bugün

yazma gayreti yüksek ama azmi az olan bireyin, ve başlangıç dönemindeki yazar adaylarının çok sevdiği yazın* türü...
türkiye de bu akıma Nurullah Ataç önayak olmuştur.
Geçenlerde, bana çok yakında olan ama defalarca bakmama rağmen hiç öyle görmediğim bir evi fark ettim. Durup incelemeye başladım; yıllardır bakımsız kaldığı göze çarpıyordu... Havuzlu, geniş bir bahçenin içinde yer alan büyük ve eski bir evdi burası.

Anlaşılan bu eski ama güzel evde yıllar önce kalabalık bir aile yaşamıştı... Yaz akşamlarında verandasında sofralar kurulmuş, mutlu saatler yaşanmıştı... Ziyafetler verilmişti şimdi sararmış otların ve sarmaşıkların sardığı bahçesinde... Çocuklar oynamıştı artık kuru yaprakların doldurduğu havuzunda... Bayramlarda tüm ailenin toplandığı evden neşeli kahkahalar yükselmişti muhtemelen yıllar evvel.

Şimdi ürkütücü bir sessizlik vardı her kuytusunda, belki böcekler yuvalanmıştı karanlık köşelerde... Kırık pencere camlarında artık hiçbir mutlu yüzün yansıması yoktu... Tüm duvarlar, yıkılmayı bekleyen bir umutsuzluk içindeydi sanki.

Nereden çıktıysa bir kumru kanat çırparak kondu havuzun kenarına... Alarak küçük bir dal parçasını, uçuverdi eski çatının altına doğru... Zevkli ve telaşlı bir çaba içerisinde gidip geliyordu... Anlaşılan yeni bir hayat başlıyordu bu eski evde. Nihayet, mutlu günler gelecekti, kanat sesleri ve sevgi şarkılarıyla yok olacaktı ümitsizlik, eski evin de bundan çok memnun olduğunu hissederek sevindim.

işte o eski ev benim yorgun yüreğim,
Gelişiyle hayat veren kumru da; sensin sevgilim.
Seni çok seviyorum.
(bkz: montaigne)
(bkz: denememeler)
ilk eserimi bu yazmayı düşündüğüm ve konu olarak seri eksi oy veren ibneyi seçeceğim edebiyat türü..
montaigne nin kendi yaşamını anlattığı en önemli eseridir.
nurullah ataç'ın anlatımı ile ben'in ülkesidir...
Montaigne'in kusursuz kitabı.
montaigne'in tek eseri, hayatı daha iyi anlamaya ve yönetmeye yardımcı olabilen kaynak. eserin önemli yanı montaigne'in kalemi değil, verdiği örnekler ve yaptığı alıntılardır -ya da biz çevirisini okuduğumuz için öyle geliyor-. çok çeşitli konularda denemeler içerir; aşk, cinsellik, para, bilim, çocuklar, gerçekler, iyi ve kötü, vicdan, yönetim ve yönetilenler, bilgi, korku, zenginlik, osmanlı ordusunun düzeni,disiplin gibi.
montaigne'in kitaplığınızda olması gereken, mutlaka okunması gereken eseridir.
her şeyin kaybedildiği dünyada kaybetmeye devam ediyoruz ne yazık ki.. bu da bir denemedir.
montaigne'nin yaratıcılıktan ne kadar yoksun olduğunu anlamamıza vesile olan kitabı. okumaya dahi gerek yok, adından belli. insan denemelerini topladığı kitaba denemeler ismini koyar mı. bak adam varolmanın dayanılmaz hafifliği demiş. okumaya bile gerek yok kafadan on puan. *
"çünkü, bilirsiniz, en az kullanılan, en az yazılan, en saklı kalan sözler en iyi akılda tutulan, insanca en çok bilinen sözlerdir."
"gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgardan hayır gelmez"
"kendine dost olan bilin ki herkese de dosttur."
"paranın saklanılması kazanılmasından daha zahmetli bir iştir."
"başkalarının bilgisiyle bilgin olabilsek bile, ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz."
(bkz: yanılmalar)
en bilineni montaignenin olsa da bacon, andre gide, samuel taylor coleridge, aldous huxley, albert camus, t.s. eliot, suut kemal yetkin, ismail tunalı ve hilmi yavuz da aynı adlı birer kitaba sahiptirler.
türünün ilk örnekleridir. adam denemiş olmuş.
(bkz: denemeler)
SAbahattin Eyüboğlu tarafından dilimize çevrilen deneme kitabıdır.
kitabı okuduktan sonra aklınızda sadece isminin kaldığı eser.
montaigne'nin müthiş eseri.

--spoiler--
EĞiTiM VE HALK

Oğullarım olsaydı, benim gibi büyümelerini isterdim.
Babamdan Allah razı olsun, beni daha beşikte iken bir köylünün evine
yollamış, orada süt emmişim; uzun süre en yoksul, en gelişigüzel bir
hayat içinde kalmışım. Çocuklarınızı kendiniz yedirmeyin; hele bu işi
sakın karınıza bırakmayın. Bırakın, çocuklarınız halkın ve doğanın
yasaları içinde büyüsün; aç kalmasını, güçlüğe göğüs germesini
öğrensinler hayatın çetinliği onlar için gittikçe çoğalmasın, azalsın.
Babamın beni böyle büyütmekte bir başka maksadı daha vardı; beni
halka bağlamak, bizden yardım bekleyen insanların haline
ortak etmek istiyordu; gözlerimin, bana sırtını çevirenlerden
değil, kollarını açanlardan yana bakmasını daha doğru buluyordu. Bu
düşünce ile beni düşkün insanlara bağlamak, borçlu bırakmak istedi.
istediği oldu. Zayıf, zavallı insanlara kolayca bağlanabiliyorum. Bunu
hem şerefli bir iş sayıyorum, hem de içimden öyle geliyor. Ülkemde
kargaşalıklara neden olan bir partiye kızıyorum; hele bu parti başa
geçip, her şeyi elde edince öfkem büsbütün artıyor çoğu kez bir
partiye ezilmiş olduğu için bağlanmışımdır. (Kitap 3, bölüm 12)
--spoiler--
'Kitapları bir kenara bırakıp açık açık konuşacak olursak, aşk denilen şey, arzulanan bir varlıkta bulacağımız tada susamaktan başka bir şey değildir'
http://img684.imageshack....img684/8356/montaigne.jpg
görsel
montaigne'nin sade diliyle dolandırmadan anlatmak istediğini anlattığı bu yüzden küçük yaşlardada okunabilecek bir kitaptır.