bugün

55 yaşından sonra azmış bir adam...amerikan öcüsü olarak ün yapmıştır. bir çok yeni cinsel sapkınlığın yaratıcısıdır. örnek vermek gerekirse; sidik yoluna gül kamışı sokup orgazm olmak, kasıklarına toplu iğne sokmak (hatta bu iğneleri kasıklarından çıkarmadığı kanıtlanmıştır) ve bunun gibi şeyler.kurbanlarını öldürdükten sonra yemiş olması cannibalist olduğunu kanıtlar.bir çok serikatilde olduğu gibi albert fishde de sıkı bir din inancı gözlenmiştir.öldürdüğü insanları tanrıya kurban olarak görmüştür.dinsel sapkınlıklarından biriside cinayetlerden sonra kendini çivili sopayla dövmesidir.ayrıca çoğu katil gibi cinayetle birlikte ereksiyona uğradığı tespit edilmiştir. ed gein ve ted bundy yanında sebil kalır.
(bkz: seri katil)
(#349803)
Sadomazoşizmin koruyucu meleğiyle tanışın.Delilerin büyükbabası Albert Fish, cinsel organına iğneler sokmakdan, anüsüne alevlenen alkollü toplar doldurmakdan, bok yemekden, çocukları öldürüp cesetlerini kaynatmakdan hoşlanırdı.6 çocuk babası Albert, karısı onu başka bir erkek için bırakınca onu kaybetti.

Ümitsiz Al, çocuklarından onu kanayıncaya kadar çivili bir kürekle dövmelerini istedi.isa olduğunu ve Tanrının ona erkek çocukları hadım etmesini emrettiğini düşünüyordu.Ve Albert aynen ona söyleneni yapdı ve bundan zevk aldı.

Cehennemden gelen bu pis yaşlı adam, her iki cinsiyetten çocukları taciz etmeyi ve onları öldürmeyi alışkanlık haline getirmişti. Kurbanlarından Gracie Budd'ın ailesine gönderdiği, onu yemenin ne kadar keyifli olduğundan söz ettiği mektupdan sonra tutuklandı. 1936'da Sing Sing de ölüm cezasına çarptırıldı."Elektrikli sandalyede ölücek olmam ne kadar da heycanlı.

En büyük heycan bu olucak, tek denemediğimdi."dedi. Elektrotlarda cellatlarına mutlu bir şekilde yardım etti ve mutlu bir adam olarak öldü.Cinsel organına sokduğu 20 iğnenin sandalyesinde kısa devreye yol açtığı doğru olmayan bir mittir.
http://images.google.com....r&btnG=Resimlerde+Ara bu da görmeyenler için fotoğrafı..
çocuklara çok iyi davranan seri katil.
Fish'in röntgen filmi

"Bunu başkalarına, yanı çocuklara da yaptığını anlattı. Önceleri bu iğneleri batırıp batırıp çıkartıyordu. Ama zamanla bazılarını o kadar derine batırmıştıki, çıkartamamıştı."
Doktorun yaptığı röntgen muayenesi sonucunda o bölgede 29 iğne bulununca, şüpheler ortadan kalktı. 25 yaşından itibaren halüsinasyon ve hayaller görmeye başlamış.
"isa ve meleklerini gördüğünü sanıyordu. Kendini dini hayallere kaptırmıştı. Günahlardan ve yaptığı haksızlıklardan arınmak için, acı çekmesi gerektiğine, kendini cezalandırması gerektiğine ve insan kurban etmesi gerektiğine inanıyordu. Kendi cümlelerini, incilden cümlelerle birleştirip, sonu gelmeyen alıntılarla kendini haklı çıkartmaya çalışıyordu. Fish tanrının ondan işkence etmesini ve erkek çocuklarını iğdiş etmesini beklediğine inanıyordu, ve bunu da birçok çocuğa yapmıştı." Wertham, Fish Billy Gaffney'in vücüduna yaptıklarını anlattıkça, hayrete düsüyordu. "Yaptıklarını her ayrıntısına kadar anlattığı sıradaki akli durumu kendine özgü ve tuhaf bir karışımdı. Olayları sıradan birşeymiş gibi anlatıyordu, sanki bir ev kadınının yemek tarifi vermesi gibi... Ama yüz ifadesi ve ses tonu bir nevi tatmin olma ve kendinden geçme yansıtıyordu. Kendime şunu dedim: Tıbbi veya adli delilik sınırlarını nereye koyarsanız koyun, bu adam onların çok ötesinde."

Fish'in dini pskiozlar çektiği sadece Dr.Wertham'ın fikri değildi. Çocukları onu çıplak vücudunu kan çıkana kadar, çivi batırılmış bir kürekle vurduğunu seyretmişti. Aynı şekilde yalnız tek başına bir tepeye çıktığını, ellerini havaya açıp, "Ben isa'yım !" diye bağırdığını söylüyorlardı. Fish: "Yaptığım doğru olmalıydı, eğer yanlış birşey yapıyor olsaydım, bir melek beni durdururdu, Hz.ibrahim'i kendi oğlunu kurban etmeden durdurduğu gibi..."dedi. Dr.Wertham, savunmanun doktoru, Fish'in kesinlikle aklı dengesinin yerinde olmadığını savunuyordu. "Kişiliği içe dönük ve son derecede çocuksu. Anormal ruhi görünümünü ve hastalığını Paranoyak Psikoz olarak tanımlayabilirim. Fish hayallar görüyordu ve cezalandırma, günah, kefaret ödeme, din, işkence, kendini cezalandırma fikirleriyle aklını bozmuştu. Çarpık, isterseniz çılgınca deyin, bir doğru ve yanlış tanımı var. Bunu kıyaslama şekli de, yanlış birşey yapsaydı, ibrahim'ın durdurulduğu gibi bir melek tarafından durdurulacağı inancıydı."
albert fish geri döndü *
bizim sözlüğe yazar olmuş. * *
edit: 3. nesil silik
1928'de öldürdüğü 12 yaşındaki çocuk Grace Budd'ın annesine 1934'te bir mektup yazmıştır..Ancak çocuğun annesi okuma yazma bilmediği için mektubu okuyamamıştır..mektubun orjinali ise şu an başka bir arıza joe coleman'ın koleksiyonunda yer almakta..

''Çok Sevgili Bayan Budd,

1894'te bir arkadasim Steamer Tacoma gemisinde denizci olarak denize açilmisti. San Francisco'dan Hong Kong'a gitmek üzere yola çikmislardi. Limana varinca iki arkadasi ile karaya çikmislar ve çok içip sarhos olmuslar. Döndükleri zaman geminin limandan ayrildigini görmüsler. Bu sirada orada kitlik hüküm sürmekteymis. Etin kilosu 2-6 dolar arasindaymis. Çok fakir olanlar arasinda açlik sikintisi o kadar büyükmüs ki digerlerinin açliktan ölmesini önlemek amaciyla 12 yasindan küçük tüm çocuklar, et olarak pazarlanmalari için kasaplara satiliyorlarmis. Herhangi bir kasaba gidip pirzola, biftek, kusbasi isteyebilirmissiniz. Çiplak bir çocuk vücudunun bir kismi önünüze getirilir ve istediginiz parçalari kestirebilirmissiniz. Bir kizin veya oglanin kalça kismi, en lezzetli bölümmüs ve dana kotlet olarak satilan en pahali etmis. John orada çok uzun kalmis ve insan etine karsi bir düskünlügü olusmus. New York'a dönünce biri 7 digeri 11 yasinda iki oglan çocugu çalmis. Onlari evine götürüp soymus ve bir dolaba kapamis. Sonra tüm giysilerini yakmis. Her gün etlerinin iyi ve yumusak olmasi için onlara iskence yapip dövmüs. Önce 11 yasindaki oglani öldürmüs, çünkü onun poposu daha tombul ve tabi ki daha etliymis. Kafasi, kemikleri ve bagirsaklarindan baska vücudunun her bir parçasini pisirip yemis. Firinda pisirmis (tüm popsunu), haslamis, kizartmis ve kusbasi yapmis. Küçük oglana da ayni seyleri yapmis. Ben o zamanlar 409 Dogu 100. Sokak'ta oturuyordum. Bana insan etinin çok lezzetli oldugunu o kadar sik söylemisti ki ben de tatmayi aklima koydum. 3 Haziran 1928 Pazar günü sizin 406 Bati 15. Sokak'taki evinize geldim, peynir ve çilek getirdim. Öglen yemegini birlikte yedik. Grace, kucagima oturdu ve beni öptü. Onu yemeyi aklima koydum. Onu bir partiye götürecegimi söyledim. Siz de evet gidebilir dediniz. Onu Westchester'da daha önce gözüme kestirdigim bos bir eve götürdüm. Oraya vardigimizda ona disarida beklemesini söyledim. Kir çiçekleri toplamaya basladi. Yukari çiktim ve tüm giysilerimi çikardim. Çikarmasaydim üzerlerine kanin bulasacagini biliyordum. Her sey hazir olunca, pencereden onu çagirdim. O odaya girinceye kadar bir dolapta saklandim. Beni çiplak görünce aglamaya basladi ve merdivenlerden inmeye çalisti. Onu yakaladim ve o da bana annesine sikayet edecegini söyledi. Önce onu tamamen soydum. Nasil da tekmeledi, isirdi ve tirnakladi. Bogazini sikarak onu öldürdüm ve sonra da etlerini odama götürebilmek için ufak parçalara böldüm. Pisirdim ve yedim. Firinda pisen küçük poposu öylesine yumusak ve tatliydi ki. Tüm vücudunu yemem dokuz gün sürdü. Ona tecavüz etmedim, ama istesem bunu yapabilirdim. Bir bakire olarak öldü.''
http://www.imdb.com/title/tt0478329/
cinsel saplantılı narsist. bilinen cinayet sayısı bir olsa da, işlediği cinayetlerin sayısının en az 7 olduğu düşünülmektedir. iğrenç cinsel alışkanlıkları olan bu sapık, vücuduna iğneler sokardı. bu yüzden ilk idamı gerçekleşmemiş ve elektrikli sandalye çalışmamıştır.
öldürdüğü insanların etlerini yiyen yamyam ruhlu seri katil.
david everitt ve harold schetter'in yazmış oldugu a'dan z'ye seri katiller ansiklopedisi'nde geniş biçimde anlatılmış olan seri katil.

--spoiler--
albert fish'e amerikanın öcüsü adı verilmiştir ve bunun da iyi bir nedeni vardır. sevimli bir ihtiyar görünümü altına gizlenmiş bu korkunç yanyam tüm ebeveynlerin karabasanıydı: çocukları hoşlarına gidecek bir vaadle kandırarak ortadan kaldıran bir iblis.
--spoiler--
Hamilton Fish, Hannibal lecter, Albert Fish
Albert Fish 1900'ların başı

"Gerçek acının son aşaması olarak gördüğüm ölüm fikrini çok sevdim"
1870 Washington doğumlu seri katildir. Beş yaşındayken babası öldüğünde onu bir yetimhaneye yerleştirdiler. Burada geçirdiği çok sıkıntılı iki yıl onun psikolojisini bozdu. Yedi yaşına geldiğinde annesine teslim ettiler. Ancak korkunç baş ağrıları çekiyordu. Liseyi bitirdikten sonra ülkede yolculuk yapmaya ve ufak tefek işlerde çalışmaya başladı. Bu durum ona suç işlemek için mükemmel bir fırsat sunuyordu.
1910 yılında işkenceler eşliğinde ilk cinayetini işledi. Kendisine kurban olarak kolay hedef olan çocukları seçmişti. 1920 yılına kadar yolculuklarına devam etti ve izini kaybettirdi. Yolculuk yapmaya devam ederken arkasında birçok kurban bırakmış olabilir miydi? Kurbanlarına acı çektirirken aynı zamanda kendisine de işkenceler yapıyordu. Kasıklarına toplu iğneler batırıyordu. 1910 da başlayıp yakalanıncaya kadar cinayet işlemeye devam etti. 1932-1934 arasında kurbanlarına ve kendisine işkenceler ve yamyamlık yaparak işlediği 4 cinayet ona Brooklyn Vampiri ünvanını getirdi. Onun cinayet sayısı kesin bilinmemekle beraber en az 15 olmasından şüphe duyuldu.
Albert Fish e "Amerika'nın Öcüsü" adı verilmiştir ve bununda iyi bir nedeni vardır. Sevimli bir ihtiyar görünümü altına gizlenmiş bu korkunç yamyam tüm ebeveynlerin karabasanıydı: çocukları hoşlarına gidecek bir vaatle kandırarak ortadan kaldıran bir iblis.
Halkın ilgisinin Fish'e dönmesine neden olan suç, 1928 de Grace Budd adında 12 yaşındaki sevimli bir kız çocuğunun kaçırılıp öldürülmesiydi. Ebeveynleri ile arkadaşlık kurmasının ardından Fish, şeytanca bir yalan uydurdu. Yeğeninin doğum günü partisi olduğunu söyledi ve Grace in gitmek isteyip istemediğini sordu. Bir büyükbaba gibi görünen bu ihtiyar adamın bir canavar olduğunu bilmelerine hiç bir imkan olmayan Bay ve Bayan Budd daveti kabul ettiler.

En güzel kıyafetlerini giyen güven dolu küçük kız, Fish ile birlikte yola koyuldu. Fish, onu New York City'nin kuzey banliyölerinden birinde, yakınlarında hiçbir bina olmayan terk edilmiş bir eve götürdü. Burada onu boğdu, vücudunu parçalara ayırdı ve parçaların bir bölümünü kaldığı pansiyona getirdi. Burada kızın "etini" havucu, soğanı ve jambon dilimleriyle tam bir yamyam yahnisi şeklinde pişirdi. Bundan sonraki 9 günü odasından çıkmadan bu iğrenç yemeği yiyip devamlı mastürbasyon yaparak geçirdi.

Sonraki 6 yıl botunca Fish serbest dolaştı, ancak Grace Budd olayını kendi kişisel haçlı seferine dönüştüren William King ismindeki bir New York City dedektifi onu inatla arıyordu. Buna rağmen Fish kaçmayı başarabilirdi; tabii kendi içindeki şeytanlarla başa çıkabilseydi. 1934'te Bayan Budd'a bugüne dek yazılmış en hastalıklı mektuplardan biri olan bir mektup göndermeye kendini mecbur hisseti. Sonuçta King, Fish'i mektup kağıdındaki antetten bulup yakalayabildi.

Fish tutuklandığında yetkililer elerinde tasavvur edilemez sapkınlıkla bir suçlu olduğunu hemen anladılar; bu adam bütün ömrünü acı vererek -- hem kendisine hem de başkalarına -- geçirmiştir. Diğer bir çok seri katil gibi, Fish de bir din manyağıydı ve günahlarının cezası olarak kendisine çok tuhaf işkenceler yapmıştı -- deri kayışlarla ve her yerinden çiviler fırlamış sopalarla kendisini dövmek, kendi dışkısını yemek, kasıklarına dikiş iğneleri sokmak gibi. Yaraladığı ve öldürdüğü çocuklar onun kaçık zihninde Tanrı ya verilen kurbanlardı. Savunma makamı tarafından Fish i muayene etmesi için çağırılan New Yorklu ünlü psikiyatr Dr. Fraderic Wertham, ihtiyar adamın "bilinen her türlü cinsel sapkınlığa" sahip olmasının yanında, bugüne değin kimsenin duymadığı anormallikler taşıdığını belirtmiştir (acayip zevklerinin arasında idrar yoluna gül sapı sokmak da vardı). Hapishanede çekilen leğen bölgesi röntgeninde, mesanesinin etrafındaki alana sokulmuş 29 iğne bulunmuştu.

1935 teki duruşmasında jüri onun deli olduğuna karar vermiş olmasına rağmen yine de elektrikli sandalyede idam edilmesi gerektiğine inandı. idam kararının açıklanmasından sonra, bu anormal ihtiyarın "Elektrikli sandalyede ölmek ne de büyük bir zevk olacak! Bu tadacağım en büyük zevk olacak -- şimdiye kadar tatmadığım tek zevk" dediği bildirilmiştir.

16 Ocak 1936 da 65 yaşındaki Fish elektrikli sandalyeye gitti -- Sing Sing de idam edilen en yaşlı insandı.

Hakkında Kitap:
Black House, Stephen King
Deranged, 1990, Harold Schechter
Hakkında Film:
Kuzuların Sessizliği, Filmdeki hannibal lecter tiplemesi ondan esinlenilerek yaratılmıştır. *
hakkında,kasıklarındaki iğneler yüzünden elektrikli sandalyenin kısa devre yapması gibi espriler türetilmiş psikopat seri katil.
"hangi seri katilsiniz?" isimli bir testte, karşıma çıkan; akabinde hakkında bilgi edinmemle yarım yarım yarılmama sebep olan, en basit tanımla abazan yamyam katil.

albert fishmişim ben, kaçın lan, eheh.
"her daim birilerine acı vermeyi ve birilerinin bana acı vermesini arzulamışımdır.. acıtan her şeyi hep sevmişimdir.. acı verme arzusu; her şeyin üstünde olan işte bu.." sözünü söyleyen seri katil.
albert fish,kem gözlere şiş..
çocukları seviyorum, onlar tatlılar* sözüne sahip cannibalist katildir.kendi kızını da kesip yemiştir.
"Amerika'nın öcüsü" adı verilmiştir. çocukları hoşlarına gidecek vaatlerle kandırarak ortan kaldıran bir iblis.
(bkz: a dan z ye seri katiller ansiklopedisi)
akla gelmez cinsel sapıklıkların vücut bulduğu, dış görüntüsüyle çelişen vahşilikler gerçekleştirmiş psikopat. çoğu kayıp çocuk davasında, albert fish' in eşgaline oldukça yakın, garip davranışlar sergileyen birinin çevrede dolaştığı rapor edilmiştir. kurban sayısının en az 10 olduğu zannedilmektedir. cinsel saplantılı bir sadisttir.

(bkz: parafili)
yaptıklarını okuduktan sonra, charles manson la ted bundy' nin arasında uyumanın bile daha güvenli olabileceğine kanaat getirilebilen seri katil.
Gelmiş geçimiş en tuhaf mazoşist belki bundandır diğerlerine göre daha az zararsız gelir. Evet çocukları öldürmüştür yemiştir, fakat bunu insan etini sevdiği için yapmıştır. ted bunty gibi içinden gelen bir istekle değil. Çocukları dövmesinin nedenide insan etinin çok sert olmasıdır. Bunlar dışında hep kendine zarar vermiştir bildiğim kadarıyla.
ismini görünce tanıdık gelen, stephen king'in kara ev kitabına masum bir şekilde konu olmuş sapık ruhlu katil.
kendi kızını dahi yiyen cannibalist katildir.
ama hepsinden öte bir jeffrey dahmer değildir.
(#12528498) aşırı uç bir parafilidir.