bugün

dünkü hurriyet'te yalcin dogan'ın yazısıyla öğrendiğim komedi:

"DOKUZ kişilik ekip canını dişine takıyor. Adalet ve disisleri bakanligi ile Meclis uzmanlarından oluşan ekip, avrupa insan haklari mahkemesi'nde (aihm) aslanlar gibi çarpışıyor.

CHP milletvekili atilla kart AiHM'de yargılanmasın, diye. chp milletvekili Kart'ın başvurusu geri dönsün, dosyası kapansın, diye.

15 Ocak 2008'de.

Onca çırpınmaya rağmen, olmuyor. 8 Temmuz 2008'de AiHM üçe karşı dört oyla, davayı kabul ediyor. Yani, "Atilla Kart yargılanacaktır" diyor.

AKP ÜST KURULDA

Üçe karşı dört oyla verilen kararın kesinleşmesi, üç aylık temyiz süresi var. Bu süre bu hafta sonunda doluyor.

Ve... Şimdiiiiii.... Nefeslerimizi tutuyoruz.

Üç gün önce, 6 Ekim 2008 günü, AKP Hükümeti AiHM'de Üst Kurula başvuruyor, Atilla Kart'ın yargılanmasını öngören kararın kaldırılmasını istiyor. Bir tür temyiz başvurusu.

Muhteşem bir olay, tam bir vodvil. Bunca çırpınmak, yırtınmak, kendini parçalarcasına heba etmek, aslında AKP'nin siyah-beyaz, vesikalik fotografı.

KART'ınIN iKi DOSYASI

CHP konya milletvekili Atilla Kart'ın, dokunulmazlığının kaldırılmasını içeren, hakkında iki dosya var. Kart'ın avukatlık döneminde, hakaret iddiasını içeren iki dosya. Yolsuzlukla, uğursuzlukla ilgisi yok.

2002-07 arasında olduğu gibi, 2007 seçiminden sonra da, AKP dokunulmazlık dosyalarının hepsini erteliyor. Böylelikle, hakkında yolsuzluk iddiası bulunan milletvekillerini de koruyor. Dokunulmazlıkları kaldırmıyor.

uc yuze yakin dokunulmazlik dosyasi var, çoğu yolsuzluk iddialarıyla ilgili. Şimdi hepsi tozlu raflarda.

YAGILANMAK iSTiYOR

Gelin görün ki, kendi iki dosyası da ertelenen Atilla Kart itiraz ediyor. "Ben yargılanmak istiyorum".

Çünkü, dokunulmazlık dosyası, denildiğinde, herkesin aklına yolsuzluk geliyor. Kart bundan rahatsız, bunu silmek istiyor. Onun için de, yargılanmak istiyor.

Ama, dosyalar rafta, yargılanamıyor.

iç hukuk yolları tükeniyor. Kart AiHM'ye başvuruyor. adil yargilama hakki ihlal edildiği ve hak ihlali yapıldığı gerekçesiyle. Mantığı çok iyi:

"Dosyaların ertelenmesi şeklen parlamento işlemidir. Ancak, özünde hükümet talimatı yatmaktadır. Çünkü, dokunulmazlığının kaldırılması istenen kişiler arasında cumhurbaskani, basbakan ve bazı bakanlar vardır. Dosyalar yüz kızartıcı iddialar içermektedir. Ortaya bir hukumet profili çıkmaktadır. Ben, o profilde yer almadığımı kanıtlamak için, dokunulmazlığımın kaldırılmasını istiyorum".

Harika bir başvuru, örnek bir istek.

Bu nefis itiraz amacına ulaşıyor. AiHM davanın kabulüne karar veriyor. Yani, turkiye'de Atilla Kart'ın yargılanması yolunun açılmasına. turk hukumetine bu yönde talimat verilmesine.

YOOOK, ÖYLE ŞEY

Kararın kesinleşmesi için üç ay geçmesi gerek. Kesinleşme tam dün sona erecek iken...

AKP Hükümeti son günü beklemiyor. turkiye cumhuriyeti devleti, davayı kabul eden kararı 6 Ekim 2008 günü, AiHM'de üst kurula itiraz ediyor.

akp hukumeti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Atilla Kart benim canım, ciğerim, diyor. Her ne kadar, muhalefet milletvekili ise de, ben onun yargılanmasına asla göz yumamam, diyor. Yoook, öyle şey, diyor.

AKP'de takke tam düşüyor.

Türkiye'de temiz ve şeffaf toplum isteyenler ise, AKP'nin bu girişimine hep bir ağızdan "yuuuuuuuh" çekiyor. AKP fena enseleniyor.

AKP, Atilla Kart'ı neden canı gibi savunuyor, yargılanmasını istemiyor?

E, Kart için yargılama yolu açılırsa, sıra hakkında yolsuzluk iddiaları bulunan AKP milletvekillerine gelecek.

Başta tayyip erdogan olmak üzere, bazı bakanlar ve geriye kalan AKP'liler yolsuzluk iddialarıyla ilgili hesap vermek zorunda kalacak.

Bu kara bir leke. Silinmesi çok zor.

Atilla Kart'ı kutlamak gerek."

(bkz: komedinin danişkası)

http://hurarsiv.hurriyet....d=10075818&yazarid=91

http://www.hurriyet.com.t...1&gid=61&sz=16724
komedi değil, trajedidir.
burası türkiye dedirten bir olay. köpekle kedi kavgasının dostluğa dönüşmesi. cidden şaşırtıcı, düşündürücü ve komik bir olay. keşke nasreddin hoca yaşasaydı da bu olaya bir kılıf uydursaydı. temiz siyasetin nasıl engellere takıldığını bir kez daha gördük. bazen bu ülkede iktidarın tek elde olmasını istemek kaçınılmaz oluyor.
(bkz: dokunulmazlıklar kalksın diyemeyen milletvekilleri)

(bkz: kimse beni bu ülkede demokrasi olduğuna inandıramaz)
(bkz: oligarşi)
fazla ilgi toplayamayan entryi silip ertesi gün canhıraşca tekrar girmek gibin bir şey olsa gerek.