bugün

eğer karşısındaki kadın, kendisine vasfı, mevkisi, parası, tipi için önem veriyorsa ve aile adı altında evin her işine kendisinin koşacağı, topluma göre ''evin direği'' olması gerektiği için olabilir.

erkekler, partnerlerinin işlerini yapmak zorunda değildir. onlara düğün yapmak, onları satın almak zorunda olduğu evde ''yaşatmak'', partnerlerinin dişil enerjisi adı altında verdiği komutlara uymaki yavru kedi gibi ordan oraya gitmek, partnerinin konuşamadığı yüzleşemediği problemleriyle trip adı altında uğraşmak zorunda hiç değiller. onlar da e kadınlar böyledir algısından çıkıp, nedir sorun, ben bunu yapmak istemiyorum diye açıkça davranabilmeliler. keşke toplum buna izin verseydi.

her zaman bir işe sahip olmak zorunda değiller. bazen sağlıkları bozulabilir, günlerce dinlenmeye ihtiyaç duyabilirler. her an partneriyle ilgilenmek zorunda değiller. onları şımartmak, hediyeler almak zorunda değiller. karşılıklılık olmalıdır böyle şeylerde. markete gitmek, poşetleri taşımak illa onun görevi değildir. elbette partnerler iş paylaşımı yaptıklarında buna karar vermişlerse, ya da neye karar vermişlerse uygun. sadece otomatik olarak bize öğretilen erkek şöyle olmalı'lar erkeklerin üzerinde gereksiz baskı, korku ya da ego yaratmakta. hep güçlü olma, aileye bakma yükümlülüğü onlarda değildir. duygusal olabilirler, kaygılı bir yapıda olabilirler, hayat olaylarında korkabilirler, depresif olabilirler. ve gerektiği yerde, ihtiyacı olduğu yerde aynı kadınların sevildiği ilgilenildiği gibi, erkeklere de bu türden bir şefkat gösterilmesi tüm düşünenlerin aksine çok güzel bir şeydir. gerektiğinde göğüste uyuyan taraf erkek olabilmeli, hayatına girdiği için kutlanan övülen taraf, sürpriz hazırlanan taraf erkek olabilmeli.

arabaları olmak zorunda da değildir mesela. sizi her yere onlar bırakacak değiller mesela. evlendikten sonra da özgür olmalılardır mesela. eve her lazım olan mobilyayı kabul etmek zorunda değiller mesela. kendileri de evlerini hazırlarken aktif rol alabilirler mesela. sen karışma, sen ne anlarsın diye partnerinin hiç zevki olmayan bir evde onu yaşatmak mı.

topluma göre, ailenin öğrettiklerine göre, çevreye göre değil, bir ilişkide her zaman karşılıklı olarak bir akış halinde olma olumsuz duyguları ortadan kaldırabilir. aksi halde evlenseler bile mutsuz oldukları ne çok alan oluyor. gerektiğinde kadınları siz bilgilendirin dediğim gibi, buraya kadar bahsettiğim ihtimallerin hep insan olmanın özüdür. güçsüzlük, yetersizlik, eksiklik asla değildir. her şey görerek, fark ederek başlar çünkü.
beyler çok uzatmayalım "işte bunlar hep seks".
Para yog dert çog.
Artı bir özellik katacağını düşünmediğimden.
Gerçekten aşık olup sevmemeleridir nokta.
(bkz: nafaka ödememek)
hayatına ekstra bir özellik getirmez. Taşıman gereken bir aile sorumluluğu olur. eskisi gibi başına buyruk olamazsın. bir de hayatın gerçeklerinden bahsetmek gerekirse

kadınların bir çoğu ev işlerinde vs ortak olunmasını istiyor ve bir erkek mantığı ile düşündüğün zaman ulan ben zaten bekarken bu ileri kendi başıma yapıyorum evlenince de ben yapacaksam artı bir sorumluluk almanın başını derde sokmanın ne manası var diyorsun.
kadınlarımızın haline bakınca...
Evliliklerin daha sağlam olması için 1 ay gerdeksiz aynı evde hazırlık aşaması lazim.sonra yazılı sınav ardından sözlü mülakat bu sınavı geçenler evlenmeli. Konu ile biraz alakasız oldu farkındayım.
Para ve uygun partner bulunamamakla birlikte zaten antidepresan kullanan depresif bir bireyim birde başkasıyla evlenip onu da mutsuz etmeye hakkım yok.
Evlenmek istemeyen erkek yoktur , nikah masasina oturtamamis kadin vardir.
kendi hayatını idare ettirebilen bir erkek var iken bütün sorumluluğu toplum önünde sırtlayıp kanunen değersiz bir yaratık olmasındandır. çünkü herşey kadını korusundur. yeri geldiğinde erkek adamdır, aslandır ve kaplandır. öte yandan bütün maddiyat kadınındır erkek ise kutu kola tenekesidir, lanet olsundur. bu bahsedilenler kadının pratikte pasif ama psikolojik olarak aktif olduğu ilişkiler için geçerlidir. öte yandan bu sorumluluğu paylaşan ve sözüm ona daha modern çift birlikteliğine söz yoktur. her türlü şiddete karşı ve hayatı her anlamda paylaşmak isteyen, tam eşitlik taraftarı yazar beyanıdır.
Kendiyle uğrşamayan bir adamın başkasıyla uğraşma fikrini düşününce ürkmesi bunlardan bir tanesidir.
Evlilik kavramının doğaya aykırı olmasındandır.
Siz hiç evli bir zürafa yada çekirge gördünüz mü?
nafaka , altın takıların kızın hakkı olması hediyeymiş. düğün borçlarının kredi senet erkeğe girmesi.

maddiyatı geç aklı başında kız sayısı az.
Karının kölesi olmayı reddedince boşanma ihtimalidir. nerde akşam orada sabah tarzında yaşayan seküler kadınlar, saçma sapan giyim tarzı, iğrenç botokslar, anlamsız dövmeler, havalı görünmeye çalışmalar, anlamsız altı boş özgüven falan... 20li yaşlarda cazip gelebilir belki ama bunlar bir hayat tarzına dönüştüğünde aklı başında hiç kimse kimse gelip de sizinle hayatını birleştirmek istemez. bu işin evrimsel kısmını atlıyorsunuz ki en büyük hatanız da burada. tinder'da bile kadın seçiyoruz yerine göre. bakıyosun mayolu, havalı fotoğraflar, tanışıyosun bi bakıyosun lcw'de satış danışmanı. ama profil dilan polat. oturup konuşacağın hiç bir konu yok. varsa yoksa trip, kapris. vadettiği hiç bir olumlu konu yok. büyük konuşmayayım ama aşkından gebersem bile böyle biriyle evlenmek istemem. asarım, keserim, adamı madam yaparım, yemek yapmam, temizlik yapmam, çalışan kadın, güçlü kadın, bilmem ne kadın. yav arkadaşım millet başına çavuş aramıyor. evlilik demek düzenli bir hayat demek. evlenmek isteyen adam hayatını düzene sokmak, aile kurmak, maddi manevi güçlenmeyi istemek, huzurlu yaşamak için evleniyor. bunları isteyen adam da aklı başında bir adamdır. aklı başında bir adam oturup senin huysuzluklarına sponsor olmaz. öyle kalırsın işte. date uygulamalarına girin biraz muhabbet edin ne demek istediğimi anlarsınız. kariyerli yalnız kadın dolu bu uygulamalar. hepsi de arayış içerisinde. kimisi birine nikahı yapıştırıp evimin kadını olayım derdinde kimisi de madem evde kaldım bari bir sponsor bulayım derdinde. her türlü fail. sen nasılsan karşına da öyle insanlar çıkar. meyhaneden attığın fotoğraflarınla ancak abazaları çekersin hayatına. aradığınız huzur mütevazi hayatlarda ama bunu anladığınızda iş işten geçmiş olacak.
anaç kadınlardan hoşlanmam . küçükken de evciliklerini hep bozardım.gidebileceğim bir evim her akşam aynı saatte beni bekleyen bir kadının olması düşüncesi bile beni sıkıyor. savruk arsıZ kadınları severim. zamansız kadınlar sürprizli olur heyecanlı.fazla merhametli kadın beni bozar küçük bir merhamet göstermesi için sürünmeliyim.

hakikaten ne kadınlar var tarifini yazarken tapıyorsun.
evlenmek çünkü dert demek sorunları 2le çarpmak demek durmadan dibinde ensende bir beklenti canavarını nefesini duymak o canavarı beslemek hiç sebebi yokken eşşek arısı kovanına çomak sokmak demek. yeni evlenen erkekler bir süre sonra sessizleşip böyle tuhaf bir durağanlaşırlar. çünkü beklediği ve umut ettiği bir sürü şeyin aslında palavra olduğunun ayrımına varıp jeton düştüğünde bir yandan da artık çok geç olduğunu anlar ve bu kendini bilen adama fena koyar. bu kadar bedele gerek varmıydı diye düşünür. ama bir yandan yiğitliğe bok sürmemek için böyle mutlu adam pozları falan takınmaya çalışır ama çevresindeki herkes mahmut oğlum ne oldu sende bir durgunluk bir tuhaflık var ne iş oğlum der. yok be abi ehehehe diye kuyruğu dik tutmaya çalışır ama nafile oltayı yutmuş balık yakalanmıştır bir kere. türkiyede herkes sürü gibi bir hayat yaşadığı ben kimim nasıl bir bireyim bu dünyada ne yapıyorum ne istiyorum üzerine düşünmediği için herkes araba alıyor dur bende alayım herkes evleniyor dur bende evleneyim kafasıyla bu işlere girdiği için ziki tuttuğunu anladığında çok geçtir. çünkü bu işin geri dönüşü adama fena bedeller ödetir. artık herkes dünyadan çok daha fazla etrafından haber alıyor okuyor öğreniyor kimse yan basmak istemiyor. evleneyim her gece zikişiriz kafası tam bir ebleh ahmak tuzağıdır.
memeden sonrasını okuyamadım...
Kadınlardaki kasarlik oranının ciddi şekilde artması.

Şu devirde bir kadına güvenip yuva muva kurulmaz