bugün

"Sadece bir saniye için hayatın da mesaisi olması gerektiğini düşündü Zargana. Yani yaşanacak zamanın tercih edilmesi gerektiğini. Gece ya da gündüz. ikisini birlikte yaşadığı için mutsuzdu insan. Kaldıramıyordu aynı hayatın içinde hem geceyi hem gündüzü. Onun için uyku vardı belki de. Ve onun için bu kadar mutsuzdu belki de uyuyamayan insanlar."
.
'insanlar.' dedim fısıldayarak. taşırlar insanları.
kundaktayken, tabuttayken. hep taşıyacak birileri olur.
bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan,
bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırasının geleceğini söylediği için, taşırlar insanı.

hakan günday.
Tüm kitaplarını okuyup üzerine, her kitabında daha fazla hayran bırakan yazardır.
Bu adamın 4 kitabını okudum. Hiçbir kitabının bana birşey kattığını düşünmüyorum. Ölü ile sex veya annesi ile sex hangi psikolojinin ürünüdür. böyle şeyler yok demiyorum fakat varsa bile dünya üzerinde yaşayan insan sayısı çok azdır. Hatta seni okuyan insan sayısı belki bu şuuru bozuklardan daha fazladır. Sokayım yeraltı edebiyatınıza sizin önce yer üstünü halledin dingiller.

hitap ettiği kesimi de söyleyim hemen.
-ekşisözlük
-ateistler
-nihilistler
-fakir üniversiteli koministler
-zengin extreme sporlarla uğraşan enteller.
Yaş aralığı : 17-30 arası.


okumayın demiyorum yine okuyun. ama bu adamdan önce okunacak çok adam var. onları bitirin. sonra gelin hobi olarakta bu adamı okuyun.
entry yazdırır, eksi oylanınca sildirir falan.

büyük insandır, zehir gibi bir kafadır.
popüler kültürün eline oyuncak olmuş eskinin bohemi şimdinin tüccarı hiç bir zaman gerçek bir yazar olamamış daimi ergen.
Bu adam bilmemkaç kitap boyunca aynı kurgu matematiğiyle, aynı aforizma olmak için ıkınan cümlelerle, aynı artist bohemlikle kitap yazmıştır. Bunu anlamak için ne yazık ki dört kitabını okumam gerekti kendisinin. kitapları bitirdikten sonraki tepkilerim şu şekildeydi.
azil-fena değil gibi lan
Ziyan- oha iyiymiş baya
malafa-önceki iki kitabından farkı yok
kinyas ve kayra-sikerim lan aynı şeyi döndürüp döndürüp satıyor herif.

okumayın demiyorum dostlar. özellikle ergenlik sancılarında çok güzel gider bu adamın kitapları ama kutsal kitap muamelesi yapmayın şu kitaplara. aynı şeyi farklıymış gibi yazıp size yediriyor amk. bu adamın 3 kitabından fazlasını okumak tamamen vakit kaybı.
illa yazar istiyorsanız Hasan ali toptaş okuyun ihsan oktay anar okuyun bunalım istiyorsanız oğuz atay, yusuf atılgan, selim ileri, sabahattin ali falan okuyun bunlarla vakit kaybetmeyin amk.
ilk okuduğum kitabı Kinyas ve Kayra'dan sonra diğer kitaplarını da edindiğim, pek değerli kelime oyuncusudur.
(bkz: ot dergi) de yazdığı kısa hikayeleri tadı damakta kalır niteliktedir.
Oğuz atay hayranı olan ama onun edebiyatının e'sini bile yapamayan popülist yazar. Yukarıda bi arkadaşımın dediği gibi... Bütün değerli yazarları okuduktan sonra vakit geçirmek amaçlı okunabilir.
azil kitabını deniz kenarında unuttuğum yazar. para yokki gidip yenisini alıp okuyup tamamlayalım.
değeri tıpkı çoğu yazarlar gibi (bkz: oğuz atay) öldükten sonra anlaşılacak olan, tüm kitaplarını yalayıp yuttuğum, oturup 2 duble rakı içilesi kaliteli bir yazar.
ROMANLARINDAKi ANLATIMI VE ÜSLUBUYLA DiKKAT ÇEKEN YAZAR. DAHA ADLI KiTABININ FiLM YAPILMA OLASILIĞI ÇOK YÜKSEK. ZiRA BU KiTAP BERLiN FiLM FESTiVALi'NDE, TÜM DÜNYADAN BiR ÇOK KiTAP GiBi ADAY LiSTESiNDE. BU FESTiVAL KAPSAMINDA SEÇiLEN KiTAP, BEYAZ PERDEYE AKTARILACAK.

EDiT: KATILMIŞ BiLE.

--spoiler--
Hakan Günday’ın son kitabı “Daha”, Berlin yolcusu.

Berlin Film Festivali ile Frankfurt Kitap Fuarı işbirliğinde uzun yıllardır devam eden, kitapların uyarlama haklarının tanıtım programı “Books at Berlinal” seçkisine Hakan Günday ‘ın “Daha” romanı katıldı.

Sinemaya uyarlanabilecek kitapların seçileceği ve seçilen 11 eserin Berlinale Co-Production Market ‘te sunumları yapılacak.

Daha sonra davetli yapımcılar; kitapların uyarlama hak sahipleri, uluslararası yayıncılar ve edebiyat ajansları ile buluşacak ve film haklarına doğrudan sahip olma şansına sahip olacaklar.

Books at Berlinale adaylığı kapsamında bu yıl 25’ten fazla ülkeden 120’nin üzerinde eser yer alıyor.

Hakan Günday Daha ile bu seçkide yer alan ilk Türk yazar olma özelliğine sahip.

Hakan Günday yayın hakları ise Kalem Ajans tarafından temsil ediliyor.
--spoiler--
Bir insandan bu kadar nefret etmek ve onun tarafından önemsenmeyi bu kadar istemek aynı anda nasıl mümkün olabiliyordu? Bu iki istek de aynı bedende kendilerine nasıl yer bulabiliyordu? Kim bilir ne acılar çekiliyordu o an içimde? Ne kavgalar dönüyordu? Nasıl giriyorlardı birbirlerine? Nasıl bir savaş? Korkunçtu mutlaka..
sikimsonik yazardır,kinyas ve kayra hiçbir edebi yönü olmayan çakma'' gecenin sonuna yolculuktur.''
az romanından sonra diğer kitaplarını aldığım kalemi kuvvetli yüreği güzel yazar.
Sevilir okundukça daha çok sevilir betimlemeleri resim çizmekten ziyade fotoğraf çekmek gibidir. Karakterlerine alışılır yabancılık çekilmez.
kalemi kuvvetli tabirinin yakışacağı yazardır. bazı zaman sıksa da konu ağırlığıyla kitapları okunasıdır.
--spoiler--
Ben sadece fazlasıyla ciddiye almıştım,
küçükken babamın bana birini üzdüğümde söylediği o sözü.
“kendini karşındakinin yerine koy” ve
ilk başlarda bunu o kadar çok
yapmıştım ki, bir gün dönüş yolunu
yani kendimi bulamadım.
--spoiler--
bu aralar her zamankinden çok ihtiyaç duyduğum yazar.
bağımlılık yaratıyor,hakan günday istiyor bedeniniz,ruhunuz.
Sanırım evlendirme programına çıkması beklenen birisi.
sadece "kinyas ve kayra" bile bu adamın bir ömür anılmasına yetecek güzelliktedir.
kitabın sonuna yaklaştıkça "kahretsin bitiyor" diye isyan edilen kitapların yazardır.
az yedik çok içtik, halen daha içiyoruz...
her nedense kinyas ve kayra daki kinyas karakterine benzetiyorum tipini.

yıllar önce okumuştum kitabı ve zihnimdeki kinyas ın görüntüsü aynı hakan günday..

kendine bakarak mı yazdı o betimlemeleri bilmiyorum ama böyle işte.
hayran olduğum yazardır kendisi. zekasının kıvraklığı, hayalgücünün güzelliği, hikayesini anlatırken verdiği ince mesajlarıyla gönlümde taht kurmuştur o. lafı öyle bir gediğine koymaktadır ki romanlarında okurken ince bir gülümseme oluşturur dudaklarda. farkına varamadan siyasi/kültürel analizlerin ortasında bulursunuz kendinizi; ki bu analizler oldukça sağlam analizlerdir.

henüz 38 yaşında bir yazar olarak daha nice güzel eserleri edebiyatımıza kazandıracağını umuyorum.

okuyunuz efendim, bu adamı okuyunuz. benim (bkz: az)'la başlayan yolcuğum (bkz: daha) , (bkz: malafa) , (bkz: azil) ve (bkz: zargana)'yla devam etti. sırada (bkz: ziyan) var.
• “Ve sordum, Tanrı’nın yukarıda mı yoksa aşağıda mı olduğunu.”
• “Bağımlılıktan nefret ettim. Gitmemi, terk etmemi engeller diye.”
• “Geçmişe tükürüp geleceği çiğnedim. Bugünü ise uyuyarak geçirdim.”
• “Şimdiyse ağlıyorum. Hepimiz için. Çünkü hiçbiri işe yaramadı.”
• “Kendimi defalarca buldum, defalarca kaybettim.”
• “Kendimi tanıyamadım. Zamanım olmadı.”
• “Bana ait bir gezegen bulana kadar insanlara ve kendime zarar vermeye devam edeceğim.”
• “Ve dünyaya bırakabileceğim bir miras yok. Bütün değerleri iyi bir pizzanın üstüne içtim.”
• “Umarım sabaha ölmüş olurum, diye kapattım gözlerimi.”
• “Madem ölmedik, yaşayalım o zaman, dedik. Ölümsüzüm ben, dedim. Ölene kadar.”
• “Bütün hayatımız boyunca beklediğimiz ve nereden geleceğini bilmediğimiz huzuru arıyoruz.”
• “Dünya üzerinde böyle geceler de yaşanabildiği için kendimi vurmuyorum.”
• “Hiçbir yeri, bir gün geri dönmek için terk etmedim.”
• “Hayal etmeye çok ufakken başladım. Artık hayal edecek pek bir şey bulamıyorum.”
• “Tanımam yeter, gittiğim yerlerden ve insanlardan iğrenmem için.

[Hakan Günday]
(bkz: 6 yaşındaydı ve 6 yaşında ölecekti)

az- hakan günday.