bugün

Kurban bayramında kesilen hayvanlara üzülmeyi bırakıp üç tabak kavurma gömdüğüm an.
iş işten geçer tabi ki.
ağırlığımdan fazla sorumluluk almaya başladığım an.
aldigim sorumluluklar omzumu zorladikca anlıyorum artik büyüdüm ve karınca olmam gerekiyor.

ve gelecegi seziyorum daha da yaş aldıkça yukum artacak,
yaşlılar boşuna kambur durmazlar ya
Hayat derdine düşünce ..
Çocukluğumu özlediğim andır. Evet
her andır. saniyede saç telinin binde biri kadar uzasamda boyumun uzadığını biliyorum, hafiften sakallarımda çıkmaya başladı. abi bana camel ver dediğimde refakatçi olmadan vermiyoruz cevabı yerine sigarayı alabildiğim andan beri büyümüşüm ben bence.
1 saatlik uykuyla işe gittiğim andır. yani şu an hele ki tüm gece rapor hazırlamayla uğraştıysam üstüne gün içinde hunharca işim varsa mesela 3 derse girecem, 2 den once milli egitime dilekce vermem gerekiyor. 7 saatlik bi hatay nigde yolculugum var. cuma gunu 8den aksam 6ya kadar yuksek lisans dersim bu bitince aksam 7 de nigde hatay yapmam en gec gece 12 de evde olmam gerekiyor. haftasonu 9 da bir daha ders ve ustune 13 de sınava varsa kisi buyumek zorunda kalabiliyor.
durduk yere iç çekip allah çok şükür yarabbi demeye başladığımda
Ailemden ayrildigim an idi.
Güzel ve ucuz sebze meyveler pazarda hemen bitiyor diye pazara erken gitmeye karar verdiğim an.
Şuna abi mi desem ismini mi söylesem derken bana abi diye seslendiği an.
bakkaldan mavi permatik istenen andır.
Şehirlerarası otobüse ilk defa yalnız bindiğimde.
Bi kuzenim var küçükken bu bizle hep oynamak isterdi, sen küçüksün git yaşıtlarınla oyna filan derdik. Heh işte askere gitti geldi....
10 kasımda yiğidim aslanım şarkısını dinlerken ağladığımda.
Tek başıma başka şehirlere gidebildiğim an eskiden ailemi evde bulamayınca dünyada tek insan kalmışım gibi hissederdim.
atletin dar gelmeye başlaması.
insanları tanımaya başladığım zaman . işte o zaman anlıyorsun bazı şeyleri .
Hastalanmıştım. Küçük de değildim hani. Lise bitmişti, iki yıllık üniversite bile bitmişti. Ben evde yatıyordum. Griptim ve ateşim 38 civarıydı. Ailem ile yaşıyordum. Ailem salonda ben odamda yaşıyordum. Mutfakta bazen buluşup birbirimize hasretle sarılıyorduk, çünkü onların paydosları da, hayat felsefelerimiz de birbiriyle çakışıyordu. Evde herkes razıydı, arada sırada koridorun bir ucundan diğerine mesajlaşılır 'yemek hazır' yada 'bakkala gidilecek' gibi olaylar haber verilirdi. Hiç abartmıyorum. Evdeki tek çocuk ben değildim. Benden büyükler vardı. Abilerim, ablalarım. Misal yani. Abi yada abla fark etmiyor. Cinsiyetçi bir durum yaratmamak için burayı es geçiyorum. Fark etmiyor. Abla yada abi olması, abla veya abisi olanlar bilir. Onlar ilk göz ağrısıdır. Hep onların dediği olur. Onlara alaka gösterilir vs. Ben griptim ve geberiyordum odamda. Ailem bunun bilincindeydi. Öyle böyle derken hasta yatağımdan masaya tutunup zar zor kalkıp hastaneye kendimi götürdüğümde büyüdüğümü hissettim. Hoş, çoğu kez hissetmiş olsamda öldürücü darbeyi o gece almıştı çocuk kalbim. Dramatize etmekten çekinerek burada sonlandırıyorum. Şimdi ailem ile aramda kilometreler var, arasıra telefonda yada giderek ziyaret ediyorum onları. Büyümek güzel şey bence. Çocuk kalbim kırılmıyor artık.
Eski elbiselerin olmadığı, eski şeylerin artık zevk vermediği, farklı yelkenler açıp bidaz olsun farklı yerlere doğru uzaklaşılmak istendiği an.
Artık düştüğümde, annemin kucağında ağlayamadığım an anladım büyüdüğümü ben.
Babamın daha çok sahiplenmeye başladığı zaman.
Cok yakın bir arkadaşımın babasının cenazesinde öğrendim çünkü en zor durumu gördüm ben . Bi evladın yaşayabileceği en büyük acıyı . Babasını gömmesini gördüm ben . Iste o zaman büyüdüm.
kalbim kırıldığında anladım.
Hayata tutanamadığımı anladığım an.