bugün

bilgisayar mühendisi bayan ile endüstri mühendisi erkeğin evliliğidir mesela. zor günlerin başlangıcıdır.

kabus dolu son iş görüşmemim ardından istanbul'daki eli öpülesi, eteğine yüz sürülesi sevgilimin gayretleri sonucu onun ik yazılımı satış danışmanı olarak çalıştığı iş yerinde "iş geliştirme ve verimlilik mühendisi" olarak işe başladım. eğer dibi ekmekle sıyrılacak kadar aklınız varsa böyle bir hata yapmayın pek sevgili endüstri mühendisi kardeşlerim, aynı yerde çalışmayın.

ilk günler her şeyde olduğu gibi çok güzeldi. sevgilimle uzaktan yakından birbirimize bakışıyor, anlamsız anlamsız sırıtıyorduk. çok mutluyduk lan. öylesine mutluyduk ki uzaktan uzaktan bizi izleyen, "vay uyanıklar, düğün evine dönderdiniz lan burayı diye" içten içe fesatlık düşünen, bir açığımızı arayan genel müdürün farkında değildik. lafı geçmişken genel müdür'ün tanımını yapmamak olmaz. efendim genel müdür demek hiçbir şeyi beğenmeyen ve birkaç nadir orospu çocuğunda bulunan bu özelliği nedeniyle en yüksek parayı alan kişiye denir. neyse burda ipnelerden bahsedecek değilim. zaten kovdu bizi pezevenk. halbuki hiçbir çalışanın performansı düşmesin, ilgileri işten başka birşeye kaymasın diye arşivde sevişiyorduk. asıl sebep bu basılma olayıydı sanırım ama bir ik yazılımı satış sözleşmesi anında, geçmiş ik hayal kırıklıklarımın etkisiyle müşterimiz olan ik müdürü bayanla tartışıp ona orospu dememin de mutlak etkisi vardır.

neyse her işte bi hayır varmış demek ki ordan kovulunca kendi işimizi kurduk. deli para kazandığımız bir sektöre girmiştik. ben fabrikaların ihtiyacı olan programlar için veri topluyor, algoritmayı oluşturuyor biricik sevgilim ise bunu kodlara ve arayüzlere çeviriyordu. kısa sürede hayli para kazanınca sıra evliliğe geldi nihayet. rüya gibi bir düğünle evlendik. kabusmuş aslında ben rüya sanmışım.

cicim ayları geçip, haftalık sevişme sayısı 1.5'e düşünce iki mühendis evliliğinin acı gerçekleri gün yüzüne çıkmaya başladı. zaten ikimizde asosyal yaratıklardık. allah direkt belamızı vermek yerine bizi mühendisliğe yöneltmiş uzun ve acılı bir hayat süreceğimiz yetmezmiş gibi bir de üstüne evlilik kurumunda birleştirmişti bizi. lafı geçmişken evlilik kurumu'nun tanımını yapmamak olmaz. efendim evlilik kurumu kişilerin evlendikten sonra içlerinde biriken kurumdur. soba borusunu nasıl yılda bir kez kurumdan temizliyorsak evlilik kurumunu da yılda bir kez dışarı çıkartmak, hava aldırmak ve içini boşaltmak gerekir. ama bırak dışarı çıkmayı lanet karı camdan bile başını dışarı uzatmıyordu. her akşam eve geldiğimde onu aynı koltukta, aynı laptop ile, aynı saçlar, aynı yüz ifadesi ile buluyordum. kod yazmaktan parmakları nasır tutmuş, klavyedeki bütün harfler tuşlardan silinmişti. öyle seviyordu ki kod yazmayı sırf zevk için musluktan bardağa su dolduran bir robot kol bile programlamıştı. kavga çıkarmamak için mutfağa gittim, robotun düğmesine bastım. musluğu açtı pezevenk, bir bardak suyu taşırmadan tam kıvamında verdi. iyice uyuz oldum alete. resmen piç gibi suratıma bakıyordu. suyu içmek yerine "al amına kodumun aleti şimdi siki tuttun" diyerek üstüne boca ettim. lanet karım bunuda düşünmüş olsa gerek siktiğimin robotu kendisini daha dikkatli kullanmamız konusunda sesli uyarı verdi. o an gözüm karardı ve ağzıma ne geldiyse saydırmaya başladım. ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum ama başımı çevirdiğimde korkarak bana bakan karımı gördüm. kendime şöyle bir baktım. resmen musluğa doğru uzanmış, elektronik bir alete ana avrat küfrediyordum. aslında robotlaşan ve zerre kadar heyecanı kalmayan hayatımıza küfrediyordum ama karım bunu anlamaktan oldukça uzaktı artık.

sonraki haftalarda bende bokunu çıkardım. endüstri mühendisiyim lan ben, her işten anlarım diyerek evliliğin amına koyuyor, karıma bırak söz hakkı vermeyi, düşünme hakkı bile vermiyordum. değiştireceğimiz halıların rengine, perdelerin ışık geçirgenliğine bakarak ben karar veriyor, koltukları ergonomik olarak inceledikten sonra gene ben alıyordum. resmen bir yavşak olup çıkmıştım. en son karıma araba almaya karar verdiğimizde ipler koptu. mini cooper isteyen karımın karşısına, optimum verimde, fiyat performans lideri bir araç alacağım diye reno clio 1.5 dizel ile çıkınca çıldırdı. beni taksime kadar clio ile kovaladıktan sonra zar zor izimi kaybettirdim. o gün bu gündür avukatlarımız aracılığı ile iletişim kuruyoruz. hala tehdit mesajları alıyorum.

not: yakında evlenecek olan bir mühendisin gelecek kurgusudur efendim. o yüzden yalanını skiim demeyin, hassaslaşabiliyorum.
mantık evliliğidir.
doğacak çocuğun ismi sanayi konabilinecek bir evliliktir.
ancak hollanda sınırlarında mümkündür.
askere gidip geldikten sonra gerçekleştirmeyi düşündüğüm evlilik çeşitidir. 4 senelik geçmişimiz gelecek için umut veriyor.
Hakiki bebek doğurmak yerine sanal bebek büyüttükleri gözlemlerim arasında mevcut durum.