bugün

çok hoş bir nicke sahip 3. nesil bir yazar.
fazla uzaklaşmış olamazlar demeden birileri ben uzaklaşayım iyisi mi...der ve uzaklaşır genç adam
eti puf kutusuyla sinek avlamak fikrine çok güldüğüm, esrarengiz nicki sayesinde sigarasından bir nefes çektikten sonra başını hafif kaldırıp hınzır bir gülümseyişle arkasına bakan kirli sakallı bir adam imajı çizen aynı zamanda da yazan kişi.
harbiden sağlam bir nick yapmış kendine. umarım entryleri de bu kadar sağlam olur.
beni nickimle değil entrylerimle anın diye tepki vermesini beklediğim yazar.
edebi nicki ile sözlüğe yeni bir soluk getirmesini umduğumuz yazar..
entrylerinden sonra nickini okuyunca ister istemez "vay be çok etkili yazmış" gibi çok egzantirik bir durum oluyor.
zort der ve * uzaklaşır genç adam. sabah yediği yumurtanın bağırsaklardan süzülmüş hali etrafı sarmaya başlamaktadır. otobüs hınca hıç doludur halbuki, önden binmiş * aylık akbilini anca basmıştır ki, sessiz derinlerden gelen bir rüzgarla rahatlamıştır. inmeyi göze alamaz, geç kalacaktır. yardıra yardıra arkaya ilerlerken bir taraftan da "arkası bomboş, ilerler misiniz" der. her yanından geçtiği hem dürtülmekten dolayı hemde fazla haşlanmış yumurta kokusundan tevekkül ters ters bakar yazara. en arkaya gelindiğinde artık son damla ter de dökülmüştür alından ve iç rahatlığıyla hiçbirşey olmamaış gibi davranılır ve şu söz söylenir: " amma kötü kokuyo burası, camı açar mısınız lütfen!"
kendi hakkında yazdığı entrylerle kopmamı sağlayan****, anladığım kadarıyla müthiş bir gözlemci ve esprili kişilik.
kendi baslığına hayvan uzun entry kasan sözlük yazarı. kardesim okuyamıyoruz kısa yaz biraz. *
şimdiye kadar gördüğüm en uzun bkz ı * * vermeyi başaran yazar. * *

http://www.uludagsozluk.c...ni-tahmin-ettigim-baslik/

ya da

(bkz: #1741068)
uff abi cok pis ossurdum "der ve uzaklasir genc adam".
"der ve uzaklasir genc adam" diye biten bütün hikayeler "yağmurlu, soğuk bir şubat akşamıydı" diye başlar.


kendini anlatma konusunda sınırları zorlayan yazardır.
entryleri okunduktan sonra nickini okuyunca sanki nicki entynin bir parçası gibi duran yazardır. *
(bkz: yaratıcı nickler)
görünce işte nick budur dediğim bir uuser nicki
nicki sol framede gözüktüğü anda her entrye başlıkları alt alta okumak potansiyeli yakalattıran yazar.

deneyin, göreceksiniz.
derinlerde kaybolduğundan korkulan, hoş bir rumuza* sahip yazar. bir nevi kendisinin ve çevresinin analizini yapmakta olan kişi gibi gözüküyor.
kendi başlığını içseslerinin manyağı yapmış yazar!! niki (bkz: sevgili günlük) olsa daha hoş olurdu valla ama yok ya bu niki gerçekten çok hoş. Başarılar efenim! der ve uzaklaşır fena halde leman!!
harikulade nick'e sahip yazar. birçok yazar arkadaş nickine değinmiş ben orasına değinmek istemezdim lakin çok seksi nick... entryleri mi?

güzeldir yau.
bu adamlar niye der uzaklarşır bi açıkla genç adam dediğim yazar. hoş gelmiş..
- bi uzaklaş be adam
- yazmiyim mi?
- yaz hadi.
kendisine sarki yollamak istedigim heyecanli arkadas.

ferhat göçer'den geliyor;

sana seni anlatamam isyan edersin!
hayırlısıyla askere gidip gelmesini temenni ettiğim Yazar...
- Posta gazetesini canım gazete okumak istemediği zaman alırım.
- Aynı ortamı paylaşan kızlı erkekli birbirini tanıyan ya da tanımayan bi çok insanın kafasından ekseriyetle seks geçmiyorsa ne olayım. Konuyu fazla deşmekten yana da değilim. Evet.
- (askere gitmeden hemen öncesine dair) Koltuğa otobüs kalkmadan bi beş on dakika önce binersin, tanıdıklarınla, sevdiklerinle açık bagaj kapısının tüm engellemelerine rağmen camdan göz göze gelirsin, cama vurmalarına, otobüsü sallamalarına ki en sinir olduğum şeydir, tanıklık edersin, elini cama yapıştıranın karşılık istemelerine cevap vermek zorunda kalır elini cama ''lan ben ne yapıyorum'' düşüncesi eşliğinde yapıştırır, tarzanca anlaşmaya, iletişim kurmaya çalışırsın,''iner inmez hemen ara ha'' demek olan elini kulağına telefon şekline sokarak göstermelerine kafayı sallayarak geçiştirirsin, el sallarlar el sallarlarsın, dururlar durursun, aradan biraz zaman geçer, ellerini yeniden sallarlar, elini sallarsın,''e yeter. mına koyayım'' der gözünü camdan alırsın, koridora bakar ya da seninle birlikte otobüs hareket edene kadar yanında olacak kankine dönersin, kankilerin böyle görevleri de vardır, ağzından saçma sapan laflar dökülür, hangi birini diyem ki, dergilerini almayı unutmamasını hatırlatırsın, tekrar cama dönersin, elin mahkûm bi kere, anne babayla göz göze gelir dolan gözlerinden etkilenmemek için gözlerini kaçırırsın, otobüse en nihayetinde mahallenin abisi gelir ve bi takım nasihatleri,''paranı kimseye verme, gösterme, paraya ihtiyacın varsa tuvalete git ne kadara ihtiyacın varsa o kadarını al, böylece borç para adı altında paranı iç etmezler, botları bi numara büyük al, ayakların şişecek zira çoraplarını sabunla yıkayayım mıkayayım deme, iyi durulayamazsın mantar yaparsın, casio saat temin et, acemi birliğindesin kimseyle fazla muhatap olma, zaten bi kaç ay kadar ordasın, bırak onlar seninle ilgilensin, ne önde ol ne de sonda ortalarda ol, fazla konuşma, soru sorma taam mı?''gibi, sağ olsun, tekrar tekrar hatırlatır, s.ke s.ke''abi''ile, seve seve ise kankiyle, defalarca sarılıp koklaşmana rağmen yeniden sarılır otobüsten postalarsın, otobüs hareket eder, herkese bakışlarını sabitleyip son olarak vedalaşma selamlarını almaya çalışırsın, otobüsle beraber sevdiklerinde hareketlenir, kurtuluş yok anasını satayım, terminalden çıkana kadar eşlik ederler, tam çıkış yaparken otobüsün önünü kesip istiklal marşını okumaya başlarlar, ayağa kalkıp, hazır ola geçersin, otobüsün en nihayetinde terminalden ayrılması ile otobüsün içine doğru gözlerini kaydırır başka askerler varsa ki muhakkak vardır, asker sevkıyatı geyiği, ''28 var mı?'''' Karabük var mı?'' çığlıklarını işitir,''hay sokayım muhabbetinize bismillah lan'' dersin, zaman sonra geriye döner bakar ve yaşanılanların, daha gitmeden ömür törpüsü allahıma, sanki bi rüya olduğunu zannına kapılır, kendini toparladığın an, heyecanından yerinde duramayan hazır ve nazır askerlerin kaynaşarak heyecanlarını korkularını bertaraf etmelerine ve bu durumda verdikleri içler acısı resme tanıklık edersin, bi müddet sonra verilen harçlıklardan dolayı cebinin kabardığını adeta torba gibi olduğunu hisseder ''ilk molada tuvalette icabına bakarım ben onların'' dersin, ilk mola verilen yerin tuvaletinde ne kadar sakal topladığını belirler, karışmış, buruşmuş, yer yer hafifte olsa yırtılmış, bi haylice yıpranmış paraları (nı) büyükten küçüğe doğru sıralar ''lan bilseydim bu kadar arpa toplandığı daha önce giderdim askere ehe''dersin, salak işte, hala yola sokulan paradan bi miktarını ayrı cebe, her elini cebe atışında balyayla uğraşmamak için koyarsın.
- Bu cebe para sıkıştırmada düğünlerde kim ne kadar takmışı merak eden teyzeler gibi olacak ama kimin ne kadar sıkıştırdığını göremiyoruz lan. kanki bellediğin adam bilem bi beşlikte geçiştirmiş olabilir. Derde bak.
- bi adamın tipinden garson olup olmadığını anlarım. Yetenek işte.
- Orta yaşın üzerinde, vakti zamanında bi çok öğrenci için gözde kaçış noktaları olan bilardo salonlarının işletmeciliği yapmış ve şu anda internet cafe işleten adamların tipleri de birbirlerine benzer ki.
- Acemi asker kadar komik bişii daha görmedim.
- Nerdeyse bütün acemi askerler birbirlerinin gözünün içine bakıyor lan.
- Neredeyse bütün acemi askerlerin osuruklarının kesif kokusu aynı olduğu gibi burun direğini sızlatan, kıran cinsinden.
-''Sivilde bana bunu diyecek var ya''dememiş bi asker görmüş değilim.