bugün

insanların hayvanlara gosterdıgı sevgidir.

görsel
(bkz: panter emel)
dunyanın en saf sevgilerinden biridir. ogrenilmis bir sevgi seklidir. 'kısın usuyen hayvanlar icin pratik cozumler dusunmek ac kalanları doyurmak gereklidir' nanam boyle derdi benim, bir kıs gunu cocukken sokakta buldugum kediyi kuyrugundan tutup sallarken bana. iyi ki demis ve iyi ki anlatmıs.

ben ondan ogrendim hayvan sevgisini. beraber kuslar icin ekmek kırıntısı ufaladık balkona, pencere kenarına. sonra o kuslardan biri banyomuzun oldugu arkada kalan pencereye yuva yaptı. bir yumurtası birde minik yavrusu oldu. bu kus, (kargaydı) yavrusunu beslemek/korumak icin oylesine garip isler yapıyordu ki ben her gun acaba bugun ne getirecek diye merakla kusu bekliyordum. bir seferinde bursa'nın lodosu meshurdur, oyle bir ruzgar cıktı ki, kusun yuvası darmadagın oldu, anne kus gitti, insaatlardan civi toplamıs onunla yuvasını tekrar yaptı. civi ile, bildigin civi. ustunude coplerden bulmus olmalı herhalde, gazete kagıtlarıyla kapladı. hergun minik kusun buyumesini izlerken ben, bir gun, alttaki komsumuz rahatsız olmus kusun pisliginden, eline oklavayı aldıgı gibi o binbir zahmetle karganın yaptıgı yuvayı yıkmıs. karganın yavrusuda dusmus ve olmus. eve geldigimde bir baktım pencereye ne yuva duruyor ne kus. nanama sordum aglayarak anlattı bana. hemen o hırsla alttaki komsumuza gittim ve cocuk aklı iste insallah senin yavrunda olur o zaman anlarsın ne yaptıgını dedim. bende hayvan sevgisi iste tam anlamıyla boyle basladı.

sonra civciv aldı bana nanam, sonrda da minik bir ordek. buyuduler. ama biz kesip yemedik onları. koye gonderdik, kesmemeleri sartıyla. hic kus almadık, kafese koymaya kıyamadık nedense, hep balkondan baktık onlara. ailem ancak bu hayvanlara bakabilirsem bir kopek alacaklarını soyledikleri icin civcivlerime de ordegime de gozum gibi baktım. sonunda bir gun eve geldigimde kopegimi buldum. olene kadar benim en yakın arkadasımdı. hala ozlerim, hala aynı acıyı yasamamak icin yeni bir kopek alamadım.

simdi kısları daha bir garip hissediyorum. gozum eve gelirken, dısarı cıkarken ister istemez takılıyor hayvanlara. ornegin kar yagdıgı zaman kediler ac kalır. kara *basmayıda hic sevmezler. kar kalkana kadar oldukları yerde kalırlar ve usurler hem ac hem usumus olurlar. ben sıcacık evimde otururken hemen sokakta olan o kediyi nasıl dusunemem. bu mumkun degil. ya kuslar. gemlik'ten ac kaldıkları icin buttim'e kadar gelmis bir martı surusu gordum bir kez. ekmegi cope atmak yerine balkona ufalamak daha mantıklı degil mi?

anladım ki hayvan sevgisi sokakta gordugun zayıf, uyuz olmus bir kopege igreti ile bakarak ben hayvanları seviyorum demekle olmuyor. inandırıcı degil. hem de hic.
oyle pet shoplara gidip yuzlerce dolarlık iran kedileri ya da golden retrieveralmakla edinilen sevgi degildir ama gercek hayvan sevgisi. sekerim benim kopegim sadece ingilizce komutlara yanıt veriyor, ustelik oyle bir sampuan getirttim ki yurtdısından hem bilmemne vitamini iceriyor hem de artık bizim kapıcı gibi kokmuyor demek degildir. etrafta bunlardan cok var aman yanılmayın. bu tipler genelde jogging yaparken hele bir de yaz aylarıysa eger huskylerine adeta iskence ederler, su icirmeyi bile akıl etmezler. her fırsatta bunlarla tartısmak gerek. ben oyle yapamadan duramıyorum artık mantar gibi turediler cunku. seren serengil'e ozeniyorlar ya, belki de ondandır.
(bkz: HAYVAN BESLEMEK)
bazılarında aşırı görülen bir sevgi türüdür. öyle ki bu sevgi uğruna milletin kafasına çantayla vurabilirler.. (bkz: hayvanseverler)
(bkz: hayattan zevk almanın yolları)
'eight below' filmini şiddetle tavsiye ediyorum..
bazılarının abartıp sadece hayvanlarla konuşup dertleşmeye başlamasına yol açan ama aslında canlılara duyulan sevgiden kaynaklanan şey
(bkz: hayvanları sevmeyen insanları sevemez)
(bkz: mahmut abi sevgisi)
hayatınızı berbat eden bir insana duyulan sevgidir.
her insana nasip olmaz. çünkü bu insanların hayvanlara duydukları sevgi dalıdır. yani önce insanın insan olabilmiş olması gerekir. hayvanlar özeldir. hayattadırlar! yani yaşam hakları vardır. bunu yok sayanlar insan olamayacağı için bu başlık altında onlardan bahsedilemez.
insan olmayı becermiş grubununsa doğasında vardır, bir diğer canlıya duyulan sevgi.
iki ayaklı hayvanları sevmiyorum klişesi iyidir. uygundur.
rte:
-hayvan sevgisi konusunda kimse bizimle yarışamaz.
demiştir.
"sevmek" gibi duygusal bir şekilde yaklaşılırsa, daha çok sevimliliklerine göre değerlendirilirler elbet; ve balıkları, böcekleri vs. kimse düşünmez. oysa mantıken öncelikle acıyı algılama derecelerine göre değerlendirilmeleri, sınıflandırılmaları gerektiği gayet açık. (bkz: fahri omurgalılar)
hayvan sevgisi, kediye köpeğe. ama sivrisineğe, kara fatmaya geçmez bu sevgi. kıçımın sevgisi.
bu sevgiyi bünyesinde barındırmayanlardan nefret edilmesi gereken sevgidir.
sanırım bunu en mükemmel sergileyebilen ve bizlere de örnek olmak vazifesiyle öğretebilecek olan canlılar; çocuklar.

şöyle bir şey gördüm bugün;

yerde ters dönmüş can çekişen bir arı var. çocuğun biri başında diz çökmüş suratını asmış, annesi; "hadi gidelim." diye baskı yapıyor. çocuk kalkmıyor; "ama anne burada çok üzgün bir arı var!" anne, bize bakarak; "ne yapayım çocuğum, alıp veterinere mi götüreyim?" diyor. ani bir hızla dönüp, "hadi yardım edelim!" diyorum. anne utanıp, gelip arıyı düzüne çevirmekle kalmıyor, kimse ezmesin diye üşenmeden alıp yandaki bahçeye bırakıyor.

çocuk güldü. gülüşüyle bir can kurtardı. ne büyüksün sen güzel çocuk. ilahi, mutlu ettin akşam akşam bizi de. saflığın ne teninde ne bakışlarında ne sımsıcak gülüşünde, saflığın içinde ve insan olduğunu bildiğin güzel; ama bilinçsiz bilincinde. hep çocuk insan kal olur mu? ben gülüşünü nerede görsem tanırım. birlikte nice hayatlar kurtarır mıyız ki? umutsun sen, güzel çocuk...
bende fazlası ile bulanan sevgidir. öyle ki 3 sokak köpeği 30 dan fazla sokak kedisi işyerimin bahçesine her gün gelip karnını doyurduğum sayamadığım kadar çok kumrum birde kendi köpeğim canım oğlum paşa var. benim için hayvanları sevmek demek onların beslenmesine sağlıklarına önem vermek sıcak havalarda çantamda taşıdığım plastik kaplara çevreden aldığım su ile onları mutlu etmek demektir. siz sevmeyebilirsiniz ama lütfen onlara eziyet etmeyin.
çocuğu olmayan bazı kadınların kendilerini tatmin etme biçimi. zavallı hayvanları şekilden şekile sokarak eksikliğini hissettikleri çocuk sevgisini sağlama aracı bir nevî. açıkçası hayvan sevgisinin insan sevgisinden üstün gelebileceğine inanmıyorum.

ama güzel bir şey tabi ki.
dünyanın içine sıçan insanları gördükçe artan sevgidir.
(bkz: hayvan sevmeyen insanları da sevemez)
yeterince insan tanıdıktan sonra kişilerde ortaya çıkan ve artış gösteren insan dışında diğer hayvanlara karşı beslenen sevgidir.
onlar bizi sevmiyo ama;

http://img295.imageshack..../2822971273607645188.jpg/

bu sevilir mi lan? manyak mısınız?
bu öyle bir sevgidir ki; tanıdıkça insanlardan nefret etme sebebidir,
öyle bir sevgidir ki; tanıdıkça, yaşadıkça dilsiz bir dili çözmekle şereflendirir insanı.
öyle bir sevgidir ki; allah'ın varlığına inandırır.(ama adaletine değil)