bugün

bir orhan pamuk romani.
orhan pamuk'un "en renkli ve en iyimser romanım" olarak nitelediği kitabı. 2001 yılında yayımlandığı pek çok yabancı ülkede 'yılın en iyi yabancı kitabı' olarak seçilmiştir.
1622 yılında istanbul'da nakkaşlar arasında meydana gelen bir cinayetin çevresinde gelişen romanın önemli karakterleri kara, enişte ve eniştenin kızı aynı zamanda da karanın kavuşmaya çalıştığı sevdiği şeküre.
kullandığı üslubuyla bizi tarihin içinde alıkoyar pamuk, nakkaşların dünyasında, onların minyatürlerinin içinde buluveririz kendimizi.konuşturduğu cansız nesnelerle hayvanatın kattığı lezzet farklı bir tat katmakla beraber, kullandığı aynı olayı bir çok ağızdan anlatma tarzıyla da gerçeğin doğru ya da yanlış bir çok bileşenden oluşan bir karmaşa olabileceini gösterir bizlere.
bir çok kişi çok sıkıcı bulur kitabı ama anlayarak, sindirilerek okunması gereken bir kitap olduğu için olsa gerektir bunun sebebi.
orhan pamuk'un;pamuk rengi kadar masum olduğu düşünülen o güzel zamanlarda okunmaya değer eserlerindendi.
orhan pamuk'un ilk okuduğum kitabı.ve o günden bu yana son kitabı istanbul ve sessiz ev dışındaki tüm kitaplarını okumuş olmama rağmen bana göre en zevkli kitabıdır.aslında okurken en çok hangisinden zevk aldın diye soracak olursanız " yeni hayat" derim.hangi kitabı en komplikeydi derseniz "kara kitap" derim.en akıcısını soracak olursanız "kar"dır.ama bu özelliklerin hepsini içerisinde yeterince barındıran tek kitabı "benim adım kırmızı"dır.hem osmanlı döneminin dokusu çok güzel aktarılmış,hem olayların ayrıntısına girilmiş,hem de akıcı olması sağlanmıştır.bu açıdan çok güzel bir bütünlük taşır.orhan pamuğu da dünyaya gerçek anlamda tanıtmış kitap benim adım kırmızı'dır.

ama bence sadece benim adım kırmızıyı okuyarak onun değerini anlamak mümkün değildir.ancak orhan pamuğu orhan pamukla karşılaştırırsanız bu kitapta ne kadar devleştiğini anlayabileceğiniz için cevdet bey ve oğulları,kara kitap,kar,yeni hayat ve adını şuan hatırlamıyorum da hristiyan bir denizcinin esir alınması ve tesadüfen istanbula getirilmesiyle başlayan bir kitabı daha vardı işte bi de o okunması gereken kitapları.ama kabul etmek gerekir ki adam hakkaten büyük yazar.türk düşmanlığını falan boşverin okuyun adamı.50 yıl sonra onu da nazım gibi kaybettik,yazık oldu demezsiniz en azından.
Okuyucunun kitap boyunca bir katili aradığı,canlı cansız varlıkların kendi dil ve üsluplarıyla konuştuğu,eski Osmanlı nakkaş sanatına atıflarda bulunan,üslup olarak çok sıradışı,hikaye olarak çok akıcı,aşk,cinayet,sanat,istanbul ve gizem üzerine kurulu harika bir roman.
orhan pamuktarafından yazılan ve kanımca yazarın en kolay okunabilen, romanının adı. kitapta nakkas ve minyatur sanatı, osmanlı kulturu ve tarihi hakkında detaylı bilgiler bulabilmekle birlikte, akıcı polisiye kurgusuyla benim adım kara karakterinin felsefi yorumlarına sasırmanız olasıdır. harikadır ,telassızdır, sizi yormaz.
yalcin kücük'e göre; tam da kitabin gectigi dönemde osmanli'da yahudilere kirmizi sapka takma zorunlulugu getirilmis olmasindan dolayi, orhan pamuk tarafindan gizli yahudi propagandasi yapilan kitaptir.

kabala sifrelerinden falan bihaber olanlar icinse keyifle okunabilen osmanli dönemi nakkaslarini temel alan polisiye bir romandir.
bilmiyorum ama ben bu adamla ilgili konularda katıyım. bu adamın aydın olduğunu düşünmüyorum, türk toplumuna faydası olmadığı kanaatindeyim.. Siyasetçimi yada bir yazarmı anlamış değilim..
okumuyorum bu insanı ve okumayacağım.
istemeyerekte olsa * demek geçiyor içimden hatta istiyorum evet
postvatan sanat akımının öncüsü olan yazarın popüler bir kitabının adıdır...
(bkz: polisiye metafizik)
(bkz: avantgarde)
muh-te-şem bir orhan pamuk kitabı.
türkçe kaleme alınmış teknik olarak en sağlam postmodernist metinlerden biridir.
diğer kitaplarının aksine orhan pamuk bu romanında cinselliğe ve argo sözcüklere daha fazla yer vermiştir.
orhan pamuk'un en iyi eserlerinden birisidir.
(bkz: beyaz kale)
içimin dışımın nakkaşla ve nakışla dolduğu, nakışın esası hakkında bayağı bir yayan kitap...
azericesi Menim Adım Qırmızı olan orhan pamuk romanı.
bu kitabı okuyup son sayfayı çevirdiğimizde, hiç yeni birşey öğrenmediğimizi farkederiz...
son derece yavaş ilerleyen olayları barındıran, en kitap kurdu kişinin bile okuma sevdasını okuma süresi boyunca-ki bayağı uzun- kesebilen, aslında kaliteli olma kapasitesi yüksek ama yine de sıkıcı olan bir orhan pamuk kitabı.
kitabın sonuna kadar kim lan bu katil,hay ben o katilin aq katilin kim olduğunu öğrenincede; tahmin ediyordum zaten dedirten, yazarı orhan pamukun yazmadan önce 6 ay nakkaşlık eğitimi almış olduğu kitabı. tahammül edilebileceğine inanılıyorsa okunmalı derim.
orhan pamuk un okudugum ilk kitabı. uzun soluklu bir kitap. şeküre'nin kara yı kara nın da seküre yi sevmesinin yanında geniş bir hat sanatı anlatımı vardır. hattatlıkla ilgili bir çok terim artık size yabancı gelmemeye başlar. katilin kim oldugunu merak edilir. zeytin mi kelebek mi diye sorulur durulur. diğeri daha masum gelmişti bana nedense. okunması gereken kitaplardan.

ayrıca orhan pamuk, benim adım kırmızışeküre ye yani annesine ithafen yazmıştır. annesi ise kitabı yorumlamış ve orhan pamugun biraz abarttıgını belirtmiştir...
60 sayfa kadarını kendimi zorlayarak okuduğum ve bitiremeden bıraktığım ilk kitap. Amin Maalouf romanlarına çok benzer ama yerini tutmaz onların. Ne de olsa çeviridir, taklittir. Özellikle anlatım tekniği Yüzüncü Ad'dan çalınmıştır.
kara kitap ın beş kar ın on basacağı orhan pamuk un en çok sevdiği büyük ihtimalle en dandik kitabı...
orhan pamuk'un, -diğer kitaplarında konu edinmiş olduğu gibi- "hakiki olma çabası" üzerine kurulu müthiş romanı...

kitap bi ölünün ağzından berzahın tarifiyle başlar ve daha ilk hikayede büyülü bi nesnenin içine girdiğinizi hissetmeye başlarsınız...

mevzuu geçen şahsın,eşyanın vs. nin hikayesi öyle bi dille anlatılır ki sanki her okuduğunuz kelimenin ardından biraz daha kendinizden geçer sadece kitaba odaklanırsınız.

her bölümden sonra daha bi şevkle sarılırsınız kitaba,karşılaşacağınız şeyin heyecenıyla.yazarın kelimeleri muazzam şekilde kullanışı,cümlelerin ve dilin bu derece enfes olması,dilin o inanılmaz akışı size okuduğunuz her cümlede ayrı bi alem sunar sanki,bildiğiniz her güzellikten maada bi güzelliğin hazzını yaşarsınız her an...

kitabı hiç anlamadan bi çırpıda bitirirsiniz muhtemelen.o anda hissettiğiniz,müthiş bir haz ama biraz da buruk bi tattır;ben bi süre öylece kalakalmıştım sadece.sanki tadı hala damağınızdadır tattığınız şeyin,tadı o ana değin tat diye tattığınız tatlardan o kadar bambaşkadır ki neye uğradığınızı anlamaya çalışırsınız.

bu kitabı okuduğunuz andan itibaren artık hayatınızda bir daha duyamayabileceğiniz lezzette bir edebi eserin tadına varmışsınızdır,bi daha da böyle bişey okuyamabileceğinizi düşünerek de içlenirsiniz elbet,ama belki gene yapar diye beklersiniz yazardan,umutla...

hasretle bekliyoruz sevgili orhan pamuk...
orhan pamuk un kurgusu ve dili en guclu romanidir.