bugün

bugün yaşasaydı 82 yaşında olacaktı.
koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi denir atasözünü doğrulayan kadın. şimdi olsa ortalarda bir yerde olurdu herhalde.
tiffany'de kahvaltı filminde giydiği kıyafetle moda devrimi yaratan. o sigaralığı tutuşuyla mükemmel bir zerafet sergileyen hoş kadın.
güzellik kavramının vücut bulmuş hali.

kaküllerimin tek sorumlusu.
inanılmaz güzellikte, nefis bir kadındır kendisi. ayrıca filmlerinde bir fascinating, marvelous deyişi vardır ki tadından yenmez.

(bkz: seviyorum merkez)
hemen hemen tüm filmlerini izlediğim, filmlerinin içinde en çok breakfast at tiffany's, funny face ve two for the road'u beğendiğim, oyunculuğuyla tüm dünyayı büyülemiş güzeller güzeli bir kadındır. Oyunculuğunun yanı sıra asaletine de hayranlık duymamak elde değildir.
eskiden hoşlandığım çocuğun aşık olduğu güzel ve hanım hanımcık tipli oyuncu.
meleklerin yeryüzüne gönderilmiş demosudur, tanrının bitirme tezidir.

http://www.itusozluk.com/...ler/audrey+hepburn/196330
günümüzde güzellik anlayışının zayıflıkla eş değer tutulmasının nedeni kadındır.

kendisi o kadar güzel ve bir o kadar da zayıftır. ona güzel dendiğini duyan neredeyse herkes zayıflığın güzel olduğunu düşünmüştür. oysa güzel olan audrey'dir. zayıflığına karşın güzeldir hem de. oysa o yanaklarda biraz daha et olsaydı, güzelliğine güzellik katılırdı.

hanımlar, zayıf olmak değil olay. hiçbirini de audrey hepburn olamayacaksınız. olmaya uğraşırken anoreksi ya da daha beterli blumia'ya falan yakalanıp da mide bulandırmayın. güzel değilseniz bile hiç olmazsa kişiliğini örnek alın baronesin.
odamda afişi olan; ağızlıklı sigarası, siyah elbisesi, incili kolyesiyle kendine aşık ettiren kadındır.
http://9gag.com/gag/1238100
Belçika'nın Brüksel kentinde doğdu. Annesi Hollandalı bir barones, babası zengin bir ingiliz bankacıydı. Anne ve babası, Audrey henüz bir yaşındayken boşandı ve Audrey annesinin yanında kaldığından babasını bir daha göremedi. 10 yaşındayken annesi başka bir adamla evlendi ve Hepburn yeni babası ile birlikte Nazi işgali altındaki Hollanda'ya göç etmek zorunda kaldı. Burada oldukça zor bir çocukluk geçiren Hepburn'un sinemaya büyük ilgisi vardı ve oyuncu olmanın düşlerini kuruyordu. Savaşın bitmesinden sonra Londra'ya gidip bir bale okuluna yazıldı ve bir süre sonra modellik yapmaya başladı.

Oyuncu olabilmek için ingiltere'ye giden Hepburn, ilk filmi "Young Wives Tale"da (1951) rol aldığında 22 yaşındaydı. Bu ilk filminde güzelliği ve zerafeti ile izleyen herkesin dikkatini çeken Hepburn hızlı bir yükselişe geçti.

"Monte Carlo Baby", "Lavender Hill Mob" ve "Secret People" gibi filmlerde oynadıktan sonra Hepburn, 1952'de rol aldığı "Roman Holiday" ile büyük başarı kazandı. Bir prensesi canlandırdığı "Roman Holiday" Hepburn'un ilk başrolüydü ve Gregory Peck ile birlikte rol aldığı film sayesinde En iyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nü kazandı. Bu ödül onu bir anda yıldız mertebesine yükseltti ve Hepburn hızını hiç kaybetmeden ardarda başarılı yapımlarda rol aldı.

1954'de usta yönetmen Billy Wilder'ın "Sabrina"sında ünlü oyuncu Humphrey Bogart ile rol alan güzel yıldız bu filminden bir Oscar adaylığı kazandı. Daha sonra Hepburn "War And Peace", "Funny Face", "Love in the Afternoon", "Green Mansions" ve "The Unforgiven" gibi filmlerde rol aldı. 1957 senesinde ki Billy Wilder Love in the Afternoon filminde Gary Cooper ile oynar, bu iyi bir aşk filmidir. Kariyerinin bu kısmında dönemin en ünlü yönetmenleri ve aktörleri ile çalışan Hepburn çalıştığı herkesi kendine hayran bırakıyordu. O yalnızca güzel ve yetenekli bir oyuncu değil aynı zamanda zarif bir hanımefendiydi. Güzel yıldız daha sonra "My Fair Lady", "Breakfast at Tiffany's" ve "Wait Until Dark" gibi filmlerle büyük başarı kazandı.1962 de Tiffany'de Kahvaltı'da George Peppard ile başrolleri paylaştı ve usta Yönetmen Blake Edwards tarafından yapışmış bir filmdir. Burada git geller yaşayan bir kadının iç dünyasını oynar.

Audrey Hepburn bu başarılı oyunculuk kariyerinin yanında birçok yıldız oyuncu gibi özel hayatıyla da sürekli gündemde kaldı. Gerek William Holden ile yaşadığı fırtınalı aşk gerek Mel Ferrer ile yaptığı sorunlu evlilik tüm dünya tarafından yakından takip edildi. Hepburn'un Mel Ferrer'den Sean adında ve Dr. Andrea Dotti'den Luca adında iki çocuğu var.

Audrey Hepburn 1990'da oyunculuğu askıya aldı ve yalnızca çok özel projelerde yer aldı. Audrey Hepburn 20 Ocak 1993'te isviçre'de bağırsak kanserinden öldüğünde 64 yaşındaydı. Hepburn'un mezarı şu an isviçre'de bulunuyor.

hayallerimdeki romantik sevgilim. ne zaman onun filmini izlesem baş roldeki erkek oyuncunun yerine kendimi koyarım. filmi gerçekmiş gibi yaşıyorum o zaman.
audrey hepburn ve marilyn monroe' yu hollywood unutsa bile, binlerce türk kızı onları avatarlarında yaşatır.
julia adlı çizgi romanda baş kahraman dedektif julia'nın görüntüsü için esin kaynağı olmuş ünlü aktrist.
çok güzel ve zarif bir aktrist hanımefendidir. *
audrey hepburn'ün, dilinden zamana karşı test edilmiş güzellik tavsiyeleri;

çekici dudaklar için, sözlerin iyilik dolu olsun.
güzel gözler için, insanlarda iyiyi ara.
ince bir vücut için, yiyeceğini aç insanlarla paylaş.
güzel saçlar için, bir çocuğun günde bir kez parmaklarını içinde gezdirmesine izin ver.
denge için, asla yalnız yürümeyeceğin bilgisiyle yürü.
insanların, eşyalardan da fazla, onarılması, yenilenmesi, canlandırılması, düzeltilmesi ve kurtarılması gerekir..
asla kimseyi reddetme.
unutma, eğer yardımcı bir ele ihtiyacın varsa, kolunun uzandığı yerde bir tane bulacaksın.
yaşın ilerledikçe, iki elin olduğunu keşfedeceksin; biri kendine yardım için, diğeri de başkalarına yardım için.
bir kadının güzelliği giydiği kıyafetlerde, taşıdığı bedende veya saçını tarama şeklinde değildir.
bir kadının güzelliği, gözlerinde görülmelidir; çünkü kalbine açılan kapı, sevginin ikamet ettiği yer orasıdır.
bir kadının güzelliği yüzdeki bir bende değildir, bir kadında gerçek güzellik onun ruhunda yansır.
sevgiyle gösterdiği özen, bildiği tutkudur.
ve bir kadının güzelliği, yıllar geçtikçe ancak artar...!
resimleriyle genç kızlarımızın avatarlarını, erkeklerimizin kalplerini süsleyen oscarlı aktrist.
az önce Two for the Road filmini izleyip analar zamanında neler doğurmuş dediğim güzel aktrist.
çok erken aramızdan ayrıldı, dertliyim be sözlük.
bir insan bu kadar güzel olupta ancak bu kadar kötü pozlar verebilir doğrusu.

http://www.imdb.com/media/rm2591987712/nm0000030
her hücresinden zarafet akan dünyanın gelmiş geçmiş en güzel kadınıdır. huzur içinde yatsındır. *
çocukluk yıllarında nazi almanyası işgali altındaki ülkesinde hongerwinter 'in mağdurlarından biri olmuş olan çok güzel bir aktrist.
(bkz: wait until dark)
breakfast at tiffany s de aşık olduğumuz moon river şarkısını söylerken eridiğimiz aşmış kadın.
geçen gün ya cnbc-e de ya da e2'de hayat hikayesini dinlediğim, gençliğinde nazilerden çok çekmiş, talih enteresan bir şekilde yüzüne gülmüş, tatlı mı tatlı bir aktris. adeta yıldız olmak için doğmuş. çocuk sahibi olmak için verdiği mücadele takdire şayan.

hayatta olsaydı, ilk kocasında ne bulduğunu sormak isterdim kendisine. dünyanın en hoş kadınlarından biriyken, öyle buzdolabı ve kompleksli bir adamla yıllarını neden harcamış, enteresan.
Aşırı derecede güzel ve sevimli yıldız. Hâlâ parlayan yıldız.