bugün
- evlilik13
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım23
- artificialintelligence11
- erkeğe ne hediye alınır10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi18
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- anın görüntüsü21
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- uzağı göremeyen insan19
- bir şarkı sözü der ki10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- sözlük kızlarının don renkleri10
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- patiswiss11
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı13
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu9
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- türkiye işçi partisi9
entry'ler (1148)
Kadın cinayetlerinin ardından empati kurmaya çalışan erkeklere sonsuz saygı duyuyorum; fakat tecavüz gibi hassas konularda bir kadını tamamen anlayabileceğinizden emin değilim.
Kadınların içselleştirdiği, hergün otomatik olarak yaptığı birçok 'kendini koruma yöntemi' var. Birçoğu hiçbir erkeğin hayatı boyunca yapma gereği duymayacağı, fakat kadınların hergün yapmak zorunda olduğu şeyler. Empati kurma çabanıza minnettarım fakat çoğu şeyi yaşamadan bilemezsiniz, anlayamazsınız.
Yalnız yaşayan bir kadın olarak, annen seni ziyarete geldiğinde su siparişi verip kapıda birlikte görünerek 'yalnız değilim' mesajı verme çabasını, ailen geldiğinde bakkala çakkala görünmeye çalışarak 'onlar bana sahip çıkıyorlar' şovu yapmanın gerekliliğini, eve tesisatçı-tamirci gelecekse mutlaka bir dostu çağırmanın mecburiyetini, karanlığa kalmadan evde olmak için işten apar topar çıkıp, koşar adımlarla yürüyerek bir an önce eve varmaya çalışmanın telaşını, ıssız bir sokaktan geçmek zorunda kaldığında biri geliyor mu diye sürekli arkana bakarak yaşadığın tedirginliği, taksiye plakasını alarak binip, inene kadar telefona sıkı sıkı sarılıp taksiciyle göz göze gelmemeye çalışmayı, çantanda biber gazıyla dolaşma zorunluluğunu, alışveriş için girdiğin bir dükkanda senden başka kimse kalmadıysa alacaklarından vazgeçip bir an önce kendini dışarı atma çabasını, yarın ne giyeceğine karar vermek için kıyafet denerken, kendine sokaktaki adamın gözüyle bakıp giyeceklerini ona göre seçmenin zorunluluğunu bilemezsiniz, nerden bileceksiniz, hiç yaşamadınız.
Bizi kanunlar korumadı, bizi devlet korumadı, biz kendimizi korumak zorunda bırakıldık. Çünkü içinizde Özgecan gibi gencecik bir kıza vahşice şeyler yapabilecek zihniyette olanlar var ve hiçbirinin alnında yazmıyor. Size düşen sadece onlardan biri olmadığınızı göstermek.
Zaten korku içinde ve her an tetikte yaşamak zorunda olan bir kadını daha fazla tedirgin edecek her türlü hareketten lütfen kaçının.
Yol kenarında kendi halinde yürüyen bir kız görünce kornaya basmayın.
Issız bir sokakta önünüzde yürüyen bir kadının arkasından yavaş yavaş yürüyerek tedirgin etmeyin, hızlı adımlarla öne geçin ve uzaklaşın.
Yanınızdan yörenizden geçen kadınlara gözlerinizi dikip bakmayın.
Toplu taşımada hiçbir kadına hareket alanını kısıtlayacak kadar yaklaşmayın.
Tanımadığınız hiçbir kadına dokunmayın.
Ancak bu şekilde, bu ufacık şeylere dikkat ederek bile, bir sürü kadının hayatını söndüren o şerefsiz zihniyette olmadığınızı gösterebilirsiniz.
inanın bu ülkede kadın olmak gerçekten zor, sizler de bunu daha fazla zorlaştıracak her türlü hareketten lütfen kaçının.
Kadınların içselleştirdiği, hergün otomatik olarak yaptığı birçok 'kendini koruma yöntemi' var. Birçoğu hiçbir erkeğin hayatı boyunca yapma gereği duymayacağı, fakat kadınların hergün yapmak zorunda olduğu şeyler. Empati kurma çabanıza minnettarım fakat çoğu şeyi yaşamadan bilemezsiniz, anlayamazsınız.
Yalnız yaşayan bir kadın olarak, annen seni ziyarete geldiğinde su siparişi verip kapıda birlikte görünerek 'yalnız değilim' mesajı verme çabasını, ailen geldiğinde bakkala çakkala görünmeye çalışarak 'onlar bana sahip çıkıyorlar' şovu yapmanın gerekliliğini, eve tesisatçı-tamirci gelecekse mutlaka bir dostu çağırmanın mecburiyetini, karanlığa kalmadan evde olmak için işten apar topar çıkıp, koşar adımlarla yürüyerek bir an önce eve varmaya çalışmanın telaşını, ıssız bir sokaktan geçmek zorunda kaldığında biri geliyor mu diye sürekli arkana bakarak yaşadığın tedirginliği, taksiye plakasını alarak binip, inene kadar telefona sıkı sıkı sarılıp taksiciyle göz göze gelmemeye çalışmayı, çantanda biber gazıyla dolaşma zorunluluğunu, alışveriş için girdiğin bir dükkanda senden başka kimse kalmadıysa alacaklarından vazgeçip bir an önce kendini dışarı atma çabasını, yarın ne giyeceğine karar vermek için kıyafet denerken, kendine sokaktaki adamın gözüyle bakıp giyeceklerini ona göre seçmenin zorunluluğunu bilemezsiniz, nerden bileceksiniz, hiç yaşamadınız.
Bizi kanunlar korumadı, bizi devlet korumadı, biz kendimizi korumak zorunda bırakıldık. Çünkü içinizde Özgecan gibi gencecik bir kıza vahşice şeyler yapabilecek zihniyette olanlar var ve hiçbirinin alnında yazmıyor. Size düşen sadece onlardan biri olmadığınızı göstermek.
Zaten korku içinde ve her an tetikte yaşamak zorunda olan bir kadını daha fazla tedirgin edecek her türlü hareketten lütfen kaçının.
Yol kenarında kendi halinde yürüyen bir kız görünce kornaya basmayın.
Issız bir sokakta önünüzde yürüyen bir kadının arkasından yavaş yavaş yürüyerek tedirgin etmeyin, hızlı adımlarla öne geçin ve uzaklaşın.
Yanınızdan yörenizden geçen kadınlara gözlerinizi dikip bakmayın.
Toplu taşımada hiçbir kadına hareket alanını kısıtlayacak kadar yaklaşmayın.
Tanımadığınız hiçbir kadına dokunmayın.
Ancak bu şekilde, bu ufacık şeylere dikkat ederek bile, bir sürü kadının hayatını söndüren o şerefsiz zihniyette olmadığınızı gösterebilirsiniz.
inanın bu ülkede kadın olmak gerçekten zor, sizler de bunu daha fazla zorlaştıracak her türlü hareketten lütfen kaçının.
"Kızınız tecavüze uğradıktan sonra bıçaklanarak öldürülmüş, cesedi yakılarak dere kenarına bırakılmış." Bir an bu cümlenin size söylendiğini tahayyül edin, düşüncesi bile insanı çıldırtmaya yeterken, bir annenin bugün bu cümleyi duyduğunu düşünün. Bir annenin, bir babanın omzuna bu kadar acı yükleyebilecek kadar gözü dönmüş vahşilerle aynı ülkede yaşadığınızı düşünün sonra. Bindiğiniz otobüsün şoförü, belki yanlışlıkla ayağına basıp özür dilediğiniz adam, bilmediğiniz bir adresi öğrenmek için soru sorduğunuz esnaf; belki katil, belki tecavüzcü, belki sapık ve hiç tereddüt etmeden size tecavüz edebilir, sizi öldürebilir çünkü ödemesi gereken hiçbir ağır bedel yok. Çünkü adalet yok. Çünkü herhangi bir caydırıcılık yok. Bu ülkede kadınsanız, öldürülmediğiniz hergün için kendinizi şanslı saymanız gerekiyor. Bu ülkede kadınsanız okula gitmeyeceksiniz, işe gitmeyeceksiniz, yolda tek başınıza yürümeyeceksiniz. Özgecan'ın kanı, ona bunu yapan o üç pislikten önce, benzer olayların faillerini besleyenlerin ellerindedir. Gencecik bir kızın hayatını söndürmek, annesinin babasının dünyasını yerle bir etmek bu kadar kolay olmamalı bi memlekette. Aklını yitirecek gibi oluyor insan düşününce. Sizin o çok kıymetli duble yollarınızda ben tek başıma yürümeye korkuyorsam, nerde kaldı sizin sosyal devletiniz? Tek başıma otobüse binmeye korkuyorsam, yerin dibine batsın övündüğünüz toplu taşıma sistemleriniz. Koruyamadınız. Gizem Akdeniz'i koruyamadınız. 24 kişinin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki kızı koruyamadınız. Bir yıl içinde cinayete kurban giden 256 kadını koruyamadınız. Güzeller güzeli Özgecan'ı koruyamadınız. Adaletiniz yok mu? Yasanız yok mu? Hakiminiz yok mu? Hükmünüz yok mu? Caydırıcılığınız yok mu? Peki biz bu ülkede insan gibi yaşamayı ne zaman becerebiliriz? "Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin" gibi dahiyane fikirlerden başka verecek bi cevabınız yok mu?
Önce insanların geçim kaynağı topraklara, ağaçlara, özel bir şirketin para kazanması için el koy. insanları ekemez, biçemez hale getir. Sonra topraksız bıraktığın bu insanların tek geçim kaynağı topraklarını ellerinden al. 1 saat içinde, 6000 tane zeytin ağacını katlet, buna direnmeye çalışan köylüyü döv, yerlerde sürükle, barakalara kapat.
Ben anlamıyorum. Bu zulümde payı olanlar bu yaşananları kendilerine nasıl açıklıyorlar? insan nasıl ağaca bile düşman olur? içlerinde 500 yıllık ağaçlar varmış, nasıl kıydınız? Hiç mi sevip sevilmediniz? Nasıl bu kadar gaddar olabilirsiniz?
3-5 ağaç için memleketi ayağa kaldırdınız diyenler, çıkıp bunu da savunun hadi. Ağaçlar kesilmesin diye yerlerde oturup yolu kapatmaya çalışan teyzeyi de vatan haini ilan edin. Yıllardır süren çabaları, emekleri ellerinden alınmasın diye vinçlerin önüne atlayan tarım işçilerine de çapulcu diyin.
Köylülerin açtığı twitter hesabından atılan şu tweetler de canınızı yakmıyorsa, o vicdanı yavaşça yere bırakıp, defolup gidin.
"Zeytin dalı barışı simgelerdi oysa ki bizim için sadece barışı değil, emeği, ekmeği, evladı simgeliyordu. 6.000 zeytin ağacı katledildi. Tek gelir kaynağımız zeytin ağacıydı hepsi kesildi. Şimdi biz ne iş yapacağız bu soğukta neyle ısınacağız çocuklarımızı neyle okutacağız? Sizleri köyümüze davet ederken hep zeytin ikram eder sohbet ederiz demiştik artık ikram edecek zeytinimiz bile kalmadı ağaçları katlettiler. Hepimiz aynı soruyu birbirimize soruyoruz. Bütün zeytin ağaçlarımız kesildi şimdi biz ne yapacağız? Neyle geçineceğiz? Bütün gelir kaynağımız gitti..."
Ben anlamıyorum. Bu zulümde payı olanlar bu yaşananları kendilerine nasıl açıklıyorlar? insan nasıl ağaca bile düşman olur? içlerinde 500 yıllık ağaçlar varmış, nasıl kıydınız? Hiç mi sevip sevilmediniz? Nasıl bu kadar gaddar olabilirsiniz?
3-5 ağaç için memleketi ayağa kaldırdınız diyenler, çıkıp bunu da savunun hadi. Ağaçlar kesilmesin diye yerlerde oturup yolu kapatmaya çalışan teyzeyi de vatan haini ilan edin. Yıllardır süren çabaları, emekleri ellerinden alınmasın diye vinçlerin önüne atlayan tarım işçilerine de çapulcu diyin.
Köylülerin açtığı twitter hesabından atılan şu tweetler de canınızı yakmıyorsa, o vicdanı yavaşça yere bırakıp, defolup gidin.
"Zeytin dalı barışı simgelerdi oysa ki bizim için sadece barışı değil, emeği, ekmeği, evladı simgeliyordu. 6.000 zeytin ağacı katledildi. Tek gelir kaynağımız zeytin ağacıydı hepsi kesildi. Şimdi biz ne iş yapacağız bu soğukta neyle ısınacağız çocuklarımızı neyle okutacağız? Sizleri köyümüze davet ederken hep zeytin ikram eder sohbet ederiz demiştik artık ikram edecek zeytinimiz bile kalmadı ağaçları katlettiler. Hepimiz aynı soruyu birbirimize soruyoruz. Bütün zeytin ağaçlarımız kesildi şimdi biz ne yapacağız? Neyle geçineceğiz? Bütün gelir kaynağımız gitti..."
Tayyip amcanıza danışın, "starter's manual" talebinde bulunun.engin tecrübelerini sizlerden esirgemeyecektir.
Henüz tamamlanmadan, seçim ayağına apar topar faaliyete geçirilen metrodur. Altyapısı tamamlanmamıştır, bazı durak çıkışlarında bataklıklara dönmüş çamurlara saplanmak işten bile değildir.zira henüz beton dökülmemiş metro çıkışları mevcuttur.
Kısacası; fiyasko.
Kısacası; fiyasko.
Adının hala zikredilmediğine bi hayli şaşırarak; (bkz: the prestige)
Önceki entrylerde bahsi geçen filmlerin çoğunluğu ile beraber, aşağıdakilere de dikkat çekmekte fayda var:
(bkz: leon)
(bkz: august rush)
(bkz: kaybedenler kulübü)
(bkz: memento)
(bkz: life is beautiful)
(bkz: silver linings playbook)
(bkz: life of pi)
Önceki entrylerde bahsi geçen filmlerin çoğunluğu ile beraber, aşağıdakilere de dikkat çekmekte fayda var:
(bkz: leon)
(bkz: august rush)
(bkz: kaybedenler kulübü)
(bkz: memento)
(bkz: life is beautiful)
(bkz: silver linings playbook)
(bkz: life of pi)
Yapılması gereken herşeyi günlerce erteleyerek, sorumluluklarından bir çığ yaratmış ve altında kalmış gibi."Gibi"si fazla üstelik.
Kaybettiğim ve hükümsüz olandır.
ilk okuduğum kitabı Kinyas ve Kayra'dan sonra diğer kitaplarını da edindiğim, pek değerli kelime oyuncusudur.
(bkz: ot dergi) de yazdığı kısa hikayeleri tadı damakta kalır niteliktedir.
(bkz: ot dergi) de yazdığı kısa hikayeleri tadı damakta kalır niteliktedir.
2 yıl aradan sonra bana bu entry yi girme gereği hissettirmiş efsane insan. Tavrına hayran olduğum tontiş.
Bu gece (bkz: aykırı sorular)'da yine varlığı ile bütün güruhu cahil kılmayı başarmıştır. Zira kendisi karşıma geçip, ne kadar da cahilsin diye haykırsa, eyvallah hocam der, tontiş yanaklarını sıkar kaçarım.*
Bu geceki programda da yine aforizmalar döktürdü güzel beyinlim. Seçtiklerimden birkaçı şöyle:
"Hepimiz okuduğumuz okullardan dolayı yarım yamalak kaldık."
"Polisiye romanlar beyni yıkamak için birebirdir. Ben kullanmıyorum ama birebirdir."
"Gezi" sorulduğunda ise bir bomba patlattı: "Gezi bir devrimdir. Gezi ile birlikte siyasete mizah girdi. inşallah millet meclisine de girecek."dedi. Sunucu toparlamak için, "mizah dimi hocam?" Diye sordu. Bizimki "hıı hee he" diye geçistirdi.
Programı kapatırken, sunucu ilber Hoca'ya teşekkür etti ve "Neyse ki hoca bu gece bize hiç "çok cahilsin" bakışı atmadı dedi. Bunun üzerine ilber Hoca,"Ben mi bakıyormuşum öyle? Alla allaa" diyerek şaşkınlığını dile getirdi. Sanırım sosyal medyadaki capslerden fazla haberdar değil.
Keşke o capslerle olduğu kadar,anlattıklarıyla, yazdıklarıyla da popüler olabilse. Tontiş yaa.
Bu gece (bkz: aykırı sorular)'da yine varlığı ile bütün güruhu cahil kılmayı başarmıştır. Zira kendisi karşıma geçip, ne kadar da cahilsin diye haykırsa, eyvallah hocam der, tontiş yanaklarını sıkar kaçarım.*
Bu geceki programda da yine aforizmalar döktürdü güzel beyinlim. Seçtiklerimden birkaçı şöyle:
"Hepimiz okuduğumuz okullardan dolayı yarım yamalak kaldık."
"Polisiye romanlar beyni yıkamak için birebirdir. Ben kullanmıyorum ama birebirdir."
"Gezi" sorulduğunda ise bir bomba patlattı: "Gezi bir devrimdir. Gezi ile birlikte siyasete mizah girdi. inşallah millet meclisine de girecek."dedi. Sunucu toparlamak için, "mizah dimi hocam?" Diye sordu. Bizimki "hıı hee he" diye geçistirdi.
Programı kapatırken, sunucu ilber Hoca'ya teşekkür etti ve "Neyse ki hoca bu gece bize hiç "çok cahilsin" bakışı atmadı dedi. Bunun üzerine ilber Hoca,"Ben mi bakıyormuşum öyle? Alla allaa" diyerek şaşkınlığını dile getirdi. Sanırım sosyal medyadaki capslerden fazla haberdar değil.
Keşke o capslerle olduğu kadar,anlattıklarıyla, yazdıklarıyla da popüler olabilse. Tontiş yaa.
kendisi dünya ahiret eltimdir.
kendisi her ne kadar patlak bir sokak lambası olsa da, deniz kenarındaki bir taş evi aydınlatabilmektedir, bu da onun yerini belirgin kılmaya yeter, yetecektir.
ilkokul üçüncü sınıfa henüz başlamış bebe söylemi.
güzel kafalı bünyelerin eylemi.
Kendisine devlet sanatçısı unvanı verilmek istendiğinde, "hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı unvanı bana ayrımcılık geliyor" diyerek reddedebilen bi "ADAM".
Belki özlediğini buldun şu dert yüklendiğin dünyadan ayrı düşünce, ama gidişinle dünyaya bir dert daha bıraktın. Bugün bütün türküler yasta, bütün sazlar ağlamakta. "Neredesin sen" ile zamansız gidenlerimize çok gözyaşı döktük ama, bu defa çok başka...
Belki özlediğini buldun şu dert yüklendiğin dünyadan ayrı düşünce, ama gidişinle dünyaya bir dert daha bıraktın. Bugün bütün türküler yasta, bütün sazlar ağlamakta. "Neredesin sen" ile zamansız gidenlerimize çok gözyaşı döktük ama, bu defa çok başka...
Duman nedir de, sor bana. Budur derim. O denli net.
şarkıları terörle mücadelede etkili birer silah olarak kullanabilecek, boru sesli şarkıcı.
çok fena küfür edesim var. herkese, her şeye.
ben başlangıçlardan korkuyormuşum, bunu anladım bu gece.
tavana bakma seanslarım da başladı, bu hiç iyiye alamet değil, hiç değil...
ben başlangıçlardan korkuyormuşum, bunu anladım bu gece.
tavana bakma seanslarım da başladı, bu hiç iyiye alamet değil, hiç değil...
falanca durağa şimdi geliriz, göğe bakalım.
inecek var deriz otobüs durur ineriz.
bu karanlık böyle iyi, afferin tanrıya.
herkes uyusun iyi oluyor, hoşlanıyorum.
inecek var deriz otobüs durur ineriz.
bu karanlık böyle iyi, afferin tanrıya.
herkes uyusun iyi oluyor, hoşlanıyorum.
Birbirini tamamlamak üzere var olanlar
birbirini tamamlamıyor,
kendime dökülüyorum,
içime.
birbirini tamamlamıyor,
kendime dökülüyorum,
içime.