bugün

asaletin ve vahşetin temsilcisi karakter. anthony hopkins 'in hayat verdiği kişilik. * * *
dr.hannibal lecter olarak bilinen entel yamyam,ince ruhlu seri katil,ürkütücü gurme..
bir dede kadar sıcak, ısırılası görünen profesyonel katil karakter.
en karizmatik roman karakteri. alanında bir numara ve çok iyi bir aşçı. ayrıca anthony hopkins'in efsane oyunculuğu sayesinde bence romandan uyarlanan en iyi karakterdir, bir roman karakteri daha iyi canlandırılmamıştır.
kafamızda yer etmiş kötü,kaba,pis,cani sıfatlarını yüklediğimiz katil tanımlamasını kafamızdan silip katillerinde zarif,kibar olabileceğini gösterip bizi ayrı bi paranoyaya itmiş karakterdir
ilk olarak 80lerde brian cox tarafından Manhunter isimli filmde gözüken karakter.1991'de anthony hopkins kuzuların sessizliği isimli filmde canlandırmıştır.Yanında fbi ajanını jodie foster oynamıştır.Film sinemada en sevilen filmlerdendir.Fakat hopkins ve foster müthiş ve ötesi bir biçimde oynamıştır.2000'lerde hannibal isimli filmde silence of the lambs'in sonrası anlatılıyordu.Orada fbi ajanını julian moore oynuyordu.Birde hannibal'ın freddy kruger gibi yaptığı yaşayan kurbanınıda harry potterdaki sirius black oynamaktaydı.Ardından hikayenin en başına reddragon adlı bir filmle dönüldü.Manhunter'a çok benzemektedir.O filmde fbi ajanı erkekti ve edward norton oynuyordu.Filmin finali silence of the lambs'in başıydı.Şimdi ise daha da başına hannibal'ın çocukluğuna döncek bir film çekiliyor.
işte hannibal lecter bu son derece kibar,entellektüel ve yamyam olan unutulmaz katil...
(bkz: dostumu yedim odamda bekliyorum)*
doktordur.
silence of the lambs filminde, kaçırdığı orkestra elemanını parçalayıp, diğer elemanlara pişirdikten sonra ikram eden seri katil. doktor olması ve kurbanlarını yemesi akla karındeşen jack' ı getirmektedir.
(bkz: hannibal rising)
(bkz: lecter küçükandonyadis)
film ve kitap serileri, konu bütünlüğü açısından, aşağıdaki sıra ile giden kült karakter:

(bkz: manhunter)
(bkz: red dragon)
(bkz: the silence of the lambs)
(bkz: hannibal)
hannibal serisinde anthony hopkins' in müthis canlandirdigi yam yam doktor, seri katil. cezalandirma biçimi olarak kötü insanlarin etini yiyen, zekasina hayran birakan, yaratilmis en iyi anti kahramanlardan biri.
kendini bir übermensch, doğal olarak da besin zincirinin en üstündeki bir canlı olarak gören muhteşem seri katil. türkiye'ye ailecek gelseler bir saniye aç kalmazlar. zira o kadar çok basit insan var ki bu memelekette...
albert fish adındaki gerçek bir seri katilden esinlenilerek yaratılmıştır.
"ay çok tatlısın yerim seni" diyerek sevdiği insanları yediği rivayet edilmiştir.
Akıl hastanesine tıkıldığı sıralar tanıştığı Claris adlı bir bayana aşık olarak, başka bir hastanın Claris Starling'e laf sokuşturup eline geçen her şekil cismi fırlatması üzerine, onu tane tane yiyen nacizane kişilik Hannibal Lecter.
hastasının uykuluklarını kırmızı şarapla misafirlerine sunan manyak psikiyatır...
--spoiler--
hollywood uyarlamasında hannibal clarice'i bırakıp kaçmış gibi bitirsedeler bile aslında clarice hannibal'ın yanında kalmış cinayetleri işlemeye devam etmişlerdir.
--spoiler--

ayrıca hannibal lecter bir efsanedir. eğitimli, kibar, zeki, elit bir beyfendidir o. sadece kabalık edenleri öldürür her cinayetinin amacı vardır. hapisanedeyken yan koğuşunda kalan mahkumu sadece konuşarak öldürebilecek kadar iyi bir psikologtur. birinin beyin parçalarını keserken o kişinin bilincini kaybetmemesini sağlayacak kadar iyi bir doktordur. karizması tavandır, hayran olunasıdır.

thomas harris'in kaleminden çıkmıştır. en son kitap hannibal'ın çocukluğunu ve gençliğini anlatır.


--alıntı--

küçük karacanın pek eti yoktu ve iki, belki üç gün sonra adamların soğuktan buharlaşan nefesleri tekrar açlıktan kokmaya başlamış, asker kaçakları av evinden çıkarak karların arasından ağılın kapısına gelmiş ve samanların arasında birbirine sokulmuş çocuklardan birini seçmişlerdi.

hiçbiri donmamış olduğu için, canlı bir çocuk seçtiler.

hannibal lecterin baldırlarını, kollarını ve göğüslerini yokladıktan sonra onun yerine kızkardeşi mişa'yi seçip götürmüşlerdi. oyun oynamak için dediler. ve oyun oynamaya giden hiç kimse geri dönmemişti.

hannibal tüm gücüyle mişa'ya yapıştı; adamlar kapıyı suratına çarpıp onu yere baygın bırakana kadar güçsüz kollarıyla mişa'nın kolunu bırakmamıştı.

mişa'yı hala karacanın kanıyla kıpkırmızı karların üzerinden sürükleyerek götürdüler.

mişa'yı görmek için hiç durmadan dua etti, dua küçücük beynindeki tüm hafızayı yiyip bitirdi, ama baltanın sesi canlı kaldı. onu tekrar görmek için yaptığı dualar tümüyle boşa gitmemişti. mişa'yı tekrar gördü; onu tutsak edenlerin doğu cephesi çöktükten sonra kalan tek yiyecekleri olan çocukları sakladıkları ağılla, uyudukları av evi arasında pis kokulu tuvaletin çukurunda, hannibal, mişa'nın süt dişlerini gördü.

dualarına verilen bu yanıttan sonra hannibal lecter kendi küçük cinayetlerinin, ironisi ve zalimliği emsalsiz tanrınınkiler yanında ne kadar önemsiz olduğu dışında, bir daha tanrıyla ilgili birşey düşünme zahmetine girmedi.
--alıntı--
kitap mı film mi karşılaştırmasında kitabının yine kazandığı thomas harris kitabı.cinayet romanları sevenler için mükemmel bir seçim.
bir seri katildir. kendisi değişik bir damak tadına sahiptir. dexter ile ortak yönü sadece puştları öldürmesidir. bu neden ile sevilir.
hannibal the cannibal diye anınca daha anlamlıdır. doğradığı insanlardan yemek yapar, sonra da misafirlerine sunar. afiyetle yerler. ismi dahi akla gelince korku için yeterlidir.
Filmi baz alarak söylüyorum ki; sinema tarihinin en karizmatik katilidir.
zekana,karizmana hayranım abi diyebileceğim kişi.
anthony hopkins in hayat verdigi karakter. herif oyunculuğun uzayını icra etmiş. anthonye ayrı doktor lecter a ayrı hayranız vesselam.