bugün

tsg 1899 hoffenheim takımıyla sadece ilk senemde hiç transfer yapmadan şampiyonluğu 3 puan farkla fc bayern münih'e kaptırdığım oyundur. ikinci senemde ise sadece 1 stoper ve 1 sol açık transferiyle şampiyon oldum ve iki senede yaklaşık 70 milyon avroyla kasamı coşturdum. 3. senede gylfi sigurdsson, andreas beck, marvin compper, isaac vorsah, ryan guno babel, roberto firmino gibi isimleri yaklaşık 100-120 milyon avro gibi bir meblaya satıp sadece 25 milyon avroya yerlerini doldurup hem şampiyon oldum hemde cl'de yarı finalde elendim(lig kupa, süper kupa hiç katmıyorum onlar çerez oldu zaten). sonuç olarak bayern münih'ten sonra almanya'nın en zengin kulübü oldum. almanya'da lig sonuncusuna verilen para türkiye'de şampiyona verilmiyo bu kadar içler acısı bir durum. oyunu oynayacak ve bundesliga'yı seçecek arkadaşlara tavsiyem data'da ki fake.inc dosyasını silip oynasınlar böylelikle almanya milli takımı açılıyo ve takımınızdan futbolcuları milli takıma yollayabliyorsunuz. ayrıca bundesliga'nın bir diğer güzel yanı sınırsız yabancı futbolcu oynatabilmeniz. tsg 1899 hoffenheim'ı bir real madrid, bir barcelona yapabilirdim ama ben 3. senemin sonunda fatih terim'den boşalan galatasaray'da ki teknik direktörlük koltuğuna geçtim. tsg 1899 hoffenheim'da 3 yılda elde ettiğim başarıyıda burda 13 yılda elde ederim gibi duruyor ama ne yapıcaksın işte gönül bağı.

not: benim yerime tsg 1899 hoffenheim'a geçen alman t.d. takımı bozmamış ama takım en iyide 3. oluyo. üzüldüm arkadaş.
yeni kariyerine blyth spartans ile ingilterenin en alt liginden başladığım oyun.takım daha yarı profesyonel 6.ligde oynuyo diyebilirim.böyle bi fantaziye ihtiyacım vardı gayette zevkli oluyo tavsiye ederim.*
Son olarak galatasaray ve avusturya milli takımı ile kariyerime devam ettiğim oyun.

Oyunda 2015 yılındayım, beşiktaş' ın hali içler acısı. 18 milyon euro kulüp değerine karşın 200 milyon borç var, cenk gönen, egemen korkmaz gibi oyuncular takımdan bedelsiz ayrıldı. Ligde 7. sırada falanlar. Gördükçe ulan 1 sezon toparlamaya gitsem mi deyip deyip vazgeçiyorum. Galatasaray ile her sezon şampiyon oldum, mevcut sezondada 19' da 19 ile devam ediyorum. En son fenerbahçe' i 2-1 devirdim. Dışarıda derbi kaybetmezsem 34' te 34' e imza atacağım gibi. Takımın gol ortalaması 3.5 falan. sadece 5 gol yedim. Hasan ali kaldırım, koray günter, ceyhun gülselam, serdar aziz' den oluşan stoperimin ön kısmını kara ile takviye etmem rakip gol yollarını kapatırken, orta sahada hücum ağırlıklı oynayan dario conca denen vahşet topçu, her sene 30-40 maç arası oynayıp 30-35 arası asist yapan orta sahadaki manyak bressan, sol kanattan oyun kuran tadic, sağdan asist ve golle takıma katkı sağlayan kazım, ileride quintero, erick torres, carlos fierro ile gole yakınlığım skoru bulmamı sağlıyor. Net olarak geçen sezon transferden 500k kar ettim, bu sezonda 750k kardayım. Önümüzdeki sene 30' unu gören oyuncularla yolları ayırıp yerlerine genç arkadaşları monte edeceğim gibi. Koray günter' e güvendim, oda beni yanıltmadı. Eğer ceyhun' a stoper bölgesinde oynaması için antrenman yaptırırsanız, çok iyi bir oyun kurucu defans ve gol makinesi olabiliyor. Frikikleri çok az bressan kaleye atar, genelde kornerler ön direğe kara' a, frikikler kaleci önüne ceyhun' a kesilir. Takımda golü/golleri bulur. Dortmund' u 3-1 ve 3-0 ile geçerken 4 golüm yan top ve frikiklerden gelmişti.

Tavsiyeler almak isteyen oyunculara kapımın açık olduğu oyundur.

edit : istatistiklere göz atalım, lig bitti.

Ligin en çok gol atan takımıyım. 110' dan fazla golüm var.
Ligin en az gol yiyen takımıyım. 15 tane yemişim.
4-5 hafta kalecim muslera sakatlandı. 19 yaşındaki genç kalecim 4 maçta fiyatını 12 kat artıracak bir performans sergiledi, gol yemedi. 29 yaşındaki muslera' dan sonraki kalecim belli oldu.
100 puan ile ligi bitirdim. Tek beraberliğim trabzonspor deplasmanında. 2-0 önde olduğum maçta andavalca kırmızı kartı gören tolga ciğerci sayesinde 3-2 lik maçı son dakika 3-3' e taşıdım.
Bunların hepsini yaparken takımın beyini, sezonda 30 asist yapan orta sahamın beyini bressan sakattı. Sezonun 2. yarısı top oynamadı. Forvet yedeğim sakatlandı, alt yapıdan kadir çınar gol atmasada takım oyunu ile arkadaşlarına alanlar açtı, erick torres görevini elinden geldiğince yaptı.
Savunma gollere ciddi katkı yapıyor. Çakılı ön liberom 18 gol, stoperim ceyhun 6 gol, stoperim koray 4 gol atmış. 28 gol ile takıma katkı yapmışlar. 3' er 5' er asistleride var.
Kanat olayını çok farklı kullandım. Kazım içeriye doğru kat ederek oynuyor hep, gizli forvet yani. Diğer kanadımda çok yönlü oyunkurucu. Orta sahalarım merkez ortasaha. Bir nevi kanatsız oynuyorum oyunu. Savunmayı savunma, hücumu hücumcular yapıyor yani.

edit 2 : fenerbahçe yönetimi transfere ambargo koydu. oha lan.
aynı şekilde beşiktaşta. beşiktaşın hali çok feci şu anda.

edit 3 : belçika' yı çalıştırmaya başladım. Dünya kupasına giden yolda emin adımlarla, gençlerle yürüyoruz. Bunun yanı sıra galatasaray ile avrupa' da bayern münih, lyon ve hafia diye bir israil takımıyla aynı gruba düştüm. Lyon' u dışarıda 3-1, bayern' i evimde 1-0, hafia' yı dışarıda 4-0 ile geçip 3' te 3 yaptım. Takım şuan revizyona çok müsait. Yedek ön liberom takıma bedavaya kattığım lorik cana, siz düşünün artık. Avrupa' da çeyrek final hedef. Bir kere yapmıştım, dortmund' u içeride dışarıda 3' leyip chelsea' yi evimde 3-2 ile geçimştim, dışarıda 2-0 yenilmiştim. Aynısını tekrarlayıp, bu sefer çeyrek finalde elenmemeye çalışacağız.

Milli takım olarak belçika çok iyi. Forvetler çok, sol açık 2 tane üst düzey, sağ açık iyi, orta sahada regenler olsun, normal oyuncular olsun harika. Ön libero belki azıcık sıkıntılı, savunma hattı zaten muhteşem. Kaleye gençler buldum, oynuyorlar.

Ligde 8' de 8 ile devam ediyorum. 42 maçtır yenilmiyoruz, 41 galibiyet, 1 beraberliğimiz var. Oda tolga ciğercinin andavallığı.
wenger ve ferguson'un ölmeden futbolu bıraktığı oyun.

arkadaş ben bu olaya karşıyım, ibrahim üzülmez'de 2011'de kendi isteğiyle bırakıyordu. lan yapmayın etmeyin ya. ferguson'dan boşalan koltuğa beni istediler, saygımdan kabul etmedim.

neyse oyunu ilk yükledim beşiktaş ile başladım. ilk sezon 2. oldum, uefa kupasında da yarı final oynadım. takıma az genç yetenekli yabancı alayım dedim. işte tam burada bütün sinirimi evin kapısından laptopun kasasından, televizyonun tüpünden aldım. ulan portekiz b liginden oyuncu gelmiyor lan ligi beğenmeyip. onu geçtim, personele emre aşık'ı bile alamadım. oyunculara verdiğim paraları takımları kabul ediyor, ama oyuncu ligi beğenmiyor da gelmiyor. bak sen. 2. sezonun sonunda da aynı boku yaşayınca başlarım senin süper ligini diye yeniden oyuna başladım.

oyunu yeni tanıyorum diye tottenham'ı aldım. ne çok güçlü (şampiyonluğa oynayan 5 takımdan birisi değil diye) ne de çok düşük. 4. sezonu oynuyorum. takımı baştan aşağı değiştirdim. bir tek modric ve gomes kaldı. gomes'de yedek zaten. bale'e bu sezon başı city 45 milyon gibi bir para bırakınca, sattım. tabi içimden umarım kabul etmez diye geçerken, güle oynaya gitti pezevenk.

bu 4 sezonda 2 lig, 2 şampiyonlar ligi, 1 uefa, 2 fa cup, 1 world conf. cup, 1 league cup, 2 super cup * müzeme dahil ettim. ama gel gelelim yönetim hala stadyum yapmıyor lan. 2. lig takımı 50 bin kişiye oynayabiliyorken ben hala 36310 kişiye full kapasite oyun oynuyorum. gelirim de kısıtlanıyor haliyle.

transferlerde işim yaver gitti hocu açıkçası. çok kaliteli oyuncuları bala göte çok ucuza aldım. pahalıya aldıklarımı da "48 ayda öderim ben sana hocu sen raaaat ol" diye aldım.

eğer maaş bütçeniz kısıtlıysa gidin portekiz'den oyuncu alın. herifler beleşe oynuyor lan resmen. city'den falan oyuncu almaya kalkmayın iliğinizi kurutuyor ibneler. almanya'dan gelenler de ucuza oynuyor ha.

bir de taktik değiştire değiştire bi hal oldum. en son 4-2-3-1 ile oynamaya karar verdim ve gayet iyi gidiyor.

4 sezon sonunda takım şöyle bilader;

Kale: Andre-Ter Stegen (bu herifin refleksler biraz düşük ama, gelişimi çok hızlı ve çok iyi kaleci)
Dr: Cezar Azpilicueta (fm 2011'de efsane sağ bekti, 2012'de de öyle. bölgesinin en iyilerinden)
Dc: Neven Subotic (gerektiğinde gol atıyor, iyi bir defans. ama adam kaçırıyor, o yönünü bi türlü törpüleyemedim)
Dc: Phil jones (ligte 28 maçta 11 gol ile oynadı lan geçen sezon. bir maçta hat-trick yaptığını hatırlıyorum. world cup dream team'e falan girmeyi başardı.)
Dl: fabio (bir Gareth bale olamasa da bölgesinde en iyilerden birisi.)
Mc: Sandro (defansif yönüyle oynatıyorum. herif çok iyi değil, ama kötü de değil, ha bir de takımda kalanlardan biri la bu sahi)
Mc: Luka Modric (efsane)
Amc: Ganso (48 ay vade ile aldım 30 milyona. herifin yaptığı asistler istatistikler, tam bir alex, gerektiğinde gol de atıyor.)
R-Winger: Hulk (o mevkide geçen sezon 50 küsür maçta 30 küsür gol, 20 küsür de asist ile oynadı. senelik de 1.5 milyon alıyordu ki bu sezon gözü açıldı yeni kontrat istedi 2.5 alıyor şimdi.)
L-Winger: Götze (48 aylı oyuncularımdan, bu adamda istikrar yok, ama oynadımı efsane. 1 maçta 5 asist ile oynadı lan.)
Forvet: Pato (sakatlıktan kurtulamadı bi türlü. tam iyileşiyor, hat-trick yapıyor, sonra 3 4 hafta yok. fakat yüksek gol oranıyla oynamayı başarıyor, gerektiğinde sorumluluk falan da alıyor, seviyorum ya.)

yedeklerde de; bu sezon bale'nin parasıyla aldığım neymar var, yeni geldi diye hemen as takımda oynatmıyorum. coentrao'yu aldım ucuzdan bu sezon bir de. ömer toprak, kara, godoy gibi bir kaç tane daha oyuncum var böyle.

ilk sezon tek transferim hulk idi. onu da 15 milyona bıraktılar. diğer yıldız oyuncuları transferimde en büyük pay, bu godoşların takımlarında geçinemeyip, yönetimin gözden çıkarması oldu. pato, jones, subotic, falcao'yu bu sebeple alabildim. ve yönetimleri de gözden çıkardıkları için 10 ile 20 milyon arasında bir ücrete aldım tek tek. tabi hepsini aynı sezon alamadım, o kadar para yok. takımdaki oyunculara gelen iyi teklifleri değerlendirip para yaptım.

ama hala stadyum yok. Yönetim uyuma, taraftarına sahip çık.

edit: lan world cup'ı unuttum.

Sene 2014 oldu dünya kupası zamanı. heyecan dorukta, final ingiltere-almanya. final maçına kadar olayı çakmadıydım. Almanya'nın kadroya bakayım dedim, "götze'yi almıyorlarsa kadroya kimi alıyorlar lan bunlar" diye. hiç bir oyuncuyu tanımıyorum, şıvanştayger, özil falan hikaye, hiçbiri yok. mevcut kadrodaki oyuncuların nerede oynadığını da göstermiyor, gözlem de yapamıyorsun teklif de yapamıyorsun. adamların hepsinin özelliklerine sıkılmadan baktım. 14'ten aşağı puanı olan özelliği yok hiçbirinde. teknik, top sürme, hız falan 18 19 20 hepsinin. haliyle 4 tane geçirdiler ingiltere'ye.

bu arada yarmalenko bir oyun bugu amk (bugı da olur herhalde). fm 2011'de babacar, fm 2008'de lavezzi neyse fm 2012'de de yarmalenko o. fakat herife kılım, almayacağım takıma.
türkiye süper liginin halinin içler acısı olduğu oyun.

evet oyunuma trabzonspor ile başladım ama başlamadan önce küçük bir hile yapıp editörden türkiye liginin değerini biraz yükselttim ki biraz olsun iyi oyuncular gelsin ligimizin kalitesi artsın diye. ancak rakiplerim o kadar salak ki hala 30 yaş üstü oyuncular almaktalar. illa regen alacaklarsa dageleceği olmayan sapır saçma ancak aksarayda saatçi olabilcek tıynette afrikalılar alıp getirmekteler.

işte bu şartlarda kadroya sadece bir adet belhanda transferiyle başladığım ilk sezonumda lig ikinciliğini ve türkiye kupasını alırken şampiyonlar liginde 3. olarak avrupa ligine geçtim ama o ligde finalde atletico'yu yenerek kupaya uzandım.

ikinci sezonuma da adam gibi transfer yapamadan başladım sadece bir iki parlamaya müsait brezilyalı, kemal tokak ve hasan ali kaldırım'ı aldım. ligde açık ara kupaya uzandım türkiye kupasında şubatı göremedim ve şampiyonlar liginde yine 3. olup uefaya gittim. orada da çeyrek finalde manchester city tarafından evime gönderildim. sezon başında da süper kupada real madrid güzel bir ifademi alıp gönderdi.

artık türkiye bana dar gelmeye başlamıştı ve o anda juve kapımı çaldı! artık torinolu olmuştum ama juve önceki sezonu 8. bitirdiği için hiç bir üst düzey topçu alamadım. lige ahı gitmiş vahı kalmış matri ve onun ayarında iki forvetle başladım. ligin ortasına geldiğimizde 6. idim ve bir sabah kovulma haberimi okudum!.

artık işsizdim ve liglerin düşme hattındaki takımlardan başka teklif alamıyordum. eskişehirspor'un teklifini kabul edip ateşten gömleği giydim. takımın hali içler acısı, en az 30 futbolcu var ve hiçbiri bir halta yaramamakta, takım ligin dibinde. tahmin edeceğiniz gibi ligin bitmesine 3. hafta kala küme düştüm ve lig bitmeden bavulumu toplayıp eskişehirden kaçtım*.

yazın ortasında tekrar boştaydım ve bu sefer almanyadan gladbach kapımı çaldı. bir umut kabul ettim. avrupanın güvenç kurtar'ı olma yolunda hızla ilerliyordum. bu takıma bir çok gelecek vaad eden regen transfer ettikten sonra sezonun başlamasına iki hafta kala chelsea ve arsenal teknik direktörlerini kovdular. tabi ki hemen başvurumu yaptım ve chelsea bana geri döndü.

teklifi kabul ettim ama kaçarcasına ingiltere'ye gittim. almanya maceram hiç sahaya çıkmadan sona ermişti ve hain ilan edilmiştim. hala sevmezler orada beni*.

artık chelsea'deyim. büyük saygı, şöhret ve para içinde yüzüyorum.

demem odur ki, tek takıma bağımlı kalmayın ve başarısız olmaktan da korkmayın. gezin dolaşın futbolcu keşfedin arada bir de kupa kazanın. herkes jose olacak diye bir şey yok siz de van gaal oluverin.
rahatlıyoruz rahatlıyoruz kendimizi düşünüyoruz önce isim sonra çocukluğumuz ailemiz filan yavaş yavaş en son neredeydik okul yol araba sonra yarını düşünüyoruz ne yapacağız iş sorumluluk yada başka bir şey şimdi ana odaklanıyoruz ama biraz sonrasını da düşünerek buradan kalktık bilgisayardan gerçek dünyaya döndük ne getirdik yanımızda hiçbir şey oyun içerde oyuncular içerde başarılar içerde ellerimize bakıyoruz boş avuçlarımızı birbirine sürtüp bira ısıtıyoruz elimiz gerçek ama avuç boş telaşa gerek yok sakin sakin sadece dediklerimi yapın bana güvenin bu sizin iyiliğiniz için sakin sakin derin nefes alın verin alın verin rahatlayın güçlüsünüz güçlüsünüz evet benim adım ... yaparım deyin güçlüyüm deyin önce sesiz sonra sesli bir şekilde sağ üste doğru getirin fareyi güvenin bana bu sizi iyiliğiniz için her şey çok daha güzel olacak güçlüsünüz hatırlayın getirin üst en sağda ki seçeneği işaretleyin, okumayın ne yazıyo inanın bize bu sağlığınız için, sonra çıkan menüden de en alttakini işaretleyin evet evet okumadan devam edin. bir şey sorarsa evet deyin hep evet olumlu düşünüyoruz beyler evet devam her şeye evet dedikten sonra gözlerimizi kapatıyoruz rahatlıyoruz rahatlıyoruz evet üçten geriye sayıyoruz ve rahatlıyoruz 3 .. 2... 1.. parmağımızı şıklatıyoruz ve transtan çıkıp dünyaya dönüyoruz gidip kendimize içecek bir şey alıyoruz arkadaşlarımıza gidiyoruz tabi böyle zamanlarda en büyük desteği onlardan alacağız yiyeceklerde de tatlılar tavsiye edilir. güçlü olduğunuzu hep hatırlayın.
yakında tamamen türkçe oynanabilecek oyun.

Türkiye ligi çok basit olmuştur efenim. Fenerbahçe'yi alıp Stoch, Dia, Bienvenu ve Alex ile ligi mahvedebilirsiniz. 2.senede ise aynen rahat devam ediyoruz efenim. Yobo'nun yerine Ânderson Martins ve Eric Mathoho alınarak stoper sorunu minimize ederiz. Sol bek içinse, sağolsun scoutlar, Fabrice N'Sakala diye bir zenci buluruz Fransa'da gayet ucuzdur da kendisi. Siz, sözlükçü dostlarıma öneririm. Ve tabii ki Wilfried Bony de aldım. Sezon başında " Target Man " tanımında sıkıntı çekiyordum Imanol Agirretxe'yi aldım. Tolga Ciğerci ve Taner Yalçın da bunların cabası. iyi oyunlar efenim, bir başka bir entry'de görüşmek üzere...
herkesin 48 ay taksit ve hazır taktik kullanıp kolay diye yakındığı oyun..kolay falan değil hile yapmayın bakın nasıl zorluyor..
kesinlikle oyundaki en iyi forvetlerin carlos fierro, jonathan cristaldo ve vaclav kaclec olduğu oyun.
görsel

darısı başımıza.
2015 yılının ortalarında beşiktaşımın başından yıldırım demirören'in gidip yerine engin karakaya denen bir adamın geldiği oyundur.
messinin 9-0 biten maçta 9 gol birden attığı oyun.

http://galeri.uludagsozluk.com/r/218131/
önceki serilere göre acayip kolay oyun. benim gibi kendi taktiğini kendi yapan oyuncular için özellikle. taktik tutturmak değil, tutturamamak zor ve oyun akıcılığını kaybetti bu yıl nedense.
stopere kara ortasahaya jenssen i al arkana bakma hocam.* forvet caicedo bu arada belirtmek isterim. oyuncu tavsiye edebileceğim oyun. yılardır oynarım. *
maç motoru gene her seneki gibi bug üstüne bug içeriyor. maç motoru gerçeklikten çok uzak, sanki oyuncular mahalle maçı yapıyor.
12.1.1 yaması hâlâ daha çıkmayan oyun.*
fenerbahçe ile çılgın attığım oyundur. 5. sezondayım ve almadığım kupa kalmadı, dolayısıyla sıktı.
anji ile neler yapılıyor acaba dedim. transfer bütçemi kuruşu kuruşuna harcadım.
ligin ilk maçında 6 yabancı sınırı olduğunu öğrendiğimde yıkıldım.
leeds ile oynamayı denedim, çalışma izinleri nedeniyle banko oyuncularımı transfer edemedim, championship diyip geçme, yakaladımmı affetmiyorlar.
malaga ile yeni bir kariyer açtım, paralar suyunu çekene kadar insan ticareti yaptım ancak kaleye sağlam bir transfer yapamadığım için bu maceramda uzun sürmedi.
liverpool'un 2 milyon sterlinlik bütçesini gördüğüm an quit to start screen'e tıkladım.

sözün özü: keyif alabileceğim bir takım arıyorum yazarcanlar, var ise bir tavsiyeniz ö.m butonu aşağıda.
işsiz başlayıp gurur yaptığım oyundur.
işleri tehlikede olan meslektaşlarımın yerine göz dikmeyip teklif bekliyorum belki ederler diye. ulan sezon bitti hala tek bir teklif yok. insan acırda coach olarak alır be! ayıp ayıp. insanlık ölmüş...
98-99 serisinden beri oynadığım menajerlik oyunlarının en iyisidir gözümde. maç atmosferi, arayüz, yapay zeka, transferde gerçekçilik gibi en çok önem verdiğim ayrıntılarda zirve yapmıştır. çok ciddi bağımlılık yaptığı test edilip, onaylanmıştır. vakit konusunda sıkıntısı olanların oyunu hiç yüklememesi tavsiye edilir.

(bkz: sen en güzel uykuların katilisin fm)
hemen kağıt kalem çıkarın ve not alın tecrübelerimi paylaşıyorum.* öncelikle tabii ki diğer serilerde olduğu gibi stafflar çok büyük önem taşıyor oyunda scout olarak tavsiyem de roberto baggio. çok fena topçular buluyor. malum türkiye liginde yabancı sınırlaması olduğundan yerli oyuncular büyük önem taşıyor. bunun için tolga ciğerci ve serdar gürler kadro kalitenizi arttıracaktır. defansta ise serdar aziz ikinci sezon boşta kalıyor yumulun. bunun dışında rayston drenthe ve javier matilla ile kadronuzu uçurabilirsiniz. ikisi de 2. sezon bedava alınabiliyor. forvete de oyunun en iyi wonderkitlerinden carlos fierroyu yerleştirmenizi öneririm. uçuyor eleman resmen. tabii coachlarınız çok önemli bu noktada. bunun yanında napolide federico fernandez diye bir stoper var. allah sizi inandırsın senede minimum 10 kafa golü var kornerden şerefsizim. ben 1.7 milyon euro ya aldım. sudan ucuz. yani anlayacağınız 2. sezon yalnız fierro ve fernande'e toplam 4 milyon euro vererek çok sağlam, geleceği olan bir takım yaratabilirsiniz. bununla beraber 33 yaşındaki emektar fransisco yeste yi de almanızı öneririm. o da 2. sezonda boşa çıkıyor. 1 yıllı kontrat istiyor. bende o bir sezonda 12 gol 15 asistle oynadı.

kadronuzu böyle kaliteli isimlerle doldurduktan sonra zaten takımda stoper, ortasaha ve forvetten oluşan genç ve kaliteli bir omurga oluşuyor az bir bütçeyle. bunun üzerine elinizdeki kullanmayacağınız oyuncuları satarak yeni gelirler elde edebilir. sansasyonel isimleri eksik bölgelere getirebilirsiniz. ben galatasarayı çalıştırıyorum. riera elmander baros ve eboue den yaklaşık 23 milyon euro transfer geliri elde ettim 9 da sağolsun ünal başkan verdi. şimdi scoutlarım tüm dünyayı gezip oyuncu getiriyorlar. Morgen ter-stegen diye 21 yaşında bir panter kaleci buldular sözleşmesi sezon sonunda bitiyor. muazzam bir profili var. anlaştık kendisiyle onur kıvrakla beraber. muslerayı da 10 milyona okuturuz bu gidişle. kuyruğa girdiler adam için.

not: lan yazdıklarımı okudum da koca galatasarayı kayserispora çevirmişim amk :( olsun para var huzur var * .
türkiye liginin reputationunun yerlerde süründüğü oyun. bırakın bundesligadan oyuncu almayı, brezilya 2. lig takımlarından bile oyuncu alamıyorsunuz şerefsizim. oyuncular dinlemiyor bile teklifinizi. yıllık 200 000 avro maaş alan adam bile galatasarayın teklifini dinlemeden görüşmeleri kapayabiliyor. tabi böyle durumlarda editör ya da fmrte gibi hilelere başvurmak mümkün ama o zaman da oyunun cılkı çıkıyor.
gelelim oyuna, benim 2011de görüp de beğenmediğim her özellik olduğu gibi duruyor. doğru dürüst bir gelişme ilerleme yok. oyundan zevk almak için türkiye liginden uzak durmanızı şiddetle tavsiye ederim. takımlar oyuncu alamayınca abidik kubidik yabancıları dolduruyorlar. ayrıca yabancı sınırının kalkmış olması oyunda ciddi saçmalıklara sebep oluyor. leeds maceramdan sonra oyuna yeniden başlayıp galatasarayı aldım, transfer sezonu daha yeni bitti ve beşiktaşın 12 yabancısı var, hatta antepin de 14 yabancısı var şu an. üstelik bunlar türk vatandaşlığı bulunan oyuncular değil, onları dahil etmiyorum. hadi beşiktaş avrupada oynatabilir bu adamları da antep ne yapacak bu kadar yabancıyı merak etmekteyim. kafam çok pis attı ben en iyisi la ligadan düşmemeye oynayan bir takımla yeniden başlayım.
istikrarlı bir şekilde ilerlediğiniz zaman başarıyı bulabileceğiniz oyun.

her menajerlik serisine başladığım gibi bunda da 5 adet lig açıp(türkiye, italya, ispanya, ingiltere, fransa) galatasarayımla oyunuma başladım. galatasaray'daki ilk sezonum tabii ki sıfır transferle geçti ve bu süreçte takımı ve oyunu tanımaya özen gösterdim. zira ilk senemde şampiyon olamadım ama play-off gruplarında 3.lükten 2.liği yakalayabildim ve şampiyonlar ligine katıldım. dolayısıyla gelen para ve futbolculardan bir kısmını göndererek bütçemi güçlendirdim. artık yeni sezonda tek hedef şampiyonluk ve şampiyonlar liginde gruplardan çıkıp gidebileceğim yere kadar gitmekti. o sezon şampiyon olduk açık ara farkla ve şampiyonlar liginde 2. turda real madrid'e elendik. ama tt arena'daki ilk maç unutulmazdı. 1-0 geriye düştüğümüz maçı ikinci yarıda 2-1 kazanmayı bildik ama yetmedi.

3. sezonuma başlarken yaptığım transferlerle takımı komple yenilemiştim. cristian benitez adlı kolombiyalıyı getirip forvete koydum ve adam takıma çabucak ısındı. attığı gollerle beni kendimden geçirdi derken ortaya takımda değiştiremediğim tek faktör, sabri faktörü çıktı...

herkesi takımdan gönderirken bir tek sabri'yi tutmak istemiştim. sebebi de belliydi, alt yapıdan çıkan tek galatasaraylı o kalmıştı takımımda ve kaptandı. her maç oynamıyordu belki ama oynadığı maçlarda yüreğini ortaya koyuyordu sabriciğim... taa ki olaylı fenerbahçe maçına kadar.

maçın 4. dakikasında sabri takımını 10 kişi bıraktı. ardından benim için hezimet sayılabilecek bir skorla sahadan, kendi sahamızdan mağlup ayrıldık; 1-3.

kızdım! ne kızması nevrim döndü. maçın ardından basın toplantısında sabri'nin hareketini savunmadım diye morali düştü kaptanın. ardından 2 hafta maaş kesintisini taktım buna, moral sıfır... 2 gün sonra benimle görüşmek istediğini belirtti ben de görüştüm. ona haksızlık yaptığımı düşünmüş... takıma yaptığın haksızlık ne olacak dedim, bana saygı göstermelisin dedi, ulan takım galatasaray, ben de bu takımın patronuyum sen bana saygı göster edepsiz dedim, ağladı bu! bildiğin ağladı ya, konuşmayı terk etti! 2 gün sonra takımdan ayrılmak istediğini belirttiğinde bir şeylerin ters gittiğini anladım. ama iş işten çoktan geçmişti... sabri takımdan gitmek isterken aynı zamanda kulüp içerisinde huzursuzluk yaratıyordu. bir kaç futbolcu benimle konuşmak istedi, kabul etmedim, en sonunda 2. kaptanımız selçuk inan konuşmak isteyince kıramadım ve konuştuk. takım arkadaşına yapılan saygısızlığı kabul edemezmiş... ona da bastım kalayı, o da gitmek istediğini belirtti, onu da transfer listesine koydum! asabiyetim profesyonelliğimin önüne geçiyordu ancak bu arada şampiyonlar liginde çeyrek final gelip çatmıştı. o gün chelsea ile oynarken aklımın ucundan hiç geçmedi bir gün bu takımın başına geçeceğim ama abramoviç beni aklına yazmış anlaşılan. chelsea'yi evine boş gönderdik o akşam; 2-0. ama takım içi huzursuzluk lige çok olumsuz yansıyordu ve bir beşiktaş maçı. sakatlıklardan dolayı kadro kurmakta sıkıntı çektiğim için mecburen sabri ve selçuk'u ilk 11'de oynattım. oynatmaz olaydım... ve o maçtan sonra anladım ki benim artık bu takımda yerim yok...

istifamı verdim hemen maçın ardından. ünal aysal sağolsun hemen kabul etti, vay efendim 2 sene şampiyon yaptın, vay efendim şampiyonlar liginde galatasaray'ın adını tekrar duyurdun falan demedi hiç yani... ben de aldım valizimi ve galatasaray'a değil sabri'ye küskün olarak ayrıldım çok sevdiğim kulübümden...

işsizlik günleri zor olmadı. bir kaç ay sonra birer birer avrupa kulüplerinden istifa sesleri yükseldi. ilk önce napoli istedi beni, gitmedim. sonra atletico madrid istedi, orada da arda var diye gitmedim. ardından brescia menajeri istifa etti ve adım brescia ile anıldı ama kulüp zaten borç batağında olduğu için istediğim parayı veremedi(eğer verselerdi giderdim).

ve derken türkiye milli takımımız dünya kupası elemelerine de katılamadı ve mustafa denizli ile yollarını ayırdı. hemen başvurdum, "milli takım için çalışmak benim için şereftir" dedim ve göreve kabul edildim. ilk işim takımı emrelerden, sabrilerden, servetlerden kurtarmak oldu. kaleye volkan demirel yerine oyunda barcelona'nın ikinci kalecisi konumunda olan onur kıvrak'ı geçirdim. defans 4'lüsü gönül, egemen, serdar kesimal, serkan balcı'dan oluşuyordu artık. defansif orta saha pozisyonunda jem karacan, hemen yanında oyun kurucu pozisyonunda nuri şahin görev alıyordu... onların önünde arda turan, mehmet ekici, burak yılmaz ve forvette de mevlüt erdinç... gençlere de yer veriyordum takımda elbette... gökhan töreler, muhammet demirciler, gökhan süzenler, hakan arslantaşlar, necip uysallar ve daha niceleri hep benim zamanımda ilk kez a milli formayı geçirdiler sırtlarına...

her şey çok güzel gidiyordu. euro 16 elemelerinde grupta liderdik. israil'i evimizde 4-0, belçika'yı deplasmanda 2-1, san marino'yu evimizde 7-1 ile geçmiştik... derken chelsea fc yollarını teknik direktör villas boas ile ayırdı... umursamadım en başta çünkü milli takım bana yetiyordu. ancak gelen teklif ile bir durup düşünmem gerektiğini anladım. hem kulüp hem de milli takımı yönetebilirdim. öyleyse neden denemiyorum deyip chelsea ile göreve başladım. kulüp 12 hafta sonunda topladığı 11 puan ile 14. sıradaydı ben takımın başına geçtiğimde. di maria, darijo srna, leighton baines takımın yeni yüzlerindendi. gerisi bildiğin chelsea... ancak bir kaç eksik sezdim hemen, 35 yaşındaki lampard ve terry a takımda yoklardı. hemen reserve takıma baktım bir de ne göreyim, bu ikisi reserve takımda... hemen ikisini çıkardım ve 2008'deki galatasaray formülünü bu takımda uyguladım. o sene mucizevi bir geri dönüşle ligi şampiyon bitirdik. takımın benimle beraber kendine güveni gelmişti. ardından abramoviç de kesenin ağzını açında transferde bir bir bombaları patlattım.

önce neymar'ı getirdim brezilya'dan... artık avrupa yüzü görmeliydi. ardından eden hazard katıldı takıma. porto'dan genç yıldız james rodriguez'i de oyun kurucu olarak monte edince takımın teknik ve yaratıcı tarafı tavan yaptı. ancak savunma ve kale sıkıntı veriyordu yaş ortalaması yüzünden... kaleye curtois'i defansa da eski chelsea'li rajkovic'i ekledim. defansif orta sahaya da essien ve mikel'den arda kalan zamanlar için maxime gonalons'u getirdim. şimdi chelsea tek hayali şampiyonlar ligi kupası için savaşmakta...

milli takım görevim de devam ediyor ayrıca. euro 16'yı benim gözümde garantiledik ancak matematiksel olarak 2 maç daha kazanmamız gerekiyor. ama üzülmeyin canlarım emin olun o maçların da üstesinden geleceğiz ve özlenen milli takımı hep beraber yaratacağız...

hee galatasaray ne durumda merak etmiyorum? ediyorum tabii ki. en son baktığımda ligde 11. sıradaydılar. başlarında imparator fatih terim vardı, sağ bekte ise sabri...

edit: an itibariyle chelsea ile ikinci sezonun 28. haftasındayım. fa cup'ta finale 1 maç kaldı, ligde manchester city'nin ardından 2. durumdayım ve şampiyonlar liginde yarı final ilk maçında real madrid ile karşılaşacağım. kadro şu;

gk: courtois (cech yedek kaldı bu sezon, adam gelişsin diye koydum 1-2 maçta kaleye bir daha bırakmadı allahsız...)

dr: ivanovic
dc: rajkovic
dc: david luiz
dl: baines

bwm: rodriguez (porto'da oynuyor kendisi, orta sahanın her yerinde görev yapabiliyor)
ap: juan mata

wr: neymar
10 numara: hazard
wl: di maria

fc: fernando torres.

yedekler:

cech, marcellis, terry, ramires, josh mcclaush mu ne bi topçu alt yapıdan, j. ayew, lukaku.

man. city neden mi lider? 34 maçta 54 gol atan agüero'ya sahipler... 31 maçta 43 asist yapan sneijder'i söylemiyim hiç...
HEP UZATMALARDA GOL YENiLEN SAÇMA OYUN...
ULAN ÖNDEYKEN (1-0) HABire atak olur,tempo maç bitmek bilmez, rakip öne geçincede veya beraberliği yakalayınca zaman hızlıca gider hiçç pozisyon olmaz..
sokayım böyle işe...
oyunda beşiktaş ile 5 yıl üst üste şampiyonlar ligini almama rağmen neymar, ganso(paulo henrique) gibi futbolcuları transfer edemediğim oyundur.