bugün

1.yer: taksim meydanı
saat: 22.50

Ekşi sözlük de justhink adlı yazardan alıntıdır (izin alma şansım olmadı sadece toplumsal duyarlılık için kopya ediyorum)

25t hattıyla sarıyer'e doğru gitmek üzere otobüse binerken şoför koltuğunun hemen arkasında kol kola oturan genç çifte tiksinircesine bakarak "burası seks otobüsü değil, inin bu otobüsten yoksa bu otobüsü kaldırmam" diye haykırmaktan, ahlak polisliğine kalkışmaktan gocunmadığına şahit olduğum iett şoförüdür.

elbette iett şoförünün bu yersiz ve son derece aşağılayıcı tavrına tam da otobüse binerken şahit olan ben de sessiz kalmadım ve ne cüretle böyle bir şeyi söyleyebileceğini kendisine sorduktan sonra otobüsü o çift inmeden kesinlikle kaldırmayacağını tekrar tekrar "gururla" vurgulayan bu şahıs olayı iyice şova dönüştürmekten de kaçınmadı.

adını sordum, söylemedi. küstah tavırlarına devam etti. "orda plakam var çok meraklıysan al da öğren!" diyerek de meydan okudu. genç çifti ve beni kışkırtmak için elinden geleni yaptı.

bense bu otobüsün devletin malı olduğunu, iett denilen kurumun da hepimizden alınan vergilerle işlediğini, keyfe keder birtakım bozuk, hastalıklı ahlak zabıtalığı anlayışıyla, üstelik de herkesin içinde o otobüsün yolcuları olan o genç çifti " kendi çapında" rencide edemeyeceğini yaptığının saygısızlık olduğunu haykırdım.

olay orada kopmaya başladı. bu sefer de söz konusu iett şoförü şahsım üzerine oynamaya başlayarak "sen de kim oluyorsun be! kaldırmıyorum işte var mı diyeceğin!" diyerek şova devam etti.

olayın muhatabı çocuk tam küfür etmek üzereyken susturdum, sakın dedim, haklıyken haksız yere düşmeyelim. inelim dedim, önce ben inmemekte ısrar eden bu arkadaşı ikna edip kız arkadaşıyla inmeye ikna ettim. beraber gideriz dedim.

biz indikten sonra şovuna ağır tahriklerle devam eden iett şoförüne artık dayanamayıp bu otobüs bizim, ne senin ne de rte'nin dedim ve sonra olay koptu, aralardan gelen bir vatandaş "sen devletin malına nasıl zarar verirsin" diyerek hışımla bana saldırdı, onlarca yumruk yedim. devletin malına zarar verme eylemim de ağır tahriklere devam eden iett şoförüne sinirlenip lafımı otobüsü kapı gibi tokmaklayarak söylemekten ibaretti.

bu olay taksim'in göbeğinde yaşandı. mobese kameralarıyla dolu taksim'in göbeğinde orada saldırıya uğrarken bir tane polis bile gelmedi, hiçbir vatandaş bana saldıran şahsı ayırmaya tenezzül dahi etmedi. ne bir küfür ettim ne de karşılık verdim. sadece yumrukları savuşturdum. bir dakika içinde bana saldıran o şahıs da sonra birden bire kayboldu.

orda bulunan trafik polisine gittim asayiş polisi var ilerde ona git dedi, asayiş polisine gittim bu işin literatürü 155'i aramaktır dedi. iett hat amirliğine gittim, bana bir şikayet formunu 10 dk arayarak sadece onu uzattı. ne kimse geçmiş olsun dedi ne de şikayetimi adam gibi kimseye iletebildim.

birisi imamın ordusu mu demişti?

imamın ordusu yok artık, imamın cumhuriyeti'nde yaşıyoruz da farkında değilmişiz, yazıklar olsun...

"ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.." ne de güzel demiş nazım hikmet ama ne fayda? orada bu olaya seyirci kalanlara da yazıklar olsun...

bu ülkede çağdaş yaşamı, hukukun üstünlüğünü savunmak için daha kaç kişi yanacak?

orada türbanlı diye bir yolcuyu rencide ederek otobüsü kaldırmamakla tehdit eden bir iett şoförü olsaydı da gene aynı tepkiyi verirdim emin olun.

ben yandım, bir daha da yanarım. ya siz?
istanbul ile izmir arasındaki farktır aynı zamanda böyle bir belediye şoförünün varlığı.izmirde gerçekleşse idi bu atışma muhtemelen dayak yiyen şoför olurdu. o değil de yanarım bu şoför gibilerinden çok daha kaliteli nezih insanlar izmirde asgari ücretle falan ekmek parası peşinde koşarken taşralı bir kıronun istanbulda belediye gibi bir kurumda yer bulabilmesi ve dahi onlarca insanın canını buna emanet edebiliniyor olması ve bu elemanın dünya maaş alması.
(bkz: burası istanbul)
(bkz: belediye çalışıyor)

yazarın notu: yazıklar olsun.
imamın şoförler odasına başkan seçilmesi muhtemel şofördür.
haklı bir çıkıştır. şoförün desteklenemesi gerekir. ne lan bu? her yer fuhuş cennetine çevrildi. aile var, çocuk var diye düşünen yok. oracıkta fransız öpücüğü, diller sevişiyor mübarek. her işin bir yolu yordamı var. benim verdiğim vergiler ile alınan otobüsün içeresinde alenen zina yapılmasını da halk istemiyor. ne olacak şimdi? tebiyesizlik, ahlaksızlık diz boyu.

edit: ulu orta sokakta, otobüste, parkta zina yapmayı seven amma çok kişi varmış. size versinler ama kız kardeşiniz, ablanız, kendi öz kızınız yapmasın... sizin mantığınız bu zaten. pabucumun laikçileri sizi.
duvara karşı filminde oynayan otobüs şoförüyle aynı kişidir.
35 santim( ekşi sözlükte zenci penisi nickli yazardan alıntıdır)
ülkemizin geldiği noktadaki otobüs şöförüdür, bugün otobüs şöförü üç beş yıl sonra devriye gezen ahlak polisi.
aslı tohumcu'nun taş uykusu adlı kitabında da aynı olay geçer.
adam otobüs şoförü değil ahlak polisidir.
acı bir şekilde bağırmasını istediğim şöfordür.
ömründe insan sevgisinin ne olduğunu görememiş olması belki acizliğine bir açıklamadır ama aynı ülkede yaşadığım insanların bu sığ bakışı, giderek mollacı olmaları ve bunu neden yaptıklarını bile bilmemeleri beni tiksindiriyor.
götüne körüklü otobüs sokulası şofördür.
içten içe seks otobüsünün gerekliliğini savunan pezevenktir o.
ekşi sözlük'teki şeriat uyarısı. biz daha iyiyiz lan bence onlardan. sanki?

edit: maşallah dediğim kırk gün yaşamaz.
burası çağdaşların cumhuriyet ülkesi değil, burası yobazların, imamın ülkesi.
kimliğimi yobazların ülkesinde bırakıp gitmek de var bir ama ile burası bizim ülkemiz burayı kanımızı dökerek onlar için kazanmadık, burayı kaçarak, göçerek imamlara ve onun ordusuna bırakamayız.biz değil, onlar gitmeli burası iran olmamalı.
tam yüz yıl olacak tam yüz yıl..
Gece eşiyle sevişememiş iett şoförü.
Kol kola oturmayı seks olarak yorumlayanının bildigin normal insani sikişmeye ne diyeceğini merak ettiren şöfördür.
kadrolaşmanın ve imam hatip mezunlarının ülkenin her yerinde tepeden tırnağa kol gezmesi durumudur. ülkenin en tepesinde de bu zihniyette adam var, otobüslerin başında da, sokakta ve her yerde... cemaatlerin ve yobazların kucağına oturtulan zavallı türkiye'ye hoşgeldiniz...
seks otobüsü'nün de aynı hatta sefer yaptığını, lafın muhataplarını yanlış otobüse bindikleri konusunda uyaran bir şöför olduğu hissi uyandırır.
gecenin bi vakti taksim' de otobüse binen üniversite öğrencilerini nasıl bir davranış içinde beklediğini merak ettiğim şoförün başkahramanı olduğu trajikomik olay. zira samimi gözükmenin çok doğal karşılanması gereken zaman ve yer olduğunu düşünüyorum. *
burası iett otobüsü beylerr burda herşey gerçek burda şaka yok. *
(bkz: tehlikenin farkında mısınız)
abazanlığını dışarı yansıtan, başbakanından ilham almış ibne şofördür.
fordçu hayvanlara gıkını çıkaramayacak eziktir. anca böyle gençlere laf eder.
ekşi sözlük yazarı justhink nickli yazarın başına gelen bir olayda başrolü oynayan iett şoförüdür. neler yaşıyoruz biz böyle diye sormadan geçemiyorum. çok da güzel anlatmış. buyrun, yazı olduğu gibi altta:

yer: taksim meydanı
saat: 22.50

25t hattıyla sarıyer'e doğru gitmek üzere otobüse binerken şoför koltuğunun hemen arkasında kol kola oturan genç çifte tiksinircesine bakarak "burası seks otobüsü değil, inin bu otobüsten yoksa bu otobüsü kaldırmam" diye haykırmaktan, ahlak polisliğine kalkışmaktan gocunmadığına şahit olduğum iett şoförüdür.

elbette iett şoförünün bu yersiz ve son derece aşağılayıcı tavrına tam da otobüse binerken şahit olan ben de sessiz kalmadım ve ne cüretle böyle bir şeyi söyleyebileceğini kendisine sorduktan sonra otobüsü o çift inmeden kesinlikle kaldırmayacağını tekrar tekrar "gururla" vurgulayan bu şahıs olayı iyice şova dönüştürmekten de kaçınmadı.

adını sordum, söylemedi. küstah tavırlarına devam etti. "orda plakam var çok meraklıysan al da öğren!" diyerek de meydan okudu. genç çifti ve beni kışkırtmak için elinden geleni yaptı.

bense bu otobüsün devletin malı olduğunu, iett denilen kurumun da hepimizden alınan vergilerle işlediğini, keyfe keder birtakım bozuk, hastalıklı ahlak zabıtalığı anlayışıyla, üstelik de herkesin içinde o otobüsün yolcuları olan o genç çifti " kendi çapında" rencide edemeyeceğini yaptığının saygısızlık olduğunu haykırdım.

olay orada kopmaya başladı. bu sefer de söz konusu iett şoförü şahsım üzerine oynamaya başlayarak "sen de kim oluyorsun be! kaldırmıyorum işte var mı diyeceğin!" diyerek şova devam etti.

olayın muhatabı çocuk tam küfür etmek üzereyken susturdum, sakın dedim, haklıyken haksız yere düşmeyelim. inelim dedim, önce ben inmemekte ısrar eden bu arkadaşı ikna edip kız arkadaşıyla inmeye ikna ettim. beraber gideriz dedim.

biz indikten sonra şovuna ağır tahriklerle devam eden iett şoförüne artık dayanamayıp bu otobüs bizim, ne senin ne de rte'nin dedim ve sonra olay koptu, aralardan gelen bir vatandaş "sen devletin malına nasıl zarar verirsin" diyerek hışımla bana saldırdı, onlarca yumruk yedim. devletin malına zarar verme eylemim de ağır tahriklere devam eden iett şoförüne sinirlenip lafımı otobüsü kapı gibi tokmaklayarak söylemekten ibaretti.

bu olay taksim'in göbeğinde yaşandı. mobese kameralarıyla dolu taksim'in göbeğinde orada saldırıya uğrarken bir tane polis bile gelmedi, hiçbir vatandaş bana saldıran şahsı ayırmaya tenezzül dahi etmedi. ne bir küfür ettim ne de karşılık verdim. sadece yumrukları savuşturdum. bir dakika içinde bana saldıran o şahıs da sonra birden bire kayboldu.

orda bulunan trafik polisine gittim asayiş polisi var ilerde ona git dedi, asayiş polisine gittim bu işin literatürü 155'i aramaktır dedi. iett hat amirliğine gittim, bana bir şikayet formunu 10 dk arayarak sadece onu uzattı. ne kimse geçmiş olsun dedi ne de şikayetimi adam gibi kimseye iletebildim.

birisi imamın ordusu mu demişti?

imamın ordusu yok artık, imamın cumhuriyeti'nde yaşıyoruz da farkında değilmişiz, yazıklar olsun...

"ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.." ne de güzel demiş nazım hikmet ama ne fayda? orada bu olaya seyirci kalanlara da yazıklar olsun...

bu ülkede çağdaş yaşamı, hukukun üstünlüğünü savunmak için daha kaç kişi yanacak?

orada türbanlı diye bir yolcuyu rencide ederek otobüsü kaldırmamakla tehdit eden bir iett şoförü olsaydı da gene aynı tepkiyi verirdim emin olun.

ben yandım, bir daha da yanarım. ya siz?

(bkz: türkiye de yaşamaktan nefret etme sebepleri)

edit: söz konusu otobüs 17 nisan pazar gecesi 22.55 seferini yapmakla yükümlü 34 tn 1992 plakalı 25t hattında taksim'den sarıyer'e seferi bulunan otobüstür. halk otobüsü değil, bildiğiniz iett otobüsüdür şoför de iett memurudur.

edit 2: herkesin destek mesajına yetişemedim, her biriniz sağ olun, var olun! önceden yazıklar olsun dedim ama çağdaş yaşamı ve hukukun üstünlüğünü koruma hususunda yalnız olmadığımı, olmadığımızı bana hatırlattığınız için var olun!

(bkz: #398651)

edit 3: olayı medyaya taşımak için izin isteyenler oldu, peşinen bahsettiğim olayı aynen teyit ettiğimi ve haber değerini göz önünde bulundurarak bu yazıyı kullanmak isteyen medya mensuplarının bu yazıyı haber olarak kullanmasında hiçbir sakınca görmediğimi de bilinmesini isterim. ben o esnada görüntü almaya çalıştım ama yaşanan arbededen dolayı alamadım, 22.50 - 23.00 sıralarında yaşanan bu olayın görüntüleri elbette mobese kameralarında ya da otobüsün bulunduğu durağı gören başka kameralar varsa onlarda da mevcuttur.

edit 4: olayla ilgili elinde görsel materyal bulunanlar ya da o sırada orada olanlar justhink@gmail.com adresinden bana ulaşabilirler.

edit 5: kaderin garip bir cilvesi o çiftin bir üyesi de ekşi sözlük yazarı çıktı. devaki imiş. iyi ki varsın ekşi sözlük, işte sosyal medyanın gücü!

edit 6: iett basın danışmanı ömer faruk birpınar'ın şahsımı arayarak özür dilediği tamamen uydurma bir haberdir, şimdiye dek sadece basın mensupları aradı. unutmadan bu olay basına yansıdıysa bu tamamen sosyal medyanın ve ekşi sözlük yazarlarının başarısıdır. kalem kılıçtan keskindir sözünün en güzel örneğini verdiğiniz için de iyi ki varsınız!
--spoiler--
en çok benimle sevişeceksiniz!! ben saksı değilim burda! otobüs şoförüyüm ben!!
--spoiler--