bugün

(bkz: politeia)

filozof platon(eflatun)'un yazdığı, toplam 10 kitaptan oluşan, ideal devlet ve toplum düzeninin nasıl oması gerektiğini, doğruluk-eğrilik, bigelik gibi temel kavramlardan yola çıkarak değerli hocası sokrates'in ağzından anlatarak irdelemiş olduğu eseri. ideal devlet düzeni konusu ile ilintili olarak birçok psikolojik ve sosyolojik olgunun da tozu alınmıştır geçen diyaloglarda.

mutlaka okunması tavsiye edilir.

--spoiler--

- kötünün iyiye zararı, iyi olmayandan daha çoktur.

- kötülükten başka şeyi gülünç bulanlar, çılgınca tutkulardan, kötü alışkanlıklardan başka bir şeyi alaya alanlar, boş insanlardır.

- filozof yaradılışın değerleri bile kötü bir düzenin boyunduruğu altında insanın kendi yolundan uzaklaşmasına sebep oluyor.zenginlikler, iyi saydığımız özellikler de öyle.

- kendi yararlarına düşkün açgözlü kimseler başa geçer ve başta olmayı keselerini doldurmak için bir yol sayarlarsa, orada artık iyi bir düzen arama. çünkü herkes başa geçmek için birbirini ezecek ve bu iç kavgada hem kendilerinin hem de devletin başını yiyeceklerdir.

- zenginlikle doğruluk öyle ayrı iki şeylerdir ki, ikisini terziye koydun mu, kefelerin biri hep aşağı iner, öteki yukarı çıkar.

- bir devlette zenginlik ve zenginler baş tacı olunca, doğruluğun ve doğru insanların şerefi azalır.

- gerçek özgürlük, gerçek sevgi, zorba ruhlu bir insanın hiçbir zaman tadamayacağı bir mutluluktur.

--spoiler--
en eski çağlardan günümüze dek soymadan zengin olunamayacak günümüz resmi hiyeraşisin zirvesi. ayrıca antik çağ filozoflarından platon'un iyi bir şekilde yönetilmesi için başında bilge kral olması gerektiğini savunduğu iyi ütopyasının ismi. bizim için tanımını soracak olursanız, neyse...
bakmiyir.
(#17298721)
şu entry den anlaşılacağı üzere vatandaşına bakmadığı bir kez daha kanıtlanmıştır. deprem üzerinden resmen ticaret.
En küçük kurumda bile bir yönetici, yöneten şart. Mesela bugün apartman yöneticisi seçildi. Apartmanda oturanları bile yöneten birileri var. insanoğlu neden yapamıyor birşeyleri birileri olmadan. Zor birşey mi bu yani.
(bkz: bahçelili)
(bkz: akp devleti)
mezarda emekliliği sağlayan, karın tokluğuna çalıştıran toplumun idari çatısı. bir diğer adı ise derin güçlerin hükümeti. Devlet,ne anadır ne de baba devlet hukuktur
eşittir, soyguncu ve katil.
(bkz: sen)
(bkz: ben)
(bkz: o)
an itibariyle, mikroskobik.
platon'un kitabının küçük bir bölüm:

Toplum bizden ahlâklı olmamızı istediği için mi ahlâklı oluyoruz? Ahlâklı olmak, sosyal organizasyonun kurallarına uymaya indirgenebilir mi? Ahlâklı olmamızın -müşterilerine karşı dürüst olan işadamının, sözüne sadık politikacının, tutarlı ve ilkeli davranan bürokratın vd.- gerekçesi sadece toplumsal onay mıdır? Bir hayatı başkaları için yaşayan birisi, farkına varmadan veya vararak başkalarının kendisi üzerinde egemenlik kurmasına izin veren kişidir. Gerçekte ahlâklı olmak, kişinin kendisi üzerinde egemenlik kurması, yüzüğün değil kendinin efendisi olmasıdır.
yeryüzündeki en yalancı kurumlardan biri olduğunu düşünmeye başladım son zamanlarda.
(bkz: katil)

(bkz: hırsız)

(bkz: şerefsiz)

(bkz: tüm kötülüklerin sülalesi)
(bkz: devlet fakire maaş verecek)
bir millet için var olan sistemin genel adı.
aslında olmaması gerekirken nasıl olduğu bilinemeden olup biten, olguları olay zannederken tüm olguları ise bir mevzudan bile saymadan ilerleyebilen, ilerlerken biriken, birikirken güçlenen, kendine millet yaratan, sonra da yaratmak bir şeye mahsustur diyerek yaratma eylemini bırakıp giden, insan olduğunu unutup kendini binalara kapatan ne idüğü belirsiz bir oluşum.
ekonomik nedenlerle toplumun siniflara bolunmesi ile ortaya cikan siniflararasi uzlasmazligin sonucudur.

cikarlari karsit olan siniflari bir duzen icerisinde uzlastirma gereksinimi, her ne kadar siniflari uzlastirma amaciyla ortaya ciksa da toplumun uzerinde yer alan ve somurenlerin cikarlarina hizmet eden devleti ortaya cikarir. bu durumda devlet, uzumleri saraba donusturen ezici bir gucten baska bir sey degildir. daha acik ifadeyle, menzilinde ezilenleri tutan bir egemenlik araci, bir baski gucudur ve hicbir zaman halk devleti niteligine sahip olamaz.

siniflararasi uzlasmazligin oldugu her yerde devlet vardir. bu, devletin varlik nedenidir. marx, siniflarin uzlasmasinin mumkun olabilecegi yerde devletin ortaya cikmayacagini soyler. bu durumda devlet, bir sinif egemenligi araci ve proletaryaya karsi burjuvazinin cikarlarina hizmet eden bir baski organidir. engels'e gore ise devlet, toplumdan dogan ancak ona gittikce yabancilasan bir guctur. bu gucun zor kullanma organlarini ise ordu ve polis olusturur.

devlet her ne kadar siniflararasi uzlasmayi saglama amaciyla ortaya ciksa da, varligini yine bu sinif uzlasmazligina borcludur. ezilen siniflar uzerinde guc olusturarak egemen ve ezen sinifin devleti rolunu ustlenir.

bir yari devlet sayilan proleter devlet disinda, tum devletler toplumlar uzerinde birer somuru aracidir.
hayatınız boyunca size en budaklı kazığı defalarca sokan, askerde de hızını alamayıp arkadan ziken kurum. ne yaparsan yap her boka ortak bu devlet. kazandığın paradan vergi alıp, kalan kısmı da öyle ya da böyle vergilendirip adamın amına koyuyor bu devlet. idarecileri de sayenizde 400.000.000 usd lik uçaklara biniyor, siz ay sonunu nasıl getireceğinizi düşünürken.
Kapitalist modernitenin daha fazla kâr üzerine kurulu ekonomik sistemiyle koşullanan, milliyetçilikle cilalanan, eğitimle tanrısallaştırılan, dinle kutsanan, aileyle korunan, kanunla legalleşen hakimiyetin şiddet ve iktidar aracıdır.
bundan binlerce yıl önce kolonileşme ve alfalıkla ortaya çıkar. su kenarı kapmaya çalışan insanoğlu ilk kapitalizm sinyallerini de yine burada vermiştir
insanların ihtiyaçlarından doğan yapay bir kurum.
evde kiracı,
işte kiralığız,
kimdir bu mal sahibi?..

o işte...
türkiyedeki sportif anlamda sadece galatasaraya çalışır.

(bkz: devletin galatasaray taraftarını kayırması)
güçlüyse, yılanlar hareket etmez.

güçsüzse, her şey yapılır, yok edilir.