bugün
- bir erkeği cezbeden şeyler9
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek22
- düşün ki o bunu okuyor14
- anın görüntüsü15
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması21
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular8
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay19
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- galatasaray17
- fenerbahçe8
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks17
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri12
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün8
- iğrenç bir his tarif et17
- allah yerine hızır'dan yardım istemek14
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- flörtü eleme sebepleri12
- erkeklerin iğrenç özellikleri21
- öğretmen maaşları17
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj19
- keki kabarmayan sözlük kızı30
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat11
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- deniz gezmiş25
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor17
- eloande14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek19
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı30
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak8
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni17
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- durduk yere tribe giren erkek17
- allah ile tanrının farkı var mı9
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı19
- icardi19058
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek19
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
bilgisayar mühendisi bayan ile endüstri mühendisi erkeğin evliliğidir mesela. zor günlerin başlangıcıdır.
kabus dolu son iş görüşmemim ardından istanbul'daki eli öpülesi, eteğine yüz sürülesi sevgilimin gayretleri sonucu onun ik yazılımı satış danışmanı olarak çalıştığı iş yerinde "iş geliştirme ve verimlilik mühendisi" olarak işe başladım. eğer dibi ekmekle sıyrılacak kadar aklınız varsa böyle bir hata yapmayın pek sevgili endüstri mühendisi kardeşlerim, aynı yerde çalışmayın.
ilk günler her şeyde olduğu gibi çok güzeldi. sevgilimle uzaktan yakından birbirimize bakışıyor, anlamsız anlamsız sırıtıyorduk. çok mutluyduk lan. öylesine mutluyduk ki uzaktan uzaktan bizi izleyen, "vay uyanıklar, düğün evine dönderdiniz lan burayı diye" içten içe fesatlık düşünen, bir açığımızı arayan genel müdürün farkında değildik. lafı geçmişken genel müdür'ün tanımını yapmamak olmaz. efendim genel müdür demek hiçbir şeyi beğenmeyen ve birkaç nadir orospu çocuğunda bulunan bu özelliği nedeniyle en yüksek parayı alan kişiye denir. neyse burda ipnelerden bahsedecek değilim. zaten kovdu bizi pezevenk. halbuki hiçbir çalışanın performansı düşmesin, ilgileri işten başka birşeye kaymasın diye arşivde sevişiyorduk. asıl sebep bu basılma olayıydı sanırım ama bir ik yazılımı satış sözleşmesi anında, geçmiş ik hayal kırıklıklarımın etkisiyle müşterimiz olan ik müdürü bayanla tartışıp ona orospu dememin de mutlak etkisi vardır.
neyse her işte bi hayır varmış demek ki ordan kovulunca kendi işimizi kurduk. deli para kazandığımız bir sektöre girmiştik. ben fabrikaların ihtiyacı olan programlar için veri topluyor, algoritmayı oluşturuyor biricik sevgilim ise bunu kodlara ve arayüzlere çeviriyordu. kısa sürede hayli para kazanınca sıra evliliğe geldi nihayet. rüya gibi bir düğünle evlendik. kabusmuş aslında ben rüya sanmışım.
cicim ayları geçip, haftalık sevişme sayısı 1.5'e düşünce iki mühendis evliliğinin acı gerçekleri gün yüzüne çıkmaya başladı. zaten ikimizde asosyal yaratıklardık. allah direkt belamızı vermek yerine bizi mühendisliğe yöneltmiş uzun ve acılı bir hayat süreceğimiz yetmezmiş gibi bir de üstüne evlilik kurumunda birleştirmişti bizi. lafı geçmişken evlilik kurumu'nun tanımını yapmamak olmaz. efendim evlilik kurumu kişilerin evlendikten sonra içlerinde biriken kurumdur. soba borusunu nasıl yılda bir kez kurumdan temizliyorsak evlilik kurumunu da yılda bir kez dışarı çıkartmak, hava aldırmak ve içini boşaltmak gerekir. ama bırak dışarı çıkmayı lanet karı camdan bile başını dışarı uzatmıyordu. her akşam eve geldiğimde onu aynı koltukta, aynı laptop ile, aynı saçlar, aynı yüz ifadesi ile buluyordum. kod yazmaktan parmakları nasır tutmuş, klavyedeki bütün harfler tuşlardan silinmişti. öyle seviyordu ki kod yazmayı sırf zevk için musluktan bardağa su dolduran bir robot kol bile programlamıştı. kavga çıkarmamak için mutfağa gittim, robotun düğmesine bastım. musluğu açtı pezevenk, bir bardak suyu taşırmadan tam kıvamında verdi. iyice uyuz oldum alete. resmen piç gibi suratıma bakıyordu. suyu içmek yerine "al amına kodumun aleti şimdi siki tuttun" diyerek üstüne boca ettim. lanet karım bunuda düşünmüş olsa gerek siktiğimin robotu kendisini daha dikkatli kullanmamız konusunda sesli uyarı verdi. o an gözüm karardı ve ağzıma ne geldiyse saydırmaya başladım. ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum ama başımı çevirdiğimde korkarak bana bakan karımı gördüm. kendime şöyle bir baktım. resmen musluğa doğru uzanmış, elektronik bir alete ana avrat küfrediyordum. aslında robotlaşan ve zerre kadar heyecanı kalmayan hayatımıza küfrediyordum ama karım bunu anlamaktan oldukça uzaktı artık.
sonraki haftalarda bende bokunu çıkardım. endüstri mühendisiyim lan ben, her işten anlarım diyerek evliliğin amına koyuyor, karıma bırak söz hakkı vermeyi, düşünme hakkı bile vermiyordum. değiştireceğimiz halıların rengine, perdelerin ışık geçirgenliğine bakarak ben karar veriyor, koltukları ergonomik olarak inceledikten sonra gene ben alıyordum. resmen bir yavşak olup çıkmıştım. en son karıma araba almaya karar verdiğimizde ipler koptu. mini cooper isteyen karımın karşısına, optimum verimde, fiyat performans lideri bir araç alacağım diye reno clio 1.5 dizel ile çıkınca çıldırdı. beni taksime kadar clio ile kovaladıktan sonra zar zor izimi kaybettirdim. o gün bu gündür avukatlarımız aracılığı ile iletişim kuruyoruz. hala tehdit mesajları alıyorum.
not: yakında evlenecek olan bir mühendisin gelecek kurgusudur efendim. o yüzden yalanını skiim demeyin, hassaslaşabiliyorum.
kabus dolu son iş görüşmemim ardından istanbul'daki eli öpülesi, eteğine yüz sürülesi sevgilimin gayretleri sonucu onun ik yazılımı satış danışmanı olarak çalıştığı iş yerinde "iş geliştirme ve verimlilik mühendisi" olarak işe başladım. eğer dibi ekmekle sıyrılacak kadar aklınız varsa böyle bir hata yapmayın pek sevgili endüstri mühendisi kardeşlerim, aynı yerde çalışmayın.
ilk günler her şeyde olduğu gibi çok güzeldi. sevgilimle uzaktan yakından birbirimize bakışıyor, anlamsız anlamsız sırıtıyorduk. çok mutluyduk lan. öylesine mutluyduk ki uzaktan uzaktan bizi izleyen, "vay uyanıklar, düğün evine dönderdiniz lan burayı diye" içten içe fesatlık düşünen, bir açığımızı arayan genel müdürün farkında değildik. lafı geçmişken genel müdür'ün tanımını yapmamak olmaz. efendim genel müdür demek hiçbir şeyi beğenmeyen ve birkaç nadir orospu çocuğunda bulunan bu özelliği nedeniyle en yüksek parayı alan kişiye denir. neyse burda ipnelerden bahsedecek değilim. zaten kovdu bizi pezevenk. halbuki hiçbir çalışanın performansı düşmesin, ilgileri işten başka birşeye kaymasın diye arşivde sevişiyorduk. asıl sebep bu basılma olayıydı sanırım ama bir ik yazılımı satış sözleşmesi anında, geçmiş ik hayal kırıklıklarımın etkisiyle müşterimiz olan ik müdürü bayanla tartışıp ona orospu dememin de mutlak etkisi vardır.
neyse her işte bi hayır varmış demek ki ordan kovulunca kendi işimizi kurduk. deli para kazandığımız bir sektöre girmiştik. ben fabrikaların ihtiyacı olan programlar için veri topluyor, algoritmayı oluşturuyor biricik sevgilim ise bunu kodlara ve arayüzlere çeviriyordu. kısa sürede hayli para kazanınca sıra evliliğe geldi nihayet. rüya gibi bir düğünle evlendik. kabusmuş aslında ben rüya sanmışım.
cicim ayları geçip, haftalık sevişme sayısı 1.5'e düşünce iki mühendis evliliğinin acı gerçekleri gün yüzüne çıkmaya başladı. zaten ikimizde asosyal yaratıklardık. allah direkt belamızı vermek yerine bizi mühendisliğe yöneltmiş uzun ve acılı bir hayat süreceğimiz yetmezmiş gibi bir de üstüne evlilik kurumunda birleştirmişti bizi. lafı geçmişken evlilik kurumu'nun tanımını yapmamak olmaz. efendim evlilik kurumu kişilerin evlendikten sonra içlerinde biriken kurumdur. soba borusunu nasıl yılda bir kez kurumdan temizliyorsak evlilik kurumunu da yılda bir kez dışarı çıkartmak, hava aldırmak ve içini boşaltmak gerekir. ama bırak dışarı çıkmayı lanet karı camdan bile başını dışarı uzatmıyordu. her akşam eve geldiğimde onu aynı koltukta, aynı laptop ile, aynı saçlar, aynı yüz ifadesi ile buluyordum. kod yazmaktan parmakları nasır tutmuş, klavyedeki bütün harfler tuşlardan silinmişti. öyle seviyordu ki kod yazmayı sırf zevk için musluktan bardağa su dolduran bir robot kol bile programlamıştı. kavga çıkarmamak için mutfağa gittim, robotun düğmesine bastım. musluğu açtı pezevenk, bir bardak suyu taşırmadan tam kıvamında verdi. iyice uyuz oldum alete. resmen piç gibi suratıma bakıyordu. suyu içmek yerine "al amına kodumun aleti şimdi siki tuttun" diyerek üstüne boca ettim. lanet karım bunuda düşünmüş olsa gerek siktiğimin robotu kendisini daha dikkatli kullanmamız konusunda sesli uyarı verdi. o an gözüm karardı ve ağzıma ne geldiyse saydırmaya başladım. ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum ama başımı çevirdiğimde korkarak bana bakan karımı gördüm. kendime şöyle bir baktım. resmen musluğa doğru uzanmış, elektronik bir alete ana avrat küfrediyordum. aslında robotlaşan ve zerre kadar heyecanı kalmayan hayatımıza küfrediyordum ama karım bunu anlamaktan oldukça uzaktı artık.
sonraki haftalarda bende bokunu çıkardım. endüstri mühendisiyim lan ben, her işten anlarım diyerek evliliğin amına koyuyor, karıma bırak söz hakkı vermeyi, düşünme hakkı bile vermiyordum. değiştireceğimiz halıların rengine, perdelerin ışık geçirgenliğine bakarak ben karar veriyor, koltukları ergonomik olarak inceledikten sonra gene ben alıyordum. resmen bir yavşak olup çıkmıştım. en son karıma araba almaya karar verdiğimizde ipler koptu. mini cooper isteyen karımın karşısına, optimum verimde, fiyat performans lideri bir araç alacağım diye reno clio 1.5 dizel ile çıkınca çıldırdı. beni taksime kadar clio ile kovaladıktan sonra zar zor izimi kaybettirdim. o gün bu gündür avukatlarımız aracılığı ile iletişim kuruyoruz. hala tehdit mesajları alıyorum.
not: yakında evlenecek olan bir mühendisin gelecek kurgusudur efendim. o yüzden yalanını skiim demeyin, hassaslaşabiliyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar