bugün

ibranice'de ilk harftir.
(bkz: alfa)
(bkz: elif)
bir harf...

ibrani alfabesinde alef diye okunur ilk harftir.
latin alfabesinde alfa(alpha) diye okunur, öz dizilim versiyonlarının birinde ilk harf, vatikan dizilimde ikinci
harftir.
fenike alfabesinde elef diye okunur ilk harftir
arami alfabesinde iki okunuşu vardır alaf ve alaf (ikincide ikinci a ince okunur)
urudu alfabesinde allaf diye okunur
ebced hesabında 1 değerindedir.
cifir de anahtar demektir.
el cebir matemetikte sonsuz değerleri alef diye kodlarmış. Modern matemikte de sonsuz akışkanların başına gelir.
sosyetik spiritualller çok severler bilip bilmeden oralarına buralarına dövme yaparlar.
bir kısım dil bilimcilere göre alfabe kelimesinin köküdür.
kaligrafi felesefisinde alef çizmek nirvanaya ulaşmak gibidir.

ney miş bu böyle alef alef alef.

aslında işin içine yahudiler karıştığı için boş yere büyümüş.
yok felsefesi, yok gücü yok bilmemnesi diye modannasında paris hiltonuna kadar hepsi orasına burasına alef yazarlar.

elif tir elif. şimdi elif görse mertek sananlara elif deyince bir anlamı yok tabi.

ama alef dersek,
oooo hocam diyerek başlar sana kulaktan dolma türk ten bozma kabalacı şarapçı.
bir borges kitabı.
detaylar için (bkz: el aleph)
Eski mısırda öküz başı anlamına geldiği tahmin edilen kelime.
alef ibranice ilk harftir. matematikte sonsuzlara verilen isimdir. insan varlığındaki tanrısal muhur olarak tanımlanır. bazı kaynaklarda da gökyüzü ve yer arasında kalan alana verilen isimdir.
bir anlık yaptığı aref çağrışımıyla, bu herifçioğlu yeniden piyasalara mı döndü diye beni korkutmuş üzmüş sonra alef olduğunun farkedilmesiyle rahatlatmış kelimedir.
Sonsuz sayal sayılan göstermek için kullanılan im.
https://www.youtube.com/watch?v=F3Bar3rty_4
dizi için yazacak olanların şu başlığa yazması çok daha doğru olur.
(bkz: alef dizisi)
Hayrullah ersöz pirimizin şiiri miiiyle kıymete binmiş ... Ah aşk aş
"cumartesi sabahı, sabırsızlığın dürtüsüyle uyandı. sabırsızlıktı bu, tedirgin değil ve en sonunda beklenen güne varmanın getirdiği özel Erinç. artık tasarlamak, düşlemek zorunda değildi; birkaç saat içinde günlük gerçeklerin yalınlığına erecekti."