bugün

kumas pantolon müslüman erkeğin özgurlugudur.*
kamuyu başı açıklar oluşturuyor sadece. alan onların alanı sadece. türbanı siyasi ideoloji olarak görmek ne kadar ezikliktir. tek gayesi ayetten anladığını uygulamaya dökmektir oysa örtünen kadının. tek gaye başın kapalı olmasıdır, kapatılmasıdır. evet bu da özgürlüktir zira kimsenin herhangi bir özgürlüğüne engel değildir. özgürlük tanımı mı değişti yoksa? hangi anayasa maddesi kamusal alanının sınırlarını belirliyor? bir inat uğruna, siyasi rant uğruna laf atıldı türbana. bari satışını da yasaklayın. pierre cardin, cacharel vb. seçkin firmalar ipek türban satmasın artık. ulan vakko bile satıyor!!!
başörtüsü, yazma, yağlık, kundak, inadına türban müslümanlığın gereklerini yapmaya çalışan hanımların başlarını örtmek için kullandıkları kumaşlardır. doğal bir haktır.
öncelikle (bkz: özgürlük)
mesela ben üniversite öğrencisiyim ve sabah derse gitmeme özgürlüğüm var diyen birine derse giden bir öğrenci " kardeşim bende üniversite öğrencisiyim, ben sabah derse gidiyorum. kime göre neye göre özgürlük " dediğinde ne derece komik duruma düşüyorsa , başörtüsü müslüman kadının özgürlüğüdür dendiğinde " bende müslümanım , başörtüsü bana göre özgürlük değil , hem bizimkilere göre de değil , hem bizim bir arkadaş grubu var onlara göre de özgürlük değil , hem bizim mahalle bakkalına göre de değil.... " diyen de aynı duruma düşmektedir. başörtüsü bir dini sembol değildir , inananla inanmayanı ayırt edip inanmayanları asmak kesmek için de kullanılan bir şey değildir. başörtüsü bir bireyin inançları yüzünden takmak istediği bir bezdir. isteyen istediğini yapmalıdır. başörtüsünü takmayı istemeyen biri takmaz olur biter. nasıl ki bir hristiyanın boynunda haç taşıması onun için bir özgürlükse başörtüsüde müslüman bir kadın için özgürlüktür. aynı zamanda başörtüsü takmamakta müslüman bir kadının özgürlüğüdür.
basit bir örnekle açıklamak gerekir. üzerinde dini sembol olan bir kolye taşıyan bir kimsenin devlet memurluğundaki görevine bu yüzükle gelmesi yasaktır. bir yahudinin kipa ile postacı olması yasaktır. bir hristiyanın haç takarak hemşire olması yasaktır. bir satanistin pentagram desenli tişörtle öğretmenlik yapması yasaktır. benim mayo ile vergi memurluğu yapmam da yasak. şu halde türbanlının memurluk yapmasının yasak olması doğaldır.
(bkz: sprite iç serinle)
(bkz: bir türban bir sarık yeter bana)
Gerek Bati toplumları arasında yaşayan Müslümanlar'ın ve gerekse adı islâm ülkesi olduğu halde düzen olarak islâm'ın yaşanmadığı ülkelerde yaşayan Müslümanlar'ın dînî hayatlarını yaşama, dinleriyle amel etme konusunda karşılaştıkları güçlükler, dinin çağa uymayan, çağdışı buyruklarından değil, çağın dine karşı tutumundan, Batı örnekli çağdaş insanların -ki çoğu yerde toplumun hâkim kesimi bunlardır- Allah'ı bırakıp "cinsellik, menfaat, haz, servet, iktidar, akılcılık, bilimcilik" gibi sahte tanrılara tapınmayı din edinmelerinden kaynaklanmaktadır. Bir tek ve gerçek Allah'a kul olan mü'minlerin bu sahte tanrılara ve dinlere karşı direnmesi tabiîdir. Mü'minler fert veya topluluk olarak böyle bir tıkanma ile karşılaştıklarında dinin ruhsat kapılan -geçici olarak- açılır, dinde güçlük yoktur, din insanlan bunaltmak için değil, iki cihanda mutluluk vermek için gelmiştir.

(bkz: Hayrettin Karaman)
herhangi bir kısıtlamanın özgürlük diye yutturulabileceği kadar saf, cahil insanların bir takım dolduruşlara gelerek yaptıkları önerme..
başörtüsüyle türban arasında yaratılan anlam farkının kendini belli ettiği sözdür. ne yani kızlar üniversiteye girerken babanelerimiz gibi bağlasalar alınacaklar mı? hayır demek ki ikisi de aynı kapıya çıkıyor.

o zaman şu ülkedeki başörtüsüz ninelerle örtülü olanlara oranını alın. o zaman "aman kocabaş, ayağını öpeyim kocabaş" diye diye cepheye mermi taşıyan elifcik in şiirinin adı neden "atatürk ün kağnısı" olduğunu anlarsınız. türban bayrak değildir, başörtüsünün modernize olmuş, daha estetik görünen halidir. ha tabi ona bakınca midesi kalkanlar katılmazlar şimdi buna. o zaman şu söz en doğru sözdür. "başı örtüsüz olan örtülü olan için bir tehdittir. başka birşey değil.
şimdi bir odaya girin küçük bir oda olsun bu oda. kapıyı kilitleyin, dışarısıyla irtibatınızı kesin. yani yaklaşık 30 metrekarelik bir ortamda özgürsünüz artık. şimdi oradan çıkın, tuvalete girin. gördünüz mü daha da özgürsünüz, 3 metrekare bir yerde.

türbandan bahsedildiği gün gibi aşikardır.

bırakın hava alsın yahu! sen ne özgürlüğünden bahsediyorsun?

"insan ancak kendileri kadar özgür insanların yanında kendini özgür hisseder." *
9 yaşındaki yavruların kafalarına bağladıkları türbanı da bu zihniyet içine sığdırmışladır.
nedense müslüman kadının özgürlüğü bir türban da vardır. okutmazsın, izole eder bir köşede oturtursun, misafirliğe gittiğimde çay servisi bile yaptırmazsın, yüzünü göstermezsin ama kadının özgürlüğünden bahsedersin, pabuçumun demokratı.
1-mini etek giyiyorum.
2-müslümanım.
3-özgürüm.

peki bu üçü bir çelişki midir?
(bkz: söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil)
baş örtüsü,dünyada ve ülkemizde cogu insanın cinsel uzuvlarını ortmeyi unuttukları bir zamanda kendi mahremlerini korumak ve yukarda bahsolunan insanların seviyelerine düsmemek icin sadece saclarını degil aynı zamanda düsüncelereni de örttükleri ve toplumda düsünce kirliliğine sebep olmayan insanların kullandıkları,babannelerimizin ve onların babannelerinin başlarına örttükleri ve torunlarının da ortmesini bekleyerek onların da ceyizlerine en az birer adet koydukları; cogu kimsenin bu denilenlerin ne icin dendigini anlayamacagı kadar ozel bir giysi.
tarihte ilk olarak asurlarda görülen bayanlara başörtüsü takma zihniyeti, kadınların egemenliğini kısıtlayıcı bir araç olarak, büyü yapmalarının erkeklerin söz sahipliğini engellemelerinden hareketle ortaya konulmuştur.
başörtüsü kadını/bayanı sindirmedir, çünkü aynı şekilde onu ikincil bir birey yapıp söz hakkını ve temsil hakkını kısıtlamaktadır.
başötüsü madem özgürlük yarın öbür gün bir başka bayanda ben satanistim diyerek saçlarını sıfıra vurup orta yerini sonuna kadar uzatıp dikerek devlet dairesinde çalışmak isterse ona da izin verilmelidir.
bayan özgürlüğümü?
bir başka bayanımızda ben orospuyum, ben kendimi böyle tarif ediyorum bu benim kimliğim karışmayın özgürlüğüme deyip çırılçıplak ve transparan giyinip yine devlet dairesinde veyahut herhangi bir yerde bir şekilde dolaşmak isterse, bu da özgürlüktür.

beğenemediniz mi? o zaman varın gelin anayasamız* ne demiş ona bakalım...
başörtüsü takmayanın müslüman olmadığını ima eden anlamsız, anlamsız olduğu kadar bu düşünceye inananların kafasız olduğu bir sözdür...

Not : bu düşünceye inanan bayanlar bu başörtüsünü takacak kafayı nasıl buluyorlar bu ise büyük bir paradokstur...
kara çarşaf müslüman kadının daha da özgürlüğüdür. burka'lı müslüman kadınsa, sınırsız özgür olduğu halde ''var'' olmayan kadındır.
(bkz: biz sizi sonra ararız)
eğer başörtüsü üzgürlükse arabistan'daki kadınların hepsi özgür.
muahahahahaaaa....

arabistan'da kadınlar araba kullanamazlar

arabistan'da kadınlar ehliyet alamazlar

arabistan'da kadınlar ev veya herhangi bir mal mülk edinemezler

arabistan'da kadınlar sadece medreseye gidebilirler. okula değil! üniversiteye hele hiç değil!

arabistan'da kadınlar çalışma haklarına sahip değildirler.

arabistan'da kadınların nüfus cüzdanı, kafa kağıdı veya hüviyeti, yani "kimliği" yoktur.

arabistan'da kadınlar bir çok restorana giremezler, erkekler içeride yemek yerken kadın küçük bir pencereden aldığı yemeğini ya evinde ya da kaldırımda tüketmek zorundadır. hatta bazı yerlerde o küçük pencere dediğim "ladies window" bile mevcut değildir.

şeriatı, başörtüsü diye masum göstermeye çalıştığınız o tehlikeli bez parçasını savunurken bunları bi gözden geçirmenizi tavsiye eder, ufkunuzun genişlemesini dilerim.
abazalara karsi +250 armor ve 1520 iman xp'si getiren ozgurluktur.
http://www.milliyet.com.t.../16/yazar/temelkuran.html
ece temelkuran ne söylenmesi gerekiyorsa söylemiş, daha ne ekliyecez üzerine.
biri mini etek giyiyorsa, diğeri de başını örtebilir bu bir özgürlüktür ve kimsenin de buna set çekmeye hakkı yoktur.
burda sadece bir soru sormak istiyorum: be hey akılsız insan! bir kesim bunu siyasi amaçları kullanıyor diye hiç siyasetten anlamayan sırf inancının gereğini yerine getirmek için başörtüsü takanları yakmak onları kısıtlamak hangi insan hakkına hangi mantığa girer, nerde suçların ve cezaların şahsiliği ilkesi?

yök ek 17. maddesi ne diyor buna bakalım bir de;
-"yürürlükteki kanunlara aykiri olmamak kaydi ile yüksek öğretim kurumlarinda kilik kiyafet serbesttir."

peki yürürlükteki kanunlarda alenen böyle birşey yazmakta mıdır? herhangi bir anayasal yasak var mıdır? yoktur. bu yasak sadece bir takım genelgelerle yürütülmekte. onun kanıtı hemen altta;

--alıntı--
yükseköğretim kanunu ek 17. maddede öngörülen serbestiye aykırı olarak yönetmelik çıkartılamaz. alt düzenleyici işlemlerin bir üst kurala (kanuna) aykırı olmayacağı ve yönetmelikle temel bir hakkın ortadan kaldırılmayacağı hukuki gerçeği karşısında, örneğin bir istanbul üniversitesi öğrenci yönetmeliğinde 27.05.1999 tarihinde yapılan değişiklik ile istanbul üniversitesi kız ve erkek öğrencileri üniversite kampüsü içinde, dershane, laboratuar, klinik, poliklinik, kütüphane, sosyal tesisler, spor sahaları ve uygulama alanları ve koridorlarda başları açık, çağdaş giysiler içinde ve görünümde bulunmak zorunluluğu getirmesi hukuka uygun kabul edilemez.
--alıntı--

bu nedenle başörtülü öğrencilere, disiplin soruşturması açılmadan fiili cezalar verilmekte veya fiilen ihlal edilmeyen disiplin maddeleri uyarınca disiplin cezası verilmektedir.

ah ahh...olay zaten hukusuzluğun daniskası. fakat esas sorun şurda; geçmişte yaşanan sağcı-solcu çatışmasının yenilenip önümüze sunulmuş bir modeli buda. fakat türban takmayanı ahlaksız olarak gören bir zihniyet yok değil kabul. fakat onların yaptığı hataya, her türban takanı örümcek kafalı olarak gören zihniyet aynı hatayla karşılık vermektedir.

edit: eksi veren arkadaş bana bu söylediklerimin aksini kanıtlayabilir misin? bak hukuk bilmem ama sırf bunu araştırdım nedir ne değildir diye. eğer bi' fikrin varsa araştır öğren ve beni çürüt. yoksa sadece oturduğun yerden bok atmakta usta mısın?
özgürlük anlayisina göre degisen bir tespitir.
şöyle birşey var ki, burada başını örtmeyen biri müslüman değildir demek hayvanlık olur * ayrıca sana mı kaldı be adam kimin müslüman olup kimin olmadığını yargılamak.

ama bir de şu açıdan bakıyorsun ki burası özgür bir ülke mi? öyle diyorlar demokrasi, özgürlük.

yok ama bu ülkede demokrasi öyle olmuyor. fikrine uyuyorsa demokrasi oluyor, fikrine uymuyorsa da bu halkın yüzde atmışı aptal oluyor. aynı siyasi görüşteki insanlarda bunu kabul ediyor kendileri çok zekiymiş gibi. hani ezik insanlar olur ya kendi hep aşağılanınca başkalarını da aşağılar açığını kapatmak için o hesap. oysa bilmiyor bunun gibiler zamanı gelince onu da aşağılayacak, aptal yerine koyacak da haberi yok. oysa bilmiyor ki bir ayrımcılıkta kendisi yapıyor, birilerinin ekmeğine yağ sürüyor diyeceğim susuyorum.

ardından işine gelmiyor baş örtüsüne laf atıyor böyleleri. sana mı kaldı baş örtülülerin dini inancının ölçüsü diyeceğim demiyorum. isteyen istediğini giyer diyesim geliyor içimden, sanane o sıcakta kimin ne giydiği, hayır sana birşey mi oluyor diyeceğim de terbiyem müsade etmiyor. yine birilerinin ekmeğine yağ sürülüyor, yine birileri mutlu oluyor, yine ayrımcılık yapıyor bu kendini çok akıllı sanan birkaç insan. * *
sonra midesiz haysiyetsizler mehmetçiğimizi vuruyor, başlıyor böyleleri kürt-türk ayrımı yapmaya. sana mı kaldı gitmeleri kalmaları diyeceğim tutuyorum kendimi demiyorum. sen devam et ayrımcılığa, kültürel parçalanma işte böyle başlar diyeceğim dilim varmıyor.

sonra dökülüyoruz meydanlara, gözlerimiz dola dola ciğerlerimiz parçalanacak gibi istiklal marşı söylüyoruz, yürüyoruz vatanımız için, şehitlerimiz için. * ne güzel bir duyguydu..
ama ne fayda.. tüm vatanı baştan başa dolaşsan da farketmeden insan ayrımcılığı yapan, millet sevgisini insanlardan alan, insanları dışlayan böyleleri oldukça ne fayda diyeceğim diyemiyorum susuyorum.

kuyruğuna basılınca başkalarına çamur atmak adetten olmuş. ayağımı kaldırayım da üstüme bulaşmasın.