bugün

biri vardır sevmişsinizdir kendinizce, belki hala resmini taşırsınız yanında, ve bir gün çok bahsedersiniz ondan, görmeseniz de umudunuz yeniden alevlenir sanki o da sizi unutmamıştır, sanki hala seviyordur.titreyerek telefonu alırsınız elinize listeden bakmazsınız numarasına zaten ezberinizdedir taa ne zamandan beri, her tuşa basışta biraz daha heycanlanırsınız, aramaya bastığınızda gözleri önünüzde canlanır.o dııt dııt sesleri uzar da uzar bir an vazgeçecek olursunuz ama artık çok geçtir.telefon açılır ve siz daha merhaba diyemeden ''niye aradın'' denir.düşünürsünüz ben ne yaptım ki bu kıza ne bu sertlik diye.paranoyadır belki denilir ve konuşmaya çalışılır ''ben öhö*'' sesiniz çıkmaz bir an sonra ''seni özledim'' dersiniz.ama cavap acıtır daha cevap vermeden acıtacağını anlamışsınızdır, o kısacık sürede telefondan üff sesi gelirken olgunlaşırsınız, hatta bir iki tel saçınız bile beyazlar ''git başımdan senle mi uğraşacam.hem sevgilim var benim kusura bakma'' sanki biri ölüm fermanını imzalamıştır.kapanır telefon yüzünüze anılar, hayaller birbirlerne önce patlar sonra yokolurlar işte böyledir eski sevgiliyi aramak acıtır.
o değilde, mesaj atmak. hele de yanında yeni sevgilisi varsa. kıza artistlik yapacak ya, attığın mesajı muhakkak tersler. hiç yazmadığı şeyler yazar. belki yazmaz. yanında biri yoksa gayet masumdur. 'nasılsın?' dediğinde, 'iyiyim, sen nasılsın?' der. ammavelakin yeni sevgili o an esas oğlanın yanında tezahür ediyorsa, o 'iyiyim', 'sana ne?' bile olur. dediğim gibi, o an kıza 'bak ben onu tersliyordum hep, hâlâ daha bana mesaj atıyor, yüzsüz.' imajını yedirmeye çalışır. ya da arkadaşları varsa, 'hacıles bırakmadı bu kız peşimi yahu.. 'sana ne' diyorum kıza aylardır mesaj atıyor yüzü mü yoktur nedir beee..' gibi. erkekler böyledir. onları anlamak, ne mümkün. (bkz: yansın erkeklerin alayı, söndüren itfaiyenin hortumunu skeyn.)
uzun zaman sonra, her gün yanından yürüyüp geçmek yerine, selamlaşmayı tercih edersiniz. amacınız sadece mesafeli bir arkadaşlık kurmaktır. zaman geçer. bir anda saatlerce konuşur bulursunuz kendinizi.
bir gece telefonun başındasınızdır. belki açmaz umuduyla bilmediği bir numaradan ararsınız. telefon uzun uzun çalar, tam kapatacakken, bir zamanlar uğrunda ölebileceğiniz sesi duyarsınız. bir şeyler gevelersiniz, sizin olduğunuzu anlayınca şaşırır.
amacınız arkadaşça bir sohbettir, sadece sesini duymak istemişsinizdir. bir şey olur, tuhaf bir şey. 'değişemem' der ses, değiş demiyorum dersiniz, 'ben seni böyle seviyorum'.
uzun sessizlikler başlar sonra. daha sonra uzun gülüşmeler. bir daha olamayacağını bilirsiniz, ama kapatamazsınız da telefonu. gecenin o saatinde çalan telefon yetişir imdadınıza. iyi geceler der kapatırsınız. sonra da küfredersiniz kendinize, arkadaş kalmayı istediğiniz için tabiki.
ben yaptım bunu. unutamadığım, eskitemediğim, yerine sevemediğim kişiydi aradığım.
telefonu açtı, bir alo deyişi vardı ki o an hissettim:
şimdi kapansa dahi telefon buna değerdi.. şimdi 6 yılı bırakyoruz geride. iyi ki, o sesi öylesine çok özlemişim.
bire bir salaklıktır.
+alo tülaaay dön bana nolur dön tülaaay
-sen yine mi içtin ya
+tülaaay hasretine dayanamıyorm dön nolluuurr
-ayyaş herif ben sen çok içiyosun diye ayrıldım hala mı içiyosun ya
+dertten tülay dertten
-o zaman da çok mutlu olunca içiyordun.
+kapa ya şu telefonu ben niye aradım ki seni
-allah bin türlü belanı versin
+allah senin belanı versin bee
+tülaaay
+...
+kapamış or.spu
eski sevgili ile yeni bir ilişkiye başladıktan sonra yapılan aramadır. biz böyle yaptık.
ama bulamamak.
ya aslında gayet normaldir. anlaşamamış ve ayrılmışsınızdır.
arkadaş kalalım demişsinizdir. ama gerçekten arkadaş kalalım, sözde değil. çünkü gerçek anlamda ikinizde iyisinizdir ama fikiirleriniz uyuşmaz, beklentiler farkıdır. bunu farkettikten sonrada ilişkiyi sürüklemenin anlamı yoktur.**
neyse hala insan olalarak seversiniz ama kendisi ayrıca çok makaradır, arada gülelim eylenelim eskisi gibi dersiniz, ama..
yok malesef hevesiniz kursağınızda kalır. çünkü karşı taraf arkadaş kalalım en iyisi sözünü hala daha sindirememiş ve gerçekten arkadaşça olan tavrınıza imalı, laf sokmaya çalışan, çocukça cevaplar vermeye başlar. gereksiz yere tavır takınır falan*. ama ben çok insan olduğumdan böyle düşünmem, yani olmamışsa olmamıştır illa herşeyi kestirip atmak mı gerekir. ki hiç bir flörtümlede asla kötü bir şekilde ilişkimi bitirmemişimdir. ama tabiki bu aramadan ve karşılaşılan tavırdan sonra karşı tarafa karşı beslenen bütün arkadaşça hislerde uçar gider. bir daha ne aranır nede msj atılır. attığı msja cevap bile verilmez. *
eski sevgiliyi aramak aslında geçmişe dönmektir. insan her zaman önüne bakmalıdır , geçmişten sadece ders almalıdır.
eski gazeteyi tekrar okuma çabasıdır, en fazla birkaç manşet habere bakılıp tekrar atılmalıdır arşive.
yapılan uygulama ile son verilmeye çalışılmış. ne kadar başarılı olur mechul tabii.
http://on.fb.me/MhSsjP
mum ile yapılmamalıdır.
sizin hayatınız altüst iken onunkinin çok çok iyi gitmesi içinize öyle batar ki kininizi kamçılar. arayıp onunkini de mahvetmek istersiniz. tabi başaramazsınız.
aradım sadece nasılsın dedim ve terslendim, sesini duymak güzeldi ama sikiyim böyle dünyanın adaletini.
Boşluktan aranır.
Yapılabilecek en büyük hatadır.
Sonra çekilen pismanlik tarif edilemez olur. Bitmiş, gitmiş. Değmez kendini üzmeye. Yenisini bul keyfine bak.
Unutma! Ne ile karşılaşacak olduğunu bilemezsin.
Yapılabilinecek sacma hareketlerin başında gelir. Yapılmaması tavsiye edilirken yapıldığı takdirde sorumluluk kabul edilmemektedir.
(bkz: kuzenler aş)
yapmayı düşündüğüm şeydir. yarın doğum günü. bekleyecektir aramamı. ama yapmayacağım yok.
aradıktan sonra pişman olma sebebi. ama insan dayanamıyor işte.
Aradım yaptım bir salaklık demiyeceğim yaptğm en masumca şeydi belki bir umudum vardı o da aramaktı ve yaptım sesini duymak yetmiştı nasılsın dediğim zaman konuşmak istemiyorum demişti sakin ve kibarca bende peki dedim kendne iyi bak dedi bende sende dedim ve kapattı. Bu bile yetti onun sesini duymanın verdiği mutluluktan benimle konuşmak istememesinı bile anlamamıstım ve tam 3 gün sonra benmle konuşmak ıstemdgını idrak etmiştim ve hüngür hüngür aylarca aglamıştım ama içimde yine o garip mutluluk sesini duyabilmistim çünkü ne bir haberını alabiliyorum ne bişeyini iki sene oldu ayrılalı sesini kendisini gulmelerını her şeyini özledim asla yerini doldurmaya calısmadım. Calısmamda cok sevdim hep sevecegom o anlamasada hiçbir zaman dolmayacakta yeri artık bu kalp onun yeri gelmek isterse her zaman açık üzmesine ıncıtmesıne ragmen ne bitti ne tükendi içimde sanki daha da coğaldı sair abımızın de dediği gibi Yine gelese yine severim o zalimi.

NOT: bir insanı kendinizden çok sevmeyın sahıplenmeyin sonrası hiç iyi olmuyor.
ikinizde yalnızsanız çağrı atsan bile kısa süre sonra birlikte olursunuz.
tam 2 yıl oluş. eskimi benim için? değil. 2 yıl derken bile şaşırıyor insan zamana. Aynı bölümdeydik. beraber gittiğimiz üniversite şenliğindeki videolarımızı izledim, fotoğraflara baktım. birinci yılımızı kutlamak için yaptığım videoyu izledim... Her seferinde olduğu gibi yine nefes alamıyorum, boğuluyorum, üzerime geliyor duvarlar... arada karşılaştığımızda bakamıyordum gözlerimin dolduğunu görmesin diye. 2 yıl olmuş. Çok uzun değil. numaram engelli, ankesörlüden aradığımda suratıma kapanıyor, mesajlarım iletilmiyor bile. 2 yıl olmuş. ben hala buradayım, oysa beraber hayalini kurup başvurduğumuz erasmus ta, almanya da.kaderdi belki ikimizin de aynı yere çıkması. çok isterdim yanında olmak ama buradayken yüzüme bakmazken orada yapamazdım... hayatımın en güzel günlerini geçirmiştim onunla. şimdi yanında başkasını görmek, düşünmek bile can yakıyor. eski sevgili aranır... "alyo" diyişini duymak bile nefes veriyorsa eğer.
eski eskide kalmalı, gerek yok böyle hareketlere dostlar..