bugün

(bkz: vedat türkali)nin yazdığı kitapları içerisinde * en güzeli ve en özelidir.
* "Vedat Türkali" romanı.

--spoiler--

27 Mayıs 1960 Harekatına yaklaşılırken, son 5 - 6 aylık bir zaman dilimi... Parlementer diktatörlüğün karanlığında, umutsuzcasına; el yordamıyla direnmeye çalışan bir toplum...
YIllar önce Müdüriyette yediği iki tokatla yılıp sinen; Beyazıt'ta öğrenci kitlesinin eylemi içine düşü verince tabanları yağlayan bencil, ürkek, kuşkulu ve kaypak Kenan... Evinde olabildiğince ağır iki çeki taşı; karısı Nermin ve kızı Zeynep...
Devrimci ateşi sönmüş Kenan'ın karşısına, devrimci ateşi yeni yeni alevlenmeye başlayan bilinçli, gözüpek ve dirençli Günsel çıkıyor...
Günsel'le Kenan'ın aşkının perde arkasında kıvıl kıvıl kaynayan bir toplum... Kenan'ın iki tokatta yüzgeri ettiği yolun yiğit savaşçıları "Baba" ve Hasan'ın yılmaz mücadeleleri...*

--spoiler--
beşyüzbilmemkaç sayfa olmasına rağmen son derece akıcı ve harika roman.
insanların tek çareleri-güçleri olan "güven"i yıkıyorlar sağ-sol adına.. birisi terörist diyor, birisi polis.. insanlar birbirinden uzaklaşıyor.. daha iyi bilenler vardır tabi o dönemleri.. görmemiş yaşamamış biri olarak şunu anladım ki: yazık.. insanlar arası tek tutkal olan güven de gidiyorsa..
feci..
Vedat Türkali'nin en yetkin eseridir. 1960 ihtilali öncesinde Türkiye'nin siyasi çalkantıları sosyalist çevrenin gözünden aktarılır. Teknik bakımdan kusursuz denecek düzeyde bir eserdir. Romanda orta yaşlı bir solcu olan Kenan'ın genç Günsel'le olan ilişkisi merkez alınmıştır aslında. Kenan romanda Günsel'in kendisini aldattığından şüphelenir. Günsel ise başkalarının dedikleri doğrultusunda Kenan'ın polis olduğundan. Biz okur olarak Günsel'in Kenan'ı aldatmadığını, Kenan'ın da polis olmadığını biliriz; fakat onlar bunu bilmezler. Roman karakterleri okurdan bağımsız olarak kendi yaşamlarını sürer. Romanın başarısı da burada gizlidir diyebiliriz. Karakterin okur ve yazardan bağımsız olmasıdır başarıyı getiren. Tespit eleştirmen Füsun Akatlı'nındır.
konu tuhaf bir biçimde leyla erbil'in, tuhaf bir kadın adlı hikayesine benzemektedir, leyla erbil vedat türkali'den çok önce yazmıştır...
yaşlıca bir öğretmen eskisi kitapçı ile genç bir kızın aşkını anlatır. ama aynı zamanda o döneme de ışık tutar. aşk değildir merkezde olan. kitabı okuyan bütün erkekler kadın kahraman günsel'e aşık olmuşlardır... bu kitap için yılmaz erdoğan "hayatımın film projesi" der...
okuduğum hiç bir kitap beni bu kadar etkilemedi. üzerinden yıllar geçti ama ne zaman kenan gelse aklıma içim sızlar. bir süre kalakalırım öyle. tarif de edemiyorum. özel bir kitap. okunur. anlatılmaz. okunur. ağlanır. üzerine gidilir içilir.
vedat türkali'nin muhteşem ötesi romandır.
kenan ile gunsel'in aşkını, dönemin yaşananlarını, siyasi çıkmazları ve gençliklerin ne denli dolu dolu olduğunu anlatır.
(#2574693)
dönemsel açıdan şaheser bir vedat türkali romanıdır.
şiddetle tavsiye edilesidir.
kitapta bir tane bile sevebileceğim, adamakıllı karakter olmamasına rağmen 3 günde bitirdiğim 687 sayfalık harika roman. mutlaka okunması gereken bir kitaptır bana göre de. özellikle ruh tasvirleri harikadır. dikkat; bu entry şu anda itibaren kişiselleşmektedir;

kitabın yayın hakları gendaş yayınlarında bulunmaktaydı, ama daha sonra everest'e geçti ve everest bu kitabın yeni baskısını piyasaya sürmedi. bulunduğum şehirdeki tüm kitapçıları didik didik etmeme rağmen bulamadım. eğer elinden bu kitap bulunan ya da herhangi bir kitapçıda bu kitaba rastlayan bir yazarımız varsa acilen benle irtibata geçerse düğününde halay çekecem.
(bkz: yeşilçam dedikleri türkiye)
(bkz: mavi karanlık)
(bkz: vedat türkali)
geçtiğimiz günlerde everest'in yeni baskısını piyasaya sürdüğü süper kitap.. ama buna rağmen bazı internet sitelerinde şu anda bile tükenmiş görünmektedir.
aşkın devrimle harmanlandığı en özel kitaptır.
şunu söylemeliyimki kitap son derece başarılı hazırlanmış.fakat kitaptaki karakterlerin hemen hemen hepsinin aynı safta yer almaları anlatımı,verilecek mesajı daraltmış bence. keşke karşıt görüşlerin çatışmasını yoğun olarak yaşasaydıkta daha bir haz alsaydık okurken...
ayrıca ne günsel ne nermin ben handandan çok hoşlandım.
çok başarılı yazılmış bir kitap. herkes okumalı. insanların içinde kopan fırtınaları çok güzel betimliyor.

--spoiler--
günsel kenan'a bile bile aşık oluyor, bile bile ilişkiye giriyor. evli adamla ne işin var * demezler mi? nermin kocasının başkasına aşık olduğunu bile bile neden hala kocasına iyi davranmaya devam ediyor. neden biraz gurur yapmıyor. kadınlar neden bu kadar ezik olmayı kabulleniyorlar.
--spoiler--

everest yayınlarından 743 sayfa olarak çıkmış kitaptır ayrıca. dnr'da mevcuttur.
* *
vedat türkali'nin benim en beğendiğim kitabıdır. her şeyin ortasında arasında kalmış bir insanın, siyasetten bakışıdır. pişmanlıkla..
ve muhteşem, insanı titreten bir finali vardır.
Arayıp arayıp bir türlü bulamadığım Vedat Türkali ye ait kitaptır.Bulsam da okuyabilir miyim bilemiyorum.
günsel'e benzer birini ararken tohuma kaçmama sebep olmuş kitaptır.

(bkz: tohuma kaçmak)
ölmeden okunması gereken kitaplar listesinde gözüm kapalı ilk ona yazabileceğim olağan üstü sanat eseri.
okunduktan sonra kütüphaneye konur, her on senede bir yeniden okunur..
okuyabileceğiniz en güzel romanların başında gekmektedir.. bu kadar da iddialı bir söylemi ahanda yazıyorum buraya.
Yüreğimde anlamlı geniş bir yeri olduğu için yıllardır aradığım, bulamadığım, binlerce kilometre uzaklıktan temin ettiğim, nihayetinde elime ulaşan, iyi bir okuyucu olmama rağmen bir türlü kapağı açıp okuyamadığım Vedat Türkali' ye ait bir kitap.
sayfa sayısını bile hatırlayamayacağınız kadar sürükleyici bir kitaptır.

bir aşk romanı değildir!

sağır'ların, baba'ların olduğu, öğrenci ve işçi hareketlerini, aydınlarını, dönemin siyasi çelişkilerini ve aradaki (b)ağları çok güzel mesajlarla okuyucuya veren kitaptır.

anlatılan kadın-erkek ilişkileri vardır.

yalnız; Kenan'a acımak, onu yüceltmektir, oysa o bir zavallıdır.

kitapta anlatılan ilişkide gördüğümüz; bu tür 'küçük burjuva'lığın nasıl içimize işlemiş olduğudur. Bizi bu kitaptan kopartamayan şey kendimizi görmemizdir. Kenan'a duyulan acıma hissi, onun gibi bir aşk yaşama isteği, özenmesi, kendimizi aklama çabasıdır. içimizde yaşayan bu sistemle yüzyüze gelmektir.

Romanda yaşamamızın sebebi, karakterleri ve tüm çelişkilerini içimizde yaşamamızdır, her birini, tek tek..

ve duyulan kızgınlık; benliğinizden söküp atma çabasının rahatsızlığıdır.

insanı kendine isyan ettirir!

son olarak;

baba büyüksün.
yıllardır filminin çekilip çekilemeyeeği konuşulan, şimdiye dek en somut adımı yılmaz erdoğan'ın attığı ve nolur kimse çekmesin diye debelendiğim kitap.