bugün

nam-ı diğer uzun ihsan.
her kitabını tek nefeste okuduğum, okurken zamanı ve mekanı unutturan duayen.
suskunlar son kitabı, cümleten gözümüz aydın.
Üniversitesinde ders verdiği sınıftaki arkadaşımın öve öve bitiremediği ve bütün sitelerde kendisi hakkındaki yorumları okuduğumda 'eniştem' olduğu için guruR duyduğum 'kendine has üslubu,düşüncesi ve yaşam tarzı' olan enaniyet sahibi bir insandır.
Puslu kıtalar atlası adlı kitabı ile kalbimizi fetheden fakat sonradan okuduğum hiçbir kitabı aynı tadı vermeyen felsefeci yazar.
gercek anlamda bir yazardir kendisi. ne mutlu ki su ahir ömrümüzde ona denk gelebildik.
parodi, pastij ve kolaj yöntemlerini fazla kullanmadan, postmodernizmin önemli olmayan, sıradan tarihi kişiliklere ve olaylara değinme ilkesinden ve biraz da metinlerarasılık ilkesinden yararlanan yazar. bu adam çok başarılıdır. öyle böyle değil. fakat bu adamı okuyan şu adamı da okumalı. o da en az onun kadar yahut daha başarılı bir adamdır;

(bkz: hasan ali toptaş)
çok iyi yunanca bilir, yarısı kadar olamamış doçentlerin birinci sınıf derslerine asistanlarını göndermesine rağmen ilk çağ felsefesi derslerine bizzat girer. ege edebiyat fakültesi koridorlarında ya da bina önündeki çay bahçesinde çayını yudumlayıp öğrencilerle sohbet ederken görebilirsiniz onu sıklıkla..
'iyi eser yaratmak için, aslında çok şey bilmek gerekir' düşüncemi pekiştiren insan.
hakkında bu kadar güzel şeyler yazılan eser sahibi türk'e sahip olmanın haklı gururunu bize yaşatan üstad.
puslu kitalar atlasi isimli kitabıyla felsefenin yanında edebiyatın da borusunu öttüren yazar.
adı geçen kitabın girişine bak be. tekerleme oldu, düşmüyor dilimden.
"ulema, cühela ve ehli dubara, ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikayet ve beyan etmişlerdir ki, kun-ı kainattan 7079 yıl. isa mesih'ten, 1681 ve hicretten dahi 1092 yil sonra adına konstantiniye derler tarrakası meşhur bir kent vardı..."
türk edebiyatının en önemli yazarlarındandır ihsan oktay. olaylara getirdiği bakış açısı ve romanlarının tarihsel dokusunun yanıbaşında bekleyen modernize cümleler. işte ihsan oktay ı diğerlerinden ayıran öenmli bir farkı. hem felsefi hem tarihi hem kurgu hem gerçek hem mekanik çizimler... evet kitab ul hiyelin içine kendi çizimlerini koyması çok yönlü bir yazar olduğunun resmidir. ayrıca kendini de sokar hikayenin içine uzun ihsan efendi olarak. belki de bir mesajdır okuyucuya bu ihsan oktay dan. çeşitli çıkarsamalar yapabiliriz romanlarında kendine yer vermesi hakkında.

tarihsel vurguların naifliği ve betimleme kuvvetinin güçlülüğü her satır arasında güler okuyucuya. literatürümüz yaşar kemali okuma rehberi bilmem kim gibi şiir yazma kılavuzu gibi kitaplar neşretmiştir vakti ile. şimdi merakla beklenmektedir ihsan oktay romanını okuma rehberi gibi bir çalışma. esasen ben bu işi hulki aktunçtan beklemekteyim. sanıyorum ihsan oktay anar hakettiği değeri görecektir toplumda. birkaç romanlık bir adam olmadığını yayımladığı amat ve akabinde suskunlar ile de kanıtlamıştır ihsan oktay. koruduğu tarihsel dokusu ve kurduğu uzun cümlelerle yine alışılmadık romanlara imza atmaktadır. elif şafakta şahit olduğumuz geriye doğru gidiş ihsan oktay ın evine uğramamıştır ve uğrayacak gibi görünmemektedir. böyle devam etmesi dileği ile.
son dönem türk edebiyatının yüz akı. sadece yazmış olmak için yazılan bir dönemde yazdığı her kitap kült olup çıkıyor. her yerde görmeniz mümkün olmayan biri ihsan oktay. ve ünü fena halde kulaktan kulağa yayılıyor. ne bir reklam ne bir abartı. sadık bir kitlesi oluşmuş durumda. ve ihsan oktay yaşarken efsanaleşen yazarlar arasında haklı yerini alıyor her geçen gün.

türk edebiyatının yazarlarına ait yapılan kategorileştirme çabalarının bir uzantısı da notos öykünün yaptığı yüzyılın kırk romancısıdır. ve ihsan oktay bu romancılar arasında yer almıştır evet. ama dikkat edilir ise orhan pamukun ihsan oktay dan daha üst sıralarda ilk beşte olduğu görülecektir. halbuki ihsan oktay gerek üslup gerek romanlarındaki kurgu itibari ile orhan pamuk edebiyatının çok çok önündedir. hatırı sayılır bir kitlesi ihsan oktay ile nobel alan orhan pamuk arasındaki bariz fark bu kadar ortada iken insan anara yapılanının haksızlık olduğunu düşünmeden edemiyor.
ilkokul öğretmeninizi şükranla anmanıza sebebiyet veren yazar. ne mutlu ki o öğretmen size okumayı öğretmiş ve siz bu gün bu yazarı okuyabilmişinizdir.
sosyolojik olarak, bu toprakların "anlatı damarı"nı kesin biçimde yakalamış;
kırmızı başlıklı kız, süpermen gibi hikayelerin bizler için aslında hangi biçimde anlatılısa okumakla kalmayı, hayalimizde canlandırabileceğini göstermiş;
modernizm adına bugünümüzden koparılan osmanlıcanın düşünsel yaşam içindeki zenginliğini sofulaştırmadan göstermiş güzel insan.
yazarı ilk okuduğumda dikkatimi çeken dil zenginliği ve hakimiyeti oldu. çok az yazarın sahip olduğu yaşadığı ülkenin geçmişini ve dilini, geniş hayal gücüyle harmanlayıp okuyucusuna bir ziyafet sunmaktadır.
üretken ve farklı olanların bu kadar az olduğu bir toplumda hep yazması temennisinden başka söyleyecek bir söz bulamıyorum.
bugün izmir kitap fuarı'na arzu endam ettiler kendileri. ama konuşmacı ya da katılımcı olarak değil, kitap almak için fuara gelen binlerce kitap severden biri olarak. fuardaki yüzlerce kişi yanlarından geçen, standlarda onlarla birlikte kitapları inceleyen bu şahsın, türk edebiyatının son dönemlerindeki en popüler yazarlarından biri olan ihsan oktay anar olduğunun farkına bile varmadılar. öyleki kitapları yayınlayan iletişim yayınevi standının sorumluluarı bile kendisinden habersizdi.

benden duymuş olmayın ama yazacağı romanı ile ilgili kaynak topluyor gibi geldi bana . muhtemelen roman dönem olarak tanzimat, mekan olarak kapalıçarşı ekseninde geçecek. gayrimüslim tebaa ile oldukça alakalı olması ihtimal dahilinde. kıymetini bilin bu bilgiyi hiçbir yerde bulamazsınız..
yaklaşık iki saat önce AMAT isimli kitabını bitirdiğim tüm zamanların kelime haznesi en geniş türk yazarlarından biridir. puslu kıtalar atlası isimli kitabını bir nefeste bitirebilmek için paiste bir gün ve gece boyunca otel odasına kapanmışlığım vardır. bu anlamda tatile giderken yanınızda bulundurmanız gereken en tehlkeli yada en gerekli eserlerin de yazarı olarak bir yerlere not düşülmelidir
amin maalouf'un türkçe karşılığı olduğunu düşündüğüm yazar. bütün kitaplarında sanki bir meltem eser yüzünüze. bazen içiniz titrer, bazen ısınır. ama asla rahatsız etmez. hep mutlu kılar sizi.
sözlükle okunan yazardır ihsan oktay. ancak hikayelerinde seçtiği masalsı ve destansı anlatım sözlüksüz de olsa keyif almanızı sağlar. tek bir boş kitabı bile yoktur.
ziyaret etmek için bölümdeki odasının kapısını iki kere uzun uzun, düşünüp taşınıp, cesaretimi toplayarak çalmışsam da odasında olmadığını anlayarak gazımı atmosfere sera gazı niyetine salmamın yegane nedeni bilge kişi, bir nevi "meğer salih benmişim"dir.
kitaplarının hızla filmleştirilmesi gereken büyük yazar. türkiye'deki okuyucu profili üzerindeki etkisi giderek artıyor. yazdıklarını okuyup kendinizi istanbul'a vursanız galata'nın her bir köşesini elinizle koymuş gibi bulursunuz. izmir'li bir yazarın istanbul'a gitmeden oraları böylesine muazzam biçimde anlatması gerçekten şaşırtıcı.
Amat'ı okurken gemicilik terimleri sözlüğü aramamıza da yol açmış feylesof. Kendisini bu kadar sevmemin nedenlerinden biri Osmanlı döneminin mahalle yaşantısını o kadar iyi anlatır ki; bir anda kendinizi o dönemde yaşayan Uzun ihsan Efendi'nin komuşusu zannedersiniz, karakterlerin bu denli efsane oluş sebeplerinden biri de budur diye düşünüyorum.Ayrıca Puslu Kıtalar Atlası'nda dünya sen, ben düşündüğüm için varsın diyerek beni düşüncelere gark etmiştir.Daha da yakından tanımak isteyenler google'a "ntvmsnbc ihsan oktay anar" yazarak çıkan sonuçlardan bir roportajına da ulaşabilirler.
lisansüstü sınavlar sonucunda, artık hocamdır.

(bkz: gel beri galapagoslu iguana) *
etkileyici ve güzel bir dille karşılaşırsınız...argodan,sokak dilinden,tarihten,bilimden ve de felsefeden eşit ölçüde beslenen bir dil.iç aleminize doğru esrarengiz yolculuklar...zamansız mekansız anlatımlar..tuhaf dedirten bi hayal gücü....

"suskunlar","puslu kıtalar atlası","efrasiyab'ın hikayeleri"eserlerinden bazılarıdır.
kız arkadaşımın hocası. sınav kağıtlarını aylarca oku(ya)mamasıyla öğrencilerini delirtirmiş.
son dönemlerde iyice sardırdığım yazar. çok sayıda kitabı olmamasına karşın okunan bir kitabının birincil etkilerini üzerimden atmak güç oluyor. tatlı tatlı düşünüyor, bir masalsı bulutun içinden çıkamıyorsunuz ilk etapta.
sonra da evet bir sonraki nerde diyorsunuz.