bugün

Davulda en uzun sesli aparat olarak bilinir. Ölcü başlarını belirginleştirmek için kullanılır.

(bkz: zil)
çok boktan film ama bütün enteller kendileri bile filmi anlamadığı halde bayıldım bu filme derler
en iyi film dalında oscar alan* film.
hayatın minyatürü olan bir film.günlük hayatta bizimle hiç alakası olmayan insanların bir gün gelip nasıl da hayatımızda önemli bir yere sahip olduğunu anlatan,bizi anlamak için yormayan,hayata dair,hayatın içinden bir film(sandra bullock başrol oyuncusu olarak gösteriliyor ama filmde sadece 3 kısa sahnede görünüyor).
orjinal ismi crash olan ve bu seneki en iyi film oskarını büyük bir süpriz yaparak kazanan,amerika da hala devam eden ayrımcılığı tüm gerçekliğiyle anlatan ve insanı çarpan izlenilmesi gereken bir film.*
herşeyin birbiriyle bağlantılı olması kelebek etkisi filmini akıla getiren yapım.
nevi şahsına münhasır bir filmdir. normal hayatta görüp direktman yargıladığımız insanların kimler olduğunu düşünmemize sebebiyet vermektedir. gözle görünenin aksine derinlerde her şeyin çok daha farklı olabileceğini anlatmaktadır. beni derinden etkileyen filmlerden biridir. üstelik entel dantel de değilim...
--spoiler--
bir de küçük kızın babasını gelen kurşundan koruma sahnesi vardır ki...
--spoiler-- * *
Çarpışma'da Los Angeles'ta iki günlük bir süreçte yaşanan çeşitli hikayeler ve bu hikayelerdeki karakterler bir araya geliyorlar. Siyahi bir polis dedektifi, onunu uyuşturucu sorunu olan annesi ve araba hırsızı genç kardeşi, kardeşinin bu suçlara ortak olan partneri, bölgesinde oyalanan bir avukat ve onun huysuz ve narin yapılı karısı, ırkçı bir eski polis, onun daha mantıklı olan ve idealist genç ortağı, başarılı bir siyahi Hollywood dedektifi ve onun eşi, dükkanını korumak için silah alan iranlı bir baba, ispanyol bir çilingir ve onunu mermilerden korkan kızı ve dahası...

anlayana dokunası bir film ..oscarı hak etmiş dogrusu..
etkileyici sahneleri olan güzel bir film. isim secimi de cok yerinde. crash / carpisma. beklenmedik olaylari anlatiyor siradan insanlarin hayatindaki. irk ayrimciliginin, siddetin, nefretin ayni zamanda ayni insanlarda sevgi, kardeslik ve yardimlasmaya dönesebilecegini gösteriyor... ve aslinda bütün bu karsitliklarin birbiriyle ne kadar ic ice oldugunu...

izlenilesi bir film.
eglenceli bir playstation oyunu ayrıca
(bkz: crash bandicoot)
aynı zamanda umut aral'ın kısa filmidir. atlantik film ve kültür bakanlığı işbirliğiyle yapılmış olan bu kısa film, girdiği her yarışmadan ödülle dönerek insanı delirtir.
bu film hakkında daha önce yazdığım bir yazı.

spoiler içermektedir.

bir filmin oscar aldığına bu kadar sevinmemiştim.
geçen sene aday olan million dollar baby, the aviator, finding neverland, ray, sideways filmlerinden sadece finding neverland'ı izleyememiştim.geriye kalan dört filmi düşünüp ''bana göre çok güzel film yok kim alırsa alsın'' demiştim.ama kalbimin bir kenarında en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü morgan freeman kazansın isteği vardı.kazandı çok mutlu oldum.en iyi filmi million dollar baby filmi kazandığında benim için değişen bir şey yoktu o hala sıradan bir filmdi.sonra birkez daha izledim yine sıradandı.

bu yaz crash'e gittim sinemada izledim.nefes almadan.size abartı gelebilir ama 6 aydan beri söylüyorum crash bugüne kadar yapılmış en iyi filmlerden biri.nefes aldırmadı.iki gere ''olamaz olmamalı'' diyerek sinemada gözlerimi kapattığımı hatırlıyorum.bu nasıl bir çarpışmadır.melek olan insanlar şeytan,şeytan olan insanlar melek oluyorlar.hemde çok kısa bir zamanda.çevresinde dostum diye geçinen insanlar zor zamanlarınızda yanınızda olmuyor ama para ile çalıştırdığınız hor gördüğünüz insanlar size içten yardım ediyorlar.sapık duygularını sizin üzerinizde tatmin etmek isteyen bir polis daha sonra kendini ölüme atarak sizin hayatınızı kurtarabiliryor.

bir filmde kaç tane çarpışma olabilir?. çok oluyor ve kurgu o kadar sağlam ki en ufak bir saçmalık bulamıyorsunuz.

bu sene adaylara baktım.hiç popüler film yoktu.allah allah ne oluyor bu akademiye dedim.en son 1973 yılında böyle bir şey yapmışlar galiba.sonra crash'in aday olduğunu gördüm.bu film kazanmalı dedim.mutlaka kazanmalı dedim.diğer aday filmlerden sadece ''GOOD NIGHT, AND GOOD LUCK'' ı izledim.günümüz medyasına müthiş laflar sokan,oyunculuklarıyla göz dolduran sağlam bir film.o da izlenilmesi gereken bir film.ama crash'taki sarsıcılığın ''s''si yok.

bu iki film arasında tek fark var ki şöyle;

GOOD NIGHT, AND GOOD LUCK bittikten sonra ''güzel film iyi laf sokmuşlar'' diyorsunuz.

CRASH bittikten sonra konuşamıyorsunuz.

bu ödülü sapına kadar haketmiştir crash.
oturup 2 saatinizi ekrana verip pür dikkat izleyin.
daha önce izleyip beğenmediyseniz bir daha izleyin.
mutkala beğeniceksinizdir!

--spoiler--
kilitçinin kızı ''pelerin bende anne babamı kurtarmam lazım'' diyip iranlının doğrulttuğu silaha rağmen babasının üzerine atladığı sahnenin ağzıma sıçmışlığı vardır.
--spoiler--
hollywood yapimi olduguna hayli sasirdigim.. bagimsiz film tadinda.. onyargilari, toleranssizligi, ciftestandardiyla insani cok da guzel anlatan sevilesi bir paul haggis filmi.. *
kurgusuyla dünyada her filmin önünde gördüğüm aldığı oskarları sonuna kadar hakettiği kanaatini taşıdığım ve filmin tam yeri diyebileceğim yerlerine o müziği yapıp koyarak kalbimi fethetmiş güzide bir film.film de hoşuma gitmeyen tek yan ise amerikan yapımı olmasaydı ne yani kimse beraber yaşayamaz ama biz çok uluslu bir millet olsak da beraber yaşarız imajımı bu.bunu düşünmeden izlerseniz filmi bundan daha iyi film bulamazsanız ve daha da yapılmaz yada yapılamaz herhalde galiba sanursam..
ing. kaza (yapmak) ayrica bilgisayar oyunlarinda sik sik bu kelime oyundan masaustune donmek anlaminda kullaanilir.
ırklar arası sorunlara yaklaşımda objektifliğin ayarını tutturamayan, senaryoyu "kimsenin suçu yok" bağlamına çekmek için fazlaca kasan filmdir. her ırkın bir diğerine olan tutumunun haklı* gerekçesini vererek böyle gelmiş böyle gider aslında kimsenin suçu yoktur mesajını veren yapıya sahiptir. türkiye'deki kapkaççıların gaspçıların bu suçları işlemesindeki sebebin sosyal eşitsizlik olduğunu söyleyenler gibi pollyannacılık oynar bu film. aynı mantıkla haraket edersek "bütün seri katillerin cinayet işlemesindeki neden beyinlerinin bir bölümünün çalışmamasıdır onların suçu yoktur kimyasal bir nedenden seri cinayet işliyorlar" gerekçesi ile de bütün hepsini affedelim, bağrımıza basalım, ne de olsa onların suçu yok. yine de american history x 'deki gibi koltuklarınızdan küfrederek kalkmazsınız; en azından 2 saat size izlettirilenler bir noktaya bağlanır, sonucu vardır.
davulun zillerinden biridir.sustaini yüksek bir zildir.çeşitli boylarda olanı vardır.çass diye ses çıkartır.
bence oscar olayını hak etmiş bir filmdir. Öncelikle filmde anlatılmak istenen olay ırkçılıktan önce insanların içinde bulundurdukları insanlık duygusudur. mesela sarışın polis zencileri savunsa da ve iyi bir insan olsa bile bir zenci vurabildi veya ırkçı polis bir gece önce taciz ettiği zenci kadını canı pahasına arabadan çıkartarak kurtardı. hatta buldugu her şeyi satan ve zenci beyaz ilişkisini sürekli olarak ağzına dolayan karakter bile filmin sonunda mülteci insanları serbest bırakarak ve üzerine parada vererek izleyenleri dumura uğratmıştır.
belki ırkçılık klasik bir hikaye ama bu filmde yukarıda anlatılan-biraz da film izlenerek analaşılacak- ayrıntılar vardır. bir de küçük kıza anlatılan pelerin hikayesi vurulma sahnesinde hepimizi dumura uğratmıştır. Ayrıca iranlılara arap denmesi de güzel toplumsal mesajlar veriyordu hollywood seyircisine...
harika bir yapım. 11.14'ün kalitesinde görsel ve senaryo olarak...
kesinlikle bazı enteller gibi abartmaya gerek duymadığım filmdir. kurgusu mükemmeldir. zaten oscar da alarak bunu tescil etmiştir. klasik senaryolardan sıkılıp farklı bir senaryo arayanların imdadına koşan yapımdır. kesinlikle izlenilesidir.
malum, iki crash var: Cronenberg'inki teknolojinin yıkıcı fetişizmine sallıyor taşını sakınmadan.

haggis ise 11 eylül sonrası gerilen öteki korkusunun hem toplumsal hem de bireysel izdüşümünü almış kadrajına.

iki crash anlatıcısı da iyi etmiş.
izlenilesi filmdir ayrıca filmin replikleri süper *
bu arada filmin sonundaki şarkıyı indirmek isteyen olursa ki tavsiye ederim Bird York - In The Deep diye aratması yeterli olur sanıyorum.
aldığı oscar ödülünü gerçekten haketmiş bir film. normal bir filmde en fazla bir kaç sahne muhteşem olur, ama bu filmde olay değişik biraz. her sahnesi, hele filmin ikinci yarısı veya cd den izleyenler için ikinci cd si çok etkileyici. amerikan ırkçılığını çok yalın bir şekilde dile getiriyor ve filmin müzikleri filme çok yakışmış. kesinlikle izlenmesi gereken filmlerin başında geliyor bence.
siyah beyaz ayrımına bolca değinen etkileyici film.ama bu insanların hayatlarını birbirine bağlamada biras kasmışlar hissi veriyo hafiften.,
bu hollywood pinokyolarının tipik özelliği, her halükarda filmi kendilerine doğru yontmalarıdır. crash de tam burada üstüne düşen görevi fazlasıyla yerine getiriyor. sanki ırkçılığı siyahiler, meksikalılar, çinliler, iranlılar başlatmış gibi, onlar üzerinden mesele izah edilmeye kalkılıyor; amerikan züppeleri ise onların arasında "sütten çıkmış ak kaşık" ya da "alelade" duruyor. her seferinde vietnam'ı, somali bozgununu, hiroşima ve nagazaki'yi "bir insanın gözünden" anlatan, stilize sahneler eşliğinde, ailesinden çok çok uzakta "duygusal" bir amerikan askeri tasvir eden ve filmlerini mutlaka ve mutlaka "karıma onu çok sevdiğimi söyleyin" diyen bir askerin ölümüyle sonlandıran hollywood, ırkçılığı yine, yeniden, inatla başkaları üzerine atıyor. kısacası, boşversene hollywood, ateş topunu babam yolladı zaten.

ayrıca, ırkçılık gibi devasa bir meseleyi hiç bilmeyen birine anlatıyor gibi naralar eşliğinde tel'in etmeye çalışması çok kof. beri yandan, milyarda bir tesadüflerin bir araya gelmesinden müteşekkil bu filmi -bu yönüyle- beğenenlerin, türk filmlerinde "oradan geçmekte olan adam" rastlantılarına burun kıvırmaları bir hayli komiktir.

manasız, aceleye getirilmiş, sıradanlar arasında ışıldamayan sıradan bir film.