bugün

afrodisias

gizli bir cennet. eğer tarihi mekanlara özellikle de heykellere biraz ilginiz varsa tekrar tekrar gitmek isteyeceğiniz bir yer afrodisias.

afrodisias denizli ve aydının ortasında, her iki yerden de yaklaşık 1 saatte gidebileceğiniz aydın iline bağlı karacasu ilçesinin hemen yanıbaşında germe kasabasındadır. müzekartınız varsa ücretsiz girebilirsiniz. girer girmez sizi içine alacaktır zaten. girişte hemen sağda yüzlerce her biri birbirinden harika heykeli sergileyen müze, solda ise kafeteryası ve hediyelik eşyalar satan dükkan vardır.

ilginç bir geçmişi vardır bu kentin bulunmasının, rahmetli kenan erim bir gün işi nedeniyle aydın tarafına gider. şoförünün yolunu kaybetmesiyle kendini karacasunun hemen yanındaki germe kasabasında bulur. akşam vakti üşümüşlerdir. kahveye girerler. kahveye girdiklerinde masaların ayaklarının lahitlerden olduğunu ve kahvenin içinde bir çok tarihi eser olduğunu görür. kendisi de arkeolog olan kenan erim o gece orada kalır. ertesi gün köylüler kendisini tarihi eserlerin olduğu bölgeye götürür. gördükleri karşısında şok olan ünlü arkeolog hemen amerikaya gider ve kazı çalışmalarının başlaması için lobi çalışmalarına başlar. akabinde newyork üniversitesinin başlattığı kazılarda ölene kadar çalışır. kendisinin mezarı şu anda afrodisias sınırları içindedir ve eğer bu gün bu kentten bahsedebiliyorsak kendisi sayesindedir.

aslında adını, aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite'den almıştır. m. ö. 5. yy'da kurulmuş, ismi bir çok kez değişmiştir. kent içindeki en önemli yapıları Tetrapylon, Aphrodithe Tapınağı, 30.000 kişilik Stadyum, hamam ve çok iyi korunmuş Tiyatro ile Odeon (kent meclisi) sayılabilir.

mermerleri özel bir kimyasal ile yumuşatıp heykel yapmada uzmanlaşmışlardır. müzeye girdiğinizde saatleriniz karşısında geçecek ama siz yine de oradan ayrılmak istemeyeceksiniz. halen kazı çalışmaları devam eden kent potansiyel olarak türkiyenin en büyük antik kentlerinden birisi belki de birincisidir.

bununla birlikte her gidişimde ne yazık ki orayı bakımsız gördüm. özellikle kentin güney tarafları resmen bataklık gibiydi. ülkemizin tarihine verdiği değerin bir göstergesi gibiydi aslında. umarım en kısa sürede bakım olayı düzenlenebilir. bununla birlikte kentin içinde bir ev var ki içinde birileri yaşıyor. kim olduğunu bilmiyorum ama evin önüne astığı kıyafetler, antik kentle çok tezat bir görüntü oluşuturuyor. turistlere bunlar afroditin çamaşırları demek gelmişti içimden.

buradan çıktıktan sonra karacasuya uğrayın. tahinli pidenizi mutlaka yiyin. oradan çıkıp seramik atölyelerini gezin. biz gittiğimizde rica etmiştik, küçük su testisi yapmamıza izin vermişlerdi. kırmızı toprakla neler yapabileceğinize inanamayacaksınız.

mutlaka gidilmesi gereken bir yer. gidin asla pişman olmayacaksınız.