bugün

yogun duygu hissetme olgusu.
insan, karakteri geregi duygusal bir varliktir. duygusallik insanin bilincaltindan ve benliginden ba$lar. bilincalti ve benlik duygusalligi zihne ilettigi anda beden ce$itli reaksiyonlar gosterir. orn. aglamak, gulmek ya da sinirlenmek gibi.
bazen duygusallik hastalik da olabilir, a$iri duygusallik ya da duygusuzluk bunlara ornek olarak verilebilir.
hayatı insana daha çok sanal yapan, karada yaşayamayanları, rahatlık bulamayanları denize götüren şeydir.
kısacası, gözyaşlılık tır.
kimine göre ağlamaktır...
kimine göre balık burcu...
kimine göre toplumsal acıdır, kimine göre aşk acısı.
ağlayamam diye bana odun dersin, balık burcusun diye sana ağlak derim...
evsiz kalmış diye uykularım kaçar, haberlerde izler geçersin ruhun duymaz.
aslında her şeyi hissedebilmektir, yalnızca acı şeylere üzülmek değil güzel şeylere de mutlu olmaktır.
yani her duyguyu hissedebilmektir duygusallık.
Başa bela olan bi ruh halidir. Kendinizi bi yerden atsanız rahatlayacakmışsınız gibi hissettirir, bunu yapmanıza asla müsade etmeyen aklınızla sürekli çelişerek hayattan aldığınız tadı minimuma indirir.
adem ile havva dan yeryüzüne miras kalmış duygudur.
okyanusa düşen yağmur katreleri gibidir.
yük olduğunu düşündüğüm saçmalık.
keşke kurtulmanın bir yolu olsa duygulardan da rahatlasak.
insan olan herkesin içinde var olan duygu yoğunluğu.
Fazla duygusallık mal eder.
ağlamak demek değildir.
Ben yine senin çoktan uyuduğun yalnız, tenha ve sessiz bi gecenin karanlığında çatır çutur erik yiyorum.. Yok duygusallık bana göre değil amk.
muayyen günlerde yaşanan ağlamaklı hallerin ve yenen çikolataların bahanesidir.
insani bir duygudur ve olmalıdır. duygusal olmak bizi biz yapan önemli bir yapı taşıdır ve insanı diğer varlıklardan ayırır ve farklı kılar. duygusal olmak ota boka dertlenip ağlayıp zırlamak değildir. insan ruhunu dengede tutmaya yarayan önemli bir donanımdır.. duygusallık olmasaydı, bu gün hayranlıkla izlediğimiz her türlü sanat eseri bu gün asla var olmazdı. o sanat eserlerini ortaya koyan insanlar bunu "duygusallıkları" sayesinde başararabilmişlerdir. duygusuz insanlar, savaş ve gözyaşından başka hiç bir şey üretemezler...
contact filminde tüylerimi ürpertmiş scene'dir.
You're capable of such beautiful dreams, and such horrible nightmares.
sagan sabittir.
duygusallığın derecesi standartına göre düşeyde ve dikeyde hayatınızı yüzde yüz etkileyen bir düşünce biçimidir.

Eğer, aşırı duygusallık var ise ve bir ticaret ile uğraşıyorsanız, işiniz de para üstü yerine anne eli kurabiye verebilirsiniz. e ana yüreği tabi dayanılmaz..

eğer duygusallık minimum seviyede ise bu seferde, köpek kulağı kesen tiplerden farkınız kalmaz. Vicdan kaybolur.

arası ideal.

tanımı budur. uç ve dip arasında kalan bir bağdır, "duygusallık "

sevgiler.
Aptallıkla karıştırılır bazen. Bon doygosol bor onsonom diyerek her seni seviyorum diyenin peşinden gitmek aptallık mesela.
aslında bir tutam olmasının gayet doğal olduğu duygu durumu. biz duygusallığa hep zayıflık olarak bakıyoruz. birazda hep ilişkiler yönünden bakıyoruz. ondan oluyor öyle. ama pek öyle bakmaz isek, duygusal olmak o kadar da zayıflık değil. yani mesela; okuduğunuz okuldan mezun olurken, çalıştığınız bir iş yerinden ayrılırken, gittiğiniz bir tatil biterken, oturduğunuz mahalleden ayrılırken, askere giderken
arkanızdan ağlanır iken vs, hep yaşanmışlıklar akla geliyor, sevildiğinizi biliyor, bunlar hayatın içinde var diyorsunuz, ama yine de duygusal olabiliyorsunuz. ve bu gayet normal. nesi kötü anlamıyorum.
kötü bişey, yapmayın etmeyin.futürsuzca yaşamak en güzeli.
Bir türlü bürünemediğim rol. Sanki zayıflık gibi, biliyorum değil ama olmuyor işte.
Ağlarım.
Kaybettiriyor.
başa bela ama üstesinden gelmeme az kaldı umursamaz ve duygusuz biri olacağım artık.
erkeklerde kadınlardan daha çok bulunan özellik, ama belli etme konusunda kadınlar bunu silah olarak kullanır. erkek adam ise bunu asla belli etmemeli; özelliklede kadınlara karşı...
güzel bir şey galiba çünkü insanlar sayesinde/yüzünden kaybedince bir daha geri gelmesi güç.
geriye dönüp baktığınızda kendinizi suçlamaya doğru ittiğini hissettiğiniz anda, yer vermeyi bırakmanızda fayda olacak durumdur. daha çok nostaljiye, geçmiş yaşanmışlıklara yönelik bir durum ise tabii. merhamet boyutu ise daha farklı. merhametli olmak gerçekten merhamet duygusunu hak eden kişilere veriliyor. yani merhametin sahteliği pek olmuyor. ya merhametlisindir ya değilsindir gibi. ama duygusallık öyle değil. daha bir sizin tekelinizde olan bir şey. ne bileyim pek anlatamadım ama kendiliğinden gelen duygu yoğunluklarına eyvallah fakat içselleştirince daha çok üzülen siz oluyorsunuz. bununla besleniyor gibi bir algı verirsiniz karşı tarafa. esasında böyle bir şey olmasa bile.