bugün
- bik bik'in cinsiyeti13
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı18
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz12
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur10
- anın görüntüsü24
- karıya kıza doymuş erkek23
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi16
- gulmekicinyaratilmis8
- travestilerin genelde kürt olması14
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz19
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek20
- alex de souza8
- sık sık aldığınız iltifatlar15
- çok üzgünüm sözlük8
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz11
- icardi190517
- erkolar kapatılsın11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor9
- aşık olmadan sevişmek9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- maca sekiz11
- nervio8
- türklerin çok kolay devlet kurması13
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur31
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi13
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- taktik verin15
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri24
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması14
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil33
- ruh varsa neden görünmüyor13
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
gizli bir cennet. eğer tarihi mekanlara özellikle de heykellere biraz ilginiz varsa tekrar tekrar gitmek isteyeceğiniz bir yer afrodisias.
afrodisias denizli ve aydının ortasında, her iki yerden de yaklaşık 1 saatte gidebileceğiniz aydın iline bağlı karacasu ilçesinin hemen yanıbaşında germe kasabasındadır. müzekartınız varsa ücretsiz girebilirsiniz. girer girmez sizi içine alacaktır zaten. girişte hemen sağda yüzlerce her biri birbirinden harika heykeli sergileyen müze, solda ise kafeteryası ve hediyelik eşyalar satan dükkan vardır.
ilginç bir geçmişi vardır bu kentin bulunmasının, rahmetli kenan erim bir gün işi nedeniyle aydın tarafına gider. şoförünün yolunu kaybetmesiyle kendini karacasunun hemen yanındaki germe kasabasında bulur. akşam vakti üşümüşlerdir. kahveye girerler. kahveye girdiklerinde masaların ayaklarının lahitlerden olduğunu ve kahvenin içinde bir çok tarihi eser olduğunu görür. kendisi de arkeolog olan kenan erim o gece orada kalır. ertesi gün köylüler kendisini tarihi eserlerin olduğu bölgeye götürür. gördükleri karşısında şok olan ünlü arkeolog hemen amerikaya gider ve kazı çalışmalarının başlaması için lobi çalışmalarına başlar. akabinde newyork üniversitesinin başlattığı kazılarda ölene kadar çalışır. kendisinin mezarı şu anda afrodisias sınırları içindedir ve eğer bu gün bu kentten bahsedebiliyorsak kendisi sayesindedir.
aslında adını, aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite'den almıştır. m. ö. 5. yy'da kurulmuş, ismi bir çok kez değişmiştir. kent içindeki en önemli yapıları Tetrapylon, Aphrodithe Tapınağı, 30.000 kişilik Stadyum, hamam ve çok iyi korunmuş Tiyatro ile Odeon (kent meclisi) sayılabilir.
mermerleri özel bir kimyasal ile yumuşatıp heykel yapmada uzmanlaşmışlardır. müzeye girdiğinizde saatleriniz karşısında geçecek ama siz yine de oradan ayrılmak istemeyeceksiniz. halen kazı çalışmaları devam eden kent potansiyel olarak türkiyenin en büyük antik kentlerinden birisi belki de birincisidir.
bununla birlikte her gidişimde ne yazık ki orayı bakımsız gördüm. özellikle kentin güney tarafları resmen bataklık gibiydi. ülkemizin tarihine verdiği değerin bir göstergesi gibiydi aslında. umarım en kısa sürede bakım olayı düzenlenebilir. bununla birlikte kentin içinde bir ev var ki içinde birileri yaşıyor. kim olduğunu bilmiyorum ama evin önüne astığı kıyafetler, antik kentle çok tezat bir görüntü oluşuturuyor. turistlere bunlar afroditin çamaşırları demek gelmişti içimden.
buradan çıktıktan sonra karacasuya uğrayın. tahinli pidenizi mutlaka yiyin. oradan çıkıp seramik atölyelerini gezin. biz gittiğimizde rica etmiştik, küçük su testisi yapmamıza izin vermişlerdi. kırmızı toprakla neler yapabileceğinize inanamayacaksınız.
mutlaka gidilmesi gereken bir yer. gidin asla pişman olmayacaksınız.
afrodisias denizli ve aydının ortasında, her iki yerden de yaklaşık 1 saatte gidebileceğiniz aydın iline bağlı karacasu ilçesinin hemen yanıbaşında germe kasabasındadır. müzekartınız varsa ücretsiz girebilirsiniz. girer girmez sizi içine alacaktır zaten. girişte hemen sağda yüzlerce her biri birbirinden harika heykeli sergileyen müze, solda ise kafeteryası ve hediyelik eşyalar satan dükkan vardır.
ilginç bir geçmişi vardır bu kentin bulunmasının, rahmetli kenan erim bir gün işi nedeniyle aydın tarafına gider. şoförünün yolunu kaybetmesiyle kendini karacasunun hemen yanındaki germe kasabasında bulur. akşam vakti üşümüşlerdir. kahveye girerler. kahveye girdiklerinde masaların ayaklarının lahitlerden olduğunu ve kahvenin içinde bir çok tarihi eser olduğunu görür. kendisi de arkeolog olan kenan erim o gece orada kalır. ertesi gün köylüler kendisini tarihi eserlerin olduğu bölgeye götürür. gördükleri karşısında şok olan ünlü arkeolog hemen amerikaya gider ve kazı çalışmalarının başlaması için lobi çalışmalarına başlar. akabinde newyork üniversitesinin başlattığı kazılarda ölene kadar çalışır. kendisinin mezarı şu anda afrodisias sınırları içindedir ve eğer bu gün bu kentten bahsedebiliyorsak kendisi sayesindedir.
aslında adını, aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite'den almıştır. m. ö. 5. yy'da kurulmuş, ismi bir çok kez değişmiştir. kent içindeki en önemli yapıları Tetrapylon, Aphrodithe Tapınağı, 30.000 kişilik Stadyum, hamam ve çok iyi korunmuş Tiyatro ile Odeon (kent meclisi) sayılabilir.
mermerleri özel bir kimyasal ile yumuşatıp heykel yapmada uzmanlaşmışlardır. müzeye girdiğinizde saatleriniz karşısında geçecek ama siz yine de oradan ayrılmak istemeyeceksiniz. halen kazı çalışmaları devam eden kent potansiyel olarak türkiyenin en büyük antik kentlerinden birisi belki de birincisidir.
bununla birlikte her gidişimde ne yazık ki orayı bakımsız gördüm. özellikle kentin güney tarafları resmen bataklık gibiydi. ülkemizin tarihine verdiği değerin bir göstergesi gibiydi aslında. umarım en kısa sürede bakım olayı düzenlenebilir. bununla birlikte kentin içinde bir ev var ki içinde birileri yaşıyor. kim olduğunu bilmiyorum ama evin önüne astığı kıyafetler, antik kentle çok tezat bir görüntü oluşuturuyor. turistlere bunlar afroditin çamaşırları demek gelmişti içimden.
buradan çıktıktan sonra karacasuya uğrayın. tahinli pidenizi mutlaka yiyin. oradan çıkıp seramik atölyelerini gezin. biz gittiğimizde rica etmiştik, küçük su testisi yapmamıza izin vermişlerdi. kırmızı toprakla neler yapabileceğinize inanamayacaksınız.
mutlaka gidilmesi gereken bir yer. gidin asla pişman olmayacaksınız.
Adamlar ne yapmış la diye diye gezdiğimiz tarihi kenttir. Adamların işi gücü yokmuş heykel yapmış
Gibiler. Bütün hayatlarının amacı heykel yapmak gibi gidin görün.
Gibiler. Bütün hayatlarının amacı heykel yapmak gibi gidin görün.
afrodisias...
afrodit'in kenti.
en az adandığı tanrıça afrodit kadar güzel, afrodit kadar dillere destan bir antik kent.
şimdiye kadar gördüklerim içinde en iyilerinden biri.
gayet güzel de korunmuş, belki de ulaşımı güç olduğu için böyle bakir kaldı diyebiliriz.
zira antik kente ulaşım zor.
aydın-denizli yolunda, kuyucak ilçesinden karacasu'ya sapıyor ve 35 km kadar gidiyorsunuz afrodisias'a ulaşmak için.
burası tam dolu dolu 1 günde ancak gezilebilir. gidecekseniz ona göre yolu ve vaktinizi hesaplayarak gidin, ama muhakkak gidin, ölmeden önce afrodisias'ı mutlaka görün.
afrodisias 2 bölüme ayrılabilir.
1-müze.
2-antik kent.
zaten geziye hemen girişteki müzeden başlıyorsunuz.
müzeye girmeden önce sizi her biri bir sanat eseri olan lahitler karşılıyor.
görsel
burada onlarca lahit var. tabi pek çoğu kırılmış, yağmalanmış durumda.
ama her biri bir sanat eseri ve birbirinden değerli.
görsel
görsel
müzeye girer girmez sizi zafer tanrıçası nike karşılıyor.
görsel
ama bir yanda nike'in güzelliğine bakarken gözünüze onun sağ tarafında duran ihtiyar balıkçı heykeli takılıyor.
görsel
bunu ibret olsun diye müzenin girişine koymuşlar.
çünkü buradaki ihtiyar balıkçı heykeli orijinal değil, alçıdan replika.
orijinali british museum'da, yağmalanmış, kaçırılmış, çalınmış bizden...diğer onbinlerce tarihi eserimiz gibi yağmalanmış...
neyse moral bozmak yok tabi.
çünkü afrodisias emin olun size bozulan moralinizden fazlasını verecektir.
neden?
çünkü burası tarihi mö 4500-5000'lere dayanan bir yer.
kimler gelmiş, kimler geçmiş...
günümüzden 7000 yıl önce şehri kuranlar öyle bir yere kurmuşlar ki, her şey kusursuz.
şehrin kurulduğu yer menderes'in kolu olan dandalaz çayı'nın bereketli vadisinde. burası öyle bir yer ki, su temini kolay ayrıca jeotermal kaynakların tam ortasında olduğu için antik çağın bir termal şehri aynı zamanda.
bunu da şehirdeki hamamlardan anlıyoruz.
görsel
şehrin hamam bölgesi önemli bir yer kaplıyor, yukarıdaki görsel ise roma imparatorları için yapılan bir termal havuz.
neyse, biz müzeye dönelim tekrar.
müzede sayısız heykel, fresk, el aleti, ev eşyası vb bulunuyor.
şunlar filozof büstleri;
görsel
filozoflara ait çok sayıda büst var. bu da afrodisias'ın bilime, bilgiye ve sanata ne kadar önem verdiğini anlamamızı sağlıyor.
ayrıca antik kent kısmında heykel atelyeleri var, heykel atelyelerinin kapladığı alan çok büyük, buradan anlıyoruz ki bu şehir heykelcilikte önemli bir merkezmiş.
müzedeki en önemli eserlerden biri de julius zoilos anıtı.
julius zoilos kim?
julius zoilos roma imparatoru jul sezar'ın azat ettiği kölesi. sezar'a çok faydası dokunduğu için ve iyi hizmet ettiği için sezar'da ona özgürlüğünü vermiş, özgürlüğünü vermekle kalmamış, kendisini makam mevki sahibi yapmış ki böyle bir kentte adına anıt dikilmiş.
lakin julius zoilos anıtından günümüze kalan yalnızca şu nadide parça;
görsel
normalde tahrip olmamış olsa bu anıt şu şekilde olacaktı;
görsel
yani müzede sergilenen freskler bu anıtın sadece bir yüzünün alt kısmında bulunan kabartmalar...
müzede gördüğüm ilginç eserlerden biri de, uzaylıya benzeyen şu mask.
görsel
müzenin en kıymetli bölümlerinden biri de sevgi gönül salonu...
salon genelde koç ailesi üyelerinin sponsorluğu ile oluşturulmuş, ama salon girişinde sponsorlar bölümünde ethem sancak ismini de gördüm ve çok şaşırdım.
müzenin sevgi gönül salonu'nda roma dönemine ait heykel ve freskler var.
bunların sergilendiği tabloda, her bir freskin yanında işlendiği tema ve mitolojik hikayesi anlatılmış.
örneğin akhilleus ve penthesileia aşkının konu alındığı şu fresk;
görsel
akhilleus ve penthesileia aslında iki düşman, truva savaşında biri agamemnon'un saflarında, diğeri ise truva saflarında çarpışıyor.
muharebede penthesileia vuruluyor ve akhilleus'un kollarında son nefesini verirken akhilleus ona aşık oluyor...
sadece birkaç dakika kucağına aldığı düşmanına aşık olan akhilleus ancak bu kadar güzel tasvir edilebilirdi.
bunun gibi pek çok mitolojik olayın anlatıldığı freskler var salonda.
bunlardan bir başkası herakles ile libyalı dev antoios'un mücadelesinin konu edildiği şu eser;
görsel
müzede, herakles'in 12 görevi ile ilgili başka freskler de mevcut.
bu şehir özellikle roma döneminde altın çağını yaşamış.
romalılar da ilk ataları saydıkları truvalı aeneas'ın annesi olduğuna inandıkları afrodit'ten ötürü şehre bu ismi vermişler zaten.
afrodisias halkı aeneas'ın soyundan geldiklerine inanmış ve eserlerinde aeneas ve annesi afrodit'i bol bol işlemişler.
görsel
yukarıdaki görselde afrodit ve bebek aeneas görünüyor.
tabi kentin adı afrodisias olur da, afrodit'e adanan tapınak olmaz mı?
bu da afrodit'e adanmış tapınak ve dini merkez;
görsel
tapınak afrodit'e adanmış, ama kent halkı roma imparatorlarının afrodit'in oğlu aeneas'tan geldiğine inandığı için imparatorları aynı zamanda tanrıları olarak görmüşler ve bu tapınağa dönem dönem çeşitli imparatorların isimlerini vermişler.
yukarıda da dediğim gibi bu değerli eserler hep roma döneminden.
romalılar hakimiyetleri altına aldıkları her bir milleti kadın olarak tasvir ederlermiş.
müzede bunu da görüyoruz.
görsel
yukarıdaki heykellerin en sağdaki girit'i, onun yanındaki bulgaristan'ı, onun yanındaki dacia(romanya)'yı, onun yanındaki de macaristan'ı temsil ediyor.
bir başka örnek claudius ve britanya;
görsel
uzatmayalım.
müzeden çıkıp antik şehir turuna başlıyorsunuz.
sizi hemen stadyum karşılıyor.
stadyum giriş kapısı hala muazzam, hala heybetli;
görsel
bunun önünde fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşmayanı dövüyorlarmış. ben de dayak yememek için paylaştım tabi.
stadyumun geri kalanı şöyle;
görsel
stadyumdan sonra bizi meclis karşılıyor.
afrodisias büyük millet meclisi şurası;
görsel
burayı amfitiyatro sananlar var, ama burası tiyatro değil meclis, daha doğrusu Bouleuterion...
meclisten sonra yukarıda da bahsettiğimiz hamamlar bölgesi başlıyor.
hamamlar bölgesi tam da çarşı içinde, burası da afrodisias'ın kent merkezi olarak anılıyor.
görsel
görsel
ve buradan sonra bir tepe çıkıyor karşınıza, tepenin yamaç kısmı tahmin edilebileceği üzre amfitiyatro.
görsel
muazzam ve oldukça büyük gerçekten...
çektiğim daha yüzlerce fotoğraf var.
ama burayı ancak bu kadar kısa anlatabilirdim, elimden geldiğince anlatmaya çalıştım.
ama siz anlatılanları boşverin.
gerçekten şiddetle tavsiye ediyorum, burayı gidin görün ve yaşayın mutlaka.
memnun kalmazsanız ben buradayım, deyin ki bana "yahu biz afrodisias'a gittik memnun kalmadık" söz size masraflarınızı ben karşılayacağım...
#tarih
#arkeoloji
afrodit'in kenti.
en az adandığı tanrıça afrodit kadar güzel, afrodit kadar dillere destan bir antik kent.
şimdiye kadar gördüklerim içinde en iyilerinden biri.
gayet güzel de korunmuş, belki de ulaşımı güç olduğu için böyle bakir kaldı diyebiliriz.
zira antik kente ulaşım zor.
aydın-denizli yolunda, kuyucak ilçesinden karacasu'ya sapıyor ve 35 km kadar gidiyorsunuz afrodisias'a ulaşmak için.
burası tam dolu dolu 1 günde ancak gezilebilir. gidecekseniz ona göre yolu ve vaktinizi hesaplayarak gidin, ama muhakkak gidin, ölmeden önce afrodisias'ı mutlaka görün.
afrodisias 2 bölüme ayrılabilir.
1-müze.
2-antik kent.
zaten geziye hemen girişteki müzeden başlıyorsunuz.
müzeye girmeden önce sizi her biri bir sanat eseri olan lahitler karşılıyor.
görsel
burada onlarca lahit var. tabi pek çoğu kırılmış, yağmalanmış durumda.
ama her biri bir sanat eseri ve birbirinden değerli.
görsel
görsel
müzeye girer girmez sizi zafer tanrıçası nike karşılıyor.
görsel
ama bir yanda nike'in güzelliğine bakarken gözünüze onun sağ tarafında duran ihtiyar balıkçı heykeli takılıyor.
görsel
bunu ibret olsun diye müzenin girişine koymuşlar.
çünkü buradaki ihtiyar balıkçı heykeli orijinal değil, alçıdan replika.
orijinali british museum'da, yağmalanmış, kaçırılmış, çalınmış bizden...diğer onbinlerce tarihi eserimiz gibi yağmalanmış...
neyse moral bozmak yok tabi.
çünkü afrodisias emin olun size bozulan moralinizden fazlasını verecektir.
neden?
çünkü burası tarihi mö 4500-5000'lere dayanan bir yer.
kimler gelmiş, kimler geçmiş...
günümüzden 7000 yıl önce şehri kuranlar öyle bir yere kurmuşlar ki, her şey kusursuz.
şehrin kurulduğu yer menderes'in kolu olan dandalaz çayı'nın bereketli vadisinde. burası öyle bir yer ki, su temini kolay ayrıca jeotermal kaynakların tam ortasında olduğu için antik çağın bir termal şehri aynı zamanda.
bunu da şehirdeki hamamlardan anlıyoruz.
görsel
şehrin hamam bölgesi önemli bir yer kaplıyor, yukarıdaki görsel ise roma imparatorları için yapılan bir termal havuz.
neyse, biz müzeye dönelim tekrar.
müzede sayısız heykel, fresk, el aleti, ev eşyası vb bulunuyor.
şunlar filozof büstleri;
görsel
filozoflara ait çok sayıda büst var. bu da afrodisias'ın bilime, bilgiye ve sanata ne kadar önem verdiğini anlamamızı sağlıyor.
ayrıca antik kent kısmında heykel atelyeleri var, heykel atelyelerinin kapladığı alan çok büyük, buradan anlıyoruz ki bu şehir heykelcilikte önemli bir merkezmiş.
müzedeki en önemli eserlerden biri de julius zoilos anıtı.
julius zoilos kim?
julius zoilos roma imparatoru jul sezar'ın azat ettiği kölesi. sezar'a çok faydası dokunduğu için ve iyi hizmet ettiği için sezar'da ona özgürlüğünü vermiş, özgürlüğünü vermekle kalmamış, kendisini makam mevki sahibi yapmış ki böyle bir kentte adına anıt dikilmiş.
lakin julius zoilos anıtından günümüze kalan yalnızca şu nadide parça;
görsel
normalde tahrip olmamış olsa bu anıt şu şekilde olacaktı;
görsel
yani müzede sergilenen freskler bu anıtın sadece bir yüzünün alt kısmında bulunan kabartmalar...
müzede gördüğüm ilginç eserlerden biri de, uzaylıya benzeyen şu mask.
görsel
müzenin en kıymetli bölümlerinden biri de sevgi gönül salonu...
salon genelde koç ailesi üyelerinin sponsorluğu ile oluşturulmuş, ama salon girişinde sponsorlar bölümünde ethem sancak ismini de gördüm ve çok şaşırdım.
müzenin sevgi gönül salonu'nda roma dönemine ait heykel ve freskler var.
bunların sergilendiği tabloda, her bir freskin yanında işlendiği tema ve mitolojik hikayesi anlatılmış.
örneğin akhilleus ve penthesileia aşkının konu alındığı şu fresk;
görsel
akhilleus ve penthesileia aslında iki düşman, truva savaşında biri agamemnon'un saflarında, diğeri ise truva saflarında çarpışıyor.
muharebede penthesileia vuruluyor ve akhilleus'un kollarında son nefesini verirken akhilleus ona aşık oluyor...
sadece birkaç dakika kucağına aldığı düşmanına aşık olan akhilleus ancak bu kadar güzel tasvir edilebilirdi.
bunun gibi pek çok mitolojik olayın anlatıldığı freskler var salonda.
bunlardan bir başkası herakles ile libyalı dev antoios'un mücadelesinin konu edildiği şu eser;
görsel
müzede, herakles'in 12 görevi ile ilgili başka freskler de mevcut.
bu şehir özellikle roma döneminde altın çağını yaşamış.
romalılar da ilk ataları saydıkları truvalı aeneas'ın annesi olduğuna inandıkları afrodit'ten ötürü şehre bu ismi vermişler zaten.
afrodisias halkı aeneas'ın soyundan geldiklerine inanmış ve eserlerinde aeneas ve annesi afrodit'i bol bol işlemişler.
görsel
yukarıdaki görselde afrodit ve bebek aeneas görünüyor.
tabi kentin adı afrodisias olur da, afrodit'e adanan tapınak olmaz mı?
bu da afrodit'e adanmış tapınak ve dini merkez;
görsel
tapınak afrodit'e adanmış, ama kent halkı roma imparatorlarının afrodit'in oğlu aeneas'tan geldiğine inandığı için imparatorları aynı zamanda tanrıları olarak görmüşler ve bu tapınağa dönem dönem çeşitli imparatorların isimlerini vermişler.
yukarıda da dediğim gibi bu değerli eserler hep roma döneminden.
romalılar hakimiyetleri altına aldıkları her bir milleti kadın olarak tasvir ederlermiş.
müzede bunu da görüyoruz.
görsel
yukarıdaki heykellerin en sağdaki girit'i, onun yanındaki bulgaristan'ı, onun yanındaki dacia(romanya)'yı, onun yanındaki de macaristan'ı temsil ediyor.
bir başka örnek claudius ve britanya;
görsel
uzatmayalım.
müzeden çıkıp antik şehir turuna başlıyorsunuz.
sizi hemen stadyum karşılıyor.
stadyum giriş kapısı hala muazzam, hala heybetli;
görsel
bunun önünde fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşmayanı dövüyorlarmış. ben de dayak yememek için paylaştım tabi.
stadyumun geri kalanı şöyle;
görsel
stadyumdan sonra bizi meclis karşılıyor.
afrodisias büyük millet meclisi şurası;
görsel
burayı amfitiyatro sananlar var, ama burası tiyatro değil meclis, daha doğrusu Bouleuterion...
meclisten sonra yukarıda da bahsettiğimiz hamamlar bölgesi başlıyor.
hamamlar bölgesi tam da çarşı içinde, burası da afrodisias'ın kent merkezi olarak anılıyor.
görsel
görsel
ve buradan sonra bir tepe çıkıyor karşınıza, tepenin yamaç kısmı tahmin edilebileceği üzre amfitiyatro.
görsel
muazzam ve oldukça büyük gerçekten...
çektiğim daha yüzlerce fotoğraf var.
ama burayı ancak bu kadar kısa anlatabilirdim, elimden geldiğince anlatmaya çalıştım.
ama siz anlatılanları boşverin.
gerçekten şiddetle tavsiye ediyorum, burayı gidin görün ve yaşayın mutlaka.
memnun kalmazsanız ben buradayım, deyin ki bana "yahu biz afrodisias'a gittik memnun kalmadık" söz size masraflarınızı ben karşılayacağım...
#tarih
#arkeoloji
görsel
Tetrapylon. Aphrodisias Antik Kenti, Geyre, Aydın.
Tapınağın hemen doğusunda ve kuzey-güney caddesi üzerinde yer alan bu anıtsal kapı MS 2. yüzyıla tarihleniyor. Tam olarak işlevi bilinmemekle beraber genel anlamda bu yapının Aphrodisias’lı mimar ve yontucuların salt gösteriş amacı ile yaptıkları bir anıt olduğu düşünülüyor. Yapıda mimari olarak çok zengin tarzların bir arada kullanıldığını görüyoruz. 1990 yılında kapsamlı bir şekilde onarıldı ve yeniden inşa edildi. Aphrodisias kenti için hayatının yarısını adayan ve Aphrodisias’ın ortaya çıkarılması ve tanınmasında büyük çaba harcayan Prof. Dr. Kenan Tevfik Erim'in mezarı da Tetrapylon’un hemen doğusunda bulunuyor.
Hamdi Tatar ...
Tetrapylon. Aphrodisias Antik Kenti, Geyre, Aydın.
Tapınağın hemen doğusunda ve kuzey-güney caddesi üzerinde yer alan bu anıtsal kapı MS 2. yüzyıla tarihleniyor. Tam olarak işlevi bilinmemekle beraber genel anlamda bu yapının Aphrodisias’lı mimar ve yontucuların salt gösteriş amacı ile yaptıkları bir anıt olduğu düşünülüyor. Yapıda mimari olarak çok zengin tarzların bir arada kullanıldığını görüyoruz. 1990 yılında kapsamlı bir şekilde onarıldı ve yeniden inşa edildi. Aphrodisias kenti için hayatının yarısını adayan ve Aphrodisias’ın ortaya çıkarılması ve tanınmasında büyük çaba harcayan Prof. Dr. Kenan Tevfik Erim'in mezarı da Tetrapylon’un hemen doğusunda bulunuyor.
Hamdi Tatar ...
güncel Önemli Başlıklar