bugün

görsel
görsel
görsel
görsel
Eee ekmeği yere atmış tabi zevk alamaz nimet o nimet. Nimete saygı olmazsa bunalım bile yapar adamda. Bence adam idam edilmeli.
lan gece olunca ben de böyle hissediyorum.
keşke hep gündüz olsa, hava da güneşli olsa.
her güne, bu ne lan dünün aynısı diye uyanmaktır.
hah işte benim sorunum bu hayattan hiç bir zevk alamıyorum ne yemekten ne içmekten nede başka bir şeyden ölü gibi zevksiz amaçsız yasıyorum.
şu aralar tam olarak hissettiğim. bir şeyler yapmalı; bir farklılık, bir yenilik. ama o yenilik ne; yeni bir hobi, yeni bir çevre, yeni bir telefon melodisi? tüm bu arayışlar sonucunda elde kalan için daha da sıkılması ve her günün aynı zevksizlikle devamını izlemek zorunda olmak. gideyim de bi çikolata yiyeyim bari...
Zevk almamakta bir zevktir.
Fazla şey beklemek. Bir amacın olmaması.
domatesin, salatalağın, meyvelerin eski tadı kalmamışken hayatın tadı zevki mi kaldı. ilişkiler, düşünceler eşyalar kısaca herşey hormonlu. eski heyecanlar, dostluk, arkadaşlıklar bitti ve sessizce gittiler. herşey yapmacık sahte.
Herkes aynı. Ruh hastası bir nesil yetişiyor.
Yaş ilerledikçe gerçekleşen vahim durum. Hele de iş yoksa ileride ne evlilik ne kariyer ne de yatırım yaparsınız. He olurda asgari ücretli bir iş bulursunuz ve onunla da anca kendi karnınız doyar. Bomboş bu hayat.
yaş ilerledikçe değilde arada bi gelip giden hal..
gidiyor knk. ayık ol.
Mutsuz olduğun yer ve zaman dilimindeki asıl aktivite.
bildiklerini, bildiğini sandığı doğruları değiştirmeli insan en başta.

geçen gün izlediğim bir belgeselde çok güzel bir söz söyledi konuşmacı: ''biz böyle bir dünya için evrilmedik. ihtiyaç ve isteklerimizin bu denli ötesinde bir tüketim alışkanlığından zevk almaya programlı değiliz. '' zevk ve alışkanlıklarımız bizleri maalesef mutlu etmeye yetmiyor. bilakis her birimizi birer bağımlıya dönüştürerek mutsuzluğa mahkum ediyor.

gördüğümüz ve deneyimlediğimizi düşündüğümüz hayatın çok ötesinde bambaşka hiç bilmediğimiz bir hayat ve dünyadayız artık. üstelik de çok çok hızlı ve acımasız. bu yüzden hayata ve yaşama dair her şeyin bu hızla değiştiği bir dünyada yavaşlamadan, durup, düşünüp bir takım kalıp yargılarımızı değiştirmeden, yıkmadan yaşayamayız fikrimce.
Türkiye'de yaşayan gençlerin yaşadığı şey. Bir kişinin hayattan zevk almaması benim için çok doğal bir şey. Nasıl zevk alaınlar ki, iş yok, para yok, eğitim yok. tek bir şey var; oda dert, hemde çokça var.
sanal ulaşılabilirliktendir.

eskiden ulaşmak istediğiniz noktadaki bireylerin hayatlarını şöyle bir hayal eder, derin bir nefesi seslice üfleyerek ayılıp kendi gerçekliğinize döner, konuyu bir daha aklınıza gelene veya lafı açılana kadar unutur geçerdiniz.

şimdi ise; ulaşamadığınız aşkın meyvelerini, kadının/erkeğin hallerini, teknenin hangi denizde süzüldüğünü, kıyafetin kombinini, dövizin günlük kurunu, vücudun dinamizmini an be an sizin hayatınıza ait olmasa da küçük bir ekrana bakarak takip ediyorsunuz.

ne kadar arzunuz varsa hepsinin sanalını yaptılar, biliyorsunuz. sanal aşk, sanal alışveriş, sanal para, ve hatta sanal gerçeklik *

sonsuz isteklerinizin cevaplarıyla dolu bir kaç inçlik bir ışık hüzmesine bakıp, sahip olamadığınızı düşündüğünüz ve bildiğiniz şeylerle durmadan yüzleşiyorsunuz.

biraz zamane problemi gibi ama emin olun en farkında olanımızı bile etkiliyor.

hayattan zevk alabilmek eskisinden çok daha zor bence.
31 çekmeyi bilmeyen yazar beyanı. S*ki olan biri hayattan nasıl sıkılabilir ?
Şu sıralar ıslarla sürdürdüğüm eylem. Israrla!
keşke zevk alamasak. sahaf-i hayatımızı sikti.
içini dökemeden, içine çektiğin nefesin ciğerlerini dağlamasıdır...

3 günlük ömründe, uykularından uyanmamayı dilemektir,
sessizliğe gömülmektir...
her insanın hayatının bir döneminde mutlaka yaşadığı his. öyle boktan bir dönemdeyiz ki normal.
Hayattan zevk alamamak bir erdem ya da hayatın gerçeklerini bilmek değildir bu biraz çevre ama çoğu kişide biten yaşamayı bilmemekden kaynaklanır yani mutsuz eden nedenleri sen yarattın (istisnalar dışında diyemiyeceğim bu dünyada ne durumda olup da hayattan zevk alan insanlar oldu) mutlu olacak nedenleri de sen bulmalısın.
insan gerçekten bir anı bir anını tutmayan bir varlık.

Bir gün kendini sebepsizce çok iyi ve mutlu hissediyor. Sanki başına felaket gelse bile bunu kaldırabilecek gibi. Herkese her şeye karşı güçlü olabilecek gibi.

Ama bir gün geliyor kendini o kadar zayıf hissediyor ki hiçbir şey yapmak, konuşmak, hareket bile etmek istemiyor. Sanki tüm dünyadaki dertler toplanmış o günü bulmuş gibi. herkese ve her şeye karşı garip bir öfke hissediyor.

işte böyle anlarda hayat gerçekten dayanılmaz oluyor. Ne yönde gideceği belli olmayan, nasıl hissedeceğini bilemeyen bir varlığa dönüşüyor insan.
görsel