirebilmenin buna hak kazanmanın çok kolay olmadığı gibi yurt dışında ikibindolardan fazla aylık harçlık dahi cebine koyuyor.türkiyeden ayrılmadan önce belirlenen üniversite de yurt dışından döndükten sonra doktoranı alarak öğretim görevlisi olarak işine başlıyorsun.

sayamadığım bir çok konu var.fakat sizinde anlayacağınız gibi götümü sağlama alıyım devlete giriyim diyorsanız bütün iş, sınavlarınıza ve puanlarınıza bakar.götüne güvenen okusun derim.zira sadece okulu bitirmenin bir boka yaramadığı bir bölümdür.
işletme okumak tam anlamıyla pişmanlıktır. Özellikle de istemeden seçilmişse ve matematik temeliniz yoksa tam bir işkence!
kimi işletiyon lan eheheh gibi sikimsonik şakalara maruz kalma sebebidir.
okumayan adamın bile 'haa işletme mi okuyorsun? ne olacaksın?' deme cürretinde bulunmasıdır.
komünist olmak ile sonuçlanmadığı müddetçe gereksiz bir eylemdir.
iktisat ve maliyecilerin çok kolay bizim bölüm daha zor diye bok atmalarına maruz kalırsınız. sanki armutlara siz yazdırdınız.
2 yıllık yeri bile kazanamayıp iyi bir üniversitenin işletme bölümünde okuyanı ezikler bazıları. ulen madem orayı kazanmak da okumak da çok kolaydı sen de girseydin okusaydın..
iyi bir üniversitede ingilizce işletme okunuyorsa ve idealse değer. Ama dört işlem yapamayacak asalaklar bile bir triplere girer sanki işletme okuyan herkes aöf gibi.

Not : işletme okumuyorum.
Adama rezil de eder vezir de.
nerden okudum. hayır okudum bisi öğrensim mi hayır. hele bide herkesin açık öğretimde işletme seçmesi var deli oluyorum. kısaca işletme okuyacaklara tavsiye 4735284859261648685835 kez düşünün ve birdaha düşünün.
aldığım diplomayı para kazanmak için hiç kullanamadım.
hep eğitimimle alakasız işlerde çalıştım.
şükür yerimizi bulalı yıllar oldu.
onunda işletme ile zerre ilgisi yok.
muhasebeci olarak görülmektir.
oysa işletmenin muhasebe finansman dışında çeşitli anadalları vardır.
üretim yönetimi ve pazarlama, yönetim organizasyon, insan kaynakları gibi.
bir kere işletme gibi bir bölüm okulda öğrenilmez. okulda öğrenilenlerin çoğunu kullanmazsınız. muhasebe işe yarar gerisi boş klişe laf ama böyle.
okulda kalıp akademisyen olacağım diyorsanız o başka. lakin türkiye'de akademik kariyer yapmak çileli bir yoldur. alese ve yabancı dile kasıp yök bursuyla tez elden yurtdışına gidin asistan olarak sömürülmeyin. hem de kaliteli eğitim alın. türkiye'de bilim mi var?
muhasebe sabittir. özelde de devlette de iş bulursunuz.
devlette a grubunda hemen her sınavda muhasebe finansman sorulur.
diğer anadallar fasa fisodur.
maliye, iktisat, hukuk, muhasebeyi iyi bildin mi yazılı sınavda da da kpss de iyi puan alırsın. lakin mülakatlarda torpil döner. adı referanstır. sap gibi giderseniz ankara'ya gülerler adama çünkü herkes muhakkak bir adam bulmuştur. sınavı çalışarak kazanırsın ama mülakata gelince ona birşey diyemem. ama bakanlıklara girdin mi kariyerli meslektesin uzmansın. okuduğunun hakkı da budur zaten.
özelde de torpil döner.çalışmak için en ideal şehir istanbul'dur. ticaretin kalbi orda çünkü. üniversitenin adı, yabancı dil düzeyi,referanslar, iş tecrübesi iyi bir işe girmede etkendir.
yoksa sınavı kazandım, mülakatı da geçtim iş benimdir demeyin. torpilli biri gelir siz mal mal bakarsınız tecrübeyle sabittir. departmana girmek zordur. okul bittiğinde çoğu işletmeciyi sektör pazarlamacı adayı olarak görür. lakin onlara göre pazarlama denilen şey işletme bölümünde satıştır ve çok da profesyonellik gerektiren iş değildir. ha becerebilene iyi para kazandırır ama 30'unuzdan sonra pert'e çıkarsınız. genç nüfus çok yerinize gençleri tercih ederler. satış risktir, dinamiktir, girişkenlik, dış görünüş gerektirir. kotası vardır tutturamazsanız işten çıkarılırsınız. özel sektör burası unutmayın çok kolay adam harcarlar.
ben muhasebeci olacağım diyorsanız, en iyi muhasebe bürolarında öğrenirsiniz. lakin az para verirler. mali müşavir olmak zordur. alın belgeyi ama büro açmak mantıklı değil adım başı smmm kaynıyor. belgeyi alıp şirkete girin. ya da şirkette mali müşavirlik stajınınızı şirkette mali müşavirin yanında yapın. muhasebe bürosunda adamın iliğini kemiğini sömürürler.
neticede özele girmeyin koşulları vasatın altında devletin maaşları koşulları daha iyidir. özel sektörün garantisi yok. ne oyunlar dönüyor bilemezsiniz. insanlıktan çıkmış bunlar dersiniz.
geçenlerde bir arkadaşıma neden dedim "çünkü hiçbir hedefim amacım yoktu, sınav sonucum da bir hukuk etmiyordu, dedim herkes işletme okur, hedefsiz-amaçsız insanların tercihi işletme." dedi. dumur oldum.
caresizlikten secilen bolumdur.okudun ne oldu elde var huzun.
http://www.youtube.com/watch?v=uxE6PKxL6bQ
ingilizcesinin boğaziçi üniversitesi tarafından the department of management olarak kabul edildiği, ama diğer türk üniversitelerinin genellikle the department of business management olarak tercih ettiği bölümdür. benim kişisel görüşüm the the department of managementın daha yoğun kullanılmasından yana. zira buradaki management'ın yönetimsel bir durum olduğu, bizdeki işletme fakültesinin mantığındaki işletme'nin bir management olduğu kabak çiçeği gibi meydandadır. durum böyleyken, sen işin içine business'ı ne bok yemeye eklersin bunu anlamakta zorlanıyorum kapasitem gereği. (zira az kapasiteli olmama rağmen full potential'ime ulaştım ve yıllardır sabitim.) business management olayı bambaşka bir şey aslında. işletme yönetimi ayrı bir bölümken neden bu kadar saçma bir karışıklık olmuş hala anlamış değilim. ne de olsa herkes orta düzey ingilizce biliyor türkiye'de değil mi?

Edit: imla.
Hiç okuyamamaktan iyidir.
aslında değerli olan bir bölümü türkiye'de nasıl bu kadar göt etmeyi başardıklarını merak etmektir.