bugün

robin williams'ın başrolde oynadığı, herkesin izlemesi gereken harika bir film.
Hemen hemen bütün Peter Weir filmleri gibi golünü son dakikada atan nefis bir filmdir. Elbette filmin bütününe yayılan harika bir konusu, başta Robin Williams olmak üzere tüm o genç oyuncuların harika bir işçilik çıkardıklar görülesi filmdir. Knox Overstreet'in aşık olduğu kızı okulunda bulup ona şiirini okuduktan sonra okulun mutfağından zarif ayak figürleriyle çıkışını hatırlıyorum. Neil Perry rolündeki Robert Sean Leonard'ın bu filmden sonra neden tam gaz zirveye çıkmadığını da Ethan Hawke'ın meşhur olduğunu anlayamadım. Oysa "Bir Yaz Gecesi Rüyası" nda bile filmin içinde tiyatro oynarken bile şahaneydi. Banker çocuğu Charlie'nin okulun müdüründen yediği can acıtıcı dayaktan sonra kendisine "Kendisine derneği anlattın mı Charlie" diyen "Benim adım Nuanda" demesi. Kolay unutulur mu bu film yaaa. Hele ki vizyon gördüğü zaman benim gibi Hayat Açıkhava Sineması'nda seyrettiyseniz, filmin sonunda Todd Anderson'un "Albayım, sevgili albayım" dedikten sonra sıranın üstüne çıkması ve diğer tüm ölü ozanlar derneği üyeleri'nin de onu takip ettiği sahnede tüm salon gibi siz de sanki duyacaklarmış gibi ayakta alkışlayanlardansınız bu film sizin de içinizde ayrı bir köşede usul usul durur.
izleyen coğu insanın hava atma edasıyla yorum yaptığı film.
film tek kelime ile;
(bkz: 10 numara)
sanat ve hayat filmi. O sıralar, saatlerce oturup, birilerinin senin için uygun konu ve dersleri zihnine ezberlettiğin o sıralar, üzerine çıkılır ve sisteme, öğretmene selam çakılır: "Oh captain, my captain."
(bkz: dead poets society)
how i met ur mother'ın son bölümünde kendisine yapılan atfı monarıza ve nazo82'nin altyazı notları olmasa hiç anlayamayacağım film
1989 yapımı harikulade bir sinema filmidir.
--spoiler--
Eğer bir şeyden eminseniz, buna bir de başka bir açıdan bakmaya zorlayın kendinizi. Aptalca ya da yanlış olduğunu düşünseniz bile, yapın bunu. Bir şey okurken yalnızca yazarın düşüncelerini dikkate almakla kalmayın, bu konuda kendinizin de ne düşündüğünü tartın. Kendi benliğinizin sesini bulmaya çalışmalısınız çocuklar. Ve buna başlamak için ne kadar çok beklerseniz, onu bulmanız o kadar güçleşir. Thoreau demiş ki: ''insanların çoğu sessiz bir umutsuzluk içinde yaşamlarını sürerler.'' Neden buna boyun eğelim? Yeni yollar aramaktan asla kaçınmamalısınız.
--spoiler--
sagopa kajmer'in bpg'sindeki pek çok skitin sahibi film.
öyle bir film ki son 5 dakikasına kadar hala anlatılmak istenen ana hikayeyi anlıyamıyorsun. son saniyede çocukların masalara çıkma sahnesinde zaten film kopuyor. çok gaz bir film hani siz de gaza gelip gecenin köründe bilgisayar masasına çıkıp carpe diem diye bağırırsanız gecenin iki buçuğunda babanız odaya gelip sorduğunda siz "baba ben gazeteci olacağım" diye serzenişte bulunmayın. yoksa benim gibi "eşek kadar adamsın hala nelerle uğraşıyosun yat lan" gibi bir tepki alabilirsiniz.

şaka bi yana izlenilmesi gereken filmler arasında ikinci sıraya koyuyorum bunu. hee biri birincisini mi sordu?
tabiki blow

Yıllar sonra gelen -2014- edit; sonra ne mi oldu? Evlendim, memur oldum. Bi sefer tasım eksik amk.
gelmiş geçmiş en güzel film bana göre.(tamam abarttığımı düşünenler elbette olucaktır lakin kişisel fikrim) kitabıda ayrı bir güzeldir her sayfası ayrı bir zevk verir. hayata bakış açın bir anda değiştiriverir. bir bakmışsın kendini henry thoroeau yu whitman'ı araştırırken bulmuşsun o derece yani. (yine mi abartıyorum lan yoksa diye kendimi bi yoklıyım dedim ama yok abartmıyorum saçmalamayın)..
Noktakitap yayınlarından kitap versiyonunu okumak da oldukça zevkli olan amerikan yapımı film.
Hadi masaya çıkalım.
başrolünde robin williams'ın oynadığı ve çok katı kurallı bir okulda bir o kadar da kurallara aykırı bir öğretmenin öğrencilerine aşıladığı carpe diem felsefesinin anlatıldığı 1989 yapımı film. izlenilesi bir filmdir. izleyip insanın kendisine pay çıkarması gereken filmdir.

(bkz: seize the day)
film hakkında bilgi sahibi olmasam türkler çekmiş ulan bunu dedirten film. abi hakikaten böyle hafiften yeni türk gençlik filmleri havası verdi.* . ayrıca arka siradakiler dizisinin senaryosunun hafiften bu filmden çalındığını görebiliriz.
(bkz: carpe diem)

(bkz: nuwanda)
yarını düşlüyoruz ve yarın gelmiyor;
gerçekten istemediğimiz zaferler düşlüyoruz.
yeni gün çoktan geldiği halde,
yeni bir gün düşlüyoruz.
çağrıyı duyuyoruz; ama hiç önemsemiyoruz;
yapılması gereken savaşlardan kaçıyoruz
gelecek henüz bir planken, o gelecek için ümitleniyoruz.
hergün kaçtığımız bilgeliği düşlüyoruz;
kurtuluş elimizdeyken,
kurtarıcı için dua ediyoruz!
ve hala uyuyoruz,
ve hala uyuyoruz,
ve hala dua ediyoruz,
ve hala korkuyoruz..
boğazımda bişeylerin düğümlenmesine sebep film.
'eşit adımlarla rap rap yürümeyin', 'rozetlerinizi atın', 'baskı yapan babanız dahi olsa, boyun eğmek yerine özgür birey olmayı tercih edin' diyen bir peter weir harikası.

--spoiler--
filmin sonunda, özgür birey olma telkini yapan öğretmen john keating (robin williams) özgür birey olmanın bedelini rap rap kültürüne yenik düşerek ödüyor.
ama bir kaç öğrencisi onu masa üzerine çıkarak uğurluyorlar. Onun sayesinde dünyaya kendi gözleri ile bakmayı öğrendikleri için.
--spoiler--
(bkz: o captain my captain)
hepsini allah rahmet eylesindir, mekanları cennet olsundur. artık derneğinde kapatılmsı gerekir, gelen yok giden yok, boşuna masraf.

edit:biraz eğlence, biraz mizah, yazılanların gerçekle alakası yoktur
robin william'ın oyunculuk dersi verdiği kusursuz film.karekterlerin her birine ayrı ayrı hayran olmak olası.finali insanı dağıtmaya yetiyor.yakınlarda sınavı olan, ders çalışması şart olan insanlar uzak dursun.fazlasıyla sorgulamaya itiyor.izledikten oyuncuların şimdiki hallerine bakın, dumur olacaksınız.

(bkz: Robert Sean Leonard)
(bkz: Ethan Hawke)
(bkz: Josh Charles)
(bkz: Gale Hansen)
(bkz: Dylan Kussman)
(bkz: Allelon Ruggiero)
(bkz: James Waterston)

--spoiler--

"insanlar sadece hayallerinde özgürdür"

--spoiler--
sıra dışı bir yapım, tamam ama;

--spoiler--

kardeşim sen filmin başından beri carpe diem, anı yaşa diyorsun. e bu çocuklar anı yaşadı biri öldü sende okuldan atıldın. final çarpıcı ama tatmin edici değil.işlenen konu ve verilmek istenen mesaj iyi o ayrı.

--spoiler--

bu kadar. *
hala izleyemediğim filmdir. kısmetse hafta sonu milli olacak tarafımdan.