bugün

susturucu takılmış silahla öldürülen kişinin ses çıkarmadan ölmesi. susturucu kime takıldıysa

not: benim yorumum değildir. bir arkadaşımın, bir sinema sitesine yazdığı yorumdur.
polislerin sürekli kahve içmesi ve donut yemesi.
kovalama sahnelerinde, kuyruk sallamalı dönüşlerde, polis arabasının jant kapağının fırlaması.
ortağı ölen polisin olayı tek başına çözmesi.
yeni taşınan gencin, yeni okulunda hemen partiden partiye koşturması, çok tutulması. yada biz malız, bilemiyorum.
en sert en depresif en sıkıcı anlarda bile espri yapılması...
misal constantine:
midnite constantini alır, ciğerlerini sökercesine duvara yapıştırır. yere bıraktktan snra constantine in gömleği lekelenir.
c:hey bu gömlek tam 200dolardı. ıgh.
(bkz: nesin sen ha doktor falan mi)
(bkz: senin sorunun ne biliyor musun)
(bkz: lanet kafanin kicindan buyuk olmasi)
(bkz: iyi misin)
düşman mermilerin hiçbirinin isabetli olmayışı.

örneğin yirmi adam otamatik silahlarla bin mermiyi ana karaktere boşaltıyor fakat hiçbiri isabetli olmuyor.
kahramanımız çok önemli bir göreve çağrılır.

bu görevde çuvallar ve işten atılma derecesine gelir.

son bir şans verilir, bu sefer başarır.

örneğin klasik bir güvenlik görevlisi ise,

CIA için çalışması istenir.

kahramanımız bunu kabul etmez ve tatile çıkar.

film cool olmayı aşılayarak sona erer.
taksiye bindiğinde ücreti öderken elini cebine atar, tam da tutan ücret kadar para çıkar cebinden nedense.
bir de bütün amerikalılar nerede olursa olsun bütün yönleri biliyorlardır. örnek: 2 mil doğuda vs.
(bkz: her felaket filminde özgürlük heykelinin basının kopması) kesinlikle en geyik klişedir.
-did you hear that?
+what?
-that sound.
+no.
-I will check it out.

(öldü ya da tecavüze uğradı.)
(bkz: otomatik silahla vurulan adamın dans ederek ölmesi) * * *
amerikanın tek bir vatandaşı için savaş açabileceğini, milyon dolarlık helikopterlerini feda edebileceğini ima eden kurtarma sahneleri bu klişelerin en bariz ve mide bulandırıcı olanıdır. hayır her sene yaşadıkları ve bizim de üzülerek tv'lerden izlediğimiz kasırgalar da olmasa inanacağız valla.
afet içerikli filmlerde hep hollywood yazısının uçması-parçalanması.
kıç yırtarcasına * no diye bağırmak.

- naaaooovvv!
korku filmi ise şu maddelerle sıralayabiliriz.

1- kurbanların cep telefonları gerektiği anda ya çekmez ya da şarjı biter.

2- kurban katilden kaçarken arabaya biner. ama nedense araç bir türlü çalışmaz! ya da son anda çalışır ama iş işten geçmiştir.

3- katil kurbanı hiç kovalamasa dahi, kurban beceriksizliğinden dolayı her zaman ölür.

4- kurbanlarda gereksiz ve anlamsız bir merak vardır. o merak sonucunda mutlaka ölürler.

5- katil kesinlikle ilk seferde ölmez. ne kadar yaralansa da ayağa kalkacak gücü kendisinde bulur.

6- iyi adam eşek sudan gelinceye kadar dayak yer ama ne yapıp edip kötü adamı döver.

7- kurban, katilden ya da canavardan kaçarken mutlaka birkaç kez tökezleyip düşer.

8- katil, kurbana doğru silahını uzatmıştır, öldürmek için tetiği çekmesi yeter ama nedense konuşmaya başlarlar ve kurban kurtulur. (bu tür sahnelerde katilden yana olurum her zaman.)

9- sigortalar genelde bodrum kattadır. şalteri kaldırmak için aşağı inen kişinin kurtulma şansı yoktur.

10- filmlerde ters giden şeylerin farkına varan ya da katilin kim olduğunu bilenler nedense hiç ikna edici olmazlar.

11- filmin başındaki narin cici kızımız (nasıl oluyorsa?) filmin sonunda kaplan kesilir.

12- ihtiyaç olduğunda ya polis hiç gelmez ya da iş işten geçtikten sonra ortaya çıkar.

13-ihtiyaç olmadığı halde ortaya çıkan polisler mutlaka ya ölür ya da yaralanır.

14- tehlike çağlar ötesinden gelen bir yaratık ya da kötü ruh ise efsaneye göre onu öldürmenin bir tek yolu vardır ve onu da bulana kadar da herkes ölür.

15- öldürme sahnesinde kurbandan fışkıran kanlar, 100 ineğin kanına eşittir.

16- kurban katilden kaçarken karanlık bir yere girer ve aniden omzuna bir el dokunur. korkudan neredeyse altına edecektir ama neyse ki o elin sahibi arkadaşı çıkar.

17- kurban, arabalı katilden kaçarken nedense yoldan hiç ayrılmaz ve ne yapar eder kendini ezdirir.

18- en olmadık yerde ya el fenerinin pili biter, ya bir rüzgar mumu söndürür ya da meşale suya düşer.

19- banyoda aynaya bakan kurban gözünü birkaç saniyeliğine başka yere çevirip tekrar aynaya baktığında katil arkasındadır. (her seferinde yutuyoruz bu numarayı)

20- katil birini öldürmekle meşgulken bunu izleyen diğer kurbanlar bu durumdan yararlanıp katili öldürmek ya da etkisiz hale getirmek yerine hemen kaçıp dağılırlar.

21- genellikle kamp yapan gençler arasından deli dolu çılgın bir çift gece vakti kamptan ayrılarak karanlık kuytu köşelerde gezinirler ya da çıplak denize, göle v.s. girerler ve genellikle ölürler.

22- iyi adamımız silahındaki bütün mermileri bir tane kalıncaya kadar hoyratça harcar. filmin sonuna kadar tek kurşunlar idare etmek zorundadır.

23- askerlerin, polislerin, özel timlerin öldüremediği katilleri, canavarları genelde daha önce eline silah almamış korkak tipler rahatlıkla öldürür.

24- kurban katilin nerede olduğunu hiçbir zaman bilemez ama katil eliyle koymuş gibi kurbanları bulur.

25- esas oğlan ile kız ne kadar zor durumda olsalar da mutlaka öpüşürler ya da sevişirler.

26- katil ya da canavar öldürülür. ama filmin "son" yazısı çıkmadan canlı olduğuna dair bir kıpırdanma olur.

27- film eğer bir seri olmuşsa, katil insanlıktan çıkmıştır, insan ötesi birşey olmuştur, bir defada ölmez.

bunları bile bile yine de çoğu zaman kaptırırız kendimizi. olması gerekendir zaten. film bu sonuçta mahalledeki komşu kavgasını izlemiyoruz ya.