bugün

90'lı yıllarda gökhan kırdar'ın söylediği şarkının adıdır. eskiden ne kadar naif ve masum şarkılar varmış dedirtiyor insana. o yıllara denk gelecek kadar aklım ermiyordu ama şimdi müzik listemin çoğunu 90'lı yılların şarkıları oluşturuyor. insanın ruhuna daha iyi hitap ediyor o şarkılar. https://www.youtube.com/watch?v=_syorpm8Xks
nadir göktürk şarkısı. ezginin günlüğü bu şarkıya ebruli isimli albümünde yer vermiştir.

biz faytona ne zaman bindik, en son ne zaman
şapkası sünnet gözleri cennet hocam, o zaman

biz sinemaya ne zaman gittik en son, ne zaman
elimizde yastık cebimizde fıstık hocam, o zaman

biz bu denize ne zaman girdik, en son ne zaman
martıların kanadına bindik hocam, o zaman

biz ne zaman büyüdük, en son ne zaman
çocuklara yasaklar koyduk, ne zaman ne zaman
biz ne zaman öldük, işte o zaman
adam olduk sevdalanmayı unuttuk hocam
biz hayatı ne zaman sevdik, ne zaman
çocuktuk sevdalandık hocam, o zaman.
babam bundan yıllar yıllar önce marmara'nın küçük bir ilinin daha da küçük olan bir ilçesinde faytonculuk yapardı.
atlarına da iyi bakarmış duyduğum kadarıyla.
sahil yolunda sürermiş faytonu.
yokuş yok bir şey yok.
sonra üst yol yaptılar araçlar için.
o zamanlarda ne kadar araç varsa artık...
faytonların da sahilden gitmesini yasaklayıp dağ yoluna yönlendirdiler.
babam da bıraktı sonra. hayvanlar oradan gidemez, eziyet olur diye.
sattı faytonu, atları.

oysa lakapları hep o zamanlarından kalmadır.
faytoncu, boncukçu vesayire...

çok süslermiş atlarını boncuklarla. o yüzden boncukçudur lakaplarından biri. malum, 4 tane lakabı olunca adamın. *

bu anlattıklarım da 25-30 sene öncesi zaten.
göremedim ben babamın faytonculuk yaptığı zamanları ama duydum hep insanlardan.
Gökhan Kırdar'ın serseri mayın isimli albümünden oldukça eğlenceli, dinlendikçe daha da anlamlı şarkısı. sözleri aynen aşağıdaki gibidir;

yoksun diye geldi esti bahar
yoksun diye yandı aşkına can
gözümün önüne geldi meşk-i zaman
gecemi şarhoş ederdi hoş bir edan

sensiz neyleyim dalda çiçek
günler yıllara oldu da denk
kapıda nöbete durdu yaşlı seyis
salına salına geldi aşkı haber

çek faytonu
yarime uzanalım
çağırıyor günlerin hasreti

ah dize getirdin yüreğimi
hadi uzat ellerini
sevişelim sabaha dek
ece ayhan şiiri.

O sahibinin sesi gramofonlarda çalınan şey
incecik melankolisiymiş yalnızlığının
intihar karası bir faytona binmiş geçerken ablam
caddelerinden ölümler aşkı pera'nın

Esrikmiş herhal bahçe bahçe çiçekleri olan ablam
çiçeksiz bir çiçekçi dükkanının önünde durmuş
tüllere sarılmış mor bir karadağ tabancasıyla
zakkum fotoğrafları varmış cezayir menekşeleri camekânda

Ben ki son üç gecedir intihar etmedim hiç, bilemem
intihar karası bir faytonun ağışı göğe atlarıyla birlikte
cezayir menekşelerini seçip satın alışından olabilir mi ablamın.
"acılarıma kulak ver, esaretime tepki göster."

https://youtu.be/nw9YkQkU2j0
tezek kokusu eksik olmayan romantik taşıma aracı
ellili yıllarda anadoluda ki illerimizde iki at la şehir içi ulaşımın yapıldığı araç. bu günün taksileri.
Tepelere çıkardık
Akşam ve ufkun odacıları
Olarak
Ellerimizde buz halkaları
Yangın dudakalarına sürerdik
Bıçak gibi keskin dağların

Tepelerde oyun kurardık
Avuç dolusu taşlarla
ilk o zaman ellerini tuttum
ilk o zaman sarmaş-dolaş
yaşadım dağlarla

Benim de sevdiğim olur muymuş?
Ben de dalar gider miymişim?
Bir kızın gözlerine
ilk o zaman anladım
Dalıp gittiğimde
Vadi diplerine

Sular ne parlak akardı
Kız ne berrak bakardı
Zaman ne çabuk geçerdi
Tepelere çıktığımızda *
romatik çiftlerin hayalini süsleyen gelin arabası.
sevgiliyle binilecek yegane vasıta. bazı şeyler, bazılarıyla anlamlıdır.
dem cafenin subesi. sevgilini al git yeri. ilk katta cekyatımsı bişiler, ikinci katta ciddi ciddi fayton bozması koltuklar, üçüncü katta fayton koltukları daha yakın bir de kapısı var bir de üstünde minderler, yat yuvarlan katı kısacası. bir üst kata cıkmaya içimiz elvermedi ama çift kişilik yatak oldugu tahmin edilmektedir. nargilesi muhtesemdir.
gökhan kırdar'ın sıcacık, hayat aşılayan şarkısı.. hiçbir zaman bıkılmayan aynı zamanda..

ve o klip.. az önce ilk kez izledim, nedendir bilmem aşağılamadım, sadece içimi ısıttı o saçma hareketleri.. ve the beatles'ın 'the fool on the hill' şarkısının klibine çok benzettim. burda şarkıyı söyleyen ve klipte oynayan paul mccartney, aynı gökhan kırdar gibi, dağ tepe koşar, dolaşır, mutludur, çünkü 'görmeyi bilir'... esinlenilmiş olabilir. tabi kıyafet konusuna gelirsek, bu konuda da paul mccartney'den esinlenebilirdi..
sonuç olarak iyi ki yaşıyorum dedirten iki şarkı..

(bkz: the fool on the hill)
gokhan kirdar'in ice huzur veren, ayri bi' havasi olan, yillardir bikilmayan ve bikilmayacak $arkisi.
ezginin günlüğü'ne ait, kişinin yetişkin değimiyle çocukluktan ya da gençlikten yetişkinliğe geçtiğinde kaybettiklerine dair bir şarkı, "biz ne zaman büyüdük, en son ne zaman, çocuklara yasaklar koyduk ne zaman" derken adam olacağım derken kaybettiklerimize sıkı bir nanik yapmaktadır. oh olsundur.