bugün

doğrudan demokrasi örneği olarak sisteme faydasının dokunucağı zannedilen öneri. ancak türk politik sisteminin genel yapısı içinde cuhurbaşkanının konumu düşünüldüğünde karakol komiserini halk seçsin demekten bir farkı yoktur.
cumhurun yani halkın kendi başkanını kendi seçmesi gerektiğini savunan söz. cumhurbaşkanı adayları milletvekilleri tarafından siyasete bulaşmamış kişilerden halka önerilsin. bunun için mesala 50 milletvekili imzası aransın. önerilen adaylardan kimin cumhurbaşkanı olacağını halk seçsin. bu seçimde iki turlu olsun.
türkiye gibi yirmi milyona oyunu satan halkı olan ülkeler için harakiriden farksız bir eylemdir. iktidar partileri cumhurbaşkanlığını da ele geçirmek için ellerinden geleni yapacaklardır. eğer başarılırsa bu da hükümetin istediği gibi at oynatması demektir. demokratik devlet bu durumda oligarşik bir devlete dönüşür. denetlenebilirlik azalır. yıkım olur
seçsindir; ama eğer cumhurbaşkanı yine akp li olursa ki öyle görünüyor, bu durumda bazı çevrelerin ileri giderek cumhurbaşkanını askerler seçsin yok yok olmadı en iyisi kimse seçmesin askerler cumhurbaşkanı olsun demesi de muhtemeldir.

(bkz: bir darbe çığırtkanı olarak ilhan selçuk)
halkın kendini yönetenlerle ne kadar ilgili olduğunu unutmuş birinin boş anına denk gelmiş cümledir. halk denilince şimdi bunun aklı başında olanı var, cahili var, genci var kim neyi seçiyo? oyun mu? tepkileri verilesidir..
"hitler'i iktidara getiren de demokrasidir" hatali tespitinin gizli ogesi olan cehaletin gelisme ve buyumeyle orantili olmayarak toplumsal demokrasi birikimi ve kulturu eksikliginin yaratttigi sahada onune geleni iktidara getirmesinin urkutturdugu asama belki de en buyuk toplumsal atagimiz olan cumhuriyet devriminin en buyuk dusmanlarinin simdiki demokrasi sarlatanligiyla isgal ettikleri iktidar koltuguna yakaladiklari bu cahil frekansla yavsama girisimleri dolayisiyla demokrasi cesaretimizi tikamasi.

insancilligi ve halkimiza olan guvenimiz de israrla cabaladigimiz devamliliga ragmen "popstar yada BBG evi birincisi secen milletin sececegi cumhurbaskani?" sorulariyla gecelerce kahrimdan uykusuz birakan ben demokrasiye(tikandigi noktada akademik cozumler yerine ulemaya danisan her kizi ellemek isteyip de ellenmemis bi kızla evlenmek isteyen bir demokrasiden soz etmiyorum) inanmiyor muyum lan diye kendimi yedirten olgu. Darbe cigirtkanligi yapmaya gerek yoktur ama hangi darbenin satin alindigi hangi darbenin ne zaman vatansever devrimci askerler tarafindan yapildigi farkindaliginin, insan onurunu ve insanlik birikimini hice sayan rejimlerin ozlemini ceken birilerini (o ozlemi cekmek de demokratik bir haktir bu ifadeler birilerini kiriyorsa ozur dilerim kastettigim kissas tahammul kulturudur) rahatsiz ettigi kesin.

bir de cumhuriyet tarihi boyunca oylarin cok az kismini alan sol kanattan bir partinin hangi akla hizmet baslatti dedigim kampanyasi. *
eger cumhurbaskani halkin basindaki en büyük mercii ise neden onun o mevkiiye geçmesine halk karar vermesin görüsünün savunulmasidir.
cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin ülke menfaatine olacağı bir durumdur. halkın kendi iradesi ile bu isteğini beyan etmesi demokrasinin en güzel örneğini teşkil eder.
halkın direk olarak hesap sorabileceği belli bir kişi olması,daha demokratik bir yöntem olurdu.
yarı başkanlık ya da başkanlık sisteminin özelliğidir,Türkiyenin henüz böyle bir değişime hazır olmadığı kanaatindeyim.
asıl öenmli görevleri yürüten meclisin elemanlarını seçiyoruz da ne oluyor?
(bkz: halk bunu istiyor)*
olmasi halinde cumhur baskanini medyanin secmesi durumudur
muhtemelen eyleme dönüştüğün de ''cumhurbaşkanı'nın seçilememesi'' ile sounçlanacak girişimdir. zaten yasalarda buna müsade etmez. belediye başkanı değil seçmeye çaşıstığınız reis-i cumhur.
ufak bir anayasa değişikliği ile mümkün olacak durum, zira şu anki sistem parlementer sistemdir ama mecliste salt çoğunluk rey verip meclisin parlementer sistemini değiştirip yarı-parlementer sistem yaparsa mümkün olcaka durumdur. zira halk ancak yarı-parlementer sistem de cumhur-reisi seçme hakkına sahiptir.
iktidarın kabul edip etmemekle kendi şahsi menfaatlerini mi yoksa milletin menfaatlerini mi düşündüğünü gesterecek öneridir.
bi tarafları tutuşan kesimin ortaya attığı saçmalıktır.
bu iktidarın, eğer muhalefette olsaydı, savunacağı öneridir. öyleyse bu iki yüzlülük nedendir? hükümetin "şahsi menfaatler ve ülke manfaatleri" arasındaki tercihini belirleyecek olan öneridir.
cumhurbaşkanlığı koltuğunda yine sezer otursa idi, akp yerinde chp, chp'nin yerinde de bir sağ parti olsa idi aynı istek tekrarlanırmıydı merak etmekteyiz, demokrasinin böyle de zararları var işte, sevmediğin adam başa geliyor ve sen boş konuşmaktan başka bir iş yapamıyorsun, laiklik elden gidiyor bile işe yaramıyor. üzülüyoruz tabi.
(bkz: meclis seçince halk da seçmiş sayılacak)
(bkz: almanya yenilince biz de yenilmiş sayıldık)
o zaman demokrasi olur, o da bize yakışmaz.
kısaca yürütmenin sorumsuz kanadı olarak tanımlanan cumhurbaşkanlığı makamı 1980 darbesinden sonra güçlü devlet anlayışından yola çıkılarak aşırı yetkilendirilmiştir bu sebepten cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmelidir.
abdullah gül den an itibarı ile yapılan teklif. hükümetin yeni kararı olarak algılanabilir.
demokrasiyle yönetilen ülkelerde olması gerekendir. milletin kendi cumhurbaşkanını kendisi seçmesi gerekir. hükümetin seçtiği cumhurbaşkanlığı seçimi zaten demokratik değildir. şuandada olduğu gibi halk cumhurbaşkanını hükümetin seçtiği kişiyi istememektedir. halk kendi cumhurbaşkanını kendisi seçmelidir. en azından halk kendisi seçti denilebilir.
cumhur halk demektir. dolayısıyla eşitlik ve adeletten hatta demokrasiden söz ediliyorsa cumhurbaşkanını cumhur yani halk seçmelidir. vekilleri değil, halkın kendisi..
başbakan da cumhurbaşbakını da halk tarafından seçilecekse iki makamdan birinin ilga edilmesi gerekir diye düşündüğüm konudur.

ama şurası açıktır ki bir makam halk tarafından, diğeri halkın seçtikleri tarafından seçiliyor ve sonuçta süreç demokratiktir.

ota boka seçim istemek, demokratlıkla ilintili birşey değil, bilhakis deli saçmalığıdır.
Şu anda Fransa'da ve Amerika'da uygulanan başkanlık sitemi ni gerektirecek olan bir taleptir . Ancak Fransa'da ülkemizdeki gibi sürüyle parti yoktur . Akabinde adamların sağı ve de solu saçma sapan ideolojiler ile ayrılmamıştır .
Bizim ülkemizde ulusalcısı emperyalist , faşist - dincisi demokrat bile olabiliyorsa " değiştim " diyerek sonuçları meclisin seçmesinden farklı olmayacak bir durumdur . Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi demokratik katılım ve temsil anlamında büyük bir sorunu ortadan kaldırabilecekken , aslında bir bakımdan muhalefetin ve sözü olanların da sesini kısacağı gerçeğini George W Bush örneği ile karşımıza sunuyor.
recep tayyip erdoğan'ın açıkladığı yaşanan siyasi tıkanıklığa çare olarak yapılmış en güzel yöntemdir. son yıllarda yapılmış en büyük değişimdir. seçim iki turlu olacaktır. anap genel başkanı erkan mumcu destek vereceğini açıklamıştır. chp muhtemelen buna da karşı çıkacaktır.
ayrıca ilk defa bir cumhurbaşkanı halka gidip oy isteyecektir. bakalım bize neler vadedecekler.