bugün

(bkz: sözlüğün takıntıları)
türbanla aynı şeyi ifade etmediği söylense ve buna bir zamanlar inanmış olsam da, açıkçası türbanla pratikte pek bir farkı olmayan nesne. şahsen baş örtüsüz bir anneanne-babaanne imgesi gözümün önüne gelmiyor, ki bu da baş örtüsünün bir gelenek olarak görüldüğünün göstergelerinden biri olsa gerek. ancak ben dişi hiç bir büyüğümün köyünde "alışkanlık" yüzünden taktığı, "türban olmayan" baş örtüsünü çıkarıp ortalıkta gezebildiğini zannetmiyorum**. yani kadının bir şekilde kapatılması amacı, her zaman yürürlükte olmuştur. bundan da doğal bir şey olamaz; her ne kadar türk milleti olarak şaman geçmişimiz vb nedenlerle daha anlayışlı bir islam modeli uygulamaya çalışmışsak da müslüman bir toplumuz.
günümüz itibariyle svastika'dan pek de farkı olmayan sembol.
Ünlü bilim adamı Einstein diyor ki;Bir önyargıyı ortadan kaldırmak bir atomu parçalamaktan daha zordur işte biz böyle bir zor göreve talip olmuşuz. Başörtüsü bir sorun değildir, onu sorun yapan insanlar vardır. Böyle insanların önyargılarını ve koşullanmalarını yıkmaksa, üzerinde uğraşılacak bir konu mudur? Bu konu çözülür mü? Çözerse kim çözer, gerçekten büyük bir merak konusu.
insaf denen güzel huyu herkesten beklemek hayalperestlik olur. Ancak başörtüsü ve insaf kelimeleri birarada kullanılması gereken iki kelimedir. Anlayan zaten anlamıştır.
artık boku çıkmış olan türban meselesine yeni bir yaklaşımdır.
her ne ise adı türban olsun başörtüsü olsun bez parçası olsun, anlaşılmak istenmeyen konu şudur ki bir bünye başını örtmeye karar verdi ise bunu ister ise baş örtüsü ile ister ise plaj havlusu ile ne ile örterse örtsün nihayetinde amaca hasıl olmuş olacak ve inancları gereği vucudunun kapatması gereken yerlerinden bir kısmını bununla kapatmış olacaktır. siyasi simge olmasına gelince varsayalım siyesi simgedir. yasak midir siyasi simge kullanmak. ayrıcana rahibelerin giydiği türden bir örtü gisyeler mesela bu hanımlar yani uygun olur mu mesela. sorun çözülür mü? veya atıyorum başlarını inançlarının tarif ettiği şekilde saçlarını ve boyunlarını örtecek şekilde ama yasakçı zihniyetin tarif edeceği bir şekil ve onların belirleyeceği bir kumaştan yapılmış bir örtü ile kapatsalar sorun çözüür mü. sorun birilerinin başını örtmesi mi, başörtüsünün siyasi simge olması mı yoksa dinini yaşayan, yaşamak isteyen bayanların ben de bu ülkeye vergi veriyorum ben de verdiğim verginin karşılığı olan hizmetleri almak istiyorum diyen kitleye ortak olacağı pastanın an itibari ile sahibi olan kıtle ile bir çıkar çatışması mı. yoksa birilerinin din adına olan her şeyden rahatsız olması durumu mu.
baş örtüsü bir bez parçasıdır tıpkı kefen gibi.
Başı örten bir bez parçasıdır. Nasıl ki arabaların boyası atmasın diye branda geriyoruz üstlerine kadınlarımızın da beti benzi atmasın diye kafalarına baş örtüsü ya da türban denilen bez parçasını bağlıyoruz.
(bkz: beti benzi atmak)
nazik bir konunun hem nesnesi hem öznesidir. dikkatli davranılması gereklidir...
"Dedelerimiz bir gün toplanmış, 'Nasıl bir yasa yapalım ki kadınların saçının teli dahi görünmesin; görünüp de bizi tahrik etmesin' diye günlerce tartışmışlar."
Yasanın ayrıntısını okuyunca daha da şaşacaklar:
"'Örtüsünün iki ucunu çene altından bağlayıp aşağı salanları içeri alalım, arkaya saranları şeriatçı sayalım' diye karar almışlar."
Birisi diyecek ki:
"Dedelerimiz bunları tartışırken içlerinde tek bir kadın bile yokmuş. Onların nasıl ve ne kadar örtüneceğine dedelerimiz karar veriyormuş."
Belki "Çok şükür geride kaldı o devirler" diye gülüşecek, belki "Bugünlere işte oralardan geldik" diyecekler.
Sorunun ne müslümanlıkta ne dinde ne de dindar insanlarda , sorun dini politikaya alet eden ve yıllardır tasarladıkları sessiz karşı devrimi palazlanan soğuk savaş sonrası küresel neo-liberal işbirlikçiler ve büyük sermaye sahipleri ile suni olarak yaratılan milliyetçilik ve dincilik gibi refleksler ile siyasal islam hedeflerine ulaşmayı amaç edinmiş politikacılarda .

Mezhepsel ayrılıklar hristiyan dünyası için avrasya( avrupa)'da roma imparatorluğunun bölünmesi ile müslüman aleminde de Hz. Ali ve Emevi Muaviye arasında dört halife döneminde gerçekleşen iktidar savaşları -kerbela olayı- ile yapılandırılmıştır .

Ben çok dolu konuşuyorum da sizler tıpki bizler gibi kendi kültürünüze giderek yabancılaşıyorsunuz . Ermeni toplumunun da bu ılımlı islam oyununa alet olduğunu düşünüyorum . Düzenli bir Agos gazatesi okuyucusu olarak da edindiğim izlenimlerim şudur ki rumlar kadar everensel bir kültürün mirasçısı olmayan ermeni toplumu bence çeşitli sebeplerden dolayı içine kapandığı kabuğu kırmak için bu türban olayı ile demokrasi ve özgürlük saçmalığı altında bir özdeşim kurarak algılıyorlar . Tabi her şey çıkar ilişkisinde .

Benim ülkemde Rahiplerin öldürülmesi , gayri-müslimlerin boğazının kesilmesi , aydın atatürkçü sol görüşlü insanların bombalar ile katledilmesi belki doğrudan türban ile alakalı değildir ancak bu olaylar türban sorununu siyasal amaçlar için kullanan her türlü ayrılıkçı ve gizli hedefleri olan kurumlarca toplumu ve özgürlükleri siyasal yapı çerçevesinde bir dönüşüme uğratacak potansiyele sahiptir . Bu kesinlikle bir paronaya değil. Kaldı ki ben laiklik gibi bir kavramı sadece atatürkçülük ile ilişkilendiren birisi de değilim . Laiklik Fransa'da mutlakiyetini güçlendirmek isteyen aristokrasi sınıfının kilise egemenliğine sahip olan ruhban sınıfına karşı bir siyasal amaçla kabul edilmiş bir ilkedir . Bunun yanında Atatürk'ün laiklik ilkesine katkısı ona sadece siyasal bir öznellik atfetmek yerine toplumsal hayatta ve bilimsel hayatta da akıl ve bilimin üstünlüğünde avrupa'nın ayrı olarak geçirdiği reform ve rönesans dönemlerini şekil açısından da olsa yaşatmaya çalışmasıdır . Belki de sorun burdan kaynaklanıyor .
ahu parlar ın yaklaşık iki yıl önce "radikal 2" de konu ile ilgili yazdığı bir yazı vardır;

http://www.radikal.com.tr...hp?ek=r2&haberno=5821
kullanan ve kullanmayanı iffetsiz yapmak ile ilgisi olmayan, kullanımının, sadece kişinin kendini nasıl rahat ve mutlu hissedeceği açısından şahsını ilgilendirmesi gereken, saçların üstüne örtülen kumaş örtü.
insanların daha doğrusu bacılarımızın özgür irade ile taktığı veya takmadığı, sembol olarak empoze edilmeye çalışılmış dini bir kuralın uygulanması için takılan bez parçasıdır. üstüne yüklenmeye çalışıldığı kadar derin anlamlar gizli değildir. sadece allah tarafından şart koşulmuştur. ama takmamakla dinden çıkılmayacağı gib takmak ile de müslüman olunmaz. her şey takanın veya takmayanın vicdanında biter. laiklik de bunu söyler.
türbanın ilahi emir dışında her şey olduğunu ispatlamak üzere gerçekleştirilen girişimlerin başında yer alarak aksini iddiada merkeze alınması suretiyle köy/kent kültürünün karşılaştırmalı içeriğinden, değişimin nedenleri ve gerekçelerinden bihaberliğin tespitinde turnusol kağıdı görevi verilen nesne. iyi ki var. yoksa nasıl anlayacaktık kim akıllı, kim gerizekalı.

(bkz: turbanla yogurt mayalamak)
kendini ilerici gören bazı batıcıların, takanları gerici, yobaz, irticacı, örümcek kafalı, çağdışı ilan ettikleri iffeti temsil eden, kur'an da da farz kılınan örtü.

kimin takıp kimin takmadığına karışmak doğru değildir. ne takan 'takma' ne de takmayan 'tak' diye zorlanabilir. ancak tebliğ vazifesine uygun olarak uyarılabilir.

kur'an'da öyle bir şey yok diyenler için;

nur suresi'nin 1. ayetinde 'bu surede geçenleri size farz kıldık' buyrulmakta ve aynı surenin 31. ayetinde bayanların başörtülerini omuzlarına kadar indirmeleri emredilmektedir.

atatürk zırhının arkasına saklanıp, atatürk'ün amacının örtünmeyi kaldırmak* olduğunu iddia edenler için;

''dinimizin tazsiye ettiği tesettür (örtünme) hem hayata hem fazilete uygundur. tarz-ı telebbüsümüzü (kıyafet şeklimizi) ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen avrupa kadınını taklit edenler düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus adeti, kendine göre milli hususiyetleri vardır. hiçbir millet aynen diğer milletin mukallidi olmamalıdır.''

(atatürk'ün söylev ve demeçleri 2. cilt sayfa 149)
(bkz: hanım çerez getir yine türban dediler)
http://hurarsiv.hurriyet....id=8152363&yazarid=72

http://www.kurandakidin.net/bolumler/22basortusu.htm
müslüman kadınların örtünme enstrümanlarından biri.

http://hurarsiv.hurriyet....id=8152363&yazarid=72

tanımı geçtikten sonra gelelim işin ilginç tarafına; bu kadın giysisi ile ilgili fetva verecek kişi olarak özdemir ince gibi sapla samanı karıştıran, daha arapçada "j" harfinin olmadığını dahi bilmeyen, diri diri yakılan kız asparagasını yapan bir kişinin seçilmesidir. özdemir ince bugüne kadar bırakın ülkeyi, kendine ne kazandırmıştır, okurlarına ne vermiştir de, baş örtüsü hakkında yazabiliyor ki?

işin içinden çıkmanın kolay yolunu da bulmuş harzemşah:

--spoiler--
Bir okurumun yazdığına göre, söz konusu ayetin örtmekle ilgili bölümünün Arapçası şöyle:

"Vel yadrıbne bihumûrihinne alá juyubihinne" (en doğrusu ki örtülerini göğüsleri (memeleri) üzerine vursunlar).
--spoiler--

birisi kalkıp da hayır kardeşim o öyle değil, aslı şöyledir dediğinde, "bir okurum gönderdi ne bileyim ben diyecektir."
"yahu gazetecinin asli görevi araştırmak değil mi?" karşı sorusuna ise cevap verecek olsaydı diri diri yanan kız haberini yapmazdı zaten.

buyrun bu da nur suresi 31. ayet:

31 - Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!

tamamı için; http://www.diyanet.gov.tr...31&I3.x=11&I3.y=9

bonus: http://www.kuranikerim.com/mdiyanet/nur.htm
ilk yasaklayan ülke 1930'larda irandır.
Anam da giyerdi baş örtüsünü
Ele güne açmak için giymedi
Allah'a inandı dini bütündü
Amma Hak'tan kaçmak için giymedi

Beyaz saçı serin serin tarardı
Bilirdi örtünmek neye yarardı
Edebiyle siyah poşu sarardı
Vaşinkton'a uçmak için giymedi

Anlardı iffeti korumaz örtü
içine yansımış böyle bir dürtü
Ne Kuran ın ne de kafirin şartı
Fiyakalar saçmak için giymedi

iman örtülmezdi bunu bilirdi
Gene de tarladan örtük gelirdi
Güzellere bayılırdı ölürdü
Gizli gizli göçmek için giymedi

Gençliğinde al yeşildi yazması
Bir elinde kürek ile kazması
Kötü derdi kapalının azması
Hakka paha biçmek için giymedi

Adı: Döndü idi, ama dönmedi
Doksan yıldır ışıkları sönmedi
Başında yazmadan hiç utanmadı
istiklalden geçmek için giymedi

Ak sütünü içtim ben o gelinin
Ekmeğini yedim çatlak elinin
Yakasından tutup dünya dölünün
Ahirete geçmek için giymedi

Anamdır yazmalı, bugünde dünde
Bu kutsal bir yazgıdır, MAHZUNi sende
Cumhuriyet kuran, meclis içinde
Bir şeytanı seçme için giymedi!!
bas gitar ve sub woofer kolonların üzerine örtülen örtü.
daha düne kadar inançları politik malzeme yapanları 'laiklik düşmanı' ilan eden baykal'ın akıl almaz bir pişkinlikle, propaganda malzemesi olarak kullanmaya başladığı, müslüman kadınların bir çeşit giyim tarzı.
masum olandır. özel günlerde bayanların güzel saçlarını nazikçe örttüğü. ama kafalarını kundaklamadan nefes almaya da yer bıraktıkları.

bir takım verilere göre abd ve ab kaynaklı virüslü versiyonu için:

(bkz: türban)
(bkz: baş örtüsü)
nur suresi'ndeki söz konusu vücut kısmının saç değil, göğüs olması; söz konusu aksesuarın başörtüsü değil, örtü olması; söz konusu fiilin salmak değil koymak olmasından mütevellit şahsi kanaatimce dinen farz olmayan aksesuar, giysi.
türbanla başa örütüsü aslında farklıdır. baş örtüsü çoğu millette vardır ve bulundukları iklime göre kumaşları, sarış şekilleri, takılışı farklıdır. ülkemize özellikle akdeniz kültürü ile gelmiştir. türban ise ülkemize bir anda girmiştir. o tarihe kadar hiç bir yerde görülmeyen şey, nasıl oluyor da güzelim ülkemin son 20 yılda en çok sorun yaratan şeyi oluyor anlamak zor. niye her dönemde bazı siyasi partilerin simgesi haline geliyor? son olarak ülke artık çok kötü hale geldi türbana özgürlük diye dolaşanlar başı açık birini görüklerinde "orospu" gözüyle bakıyorlar ya da dışlıyor. ve o açık insan da bunlara maruz kalmamak için kapanıyor. ee bunun neresinde özgürlük.***