bugün

askerde 5 ay boyunca harekat merkezinde görev yaptığım sürece, bulundukları yer hakkında duyum aldıktan sonra 257 adedini yakalamıs oldugum suçlu çeşidi...
korkak ve devlet millet hakkı tanımayan kişilerdir. vatan saldırıya uğrasa, düşmana satma ihtimalleri yüksektir.
bir diğeri için
(bkz: vergi kaçıranlar)
(bkz: vatan haini)
Başbakan bey'fendi
Mektubum var size
Okursunuz belki
Vaktiniz olur ise
Yeni geçti elime
Sülüs kağıdım benim
Kağıda bakılır ise
Çarşambaya askerim
Başbakan bey'fendi
istemiyorum bunu ben
Doğmadım değil mi ki
Yoksulları vurmak için
Yetti savaştığımız sizin'çin
Söylemem gerekli size
Verdim kararımı ben
Firar edeceğim işte

Doğduğumdan bu yana
Öldüğünü gördüm babamın
Çekip gittiklerini kardeşlerimin
Ve ağladığını çocuklarının
Öyle çok acı çektiğini anamın
Mezara girecek kadar
Umurumda değil bombalar
Umurumda değil mısralar
Kodese tıkılınca
Karımı çaldınız benim
Ruhumu çaldınız benim
Çalındı tüm geçmişim
Sabahın köründe yarın
Kapatacağım kapımı öylece
Ölü senelerin üzerine
Yola çıkacağım hemen

Dilencilik yapacağım
Telaviv yollarında
Sabra'da Şatila'da
Ve diyeceğim ki halka
itaat etmesinler
Bu işi reddetsinler
Savaşa gitmesinler
Reddetsinler katılmayı
Can vermek gerekliyse
Siz verin canınızı
Yiğitsiniz madem ki
Başbakan bey'fendi
Takip ettirirseniz beni
Haber verin jandarmaya
Olmayacak bende silah
Vurabilecekler beni *
saçlarını 3 numaraya vurdurup dolaşan çocuklara büyükler tarafından takılan lakaptır.
(bkz: tümer metin)
nazım hikmet'in şiiri, sözlerin tamamı aşağıdadır:

köyün evleri karanlık,
gökte yıldız pır pır eder.
ben bir asker kaçağıyım,
gelin, bana bir tas su ver.

neyleyim, kusura bakma,
elleri kınasız gelin,
çalar asker kaçakları
kapıları geceleyin.

köyde bebeler ağlıyor,
uyku uyutmuyor açlık.
yaramı sarıver, bacım,
jandarmalarla çarpıştık.

gözşeyip durur yolumu
emzikli bir kadıncağız.
biz on kere on bin memet,
on kere on bin kaçağız.

bu yarayı sardın, bayım.
ya yüreğimin yarası?
ayyıldızı esir etti
amerikan bandırası.

köyün evleri karanlık,
gökte yıldız pır pır eder.
ben bir asker kaçağıyım,
gelin, bana bir tas su ver.

26 ocak 1959.
(bkz: aziz yıldırım)
nazım hikmet ran' ın kore savaşı' na karışı yazdığı şiiridir. şu dizeleri de çok net açıklar amacını:

bu yarayı sardın bayım,
ya yüreğimin yarası?
ayyıldızı esir etti
amerikan bandırası.
(bkz: bakaya)
2 yıllık üniversiteyi tıp okurmuşcasına uzatan ve bitime yakın açık öğretime fırlayan şahsiyettir.
aslında bir yere kaçtığı yoktur. kimse de onu aramaz genelde. işte denk gelir bir zaman yakalanır bir yerde.
hayatının hiç bir döneminde, şu yaşıma geldiğimde kendimi türk silahlı kuvvetlerinin şevkatli kollarına teslim ediceğim diye beyanatta bulunmamış birine takılmasını anlamsız bulduğum lakap. aynı şey vatan hain liği için de geçerli.
üniversite mezunlarına eşit askerlik yasası çıkarsa hızla sayıları artacak topluluk.
erkeği en verimli çağında 20 yaşında askere alırsan ki şansın nerden vuracağı belli olmayan bir yaştır ister istemez insanda bir isteksizlik arzusu yaratmaktadır. hele bir de paran yoksa allah yardımcın olsun kaçmak için 1 numaralı neden.

(bkz: allah ordumuza zeval vermiye)
herhangi ters bir şey söylediğiniz de ve bunu alenen yaptığınızda "halkı askerlikten soğutmak" suçundan dava açarlar size.
böyle demokratik bir hukuk devletinde yaşıyoruz.
(bkz: dayatma)
nedeni belli olmayan bir savaşta yer almak istemeyen kişinin yaptığı kendi çapında protestodur. *
olmamak için : vicdani ret hakkı.
KAÇAK
efendi misiniz, kodaman mısınız ne,
bir mektup yazıyorum size,
bilmem vaktiniz var mı
okumaya bu mektubu.

az önce verdiler elime
askerlik kâğıtlarımı,
savaşa çağırıyorlar beni,
diyorlar yola çık en geç çarşamba akşamı.

efendi misiniz, kodaman mısınız ne,
dövüşmeye hiç istek yok içimde,
insancıkları öldürmeye gelmedim ben,
gelmedim ben bu yeryüzüne.

sizi kandırmak değil niyetim,
ama söylemeden de edemem,
savaş ahmakların işi,
hem insanlar ondan hanidir bıktı.

doğduğum günden bu yana
ölen çok babalar gördüm,
gidip dönmeyen kardeşler gördüm,
çocuklar gördüm iki gözü iki çeşme.

ya analar ne çekti, ya analar,
bir yanda işi tıkırında bir avuç insan
bolluk içinde rahat yaşar,
bir yanda ölüm, çamur, kan.

i̇nsanlar tıkılmış dört duvar içine,
çalınmış neleri var neleri yok,
karıları, eski güzel günleri bütün.

gün doğar doğmaz yarın
kapatacağım şırak diye kapımı
ölmüş yılların suratına,
alıp başımı yollara düşeceğim.

aşacağım karaları, denizleri,
ne avrupa'sı kalacak, ne amerika'sı, ne asya'sı,
dilene dilene hayatımı
şunu diyeceğim insanlara:

üstünüzden atın yoksulluğu,
durmayın bakın yaşamaya,
hepimiz kardeşiz, kardeşiz, kardeş,
ey insanlar, ey insanlar, ey.

i̇llâki kan dökmek mi gerek,
gidin dökün kendi kanınızı,
size söylüyorum bunu da,
efendi misiniz, kodaman mısınız ne.

adam korsunuz arkama belki de,
unutmayın jandarmalara demeye:
üzerimde ne bıçak var, ne tabanca
korkmadan ateş etsinler bana,
korkmadan ateş etsinler bana.
Boris Vian
arkadaşlarımın yıllarca hiçbir sorun yaşamadan içinde oldukları durum.
ne gbt'lerine işlenmiş ne arama emirleri ne de başka birşey var askerliğe dair.
şuan garip bir ananın oğlu donarak nöbet tutarken kendileri karı kızla hayatlarına hayat katıyorlar. böyle adalet sistemine de sokayım, işleyen sisteme de. gönül ister ki git şikayet et, olmuyor anasını satayım.

edit: artık asker kaçaklarını polis istediği zaman alamıyormuş. arkadaşlarım söylemişti. ancak jandarma ya da asker'in yakalaması gerekiyormuş.
şuan içerisinde bulunduğum olay. asker kaçağı olanlar universite kayıtlarını yapamazlar. kaç gündür uğraşıyorum ama nafile. üniversite okumak hariç diğer tüm sosyal konularda özgürdürler bu durum içinde olan insanlar. bu işin ehli arkadaşlardan yardım bekliyorum.
görsel
yakalama görevi polise bırakılmıştır.
Sözlükte varsa ortadan kaybolsunlar büyük bir operasyon başlatılmış.*
http://webtv.hurriyet.com...kasim-2013-haberleri.aspx
her Türk asker dogar !