bugün

Ucsuz bucaksız bilgi deryası
Lazımdır herkese okuması.
Ugruna çoktur cenk edecek
Davransın herkes klavyelere
Allah Allah! diyerek
Girelim bildiklerimizi entrylere.

Sana birsey vadetmez
Özgurce dusunup yazmaktan başka
Zaten farklı amaç görülemez
Lugat-ı Uludag kavramında.
Üşenmeyelim uuserlar paylaşalım bildiklerimizi
Kıskansın boylelikle cumle alem bizi...
ayna, eğretilemez seni artık
mini^minimal bir kuş donmuş, pencerene konmuştu
caaaa cubbab cu bap cubbab cu bab caaaaa cubbab daaaa
ırz, eksilen kara rastık her gözüne sürmelediğinde
korku, ilk kez kasıklarının arasına bakan küçük kızın gördüğü, aynadan yine de,
türk halkı, dinle lan beni
askerlik
yan gelip
yatma yeri değildir.
inşallah
pelesenk olmaz dilinize benim yanlışlarım.
(bkz: mona roza)
sezai karakoç'un mona rosa'sı en güzel örneğidir. şiirin kendisinin dışında, onu güzel yapan şiirin akrostiş olduğunun ve uğruna şiir yazılan muazzez akkaya'nın kim olduğunun yıllarca anlaşılamamış olduğudur.
g üzelsin
ö ksürme !
k arar ver !
ç enen acıyor mu?
e llerin üşümesin. * * *
lord belial'in war of hate parcasinin sozlerinin yazilisinda kullanilan tekniktir.

Gathered we are, the legions of destruction, who ride under the banner of death
over the plain our legions ride towards the battlefields and cries
death shall no longer wait, it's time for a war of hate
In our eyes you'll see furious and raging hate
sacrifice and sacrilege you will behold and taste
Damnation is your future we'll desecrate your soul
evil laughter echoes in this war-filled night so cold
all demons spread their wings and scream: "We shall win this war"
death is here to harvest our enemies souls
Jehova, Budda and Allah, behold our deed and weep
enslavement of the souls of your innocent sheep
suffer moan and cry, your tears we'll drink and laugh
under the banner of death we ride
so fuck you I am god
Witness your own death
as I draw my sword
scream as you die and I'll grow stronger
A war of hate!!!
Bodies of our enemies shall flow like in a flood
angels wings are broken, their wings are
soaked in blood
the earth starts to rumble
as our diabolical fire is raging high
rrevelation of the world wide war
destruction of the crucified whore
Scream for me, die for me... I am your god
oh, you fools, you thought you all were divine and holy
now you know that you're nothing to us
Our victory is eminent, a triumph of death
forever we will reign, both hell and earth!
A war of Hate!
Blinded by our shining swords and paralysed by our might
I can see the holy angel falling to its knees
tearing off their own wings to bleed eternally
cascades of blood, the skies turns to black
hell has prevailed, Armageddon is here!
o ku
d üşün
t aşın
ü şüt.
Monna rosa, siyah güller,ak güller;
gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
kanadı kırık kuş merhamet ister;
ah,senin yüzünden kana batacak,
monna rosa, siyah güller,ak güller!

Ulur aya karşı kirli çakallar,
bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
monna rosa, bugün bende bir hal var,
yağmur iğri iğri düşer toprağa,
ulur aya karşı kirli çakallar.

Açma pencereni, perdeleri çek:
monna rosa, seni görmemeliyim.
bir bakışın ölmem için yetecek;
anla monna rosa,ben öteliyim...
açma pencereni, perdeleri çek.

Zaman çabuk çabuk geçiyor monna;
saat on ikidir, söndü lambalar.
uyu da turnalar gelsin rüyana,
bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
zaman çabuk çabuk geçiyor monna.

Zeytin ağacının karanlığıdır
elindeki elma ile başlayan...
bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
sıcak ve minnacik yüzündeki kan,
zeytin ağacının karanlığıdır.

Ellerin, ellerin ve parmaklarin
bir nar çiçegini eziyor gibi...
ellerinden belli olur bir kadın.
denizin dibinde geziyor gibi
ellerin. ellerin ve parmakların.

Zambaklar en ıssız yerlerde açar,
ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
işıksız ruhumu sallar da durur,
zambaklar en ıssız yerlerde açar.

Akşamları gelir incir kuşları,
konarlar bahçemin incirlerine;
kiminin rengi ak,kiminin sarı.
ah,beni vursalar bir kuş yerine!
akşamları gelir incir kuşları...

Ki ben, monna rosa, bulurum seni
incir kuşlarının bakışlarında.
hayatla doldurur bu boş yelkeni
o masum bakışlar... su kenarında
ki ben, monna rosa, bulurum seni.

Kırgın kırgın bakma yüzüme rosa:
henüz dinlemedin benden türküler.
benim aşkım uymaz öyle her saza,
en güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
kırgın kırgın bakma yüzüme rosa.

Artık inan bana muhacir kızı,
dinle ve kabul et itirafımı.
bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
alev alev sardı her tarafımı,
artık inan bana muhacir kızı.

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
bir gün gözlerimin ta içine bak:
anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

Altın bilezikler, o korkulu ten,
cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,
bir tüy ki, kapalı geceye, güne;
altın bilezikler o korkulu ten!

Sezai Karakoç'un muhteşem şiiri Mona Roza
dizelerin baş harflerinden bir mana çıkan şiir cinsi.

örn:

Siğirtten getirdim bal kaymak
ibraz ettim faturasını toynak toynak
Vakıf açtım, istedim adını koymak
illa dediler içmeye gidem.
Lakin para yok dedim gidem de.
Cep boş dedim işçininde, öğrencininde
Emirdağından bir kıza aşık oldum lakin sivilce basmış yüzünüde, elinide
saçma olanları yüzünden, artık romantik bir duygu adamı olarak sevgiliye yazılamayacak şiir türü. herkeste mutlaka bir kere yazmayı denemiştir.
bir iltifat olarak yapılan ancak kadınlar tarafından beğenilmeyen şiir türü.
naçisane bir akrostiş eserimi paylaşmak isterim:

seviyorum birisini
en güzel birisini
nasıl birisini
iyi birisini...

(bkz: final haftasının bünyeye etkileri)
(bkz: postiş)
(bkz: #2784781)
ilhan selçuk'un ziverbey köşkünde uğradığı işkenceyi anlatmak için seçtiği yönetem...
ustalık isteyen bir sanat çeşididir. herkes yapabilir fakat hepsinde aynı tad olmaz.

orhan veli kanık, cahit sıtkı tarancı gibi öz ve sade yazan şarilerde güzel örneklerine rastlanır.

tam olarak akrostiş olmasa da yavuz sultan selim'in selimi mahlası ile yazdığı bu harika dörtlüğü de bu sanatın zirvesi olarak görebiliriz.

sanma şahım/ herkesi sen/ sadıkane/ yar olur
herkesi sen/ dost mu sandın/ belki o / agyar olur
sadıkane/ belki o / alemde bir / dildar olur
yar olur/ agyar olur/ dildar olur/ serdar olur

mısralar ve / ile ayrılan sütunlar aynı şiiri tekrar oluşturur.
diğer adı ilklemedir. eski latin ve yunan edebiyatında üç dize anlamına gelmektedir.
ellerim buz kesmişti
zemherinin en soğuğuydu yatağım
gemilerim vardı batmaz sandığım
iskeleye yanaşmadan gitmişti
bazen imkansızlıklara yelken açmaktır.

Tahin pekmez yedim sensiz
Uyuyamadım, döndüm durdum yata-
Ğımda
Resmin yankılandı zihnimde
Uzun uzun düşündüm seni
Leylak kokulu nevresimlerde
yasemin
asemin
semin
emin
min
in
n
şeref haysiyet yoktur onda
en iyidir yalanda dolanda
rezil bir adamdır kendisi
ele verir seni sinsi sinsi
farkında olmazsın hiç bir zaman
sakın yaklaşmayın aman aman
iftiralarını saymayayım hiç
zehirlensin de gebersin piç.
sen güzel kız;
inceden sevdiğim,
nezaket-i abidem,
elleri ipince olan,
masalım ol da, mutlu bit.

tanım: ilk harfleri ile bir isim oluşturacak şekilde yazılmış şiirdir.
aklımda uzun bir şiir
korkum anlamsız olması degil
rahat kelime bulmak zordur akrostişte
o an gelmez güzel kelimeler dile
saatlerce düşünürsün genelde
tanım nasıl olmalı diye
ilk harfleri anlamlı
siir.
şurada bir örneği mevcut > (#3719703)