bugün

- bey mey diye hitap etmek zorunda kaldığın patronun kaka yaptığına, yahu şuna kaka yerine b.k desen ölür müsün?, şahitlik ettiğin tuvallette falan, başka neresi olacaksa artık, * vakit geçirmek ve vesair nedenlerden ötürü oyalanırken neyin.. tasa doldurulan, kaba et sesini bastırmayı da içinde barındıran su sesi bu şahitliğin temel argümanıdır.. karşılaşıp, o raddede bile bey mey diye hitap etmek zorunda kalmak… ulen amk. daha beyi meyi mi kalmış. adam tek ya da birden fazla kalemle kakasını yapmış. e yapacak helbet hamile gezecek hali yok ya.. hadi hep beraber söyliyelim, bi güzel tere yağından kıl çeker gibi s.çmış. (def-i hacet sonrası yüzdeki ifade) * muhtemeldir ki kuş gibi olmuş.. etiketler ortadan kalmış. özellikle sol eline ki taharet eli olarak çevre köylerde nam salmıştır, daha fazla sıvı sabun almış. ben s.çtım normalde çişimi yaptığımda elime bi’ su çalarım yeter ama kakamı, hadi işçi parçası hep beraber söyliyelim, b.kumu yaptım o yüzden sıvı sabuna abanıyorum ne olur anla beni proletarya demeye getirmiş. ama nedir? zaman ve mekan gözetmeksizin sen, ben yine de, hep mep, bey mey demek zorundayız di mi?. teallam yaa. bence bu haksızlık lan!.

- toplu taşıma aracında, şoföre ücretini senin aracılığınla iletmek isteyenin avucuna zor bela bıraktığı bozuk parayı ki ona da bi’ başkası iletmesi için vermiş de olabilir, direkman şoföre veyahut şoföre senden de yakın olana ulaştırmak isterken düşürmek… kendi paran olsa önemli değil der, düşen miktar kadar cebinden çıkarır, bu sefer biraz daha dikkat ederek ödemeyi yapar, üstünde fazla da durmazsın (gördüğünüz gibi hiçte fazla durmuyorum) * lakin iş başkasının parasını (hiçte rızan olmadan sırf toplum içinde edindiğimiz geçici görevleri yerine getirmeyi şiar belleyip, örnekse; ‘bi şişli uzatır mısınız?’a “uzatmıyorum amk. al yer de veriyorum siktir git kendin uzat” deme cesaretini gösteremediğimizden) iletmeye geldiğinde işin rengi ufaktan ufaktan değişiyor gibime geliyo aga. bu ahval ve şeraitte imdada yetişen olasılar ise, buna tanıklık eden şoförün “önemli değil tamam”ı ya da düşen meblağın bulunması, burda da üçüncü bi’ kişinin düşen parayı yerde araması inşaallah ben bulurum hissiyatı devreye girer, hiç olmadı parasını düşürdüğün kişinin düşen miktarı yenileyerek, belki araya düşen miktar kadar bi’ şaka da sıkıştırarak uzatmasıdır gibi olasılardır değil mi pek saygıdeğer okuyucu efendilerim benim. konuyu bağlamada ki hattızatında bağlayamama da ki kelime seçimlerine gel. *

- sevdiceğimize kaka yapmasını falan yakıştıramıyoruz da anne babamıza çok mu yakıştırıyoruz? kakasını yapmaması gerek diye düşündüğümüz kişi ile sevişmişliğimiz ya da sevişme potansiyelimizin mi olması gerekiyor? hasılı etin ete değmesi mi gerekiyor? * ben bunlara inanmıyorum. bana ‘ben bunlara inanıyorum’ dedirtemezsiniz. ben çatır çatır, patır patır kakamı yapıyorum bu da berrin onun da benden aşşa kalır yanı yok di mi berrin diyecek ve berrin tarafında da g.tüyle (mümkünse üç kısa zort) tasdik edilecek insanlara ihtiyacımız var diye düşünüyorum. yahu bunu saklamanın, yapmıyomuş gibi davranmanın bir başkasının (çiçekler) yapmasını yakıştıramayanların neyin peşinde olduklarını çok merak ediyorum açıkcası. g.t deliği diye bi’ şey var, bu salt anal seks yapılsın diye hizmet veren bi’ delik değil abicim. sitemin tırtlığına bak * belli ki asli bi görevi var. bırakında yapsın. (yapmasın diyen mi var sadece ben görmiim diyenler, hele hele adam olmuşlarda, beniminen muhataplar.) bi’ şey daha var hani.. bi’ açıdan kaka yapmasını yakıştıramama da koku ön planda ya, buna çare aynı evde yaşamıyosanız pek bi’ sıkıntı olacağını zannetmiyorum nassolmasa umumi wc’ler bize yalan söylemek için görevlerinin başındalar, aynı evdeyseniz de tıpki umumi wc’lerdeki gibi iki ayrı ‘tulavetle’ sorun çözülebilir gibi aga. hatta nasıl ki aman çocuklar s.kiştiğimizden haberleri olmasın diye ebeveyn banyosu varsa, duygu ve düşünceyi dile getirme biçimine bak amk. * aman birbirimizin kakasına kokusuna maruz kalmayalım diye de, bi’ kat alttaki dirsekte buluşacak iki başka gider borusu olan kaka yapma yeri ile de sorun çözülebilir. bu arada çiş yapmakta beis görülmüyo ya ona da canım sıkılıyo. çiş yapmak daha mı kabul edilebilir bi’ şi ki!? ayıp ayıp. çiş yapmasını da yakıştırmayalım. harbi olalım. regl konusuna da hiç girmiyorum. bilahare artık. *
- yanında içecekle pekala iyi gidecek olan bi’ siparişin ardından “içecek olarak ne alırdınız?” diye soran garsona, hiç bi’ şey içesin olmamasına rağmen, nazarında, o an için gereksiz yere “parası çıkışmayan adam” olarak değerlendirilmek düşüncesi ağır bastığında, kola, ayran demekten geri durup bi’ su dememizin altında “zaten her halükarda suya ihtiyaç duyucam ama kola öyle diil ki, hem aldığım suyu bulunduğum süre içerinde içmesen de yanımda götürebilirim, kim ne diyebilir aga, şimdi kutu kola alsam zaten içesim yok bi kaç fırt çekçem içemicem, eee sonra.. ziyan olmasın diye onunla mı çıkıcam dışarı, ayran da hakeza öyle, belirtmek isterim” düşüncesi yatıyor gibime geliyor. hatta; amma ve lakin abicim paket siparişte sorun yok, babalar gibi “almıyorum ulan al-mı-yo-rum, alsam söylerim s.kitoşlar, niye unutayım alacağım içeceği ha niye, ama bi ‘bi’ ketçap mayonez olsun mu abi’ demek, ekseri, hak getire di mi şark kurnazları sizi” iç sesime eş zamanlı “yok sağol” derken “kuru kuru pek zanmıyorum helbet daha önceden alınmış litrelik ya da ne bilim fazladan bi kutu kola, ayranı zaten vardır” yaklaşımını, ‘karşıt iç ses’ olarak ilgili kişide uyandırmak da var gibime geliyor.

- evveliyatında kendisine yönelik edilen beylik lafların dışında nokta laflar duyduğunda önemsemeyip, kendisi açısından ayrı bi’ yere sahip “ünlü” birinden edilen o nokta lafa anlamca en yakın lafı başka bi konuya istinaden duyduğunda hak veren tipte kişiler kendilerine ait bi’ düşünceyi bina ederken bile popülist referans peşinde koştuklarının açık bi’ delili değil de nedir lan! sakin ol şampiyon.

- çay kaşığı ile tatlı kaşığı arası ayarında bi’ kaşığa yer yer ihtiyaç duyduğumuz anlarımız vardır deyu düşünüyorum. örnekse; ağzına kadar içine nevaleyi boca ettiğin, dudak payı bırakmadığın bazı kupalarda, oluyo bazen, ayrıca kupa var kupa var, içimlik nevalemize çay kaşığı ile müdahelede, ya çay kaşığımız kupada boğulma tehlikesi geçiriyo ki bu da tatlı kaşığının alternatif olması için yeterli bi’ neden ya da sırf s.ktiriboktan bi’ karıştırma için parmacıklarımızın uçları neredeyse ikinci dereceden haşlanıyo. (anaa yazıık) çay kaşığı boğulmasını yaşamamak içün bari tatlı kaşığı ile derde derman arayayım dediğimizde falan ise o kaşık kupada çok afedersin erekte olmuş bi’ s.k gibi ya da kupanın bitiminden itibaren sankit bi’ yelken direği varmış gibi görünüyo. (benzetmelere bak) arkadaş! ben bu ahval ve şeraitte içeceğimi neyin içerken, ‘ne lan öyle karıştırma sırasında ancukta oynayan s.k görünümlü şeyi mi içecem’ diyorum. ilaveten, inanır mısın, yetmezmiş gibi bi’ içimlik içişim olan bu içişim de o biçim olumsuz etkineliyo ki beni asıl yıpratan da bu değil mi zaten. ehe ehe. velhasılıkelam veyahut efenime söyliim; burdan kaşık dünyasına yön verenlere, şekil verenlere izninle seslenmek istiyorum: (kaşığı eğip bükenler siz değil lan!) “ağalar bu bahsini ettiğim türden bi’ kaşık türü sürün piyasaya 96 parça almayan şereften yoksun oğlu yoksundur lan.” hamiş: belki de böyle bi’ kaşık çeşidi vardır da haberim yoktur. muhtemeldir diyor, bu hayati öneme sahip konuyu kapatıyorum.

- uyanık olduğu iddiasını sık sık güncelleyen, bulunduğu ortamı bi’ cümle belleyip o cümlenin öznesi olduğuna her daim vurgu yapan, muhatap olduğu her kızın aklını aldığı zannını ki zan bile değil baaa kalırsa, sesli olarak dillendirmeyi meziyet olarak adlandıran, sulu zırtlak şakalar yapmayı şaklabanlık kelimesinin anlamının dışına çıkarak esprili kişiliğine borçlu olduğunu düşünen, ipe sapa gelmez ne idüğü belirsiz kendince aykırı ve sivri çıkışların kendisini ayrıcalıklı kılacağını marjinallikle karıştıran, üzerinde fazla durulmadığı bariz olan laflarla, çatısını oturtamadığı yine kendince enteresan anılarla kendisini dinlenilebilir/çekilebilir kılacağını zanneden adam, seni tanımlamaya ne kelime dağarcığım ne de mevcut kelimeler(im)den kurduğum cümlelerim yeter. ufaktan deniim dedim ama. belirtenzi.. aha aha.

- beni görmediğine kanaat getirdiğim (yakınlık derecesi önemli değil) ama benim, o an onun, nerde ne yaptığını bildiğim bi’ arkadaşımın, benimle öylesine plansız bi’ zamanda görüşür mi acep merakımı gidermek maksadıyla, beni bu meraklar öldürdü, aslında böyle bi’ merakımda yokta yazıda atıp tutmak güzel olabiliyor, bu söylediğimde de samimi değilim açıkçası, her neyse devam ediyorum, o an cepten ulaşıp nerde neler yaptığını sorar, alakasız bi’ yerde olduğunu bi’ g.tverene yakışır ve de sakin bi’ şekilde dile getirir ise şayet, yalana dili alışkın olduğu sonucu çıkar burdan ki bizim de buna şerbetimiz vardır icabında, gram tereddüt etmeden “lan çük kimi s.kiyon sen, şu anda şu civarda cirit atmıyor musun aga sen, ulan var ya gözlerime mi inanayım sana mı ha, seni küçük yalancı!?” diye çıkışır, onu cebin başında zor durumda bırakarak.. tabanvay halde ise bir anda durmasını sadistçe bi’ zevkle izleyerek, arkadaşları zor durumda bırakmanın tadı başkadır, bu tatta ise samimiliğimin esamisi bile okunmaz, olur mu öyle şey canım, dedim ya.. yazıya bu.. atıyom, yoksa arkadaşlar candır vesairedir falan… ne diyodum lan ha onu cebin başında zor durumda bırakarak, bundan sonraki ilişkinin hakimi pozisyonunda ilerlemeyi planlar, buna rağmen yapacaksa da açıklamasına izin verir, beni ikna edip edememesine göre de s.ktiri çekip çekmeyeceğime karar veririm kardeşim… ooo yooo.

- misal hem çişin var hem de açsın, girdin bi’ lokantaya öncelikli olarak selam verir, tuhaf bakışlar nezaretinde direk wc’ye yönelir, sonra mı siparişini verirsin yoksa selamla birlikte siparişini de verir bi’ yere de oturmadan direk wc’ye mi yönelirsin yoksa “önce yerimi belli edeyim” diyerekten siparişi verir bi’ yere kurulur bi’ müddet takılır sonra mı wc’ye yönelirsin yoksa önce bi’ yere kurulur siparişi verir, siparişin gelmesini de bekler, tıkınır, sonra mı wc’ye yönelirsin yoksa önce bi’ yere kurulur siparişi verir, siparişin gelmesini de bekler, tıkınmayı da aradan çıkarır, hesabı da öder, sonrasında mı wc’ye yönelirsin yoksa bu bahsi geçenlerin neredeyse hepsini hayata geçirir, dışarı çıkar, bi’ kaç adım yol alır “hassiktir çişimi yapacaktım lan!” diye gerisin geri lokantaya döner öyle mi işersin yoksa “çok geç.. dışarıdayım artık” diyerek çişini yapacak başka bi’ yer mi ararsın? naparsın ha naparsın!? yalnız bu söylediklerim, asortik bi’ yer içün zanmıyorum, azcı esnaf lokantasında iseniz geçerlidir gibime geliyo. ha unutmadan bi’ de manyaksanız ki ben manyağım. aha aha.
- yüreğinin götürdüğü yere yarın git...
"susanna tomorrow"

- borcu olan bi arkadaşımın elim dar bu aralar
demesinin ardından lafı mı olur nihayetinde
aramızda bi hukuk var borçlar hukuku demişliğim var.

- esasen söylediklerine gram mana yükleyemediğin
bi’ muhatabın karşısında sırf anlatma, kendisini
ifade etme, paylaşma gayretkeşliğinin yüzü suyu
hürmetine, ortada bi’ emek var aga, mimiklere
yalancı mukabele ifadesini yerleştirmek suretiyle
anlarmış gibi görünüp “ne diyon la maldan adam”
repliğini, hakeza ve benzeri replikleri, hasır
altı etmek edimini, muhatapla aradaki hukuk,
bulunulan yer ve yakınlık derecesini de göz önünde
bulundurarak sabır taşının çatlamasına değin
ertelemek, gayet tabi ki tabii gibi gelii bana.
seni bilemen.

- dostum olması gereken düşmanımın düşmanı da
düşmanımsa; bu iki düşmanımın, düşmanım olmayan
düşmanları da, double dostumdur aga. *

- konuşma akçesi olarak değeri olmayan ki bunu
da belirleyen, bahsi edilen şeyin altını dolduran,
referans olarak alınan argümanların dar bi’
çevrece biliniyor olması başı çeker gibime geliyor,
lakin yazıya oyun, teknik, çeşni, zenginlik,
akıcılık katan bi’ şi, en ufak bi’ çağrışımla
google’dan neyin elimin altına gelebilecekse şayet,
bu şeyi, neyse artık o, tam randımanlı havsalada
tutuzlamamak bu gün ve her gün kendim içün
yaptıklarım arasında yer alıyor desem evet desem
bana inanır mısınız yoksa bu raddeden sonra beni
görmezden gelmek için havsalam almıyor söylediklerini
demekle mi yetinirsiniz? inan cevabınızla, sorumla
ilgilendiğiniz kadar ilgiliyim. saygılar!. hahaha.

- izlediğim bant yayında ki canlı yayın saati ile
izlediğim saatin, saniyeler bi' kenara, örtüşmesi..
ateistler hadi bunu da açıklayın?! haha.

- parası olan kimi insanların türlü absürt
harcamalarından yola çıkarak paralarını
değerlendiremeklerini düşünen, ulan bende onlardaki
kadar para olacak var ya’lı cümleler ile de
düşüncelerini sesle somutlaştıran kimi insanların,
ekseri elbette ki faaakir insanların çenelerini
türlü absürt yaklaşımlarla bu para meselesine
yormaları, uzanamadıkları ciğere mundar demeleri
falan, bu yazıyı yazan da dahil olmak üzere hemen
hemen herkeşlerin sohbetlerinin ana konusu olmasa
da yan dal olarak işledikleri bi’ mevzu
olduğunu takdir edersiniz kabul etmek yerinde
olacaktır dii mi aga?

- mevcut muhabbetlerinin tamamı istemsizce
de olsa am göt meme muhabbetine kaymış
orta yaş üzeri adamlar için “zihinsel ergenli”
dendiğini biliyor muydunuz?

- üç çocuk okutuyorum diyerekten selpak satma kisvesi
altında aman dilenen bi’ teyzenin lehine bi’
davranışta bulunmadığımda takındığı o yüz ifadesini
baz alarak “ben de okuyan o üç çocuktan biriyim”
dememek içün kendimi zor tuttuğumu ama buraya
yazmakta da hiçte bi´ beis görmediğimi, vicdan
muhasebesine neyin de yüz vermediğimi
bilmenizi isterim ağalar.

- dostluk düşmanlıkla dostluk maçı yapsa kaybetse.
düşmanlık kazanımdan feragat edip dostluk kazandı
açıklaması yapsa kaybetse dostluk kazansa olma mı?

- öyle pek aman aman beraber sosyalleşmediği bi’
arkadaşını, neredeyse kırık yılda bir diyelim,
ziyadesiyle beraber sosyalleştiği arkadaşlarıyla,
neredeyse kırk dakikada bir diyelim, bi’ yerde,
o yer neresi olsun, facebookta, twitterda yer bildirimi
yapmada göt kaldırabiletesi yüksekçe bi’ yer olsun,
bulunulan yerde kendini elit hissetme .mcıklığına
gark olunabilecek bi’ yer olsun, neyin gördüğünde
aa sen de buradasın ha kolpa sevindiriklenmelerine
paralel o arkadaşıyla aynı hissiyatlar eşliğinde
kucaklaşılması hadisesine her tanıklık ettiğimde
gördüğüm manzaranın bende bıraktığı tahribat,
bu seremoniyi yazmakla atlatabilecek gibi değil la.

- hikayebuya! ellerinden çivilendiği söylenen ölü
dirilten hz. isa simyacı midas gibi eşek kulaklı
olaydı ilaveten 2 çivi daha kullanılırdı *

- burun karıştırmayla burun kaşımayı burunla
eğleşenin aleyhine olacak şekilde muzipçe
karıştıranın “kaşındığını” söyleyen adam,
burun karıştırmasını, hapşırmamak içün alt dudağı
ısırmak gibi düşün, bastırmak, ötelemek için,
burun kaşımak, kabasını almak çokta bilinmeyen
bi’ şey değil hani.

- urfa'da yağmur duasına çıktılar da biz mi gitmedik...
"impara'thor"
- “benim ne işim var burada” diyen bi’
tip olmamama rağmen, olduğum yer, her
nereyse artık, o yerde, günümün çoğunluğu
geçmeye başladıysa ve bu durum efenime
söyliim kronik bi’ hal almaya yüz tutar
gibi olsuysa ve de üstüne üstelik, yetmezmiş
gibi, kendini içinde rahat hissetmediğin
kılık kıyafetle nefes alıp vermek gibi
s.kri boktan bi’ edimle yüz yüze kaldıysam,
bu ahval ve şeraitin doğal sonucu olarak,
dışarıdan bakılanda, sıradan bakış atanlar
için, normal bi’ yüz ifadesi gözlemlense
de “kendime yabancılaşmanın Allah”ını kendi
içinde yaşamam gayet doğal gibi geliyor bana.

- eller cepte, ipimle kuşağım s.kimle taşağım
bi’ hayat yaşarken, (oh mis valla) elleri
cepten çıkarmış (zorunda kalmış) ve memeli
takımı primatlar gibi yandan sarkıtmışsan,
(saatlerce hem de )o elleri nereye koyacağını
bilememe hadisesini pekala yaşarsın aga.
(bilen bilir) hatta yaşadığın gibi bedende
buna refleks olarak tepkisini; ellerin titremesi,
hissizleşmesi vb. elleri kontrol altına alamama,
onları yöneteme gibi (oldu olacak yabancı el
sendromu de bari) semptomlarla ortaya koymakta
gecikmez gibi geliyor bana. yoksa kaşığı
tutmada ne var, tutmuşluğumuzda var çok şükür.
(hakeza eş zamanlı çatal bıçak kullanımı)

- bu güne değin, bireysel hareket edip yapılan
işi bir başkası ile beraber ortak çalışma
yürütmeden tek tabanca halletmiş ve de bundan
tatmin sağladığı için de, (zevki başkadır,
tanrıyı oynamak olarak da düşünebiliriz)
kendinde güveni eksiksiz muhafaza etmişken,
artıkın aksine, açık ofis gibi genişçe bi’
alanda, neredeyse sürüsosyal hareket etmek
zorunda kalındığında ve de bu farkındalık,
asıl ellerin içinde olması gereken yer olan
cepte mevcutlarsa, mevcut durumdan kendini
sıyırıp, sürüye karışman, e az buçuk mizahi
bakış açın ve de psikolojik tahlil yetin de
gelişmişse, zor gibi geliyor bana. (önce teşhis)

- sosyalleşmeyi severken, sosyalleşme eylemi,
kendi inisiyatifin dışında da, türlü nedenlerden
ötürü, yapılmak zorundaysa, en önemlisi de,
sosyalleştim bitti, şimdi kendime vakit ayırmaya,
kendimi dinlemeye sıra geldi dediğinde, dediğin ile
kalıyorsan (triplere bak) ve bu ihtiyaca cevap
bulacak zamanı kendinde yaratamıyorsan; (el işi
işte her istediğini yapamıyorsun geyiği) vücutta
gerilme ki ekseri heyecanla karıştırılır, hele ki,
karşı cinsle laflıyosan falan kesin heyecanlandığın
düşünülür, (bkz: dar bakış açısı) yüzde düşme,
ağızda kuruluk ya da kısaca komple mala bağlama
(doktor kesildim iyi mi, hastayı şöyle alalım)
“araz”ları kişide görülebilir gibi geliyor bana.

- hüküm bildiren, hesap soran tonlamalı cümle
içerikli diyaloglara maruz kaldığında, göğsünde
o tonlamaları yumuşatıp gerisin geri ziyadesiyle
gönderme dil beceresine sahip bi’ bireyken,
(istisnalar kaideyi bozmaz, bazı bazı duvara
elbette ki toslanabilir) bulunulan ortam gereği
düşüncelerinin % 30’unu muhatap kulaklara
ulaştırdığında, oluşan “e ama kesmedi ki,
yok abicim benim daha edecek bi araba lafım var amk”
düşüncesini, kafadan ötelemeye çalışırken,
o ana geri dönmek, hiç bişi olmamış gibi
kaldığın yerden devam etmek zor gibi geliyor bana.
bunca yazıyı,* yok ya okurum ben nolacak ki diyerek
okumaya niyetlenen arkadaş! iyisi mi gel vazgeç bu
sevdadan, sana kısa yazı mı yok.. ehe ehe.

- kaynanan seviyormuş diyerekten davet edildiğim yemeğin
hesabı bana kitlenirse kaynanam sevdiğinden sığdırmak
istemiş olmadı diye düşünürüm. *

- kendini evinde gibi hissettiği bi' kahve dükkanın
önünde durup eş zamanlı alınan alkolü yine eş zamanlı
seyreltmek için manitasına dükkanın üst katını işaret
ederek ecnebi hayat rutinini tiye alan bi' edayla
"kahve içmek için yukarı gelir misin?" esprisi yapan
"kötü kız"... icabında ben sana, önce icap, cehennemin
kapısına kadar eşlik.. rıdvan'a "bacın olur haa sikerim
tarakanı iyi göz kulak ol yavruya, kızla aynı kazanda
yanıcam diye değdirenler olmasın" diyerek teslim eder
"ateş suyu içmek için içeri gelmek ister misin"
esprisi yapmana da fırsat vermeden, tarifi "camiye
geçinse sen bi' daha sor abisi ordakiler bilir" denilerek
yapılan kendimi evimde gibi hissedeceğim cennete doğru
"sen gir içeri aşkısı biraz işim var yarım saate
yanındayım" demeyi de ihmal etmeyerek yol alırım,
sen ne konuşuyosun be piii desem "damsız almıyoruz"
lafıynan derdest edilsem.. hoşuna gider idi dii mi
aşüfte seni!?... (- aga, ya içeri girme konusunda
uygulamaları farklı, normalde er kişinin damsız
girrrememesi gerekir, bar mı olum orası, ya da buna
cehennem bekçileri de dahil herkesler bi' komıklıklar
efenime söyliim bi' şakalar peşinde. -bitti mi!?)

- gittiği için kaybeden'i unutmak için içmeye başlayıp
ben seni unutmak için sevmedim'i mırıldanan kaybeden
sen hangi şarkıyı söylüyorsun aga.

- silahlı saldırı sırasında mesajı diğer insanlara
iletmesi için öldürülmeyen adam şayet çatışma
seslerinden dolayı anlıkta olsa duyu yitimine
maruz kalmış olsa mafya elemanlarınca duyduğu
zannedilen mesajı taraflara, iletilmesi
gerekenlere nasıl iletecek. bu bir ihtimal de
olsa mesajın iletilmesi katti surette önem arz
ediyorsa kesinlikle ihtimalin dahli içinde
öncelikli bi' yere sahip olması gerekmez mi bu
ihtimalin? öldürülmeyen adamın dışındakilerin
son nefeslerini vermede vuku bulan vahşetin akla
hayale gelmeyecek şekilde olması, öyle olduğunu
düşünelim, diğerleri için, her kimlerse artık onlar,
mesajın ne olduğu gayet açık değil midir? ne
diye klasik tabloya bel bağlayaraktan adamı
artizlik laf edecem diye serbest bırakıp elindekini
denize geri atıyosun arkadaşım. (bkz: onun için fark etti)
sizler ki hakanlar hakanı, efendi adam yerine
piç adam tercihi yapan kızların gözdeleri olan
mafyalarsınız, işinizi garantiye, mesajı yazıya
veda mektubu hesabı "siz bu mektubu okuduğunuzda
biz çok uzaklarda olmiciiz muhtemelen gölge gibin
takip edip bi punduna getirdiğimizde ümüğünüzü
sıkıp g.tünüzden kan aliciiz" vb laflar ile bezeli
"mesaj mektubu" olarak, söz uçar yazı kalır da
cabası, geçiriversenize ağalar.. diye rüyamda
düşünürken kesik at kafası ile uyanmam hiç mi
hiç komik değildi bi' kerem.. aha aha.

- düşünüyorum da düğüne neyin oturmaya giden ekseri
kaşık havasına iştirak etmeyen beni hayal gücüyle
havaya uygun eğip büken olmuş mudur? *

- her ne kadar girmezden evvel mekan kendini ele
veriyo da olsa bi' anafora kapılıp girilen,
"kızlar teklif ediyomuş", mekandaki.. fahiş fiyata;
"ohaa! bi' bilmem ne bu kadar olur mu lan! resmen
adam s.kiyolar amk" gibi bi' replikle dikkat
çekmeye çalışan arkadaşının söylemindeki
yersizliğine... yerin kirasından, servisinden,
hizmet kalitesinden, sincesinden, bilinirliğinden,
ünlülerle dolup taşıyo olmasından, nezihliğinden,
titrinden ve bilumum bilmem neyse artık ha işte
onların poku püsüründen neyin dem vurarak, fiyattaki
fahişliği bi' zemine oturtma, legalize etme içine
girerek mukabele eden adam.. muhtemelen hesap sonrası
bari en azından alman gibi takıliim bugün diye içindeki
mini çakallığı harekete geçirmekte bi' beis görmeyecek
ya da bi' hayli zorlama yalan olan "cüzdanı evde
unutmuşum aga"ya çark edebilitesi yüksek olan ve
yahut ta en başından beri "bugün bendensin dedi
canım arkadaşım benim, e varsın o düşünsün salak,
çokta fifi açıkcası amk" hissiyatındaki mevcudiyeti
bi' kale gibi koruyan adamdır gibime geliyor.
"harbi haa!! kalk gidek orta halli bi' meyhaneye
bilemedin çayhaneye" dese ya da cuk bi' kıyas
olacağını düşündüğü şu "bu parayla yurt dışında
çocuk okutursun meh meh" gibi bi' lafı pişkin
pişkin edivererek, arkadaşının cümlesine tümevarım
uygulasa, arka çıksa dersin ki adam galiba
mekandaki ederin efenime söyliim ihalenin kendisine
kalabileceği ihtimali üzerinde duruyo ya da
"ulen hesabı ben ödiyecektim, öyle demiştim,
buraya gelmekle büyük hata etmişiz, ah benim
salak kafam, evlat acısı gibi koyar şimdi bu
hesap bana, hay allah, şimdi kalkmak da olmaz,
artık g.te giren şemsiye, razı oliciim, kaderimse
çekerim, napiim" gibi düşünce balonları üretiyo..
ama yoook. bi' keçi gibi inatla, mevzu bahis
belleyip masaya yatırdığım, bi' yandan da,
"ne demiştin ki aga hatırlayamadım üstünden
bi' kaç cümle geçti" dediğin, legalize etme
cümlesine, nişan tahtasına saplanan bi' dark
oku gibi saplandıysa o adam, tam bi' yarrrak
kafalı adam olduğu gibime mibime gelmez aga,
ta kendisidir o icabında anadın mı der ve ....

- kazığa oturtulmaktan cadının yeni bi büyüsüyle
ya da prensesin öpücüğünü geri almasıyla kurtulan
kurbağa prensten nidalar.. vlad vlad *

- üstü açık spor erkek olan bendeniz, kabbağın
hası olan bi' medyuma gidip "gelecekte bende saç
görüyo musunuz acep hffs hffs" diyecek olsam..
kendisinden beklenmeyecek kadar seri bi' şekilde
"sen ancak rüyanda görmeye devam edersin, hadi
anam hadi, 'boş lafları, zevzekliği bırak,'
dükkanın önünü kapatma, odayı terk i diyar et,
almanya'dan kamyonla oğlum gelecek, hiç olmadı
direndin, şu cam küre adına yemin ediyorum bi'
kamyon adam yığarım buraya" gibi uzunca ve zavallı
mazeretler içeren, türkish bi' cümle kurarak topu,
orta yuvarlağın kendi yarı alanıma bakan dilimine
havalasa.. bende, üzerimde havan topu etkisi
yaratacağını düşünerek gönderdiği hava topunu
göğsümde yumuşatıp, kafamda, işporta tezgahı
malikanesinin güzide demirbaşı, yeşil kristal
küresini paralamasını da göze alarak "öyle mi al
o zaman amk. sen kaşındın pis keltoş" düşünceme
paralel "gaybı maybı pekala bilen rabbil alemin
kafadan zaten biliyordur, eşşek değilsin ya ki
elime geçecek bi' sihirli değneğe bakar eşşek olman,
sen de bilirsin, sıla hasreti çeken gurbetçin,
kapından kovduğun fakir ama onurlu genç adama tercih
ettiğin, yani alamanyalardan gelirken okunmuş alaman
çikolatası ki muhtemelen 'ritter sport'tur,
getirecek olan oğlun da, sen ben gibi, şu elinin
altındaki tükmükle parlattığını düşündüğüm ruh
topun gibi "pırıl" mı hffs hfss" diyecek olsam...
've olaylar gelişir'e kapak atabiliriz di mi abi?

- içler dışlar çarpımı.. planlarımdan bahsedip
güldürdüğüm tanrının benim onu güldürüyor olmamdan
mütevellit beni de güldürmesi gerekmez mi? *
- siyaseten doğruculuk doğrucu davut’ları s.kti attı netekim.
- kazığı algılama hadisesi göreceli de olsa,
kimi ufak tefek kazıklar bulunulan yerin
yerine yurduna, gelmişine geçmişine,
hizmetine, hizmet edenine, nereden kalkıp
gelindiğine, o an üçün yanında kim ya da
kimlerin olduğuna vs göre ‘e o kadar olur artık’
düşüncesiyle görmezden gelinebilir lakin
velakin mevzu edilen kazık, herkeslerce
‘kesinlikle, koydum mu çocuğu edalı bi’
kazık abi’, ‘yok böyle bi’ kazık abi,
şu an için bile yalnızca ucu sivri’ görüşü
etrafında toplanmalarına neden olabilecek
acımasızlıkta ise şayet, hesap sorar bi’ tonda,
hesabı alana yönelik ‘neden bu bir soygundur
şakası yapmadığınızı merak ediyorum amklarım’
demek hak gibi. ben demiş bulundum bi’ ara,
kazığında etkisi ile de başım göğe erdi çok şükür.
- duyanlarda, iyi bok yedin hissiyatı
uyandırması muhtemel, ‘’çıkmıyo amk çıksaydı
her hal bu zamana değin çıkardı yaş olmuş
27 daha ne zaman çıkacak da atatürk sevgim
kat be kat artacak lan’’ düşüncemden dolayıdır
ki bu sene, yılbaşı özel çekilişinden
bahsediyorum, milli piyango bileti almadım.
bi’ çeyrek olmuş 9 milyon, bilet alacak parayı
denkleştirmek de mühim olmuş amk. hem zaten
bilete değil kişiye çıkar demezler mi bu tip
çekilişler için, e derler. bu mantıkla bilet
almaya da lüzum görmemiş de olabilirim dicem
ama bilet alanlar arasında ki kişiler için
geçerli olduğunu, bu mantığın, anlamak hiç te
zor değil tabiî ki de, mantiken. ehe hehe.
neyse abicim, hattı zatında alsa idim dikize
yattığım biletlerden hangisini alırdım diyerekten
belirlediğim bi’ çeyrek biletin üzerindeki
numaraları telefonuma, her zamankinin aksine
inşallah çıkmaz allaam hissiyatıyla kaydediverdim.
biraz bende mallık var gibi gibi. tam değil
ama çeyrek mallık. ehe hehe. zaman sonra,
sankit biletim varmışta hayatımın değişmesine
ramak kalmışta gibisine küçük oyunlar ile
eğleşerekten numaraları kontrol edende bi’
de ne göreyim. inşallah çıkar demek yerine
inşallah çıkmaz demenin ardı sıra gelen küçük
çaplı ehe ehhe bildim lan mutluluğunun
hücrelerimde gezindiğini görmez miyim.
he mi de öyle bi’ görürüm ki anasını bile
şaaparım. ehe hehe. sadede gelecek olursam,
olmayan biletime amorti bile çıkmadı zahir ama amorti
parası cepte kaldı lan. kısa yoldan 9
milyon kardayım iyi mi. bence de bi’ tohtor şart.
- hususi arabalarda, ekseri uzun uğraşlar sonucu
alındığı nal gibin belli olan arabalarda, bildiğin
kirayı ödemekte zorluk çeken araba meraklısı
orta direğin aldığı belli olan arabalardan
bahsediyorum, neyse uzatmiim, şoföre, ön koltukta,
seyir halinde eşlik eder iken, evet seyir
halinde eşlik ederken, her kim ki eli ile,
bu el sağ el olayor, yan camın üstündeki tutamaçtan
tutunmadan seyahati bitiremiyorsa, o ki ya şoförün
babasıdır ya da babasıdır abisi. muhtemelen şumayerin
(ki ben senna'cıyım) de babası türk olsa idi yanında
ona copilot olaraktan eşlik ederken, tutmaçtan
da tutunmayı ihmal etmiyerek ‘asıl şoför asıl
gören göz benim, sen sürüyon mürüyon hikaye,
diken üstünde olan, tabiatım gereği benim,
talimatlarımla aracı hareket ettireceksin,
yavaşla biraz, acelemiz yok geç gitsekte olur,
illa birinci olacam diye bi’ şi yok okey’
derdi gibi geliyor bana.
- bende büyütülecek tek şey şeyimdir afedersin.
genç adam olmamdan mütevellit;

- ben de hep aynı kâbusu gördüğünü
iddia edenlerden olmak istiyorum.
görmem mühim değil.
- ben de sevilmek değil de ziyadesiyle
korkulmak, bu yüzden seni sevdikleri
için değil korktukları için sevdiklerini
söylüyorlar lafına muhatap olmak istiyorum.
- ben de iki insan arasında ki mesafenin
en aza indirgenmesinin birbirlerine
nedensiz yere güle bilmelerinde
yattığına inanmak istiyorum.
- ben de kıçımı koyduğum yer neresiyse
şayet o yer o an için evimdir demek istiyorum.
- ben de misafir olduğum yerde saniyesinde
o yerin demirbaşları arasında yerimi almak
istiyorum.
- ben de dinden mevzu açılanda dinle alakası
olmayanın anlamaya yönelik öne sürdüğü sorulara
dinle alakalı olanın izahat bi’ kenara,
kestirmeden, ezan sesini bastırmaya mı
çalıyorsunuz deme yavanlığı içinde yüzü vermek
istiyorum.
- ben de yere tükürdüğümde tükürüğüm amele
tükürüğünü aratmasın, manda boku gibi
enikonu yayılsın istiyorum.
- ben de kolay para kazanma yoluna baş
koymuşların kazandıkları paralarda atatürk
resmi varsa o benimdir o benim cebimindir
ancak demek istiyorum.
- ben de bir kızıl goncaya benzeyen
dudağa sahip bi’ hatunun dudaklarına
her hangi bi’ kızın dudaklarından
bahsetmiyrum, cigarayı söndürmek
gibi ezercesine yumulmak istiyorum.
- ben de bilmediği bi’ şeyin eksikliğini
hissetmediğini söyleyenlerdeki netliğini
istiyorum.
- ben de kişiliğinin oturmasını bi’ takım
hayati dönemeçlere borçlu olduğunu
söyleyenlere karşı şu anda sesli düşünüyorum
diyerekten ya bırak imdi hikâyeyi
demek istiyorum.
- ben de ekseri hem cinslerin tanışır tanışmaz
kankiliğe merdiven dayamalarına, omurgasız
hayvanlarda bile daya fazla omurga vardır
diye karşı çıkanlara karşı argüman oluşturma
sevdasını bi’ kenara bırakmak istiyorum.
- ben de yapacağı her türlü amcıklığı kafada
meşrulaştırma üstatlığını kimseciklere
bırakmak istemiyorum.
- ben de acılarını, borçlarını, çıkmazlarını
pazarlamayı bilenlerin yanında, kaparız
üjj bej şey diyerekten minnetsizce cirit
atmak istiyorum.
- ben de izlediği bi’ araba yarışına istinaden
gayet ciddi tutum takınarak, o araba bendede
olsa o kadar suratla birinci olmazsam kâinat
s.ksin beni demeyi ya da izlediği bi’ maçta
kaçan %100’lük bi’ golün ardından orda ben
olsam o topu kaleye g.tümle sokardım
demeyi istiyorum.
- ‘’lafın tamamı eşş.. hedüenla…’’ eki eki.

- ben tatmin oldum anlamında ikna oldum
der misin bilemem amma ‘ikna kabiliyetinin
olmadığına ikna ettiklerin varsa hakkaten
ikna kabiliyetin var zanma arkadaş.’

- verdiğin elliğe karşın, beşlikte beslenecek
bi para üstü verme edimi olmasa bilem,
‘iki beşliğin var mı?’ diye soranda, çakkal ki
ne çakkal, gereksiz yere cebinde ki mevcut
keş paraya işaret etmek için, ses tonuna bi’
volume ekleyerek ‘ancak iki elllik lazımsa
yardımcı olabilirim ehe hehe’ deyu,
kaşar taksici olduğuna kör gözün
bile 'abi gözümle gördüm diyorum' diyerek şahitlik
edeceği, edalı işveli köylü- şark kurnazı
şoföre şaka yollu, mukabele etmeyi, yine
sen bilirsin tabi de,
ağzından yayılan bira esansından da
faidelenerekten, bence yapmayınız. valla bi’
anda taksici abimiz topu bacak arandan geçirerek
(beşlik), yaptığın kötü şakanın kefareti olarak,
kafa da uygun zati, elliliğinizi beşliğe
indirger ki bi’ yarrramı
yiyemezsiniz. kazık hariç ehhe eheh.

- geçtiğimiz yaz bi’ arkadaşımla yaptığımız
ufak çaplı kültür gezisinin duraklarından bi’
tanesi olan meryem ana evi’nde, mum yakıp dua
edenlerin arasında kimi ritüelleri yerine getirkene,
kızına yönelik ‘sen yine allah’tan iste’ diye
lakırtılar eden sağlamcı anne;
sen ne güzel bi’ annesin!

- ufaktan ‘tutunamayanlar’ kitabı referanslı
olacak şekilde bi’ girizgâha bel bağlayaraktan
söylemek isterim ki, toplu taşıma araçlarında,
ayakta seyir halinde iken ‘tutunduğunu düşündüğü
yerde biri onu tutmadan tutunamayan’, sağa sola
yalpalanan bi’ arkadaşım var. ulen arkadaş bi’
adamda moment, sıfırın altında bilmem
kaç olur mu lan?!. (- olur olur)

- ‘hem amca hemi de dayı’ olanlar arasında,
‘olmadığı gibi bi’ adam olma’ hadisesi,
sosyal çevre ve konum davranışları belirler
abicim çıkarımlarını çıkalım imdi, ‘sadece dayı
ya da sadece amca’ olanlara nazaran daha kuvvetle
muhtemel gibi. dayı ekseri piçliğe, hazırcılığa
kafası çalışan, efenime söyliim ablasından;
harçlıktır, yemektir, yatacak yerdir gibi,
nemalanan, memleketinde dikiş tutturamayıp
yurtdışı hayali kuran, oradan bi’ hatun bulup
yerleşmek isteyen bi profil gibi iken, amca daha
oturaklı, sorumluluk sahibi, abisi ya da kardeşinden
(erkek) pek dilendiği söylenemeyen düzgün ve de
ziyadesiyle düz adam bi profil, yerleşik yazılı
olmayan bi’ kuralmış gibi gibi, sergiler.
çok iyi anlatabilmiş gibi devam edecek olursam;
hal böyle gibi iken, yanılmam da olası bittabi,
kendisine dayı diye hitap eden yeğeni ile amca
diye hitap eden yeğenine takınacağı tavır,
hiç bir olur mu, serbest çağrışımla bağlayayım
bari mevzuyu, a karakaşlı karagözlü, çingenem.

- bence hemen hemen herkeşkin, yazmayı/söylemeyi
istediği lakin çoğunlukla ertelediği bi’ takım
düşüncüleri kısmet bugüne imiş diyerek ilgili
yere/kişiye genelde menfi düşünceler olmaları
hasebiyle de tabiri caizse posta koyarcasına
postaladığı, şeyleri vardır.
fazla uzağa gitmiş olamaz aramaya devam etmeliyiz.
entrylerinin son cümlesini oluşturabilecek bir nicke sahip yazar.
"2.mınıza koyayım sizin' der o önde küfür ettiği insanlar arkada uzaklaşır genç adam"
- yaş 35 yolun yarısı ediyor ise şayet,
cahit'in yalancısıyım, 40 yılda bi’ gelen yaş 40'a
erişmek için yolun yarısını geçmenin ardından bi’
beş yıl kadar da 'ölmeden beklemek' gerek he. lan
yoksa 'ya olum bi' siktir git, yaş tespitlerini kendine
sakla' falan mı diyosun bana. hakkın olabilir lakin,
yaş tespitten kastın, yapılan tespitin iler tutar bi'
yanının olmadığına dikkat çekmek mi yoğusam tespitimin
konusu olan yaşın kendisine dikkat çekmek mi?
( - onu bunu bırak ta yaş kaç olum senin?)

- bundan sonra olma ihtimali sankit sıfırmış gibi,
‘bi’ hayvanın olmasını ister miydin?’ deyu soranda,
hafiften ecnebi tınısı yakalamak sevdasıyla,
film izlemeyi biraz fazla kaçırmış olmalıyım,
‘evet bi‘ köpeğim olsa hiçte fena olmazdı ‘ dedim.
‘hmm peki adını ne koyardın’ diye devam edende,
‘nasıl yani anlamadım’ demesine zemin hazırlamak
yollu düşünceyle, ufak çaplı zeka testi,
‘sıfır koyardım her halde’ cevabını verdim.
sence kulağa ‘otur sıfır’ nasıl geliyor?’ deyu
aport bi’ soruyu da, depar atarcasına ben yönelti
verdim. hakikatten bi’ bok anlamadığına işaret eden
bön bakışların hedefi olunca da ‘benim içün bi’
kaç saniyeliğine ayağa kalkma zahmetinde
bulunur musun?’ ricasında bulundum. çok kibarım canım.
gayet net bi' 'ne ki şimdi bu' yüz ifadesiyle ‘ okey
imdi anladım kelime oyununu amma bunlara gerek yok‘ dedi.
iki öpüşme arasında geçen diyaloğa bak amk.
'burcun neydi senin' balon sorusunun gelmesi içinse, vuku bulan
takriben bi' beş dakka süren sessizliğe, garsonun,
boş arjantini sallayarak 'bi' tane daha'
sualini eklenmesi gerekiyordu. tekila aliim.

- pek sık görüşmediğim bi' arkadaşımın, bi’ kızı,
amiyane tabirle 'götürmek için', yemeğe götüren bi'
erkek tipini aratmayan ses tonuyla yaptığı 'gel lan açıkmışken
yemeğe gidelim' teklifine, 'açıkmışken'e dikkatinizi çekerim,
‘okey bana uyar’ dedim. (girişe gel) zati
çok pis aç olma durumumun hazır vuku bulmuş iken,
genelde pek olmam da, fırsatı kaçırmiim diyerekten,
ses etmiim kabul ediim dedim. (fırsata gel) yoğusam
muhalefet eder yemek neyin yerine ‘içecek mümkünse
ellilik bi’ şiler ısmarlasan daha iyi olma mı?’ derdim,
(muhalefete gel) derdim ama demedim, peki ne mi dedim
‘gidek aga bana ısmarlayacağın yemek senin köpeğin olsun’
deyideverdim. (yemine borcum olmadığından ‘valla bak’
demiyor olmamı anlayışla karşılayacağınızı umut ediyor,
parantezi kapatıyorum). (izahata gel) pek değil artık
hiç görüşmemeyi garantilemek için ise ‘yemek buldum mu
yerim dayak bulunur mu bilmiyorum lakin bulursam da ondan
enikonu kaçarım’ cümlesini de ekleyiverdim. (zihniyete gel)
( uzatmadan sadede neyin mi geliim? hoop hoop!! portakal
orda kal!! sen ne hak ve hukukla benim yazımda yazımı/sözümü
kesiyosun lan amcık demek yok aga bizde, delikanlıyız evelallah,
yol yordam bilir, sık sık kahvehaneye de gideriz icabında,
‘uzatma istersen, tıraşı kes’ davetlerine icabet
etmesini de biliriz. ‘sağ elin ayası kalbe gelecek şekilde
bi’ reverans yaptığımı düşün burda’. tamam be soruna cevap
veriyor, ‘okey bana uyar ‘ diyerek sadede geliyorum.) ulen
meğerse bu arkadaş, ödemesi gereken meblağı almayacağına
kesin kanaat getirdiğini düşündüğü bi’ arkadaşının azcı
esnaf lokantasından hallice yerine getirivermiş beni köfte.
mekandan ayrılıncaya kadar anlamadığımı düşünmüyor değilsin ya.
(suizana gel) sözüm ona, arkadaşı olan bana yemek ısmarlayarak,
('yemeğe gidelim' demek 'cebinden para çıkartmam senin' demek diil mi?)
bonkörlüğünü göstermiş oldu, ('aç mısın diye sormadın',
hep aç gezdiğimi zannediyorda defansif yaklaşımda mı
bulundu nedir, olur olur eheh ehh, 'hazır açıkmışken diyerek
kendi midene dikkat çektin lale, amacın belli ki yemek
ısmarlıyacağın kişinini aç olup olmaması değil,
safi artislik amk) hem de cebinden, ince
düşünerekten, para çıkmadı herifin. ( - kimin ince düşündüğü belli)
hesaba kitaba gel amk lan. (- adamın mevzularına bak)

- bla bla... o, ‘en son ne dedim?’ dedi, ben, ‘en son ne
dedim dedin’ dedim ve… iki beden bana büyük
bu muhabbet lan dercesine bi' edimle ya da kafayı yemiş bu
yine otomatiğe aldı düşüncesiyle de olabilir ki galiba bu
ehhe eheh, o gitti. yürrü amk. kız kıtlığı var sanki
demek yok aga. sen, peki o giderken, ‘en son ne dedi ‘ diye
soracak olursan, ‘en son ne dedim’ dediği ile kaldı derim ben.
pms dönemine rastlayan bi' güne denk gelende hiç bi' kızın
vaadi olmayan muhabbetleri de gram çekilmiyorlar amk.
'beni seviyosun di mi?' dedin ne dicen amk. (okuduğunu
zannederek yazma) otomatiğe bağlayan biz çüklülerin çıkış
noktaları genelde hep aynı gibi gibi mi ne lan. (- bi' şiler
yazdığını zannederek yazma düşüncesi olmasın sakın senin
bu yaptığın) ( - olum bi' rahat bırak lan sen beni,
her yerde karşıma çıkıyon amk)

- bi’ keltoş olan bendenizle diyaloğa girende, konu saça
başa gelende ki konu kuantum fiziği de olsa o fizik kafanın
fiziğine kayar abicim, kafandakilere sıranın gelmesi için
ise muhabbetin harlanması gerek, biraz sabır ühüh hühü,
hereke halısı gibi saçı olduğu halde, ‘benim de dökülüyo yeaa ‘
diyerek yalandan rol çalan kimi amcıklara (ulan en azından
daha geride dökülecek bi’ sürü saçınız var ipneler)
‘olur mu lan sendeki saç yirmi sene sonra bile ikimize de yeter’
diyor olmamamın nedeni, babamın hayrına mayrına değil abicim.
‘ama sana yakışıyo’ repliğini dolu dolu duymak istiyorum herhalde.
teselliye çok ihtiyacım var , öyle böyle değil.
yok lan ben sadece ‘john malkovich olmak’ istiyorum.
gerçi ben ben olursam dolu dolu olurum gibi. son tırnak
içindeki lafızdan hareketle bi’ önceki cümle geldi,
anlayan anlamış artıkın. muhabbeti harlar gibi
oldum gördüğün gibi, konu sanata neyin kaydı.
şükürler olsun ki. ehhe hehe.
(- şuna saç konusu kapatmak istiyorum desene)

- sadece haydan gelecek olan bi’ para kaynağından isale
edip harcamada bulunacağım şeydir benim üçün cep telefonu.
evet. tabi. daha henüz her hangi bi’ cep telefonuna
paramı ‘tırnak içinde’ kaptırmış değilim lan. (midi çakal)
eş dost sağ olsun, elden çıkarmaları halinde
pek bi’ getirisi olmayacak eski telefonlarını çöpe atmazdan
evvel bana, 'sana çok bile' diyerekten tüm iyi niyetleri
ile veriveriyolar. bende ki de bi’ tür huy işte amk.
(- biz senin biliyoz rahat ol) (- la olum bi' siktirsene sen yaa)

dış ses: sözlük yazarı kafayı yemiş
olum sen kafaya (kel isen hakketten) kelliğini
baya takmışsın lan deyü mail adresimi bulup mesaj atan,
ismini vermek istemeyen bi' okuyucu *
kapı gibi mail adresin, şener parmaklı ellerimde nıhaha,
sözlüğün dışından olması kuvvetle muhtemel,
özelden yada nick altıma entry girerek de meramını anlatabilirdi,
ismini verse saçını başını özellikle saçını yolacağımdan
tırsmış olmalı, *
'kel kafama saç takmıyorum ben, kaldı ki o yüzden kelim eki eki,
olmamasını mı takacam lan ehhü ehhü' deyü
mukabele ediim bari diyende,
o zaman belgeler konuşsun diyerekten
nick altımdan topladığı entarilerimi tabiri caizse kel kafama geçirende
nick altıma yeni bi’ entry girme şansı verdiğin için,
her ne kadar potpuri de olsa,
teşekkürler diyerekten yeni bi' mukabeleye giriştim,
tam genç adama yakışan bi' yaklaşım dedi rol çalarak
o uzaklaştı bu sefer amk. * *

- dökülecek saç kafada durmaz!

- ilkokul resimlerimi karıştır iken, sabah oldu
erken ahha ahha, üçüncü sınıftaki üçe vurulmuş
saçlarım dikkatimi çekti. değişen pek bi' şeyin
olmadığını farkeder etmez 'ben bir kelim hemi de
fenasi kelim' deyu mırıldanıyo olmam realitesi de,
çeken dikkatimin ardından kendini gün yüzüne
çıkarmakta gecikmedi. ah ha ah ha. espri anlayışımda
ki çıtanın yükselmesi anlamında pek bi' şeyin
değişmediğini fark etmek de bu zincire eklenince
abicim bi' tuhaf oldum ki sormayın gitsin. valla.

- saçlı olsaydım, sadece, bir garip yolcuydum ahir
zamanda ama aynı zamanda kel olduğum üçün aynı zamanda
bir garip keloğlanım da ben lan! tabi ki de hiçte
bilmem ben yalanı. eheh hehe.

- bi' kelin nesi iki kelin yine saçı yok amk ama kel
kelden üstündür. ehhe de ehhe.

- saçı hiç sevmem ama sana yakışmış!

- abicim her kel mi berbere adımını atar
atmaz ekseriyetle sıra varsa, hemen işini
bitirmek arzusuyla ''bende saç yok ki iki
dakka sürmez benim iş eheh''esprisi yapmak zorunda kalır.

- olan saçlarımın bi' ki tanesinin beyazlamasının ki
olan saçım zaten bi' iki tane, nedeni kel olarak
yaşamanın stresinden diye üfürüyorum, ciddi zannedip
'niye ben kelim niye' diye dertten geberiyorum
zannediliyor, olum bi siktirin gidin gram muhabbet
kabiliyetiniz yok asıl siz bunun stresinden, samanı
hakketten zamanı gelir diye saklamaktan dolayı
geberiyorsunuz yarrakkslar. teallahım yaa. ha unutmadan,
başımdan geçen en kötü şeyin de ne olduğunu merak ediyorsan,
bu mantıkla artık cevabımın ne olacağını
kestirebilirsiniz di mi safinazlar.

- çok beyinler gördüm kafasında saç yok,
çok saçlılar gördüm kafasında beyin yok.
mevlana kel olsaydı.

- burdan kel arkadaşlara sesleniyorum! kelinizi öpeyim,
lütfen, kelalaka bi konuya binaen 'benim başım kel mi?'
esprisi yapmayın. söz ulan, bende yapmiciim. ahha,
ufaktan ufaktan, robot resmimi çizmeye başlayan olmuştur haa.

- tıp dünyası kelliğe kesin çözümde (halen)
tıpppları oynuyolar ya; işte ben buna yanıyorum.
hafız ne sen sor ne ben söyliim. ya da söyliim lan
ne olucak ki, evet kelim. hemi de keskel.

- bi' ara, ne yalan söyliim bir aralıkta, saçım olsaydı
dahi saçları sıfıra vururdum ki yine dedim arkadaşıma,
bi' an bi' sessizlik oldu, kız doğdu ehe hehe,
e o da inanmayınca saniyesinde benle beraber bu
lafıma inanmayan iki kişiye çıktı tabii.. bi kaç kişi
daha olsaydı sayı artıcaktı ki şükür sadece onla bendik.
şimdi kaç kişiyiz onu
bilmiyorum tabi. eheh eheh. saygılar.

- kel adamım ben! herhalde, herhalde kel adamım ben anlamında
değil, aman dikkat diyoruz, gerçi ünlem yol gösteriyo, eki eki,
yeri geldi mi saçımız yok ki sözümüz geçsin diciim teallaam ya..

- komşusu kelken saçını tarayan bizden değildir!...
kelleri saçlanırma ve yakışıklılandırma ve
kalkındırma ve yok ebenin .mı derneği!

- şimdi bende pek saç yok taam mı?
pek de değil bildiğin saç yok. ehe ehhe.
sen adam diilsin diye söze giren bi dostla karşılaştım geçen.
saç uzatmış bu, 'taze', naa omuzlarında şerefsizin,
nassı uyuz oldum anlatamam. ehe ehhe.
ikki saat saçsız kafamı s.kti saç muhabbetiyle amk.
'lan' dedim 'saçı uzatmışsın konusunu bari kısa tut' dedim,
gülüştük, ayrıldık. telefon almalar vermeler, onları geç zaten.
bildiğin şeyler. ehe heh. umarım bi daha görüşmem ipneyle
yada inşaallah sağlam bi kel olur, inşşşşşaaallaah.
allaaam lütfen. saçımı aldın geri istedim vermedin
bari bu duama cevap ver. ehhe ehe. (-ben de içe uzatıyom)

- aklı başında olan bi kel 'beni baştan yarat'
kalıbını her duyduğunda aklı başında
olmaya devam eder. ne var ki bunda?

- sonunda teşhisi koydum amk.,saç dönmesi var bende amk.,
kellik ne alaka amk., onuda ben diiim amk.,
tabiki de kel alaka amk..

- ben ölsem kesin sırma saçlıyım!
çoktandır yazmıyoruz etmiyoruz dimağımız paslanmış amk.
neyse. ufaktan başlayayım.

(bkz: start verildi ve koşu başladı)

- morg çatı kadın sığınma evi! kesin çözüm.

- minberlerimizde yürüyen merdivene merdiven
dayandığı döneme geçilende ancak jet imam
sorunsalı tekrar gündeme gelebilir gibi.
gari pek zanmıyorum. bakınız: zann-lı sure.

- zırt pırt kendini sağa sola, ona buna, yerli
yersiz tanıtırsan kendini tanıyamaman e normal ki.
e-sosyal yaklaşımın yan etkileri bunlar.

- 7 kişiliktir uyarısını, asansöre binecek olan 7
cücelerden hangisinin ciddiye alacağını
‘adı gibi’ biliyorum.

- ilkokul resimlerimi karıştır iken, sabah oldu
erken ahha ahha, üçüncü sınıftaki üçe vurulmuş
saçlarım dikkatimi çekti. değişen pek bi' şeyin
olmadığını farkeder etmez 'ben bir kelim hemi de
fenasi kelim' deyu mırıldanıyo olmam realitesi de,
çeken dikkatimin ardından kendini gün yüzüne
çıkarmakta gecikmedi. ah ha ah ha. espri anlayışımda
ki çıtanın yükselmesi anlamında pek bi' şeyin
değişmediğini fark etmek de bu zincire eklenince
abicim bi' tuhaf oldum ki sormayın gitsin. valla.

- tanış olmadığım biriyle, amiyane tabirle
karı kız fark etmezsizin, azucuk dahi bile
olsa, konu ehemmiyeti olmadan hasbıhalde bulunanda
falan takriben bi’ beş dakika neyin sonra,
‘ulen bu fani efenime söyliim tanış olmadığım
kimselerden bi’ kimse lakin sankit bana hep tanış
biri imiş gibi geliyo ne iş amk’ deyü mırıldanmam
dejavu mejavu değil abicim. ha belki bi’ alt türü mi’
alt türü olabilir amma velâkin her daim de bu
hissiyata gark olmak başkaca bi’ psikolojik
tanımın kapısına yönlendirmiyor da değil beni hani.

- bi' sürü film izlemişimdir. bi’ sürü kişinin
izlediğini biliyo olmamdan mütevellit sürü filmini de
izliim bari demiş idim. psikolojim üzerinde ki etkisi, sürü
psikolojisinden halliceydi diye hatırlıyorum her ne hikmet ise.

- ben uzun ömürlü hayvanlardan bi’ tanesi olsaymışım,
orman kanunlarınca, artık her ne sebep ise, o sebebe
istinaden, müebbet hapis alsaymışım, cezamı çekmek
için hiç acele etmezmişim. fablımda çıktı.

- sarıların sülo ile geçtiğimiz ayın son çarşambası,
eti kemik geçe buluşacaktık. ekti beni herifçioğlu.
sarı çizmeli memet ağa’ya yapılır mı lan bu?!

- bazı bazı, katılmam gereken bi’ yere,
gülmeden katılamıyorum ama her ne hikmetse,
daha bi’ kez olsun abicim, o gülmeden
katılamadığım yerde gülmekten katılamadım. ehe ehe.

edit: imla

bu arada 'edit: imla' diye belirttikten sonra
tekrardan imla hatası olduğu tarafınca fark edildi
ise şayet; tdk da dayın mı var olum senin?
der ve uzaklaşırım falan ama entarim henüz sıcak
olduğu üçün çok da uzaklaşmış olamam.

edit takip: oladabilirim yalan yok!
neyse ki lafı uzatmayan birileri hala yaşıyormuş denilen adam.

yazarmış tabi, orası ayrı.
bir çok başlığa kendi nick altını giren çok seferindede uyumu yakalayan yazar.
zaaaa xD der ve uzaklasir genc adam
her başlığa kendi nickini girmekten ve kandi nick altını kasmaktan yorulduğunu düşündüğüm yazar.
nickaltıyla kafayı bozmuş adam.
rumuzuna kurban olduğum 3.nesil yazar. entrylerinle kopar bizi der ve uzaklaşır.
(bkz: ereksiyon)

- Allah kimseyi açlıkla sınamasın! oruç hariç!

- Bedeni alkolle terbiye etme hadisesinde,
nerde trak orda bırak olgusu, Trakyalıların
pekte muteber ettikleri bi olgu olmadığı kanaatine
'ben Trakyalıyım sarhoş olmam' dan varıvarmak mümkün gibi.
Artıkın 'içkiyi kendilerine değil kendilerini içkiye
hazırlamada' ki genetik miraslardan mı kaynaklanıyor
nedir orasını bilemiciim. Ama bildiğim bi'şi var ki o da
'elveda meydaneci' şarkısında geçen 'bir başkayım bu
akşam sarhoş olamıyorum' kısmında da vurgulandığı gibi
her dirink almalarında abicim 'bir başka olma'larından
kaynaklandığı gerçeğidir gibi. Lakin yine de, bildiğim
bi'şi var ki demiş olmama rağmen, bittabi ki de bilemiciim.
Unutmadan! 'Birazdan fazla çoktan azları' ise de, alkollüyken
seni görende, 'seni görende içki başıma vurdu' vari
şakalarının, aşırma şaka bu da he, bi' rus romanından aşırma
ama hangisindendi hatırlayamadım imdi, ardına kendilerini
siper ettiklerini de belirtmek gerek. Evet.

- susarak iletişim kafa şişirir, kendi kafamızı!

- Mahlenin ev sineği tarafından, bira almaya gönderilen
çocuğun, küçük çaplı inanç gösterisi eşliğinde, aynı
elin işaret ve baş parmaanı birbirine küçük çaplı teatral
gösterisi eşliğinde sürttürerek, sana bira almanın hem de
ramazan ayında bira almanın günahının günahını biliyor
musun demek istercesine hemi de , ''biraları almanın günahını,
gireceğim günahın dışındakiler ile birlikte isterim''
esprisi ile bar sinekliğinden ev sinekliğine tenzil-i rütbe
eden zata, küçük çaplı sivri bi' çıkışta bulunmasını,
mahleden bi' çocuğun, yarı rıza ile üstlendiği mahallenin
abisine bira alma hadisesine bi tarihte ki ramazanda
tanık olduğumda salık verdim idimdi. (- senin kuracağın
cümlenin cemi cümlesine) Pe heey. Nerde o eski ramazanlar.
imdi ağzımızı açsak 'dikkat ette sinek kaçmasın' diyen
veletler var amk. dadi dabi nesil bozuldu.

- ilgili kişiyle ikki saat ciddi ciddi pazarlık yapıp
fiyat indirimine razı etmeye çalışanın, rıza ile birlikte
gelen, kalan para üstünü; 'daha çok para üstü kalsın ki,
bombayı patlatayım' iç sesciğine, daha, taa pazarlığından
başından itibaren kulak veriyor idiyse şayet, efenime söylliim
espri babında, tamam o kadar pazarlık neyin yaptık e sende
mukabele ettin çok sağ ol çok incesiniz zarifsiniz dedikten
sonra, hiç bi'şi söylemeni istemiyorum demeyi de ihmal etmeyerek
he mi de, ''sizde kalsın' lütfen... deyü ilgili kişinin cebine
sıkıştırmaya çalışırsa, onu oracıkta bi' yerlere, ''mahmut,
hasan bi' dakka bakıcan mı be anam, olay var'', kendi iç seslerine
nazire, dış sescikleri eşliğinde sıkıştırırlar gibi. çünkit
ufaktan zekice imiş gibi görünüyor, pazarlık yapıp,
sonrasında üstü kalsın demek ama tam da taşşağa sarma da
var ağabeylerim/ablalarım. Di mi ama ya. (- taşşağa sarmada zekâ
aranmaz mı ki, bu nasıl mantık dediğini duyar gibiyim)

- Uzaktan da uzak kumanda: eli maşalı olanın emir komutasına
maruz kalan eli kumandalı şahıs.

(bkz: ejaculation)
sözlükte ki erotik sapkınlığa istinaden aldıgım rumuzumdan dolayı şu anda beni utandıran yazardır. demekki neymiş, nick altı olması için erotizme gerek yokmuşşş *
- El kaldırmak istemeyenler el kaldırsın! Önce o eli indir.

- Hiç bir kimsenin zihin ereksiyonu yaşamadan kafamı
s.kmesine izin vermem! Kafasında kurduğunu çadırı belli
edecek emareleri göstermesini beklerim. Ha öncesinde
tahrik edici laflar ile hatibi konuşturan muhataptır bilgisi
eşliğinde, kanı beyninde toplamasına yardımcı olmak edimini
yerine getirdikten sonra tabi ki de. Sezar'ın hakkı Sezar'a.

- Hapşırana çok yaşa demeyi hapşırana tanıklık edenlerin çok
yaşa demek dillerinin ucundayken onlardan önce tez elden söylemek
onlardan çok yaşayacağımın garantisini vermez.
Hay aklımla bin mi yaşayayım hay bin kunduz mu? Buyur buradan yak,
hapışırığını alır. eheh ehe.

- Çoğu kez, kulağımın pasını silecek lakırdılar duyamamaktan
ya da pas tutmuş dilden dökülen lakırdılara
kulağımın tok olmasından mütevellit kulaklığa sığındığımı
itiraf etmeliyim. Sığındığım kulaklıktan kulağıma galebe
çalan her neyse, onların da her daim, kaşınan kulağı serçe
parmak ile tatmin ederken alınan hazza yakın bi' hazzı almamda,
tahmin edicin üzre, mümkün olmadığından âlimin hayali düşü
makbuldür'e kulak kesildiğimi de itiraf etmeliyim sanırsam. Evet.

- Saçlı olsaydım, sadece, bir garip yolcuydum ahir zamanda ama
aynı zamanda kel olduğum üçün aynı zamanda bir garip
keloğlanım da ben lan! Tabi ki de hiç te bilmem ben yalanı. Eheh hehe.

- Aksine, dirty talk yılan balığını çadırından çıkarır deliğinden
değil! Deliğinden ardışık girip çıkmak için çıkar sadece bunu da
belirtim. Bittabi ki ateşbalığımdan uydurdum.
Galiba google yolu göründe bazılarımıza. Hadi hadi. Ehe ehhe.

- Otuz bir çekerken ellerimi kullanmam, dolaylı yoldan ellerimi
otuz bir çekeceğim şeyi kullanmak için kullanırım.
( - Ba ba ba ba) Unutmadan yüz adımda otuz bir çektiğini
söyleyenin muhabbetti de nazarımda otuz bir olsa çekilmez.
Konuyu çarpıtana cevaben, düşündüğün gibi bi'şi yapsam,
kıçıma bi'şiyi soksam yani, ona otuz bir demezdim.
Domates neyin de yemezdim. Eheh eheh.

- Taze boşanmış, tabiri caizce g.tüne tekmeyi yemiş, her ay
tekmeyi basacaktır o ayrı, bi' dönem hukukum olan bi' kadına ki
çiçek gibi kadındır, 'sana koca mı yok olmadı dileğin zaman kocan
olurum' densiz şakasını, yüzüme 'bak bu şaka haa' gülümsemesi
oturtup yaptığımda, bi' dönem ki hukukumuz zamanaşımına uğramış
olmalı ki, yediğim tokadın, daha doğrusu yüzüme tekme gibi oturan
tokadın, muadilini zannetmiyorum ki hiç bi' kadın kocasından
yemiş olsun. Resmen yüzümde gül değil gül bahçesi bitti amk.
karı çiçek idi ondan mı lan yoksa! Ehe heh. işçi sınıfındanım
küfür etsem, buna istinaden, ettiğim küfür ağzımda çiçek amk. ama etmem.

- Aslolan dinsizliktir diyen adamın, fikirdaşlarından kendisine
peygamber muamelesi beklemesi beklenebilemez.

- Ellerini hızlıca seri şekilde çalakalem yıkamak bazı tiplerin
ellerinin kiri olduğunu elden duymadım. bizzat bi elin, yabancı
biri anlamında, gıyabında şahidi olmuşluğum var,
he mi de ele güne karşı yapayalnız iken. Yaa.

- Hapşırmana, tanıdık birilerinin arasından hiç kimse çok
yaşa demezse 'çok yaşiim bari hem bende görmüş olurum' sözüm
ona esprisini hayatımda bi' kez yaptım o da tuttu zaar. Esprinin
kalitesinden bahsetmiyorum onu çık. Nerde kime yaptığımın bilince
olmamdan kaynaklanmış olmalı gibi geliii baa. çünkit abicim espri
yapıyo olma hadisesinde şunu gördüm ki kasıntı tipler yapılan esprinin
kendisinden ziyade yapana gülme eğilimindeler, espriye espriyle mukabele
edemeyenler arasında çıkması muhtemel bu tiplerin, bende bu tip bi'
izlenim bırakmalarının altında, espriyi yapan kişinin 'anaa kim bilir
ne zaafları, çıkmazları var ki espri ile onları sıvamaya çalışıyor'
düşüncesin yattığını flu da olsa görmemden, istisnalardan
bahsetmiyorum onları çık, kaynaklanıyor gidi de gellii baa lan!

- dalga denizde değil de ben olursa ''Kadınlarla dalga geçmem dalgamı
geçiririm. Can babaya gereksiz bi' nazire.'' gibi laflar edebilirim,
dalgana bakarken dalga geçmen üçün. (- dabi dabi)

- O kadar belli olsun diye türlü işaretler var umumi wc kapılarında
neyin örnekse; somun, cıvata, Bülent Ersoy öncesi sonrası gibi,
asıl bi' tanesinin üzerine pisuvar resmi koyun, onun hangi cinsin
tuvaleti olduğu anlaşılsın işte amk. Anlaşıldı mı? E kadınların
artıkın ayakta işeme aparatları var diyerekten lafı uzatma canım
yoosam var ya Bülent ersoy'un dünyaya açılamamasının nedeninin
önünün kesilmiş olması şakasını, nazarında ikinci baskıda dahi
olsa yapmak zorunda kalırım ki ben uzattığım üçün kendimi
cezalandırmak adına, bu gün iki ortalı kareli defterime
çişim gelene kadar bu şakayı yazma ödevi verdim. Evet.

- Kimseyi tükürüğümle boğmam, kimseyi bi' kaşık suda boğmam ama
canımı sıkan her hangi bi' kimseyi, bi' kaşık tükürüğümle
boğarım da diyemem. Sokarak öldürürüm de. Tükürüklü kaşıkla
evet. Yağ gibi girer allahıma. Dibini bulana kadar
kanırtırım şerefsizim. Eheh hehe.

- Ulen allahsız tosbağa! ulen kitapsız! benim kitabımda her hangi
bi' kitaba biat etmek yok dersem kitabın ortasından konuşmuş olacağım
gibi kitabımı inkâr etmiş olmam da kaçınılmaz olma mı? (- ne biliim amk.)

- Soru geçmişse cevap Anadolu uygarlığı!
entrylerinde çok fazla ve uzun bakınız verdiği için açıkçası beni yoran üçüncü nesil yazar.
(bkz: üçüncü nesil çaylak)