bugün

kırk yılda bir yapıldığı için daha bi çok sevilen tatlı türü. yapıldığı ayda her yerden çıkar artık gına gelir yemekten ama bir süre sonra ortadan tamamen kaybolur değeri anlaşılır. olsada yesek diye söylenilir..
içinde kuru fasülye, nohut gibi bakliyatlar olmasına rağmen ismi 'tatlı' kategorisinde yer alan iğrenç torpilli bulamaç.
davut güloğlu'na burberrys giydirdiğinizde ne kadar ingiliz asilzadesine benziyorsa, bu kötü şey de o kadar tatlıya benzer. zaten kitlelerce beğenilmesinin tek sebebi kökeninin dini efsanevi mitolojik hikayelere dayanmasıdır, o kadar.
hz. nuh (a.s.) in nuh tufanından sonra elde kalanlarla yapıldığı inanılan muharrem ayının 10.günü yapılan tatlı. hz. hüseyin in kerbela da şehit edilmesinin acısı herşeyden daha önemli. peygamber efendimizin Cennet gençlerinin efendisi, Hüseyin benden, ben Hüseyin'denim, Allahü teâlâ Hüseyin'i seveni sever dediği mübarek şahsın acısı yüzyıllardır islam aleminde unutulmadı, hala inananların yüreklerinde tazeliğini koruyor. aşure yense ne olur, yenmese ne olur, insanın ağzında tad veremez sadece acı verir.
az şekerli ve soğuk olduğunda daha da bir güzel olan sevilesi tatlı.
Hz.Nuh'un uğradığı tufandan sonra, gemisindeki yiyeceklerden yaptığı tatlıdır. bazı anneler*abartarak içine, evde yenebilitesi olan herşeyden katar. çeşit abartıldığında damak tadını bozabilir. aman dikkat.
dumanı üzerindeyken servis edildiğinde bir kaşık tarçın ilave edilirse üstüne bir de nirvanaya ulaşmak an meselesidir.
(bkz: olsa da yesek)
güzel ya da iğrenç olması arasında ince bi çizgi vardır ki, o da böyle tortulu, ağızda toz varmış gibi bir his bırakıp bırakmadığıdır..onun dışında içinde ne kadar çok malzeme olursa o kadar leziz olur..bir de malzemelerin -özellikle kayısı, incir vs..- hayvani büyüklüklerde bırakılmaması gerekir.
gelenek tatlısı. ve onları yaşatmak uğruna yapılan en kutsal anlamlı yiyecek türü. belki de en bereketlisi. içine kuru fasulyeyi çok fazla koyunca pek olmuyor yalnız. ayrıca çok fazla buğdayda. aslında o bir çorbadır tabii. türkiye gibi, mezopotamya gibi, anadolu gibi bir tatlı aşure. içine konulan tüm tatlar, hepsi birbirinden farklı ama bir yerde, ortak paydada buluşunca lezzetine doyum olmuyor. medeniyetler ittifakı gibi hatta. *
içindeki sert fındıkımsı fıstıkımsı şeyler için sevilen,yumuşak ve devasa şeyleri kenara ayırılarak yenilen bulanık renkli kutsal tatlı,..*
kimisinin çorba kıvamında, kimisinin de jöle kıvamında yaptığı tatlı.
yapım ve dağıtım zamanı gelen geleneksel tatlımızdır. *
aşure yapılışı gereği tamamen bitkisel besinlerden yapılan bir tatlı türüdür. yaşadığı ilde aşure ile pek bir bilgisi olmayan bir şirket sahibi * aşurenin tarifini ona ikram eden kişiden almıştır. içinde bir çok bitkinin olduğunu ve bunun aşureyi renklendirdiği bilgisinin yanı sıra aşureye et katılmayacağını öğrenmemiş olmasından kaynaklı ve kendi deyimiyle "zengin görünsün" sebei ile aşureye et katmıştır.

son not: artık biliyor.
Verildiği tabak hep geri istenir efendim. örnek olarak ;
+ teşekkürler aşure için
- başka bi kaba boşaltabilirmisin canım ?
+ bi dakika
sonra o üzerindeki güzelim tarçın güzelim ceviz parçaları boşa gider efenim ayıptır sakın yapmayın. *
(bkz: aşure yerken entty girmek)
tadana kadar görünüşünden sevemediğim, tattıktan sonra da komsudan gelse de yesem diye beklediğim tek şey.
mö 3500 yıllarında, martu ''assur'' babil toplulukları arasındaki barış döneminden kalan kutsal yiyecek:
daha sonra sümer, akad belgelerinde tahıl tanrıçası ''aşnan'' olarak görülür.
karışımların güzelliği .
perşembe geceleri avrupa atv'de metin Bobaroğlu ve ayşe acar ile Kadim Bilgelik öğretilerinin kavşak noktası Anadolu üzerine, Alevi Bektaşi deyişleri rehberliğinde yapılan sohbet programı.
Aşure, Arapçadaki "aşara" yani 10 (on) kelimesinden türemiş bir sözcüktür. Her yıl Muharrem ayının 10. günü Müslümanlar tarafından Aşure Günü olarak kutlanır. Dini bir gerekliliği olmasa da bu özel günde her evde aşureler pişer ve komşularla paylaşılır. Kökeni ise Nuh peygamber'e dayandırılmaktadır. inanışa göre tufanın sona ermesiyle beraber Nuh Peygamber geminin ambarında kalan gıdalardan bir yemek yapmaya çalışır. Ancak birbirinden çok farklı bir sürü bakliyat ve meyvenin bir araya gelmesiyle Aşure ortaya çıkar. Bu sebeple Aşure Çorbası adı verilen bu tatlı bazı yörelerimizde sıcak olarak da tüketilmektedir.
mükemmel bir tatlı.

--spoiler--
Kişi sayısına göre malzeme miktarı değişen aşure yapılırken, malzemelerden buğdayın akşamdan pişirilmesi, nohut, fasulye, kuru üzümün de akşamdan ıslatılması öneriliyor.

Ertesi gün bu malzemeler ayrı ayrı haşlanıp suyu süzüldükten sonra, bütün malzeme bir tencerede kaynatılıyor ve aşurenin kıvamına göre de su ilave ediliyor.

Aşurenin kaynamaya başlamasıyla da incir, kayısı ve şeker katılıp bal rengine gelinceye kadar pişirilmesi gerekiyor.

Piştikten sonra kaselere konan aşurenin üzeri ceviz, fındık, fıstık ve tarçınla süslenerek servis yapılıyor.
--spoiler--
hiçbir askeri, siyasi, sosyo-ekonomik gücün ağzımdan içeri sokamayacağı tatlı. lan bir tatlıda bizim normalde pul biberle yediğimiz kuru fasulyenin ne işi olur yahu? bir kere denedim zorlayıp. olmuyor. ı ıh.
insanlık tarihinin en iyi tatlısı belki de. çok tatlı hem de * bir de su ile değil de süt ile yapılırsa daha bi süper olur.
dünyanın en güzel tatlarından biri içinde bu kadar çok şey olmasına rağmen bu kadar harika bir tat nasıl olur şaşkınlık verici adeta bir mucize bir dünya harikası zamanını iple çekeriz gelsede yesek içinde kaybolsak diye deliririz..
anne ozenle kaplara doldurmus, komsulara dagıtılması için ele tepsiyi tutusturmustur. kalan iki kapla eve donerken, yoldaki kamyon durur,
'' kardeş ben de yerim verirsen'' der ve ikram edilir. ilk etapta olayın içinde,kamyoncu , vermek ve yirimm gibi ifadeler bulununca ben de bir cekindim.. sonrası tebessum kaldı çehremde.
annecigimin de bugün yapmıs oldugu bir nevi içine ne bulduysa kattıgı bir tatlı türü.
Bir sürü tadın birleşmesine alışamamış bünyeler için hiç denenmemiş, denemeye cesaret edilememiş tatlı.