bugün

ishal olan bünyenin uzun yol otobüsünde kıçının tıpasını tutamayıp koyvermesi. *
-aaa ben seni facebookta gördüm.
-sus be salak.

bu dialog sonrası tokatlanmak olabilir.
keçi gevelemiş gibi osurmak. ilk başta bunu atlatırmışız gibi görünebilir, ta ki yaşlı bir teyze " evladım sen mi osurdun" diyene kadar.
-cam kenarında otururken, yanınızda oturan iri abinin, bir zamanlar kalbini kırdığınız kız arkadaşınızın psikopat abisi olması.
-nezlenizin musluklu versiyona dönüştüğü sırada hiçkimsede mendil bulunamaması.
-12 saatlik yolculuğun ilk molasının sonunda, koltuğunuza oturunca muavinin size abi sen yanlış otobüstesin, senin otobüs gitti herhalde demesi ve ardından koridor boyunca bakan yüzler. akabinde otobüsü bulduğunuzda size bakan yüzler ve her mola sonrası muavinin size sırıtarak abi sen burdaysan otobüs tamamdır demesi.
sahte öğrenci kartının, şöför tarafından algılanması durumu.**
bindiğin an otobüsün aniden hareket etmesi ve dengeni kaybedip yere düşmek. bütün otobüs sana acıyan gözlerle bakar. yaşamış biri olarak rezalet bir durum olduğunu söyleyebilirim.
birinin kalkıp; 'sağdakilerin anasını, soldakilerin bacısını...' demesidir zahir, ne bileyim lan.
1984 model mercedes 190 e'yi camdan gören kızın donunu indirmesi olabilir mesela.*

(bkz: 1984 model 190 e mercedese donunu indiren kiz)
uzun eşek oynamak.

(bkz: adem tolunay anadolu lisesi)
oturduğunuz koltukta penisin sertleşmeşi ve inceğiniz durağa 100 metre kalması. ayağa kaltığında adamı şekilden şekile sokar kambur yapar valla.
-ani frende bulunan ilk kucağa oturmak.
-yine ani frende bulunan ilk insana bulunan ilk yerinden tutunmak.
-yanlış otobüse binildiğinin tüm otobüs ahalisince anlaşılması.
-otobüste yanınıza akli dengesi yerinde olmayan birinin oturması ve size küfür etmesi. * aslında cama doğru dönüp küfrediyor olması ama eğer cam kenarında siz varsanız size küfrediyor gibi olunması. *
-bayanların zor durumda kalabilecekleri anların tüm otobüstekilerce anlaşılması.
-yırtık bir pantolon.
ersin karabulut'un da belirttiği gibi etkilenmeyeçalışılan kızların önünde yol parası olarak kullanılacak olan son paraların yere düşmesi ve bunları toplamaya çalışmaktır. mecburen domalarak.
akbili basıp arkaya giderken otobüsün hızlanması ve arkadan gelen g kuvvetiyle, demirlere tutunamayıp şekilden şekilde girdikten sonra arka camdan uçmaktır.
hemen hemen her gün yaşanıyor olandır. uzaklarda aramaya gerek yok. tıkış tıkış, balık istifi gitmekten daha büyük rezillik mi var?
otobüsünden ani freniyle 3 erkegin bir kadının üzerine yuvarlanmak, kadının 4-5 yasındaki cocugunu ezmek, ezilen cocugun bagırmaya başlaması, çocugun bagırmasıyla tüm otobüse sadist imajı yaratmak, bunların üstüne çocugun annesinin sana kötü bakışları ve kilonla ilgili alayı, üzerine yuvarlandıgın 3 erkegin sana hayvan*gibi bakması.

çözüm: ilk durakta inmek.
fordçu kişisinin kadın yerine yanlışlıkla sizi taciz etmesi *.
(bkz: menstürasyon) olan bayanın oturduğu koltuktan kalktıktan sonra koltukta bıraktığı kanlı tabloyu , ayakta duran erkeğin görmesi ve gözgöze gelmeleri...


daha iğrenç bir durum olmaz kanımca...
(bkz: #4757216)
osurmak. hele de sessiz çıkacağını zannederek sesli osurmak. daha büyük ne rezillik olabilir...
Hele uzun otobüs yolculuklarında,bebe görünümlü canavar diyebileceğimiz ,ufak yaratığın geçen yol süresince zırlaması...
en arka koltuğun önünde aldığı bir eşya kolisinin üstüne oturup bira ve sigara içen dallamaya tepki verenin olmaması.
12 saat süren yolculukta bir kez bile tuvalete gitme girişiminde bulunamayıp, gazını içinde tutmak ve gideceğin yere yaklaştığında dayanamayıp, bütün otobüs camiasının kulaklarını çınlatırcasına gaz çıkarmaktır en büyük otobüs rezilliği. VE tüm o insanların surat ifadelerinin sanki yüzüne yağdığını görebilmek ve o an hiç birşey hissedememek...
şehir içi ve/veya şehirler arası otobüslerde başa gelebilecek rezil olaylardır .

yer : buca - tınaztepe arası sefer yapmakta olan 412 numaralı otobüs

beleş olduğu için aynı anda pek çok kişi tarafından tercih edilebilitesi yüksek (bkz: balık istifi) olan 412 nolu otobüse buca eğitim fakültesi önünde dahil oldum . içersi hayli kalabalık idi . fakat çok geçmeden dikkatimi en arkadaki iki koltuğun arkasındaki boşluk çekti . kimse ordaki boşluğa doğru ilerlemiyor aksine ordan kaçarcasına davranıyordu . içerdeki sıcağın ve sıkışıklığın verdiği şevkle kendimi ordaki boşluğa atmak istedim . o an benim için otobüsteki herkes nedenini bilemediğim bir inat içinde gibiydi . acaba niye geçmiyordu kimse oraya ? bu soruyu cevaplandırmak ve mümkünse ordaki boşlukta daha rahat bir yolculuk etmek için hızla ilerlemeye başladım . kalabalığı yararak arkaya ulaştım . tam boş kısma adım atmak üzereyken , orada kocaman bir delik olduğuna kanaat getirdim ve bu düşüncemden hemen vazgeçtim . otobüste 4 kişilik masa büyüklüğünde bir boşluk vardı . altta yol görünüyordu . kendimi eziklenmiş , küçük düşmüş hissettiğim anlardan biriydi . etraftaki insanların yüzlerinde '' oraya geçmiyosak bi bildiğimiz var herhalde yarram , bi sen mi akıllısın ?'' ifadesi vardı . hepsinin işaret parmaklarıya beni göstererek diğer elleri karınlarında yarıla yarıla gülmek istediklerini hissettim . beni birbirlerine gösteriyor gibiydiler . '' işte o çocuk , burayı boş zannedip taa körükten buraya kadar gelen çocuk .'' iyice utanmıştım . o anda aklıma dahice bir plan gelmişti . inmeliydim . evet . evet . inmeliydim az ilerki durakta . sanki zaten o durakta inecekmiş , o yüzden arkaya doğru hareketlenmiş ve o boşluğu görünce şaşırıp meraklı meraklı bakmış izlenimi verecektim . yaptım da . biraz daha ilerleyip düğmeye bastım . çok geçmeden otobüs durdu . kapıya doğru ilerlerken ''allah allah , otobüste boşluk var ya , iyi ki kimse düşmedi'' gibi şaşırmışçasına hayıflanmayı da ihmal etmedim . kurtulmuştum galiba . evet . bitmişti . gideceğim yere daha çok vardı . ama o rezil durumdan , o iğneleyici bakışlardan kurtulmuştum .

buradan yetkililere sesleniyorum

delikli otobüsü niye sefere çıkarıyorsunuz ?

maazallah
otobüste ayakta dikilirken, cibilliyetsizin birinin sarkıntılık etmesi. tabi dönüp de;

-seni oraya bir gömerim, bir daha çıkamazsın! deyince kaçıp gidiyorlar ama olsun, sarkıntılık etmesinler. sinir bozucu oluyor.
sen parayı verirken arkadan gelenin senin göz koyduğun son boş koltuğa koşarak oturması ve sen ilerlerken sana parayı uzatıp -şunu verir misin? demesi.