bugün

türk genci bu kelimeyi ingilzce kitaplarındaki bölümlerden tanır. her issue bitmek zorundadır ya da değildir. ama yabancı ellerde issue dediğiniz vakit; ortada bir problem olduğunu hemen sezerler. "hey, what s your problem meeeen?" den tutun da , "i konw a very intelligent psychologist."e kadar binbir çeşit yorumu dinlersiniz... oysa sen bölümden çıkmışsın yola "ekmeği ikiye bölücem, isteyen var mı?" demişsin...
ing. konu; sorun.
ing. yayımlama, yayım, basım, konu, mesele, sonuç, netice, sayı, nüsha, boşalma yeri, boşalma, çıkış, dağıtım, mal, piyasaya sürme, emisyon, önemli nokta.
(hukuki açıdan); çocuklar, füru.
(tıp açısından); Cerahatin dışarı akmasını temin etmek için açılan yara, Zürriyet, Mahreç.

(from issue) - den gelmek, kaynaklanmak.
ingilizce hapşururken ağızdan kaçan kelime.
ingilizcede en nefret ettiğim kelimedir. yüzlerce anlamı vardır.

1 konu isim
2 sorun
3 mesele
4 bildirmek fiil
5 basım isim
6 sayı
7 düzenlemek Kanun
8 yayınlama isim
9 vermek
10 yayınlamak
ing. verb olarak, piyasaya sürmek ve vermek, tahsis etmek anlamlarına sahiptir.
"Ortada tartışılmakta olan konu ya da problem" anlamına da gelir,

örnek: "This is a political issue"

"dergi, katalog gibi şeylerin düzenli çıkan sayıları" anlamına da gelir,

örnek: "the most recent issue of sports illustrated is covering the world cup"

"bir şeyi düzenli kullanılması için dağıtmak, vermek/ dağıtılmış, verilmiş olmak" anlamına da gelir.

örnek: "The standard issue sidearm for U.S. Armed Forces from 1911 until 1986 was the Colt 1911."

"birisinin davranışından alınmak, problem yaratmak" anlamına da gelir.

örnek: "i think she took issue about the comment i made of her work"

Lastik gibi kelimedir. daha bir sürü anlamı vardır. ingilizce garip bir dildir.